18 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Evin llyasoğlundan "Zehra'nın Oyküsü' Bir sanatç traiik öliımii me"yi. Bu iki değişik rolüyle onu Avrupa'ya, Almanya'nın Heidelberg kentindeki opcraya ta^ıdı. llmprezaryosuz, be ^enilerek çağrılmıştı Almanya'ya. "Salome", onun doruktaki rolüydü. "Salo me"denönce, Verdi'nin "Aida" operasındaki "Aida" rolü, onun Italyan operalanndaki görkemli rolleıinden biriydi. Dramatik sopranoydu "Salome"de; belkantonun yıldızıydı "Aida" da. 1 leildelberg'deyenı donemi (1997) Beethoven'in "Fidelio" operasıyla açtı. Almanya'nın dışında ünü dünyaya yayılmaya başlamıştı. "Fidelio" rolünü büyük bir başarıyla yorumladı ve seslendirdi. İlk gösterimi (prömiyer) yaptı ve lstanbul ve lstanbul Devlet Opera ve Balesi'ne geldi. Yorucu bir çalışmayla Puccini'nin "Tosca" operasında 'Tosca'yı hazırladı. Bir prova çıkışında karşılaştığımda çok yor gundu ve ba^ağnlan çekiyordu. Buna karşın çıktı, Tosca'yı iki kez arka arkaya oynadı. Yeniden Almanya'ya gitti "Salome" ve "Fidelio"da başarılarını sürdürdü. Bunlar son başarıları oldu. Zehra Yıldız'ın ölümü üstüne yazdı^ım yazıyı şöyle bağlamujUm: "..Bu kadar yor gunluiu hangi sanatçı kaldırabilirdi? Aslında oağlı olduöu kurumun desteg^ini görmedi. Özveriyle opera sanatının doruğuna çıktı ve anlayışsız bürokıasinin çaıiu ile opera sanatı arasında bütün gücünü tüketti. Bu nedenle "Bir Opera Şehidimiz" başhğını seçtim." Evin llyasoğlu'nun "Zehra'nın Öyküsü" adlı özenli çalısması, her opera sever tarafindan alınıp oKunmalı. Geliriyle kurulmakta olan "Zehra Yıldız Vakfı"na kat kınız olacak. Kitap ve CD ile Zehra Yddız'ı daha çok yaşatacaksınız. • "Zehra'nın Oyküsü'/ Evin llyaso&lu /Buyut Yaytn Grubu (TC KültürBakanItğı'nın Katktlartyla Y\azırlanmı\tır.) 1998 Iragedya kahramam gibi öUm Evin llyasoğlu'nun "Zehra nın Oyküsü", doruğa tırmanan bir opera sanatçımızın yaşamöyküsünü içeriyor. Kısa sürede tırmanan, doruğa eriştiği bir dönemde, bir traeedya kahramanı eibi ölen Zehra Yıldız'ın öyküsü. HAYATİ ASILYAZICI ehra Yıldız sanatın, operanın, müziğin olağanüstü sopranosııydu. Dramatik soprano için gerekli olan bütün özelliklerini taşıyordıı. Sahnede ressam gibi karakterlerini çiziyor, canlandırdığı rollerde yontusal anlatırnını veren heykel sanatçısı gibi çiziyordu. () dcnli oyunculukgücüyüksekti. Aryalan.akbn, duruluğun lirik akışı içerisinde alabildiğine dramatikti. Sesindeki görkem, sahne deki oyunuyla görselleşiyordıı. "Zehra'nın Oyküsü ', birçok yönden alınıp okunması gereken bir yapıttır. Orada Turk operasının gerçck sanatcısını göreceksiniz. Bu nedenle sanatına bu denli kendini adamış, bir sanatçı çok azdır. Opera sahnesine çıktığı ilk yıllarda sesinin güzelliğini, opera sanalçılarında çok az rasüanan oyun gücü, üstlendiği her rolle ortaya çıktı. Kısa süredc ünc kavustu, operamızın aranan, istenen scsi oldu. Günümüz onerasında bile pck az sanatçıda görülen rizik güzclliği, onuıı sahnedeki kişiliğiyle yetkin oyunculuğıı birleşiyordıı. Ofağanüstü güzellikteki sesiyle, olaeanüstü bas,arıyla yoıumluyordu hcr rolünii. Batı'ya gitmeden cvrenselliği yakalaını^; 1982'de lstanbul Devlet Opera vc Baiesi'ndc, "Venedik'te Bir Gecc" ilc protesyoncl sanatçılığının ilk adımını atmıştır. "Barmara" rolüylc, sesiylc, renldi yorumuyla yeni bir opera sanatçısını muştuluyordu. Bir başka özelliği uaha vardı: Görsel duyumunu müziğin renkleriyle Z seslendirıyordu. Operadaki her rolüyle sürekli gelişnıe gösterecek, izleyicinin göz ve kulak beğenisiyle öznel bir bağlantı kuracaktı. Kitap akıcı bir dille yazıldığı için okunması çok kolay, buna bir de Zenra Yıldız'ın sanat yaşamında ki yükselişini katarsanız ilginç biçimde izleme olanağını buluyorsunuz. Okunan yapıtın 'izlcnmesi' olur mu demeyin; göz kamaştırıcı akışın insanı şaşırtan sonunu merakve ügiyle izliyorsıınuz. Örneklcr o denli çok ki... Her opera yapıtında kendini aşan bir sopranoyu düşünebiliyor musunuz? Scsiyle öznel çizgiler çizmekle yetinmiyor, tiyatroyu seçseydı olağanüstü bir tragedya oyuncusu olacağını gösteriyordıı. Rolleri oüyüdükçe bu soy özelliklerinin ayırdına varılacaktı. Oyle ue oldu; küçük bir cevrede bile olsa, Zehra Yıldız'ın sesinden söz edilmeye başlanacağının ilk işaretleri böyle anımsanıyordu. Ardından J. Offenbaeh'ın 1 lofmann'ın Masalları"nda kendisiyle hcmen özdeşleşen "Julietta" da sesi, fiziği ve yorumuyla dikkati çekti ve meraklıların ilgisini daha ileriyc götürdü. "Julietta"dan sonra "Yarasa'Vlaki "îda"da çizdiği karakterin özü ve niteÜği yeni biçimiyle ortaya çıkmıştı. Buraya dek her şey genç bir sanatçının yükselme işaretlerini verdigini gösteriyordu. 1985 yılında dramatik yorumun sanat yaşamına getireccği bir opera yapıtıyla daha belirgin biçemde ortaya çıktı. Verdi'nin ikinci yaratış döneminin önemli yapıtı da "La Traviata" operasında, sesiyle oyunculuk gücüyle yeni yönlerini ortaya koydu. Kitapta güzel ayııntılar var. Ne ki bunlar arasından önemli kimi rollerini anlatan sıralamaya göre oynadığı yapıtlardaki yorumunıı izledi^im için anfatmayı yeğliyorum. Babasının bir gün onu "Butterfly" olarak görmek istemesini boşa çıkarmaz Zehra Yıldız. Puccini'nin "MadamaButterfly" operabinda "Cho Cho Sann"ı oynar ve büyiık bir aşama yapar. Sesi ve yorumuyla boyutlu bir sanatçı olduğunu iyice kanıtlar. 1985'te izledigimi kitabı okuyunca daha ayrıntılı biçimde anımsadım: Operanın oziınii titiz bir biçimde dile ge . tirdi ve salt onun varLğı duyuldıı tiim gösteri boyunca. Yabancı bir sopranoyu izler gibiydim, rolünün içsel yorumunu nasıl gerçekleştirdiği görüldü. Evrensel bir opera sanatçısının sesini dinliyorduk; yaratışın özüydü bu operadaki seslendirişi. "Soıır Angelica"da (1987), başrolle ayrı calığını ortaya koydu. Rolleri gerçekmiş gibi oynuyor, büyülcyici sesiyle yorumluyordu. Verdi'nin "Otello"nun "Desdemona"yı gerçek tragedya oyunculuöu ile çizdiği karakterde, kendi yaşamında sürdürdüğü dürüst, yalın vc olduğu gibi görüncn insan portrcsinin sesi ve tavırlarıyla bütün belirtilerini veriyordu. Sanat yaşamı, opera geleneğini sarsacak kadar dü rüstlük ve açık yü rekliliğin simgesiydi. Örneği bulunmaz bir opera insan ilişkisini sopranoluğuna indirgemişti. F. Poulenc'in "insan Sesi"nde başka bir işareti daha vardı: Deöişik biçemli (üsluplu) operalarda da başarıyla oynayabileceğini kanıtladı. "ikinci Mehrnet", "Maskeli Balo" operalarında başarı düzeyini yükseltir. Sanatçılığında devingen bir bireşimi olduğu görülüyordu. R. Wagner'in "Uçan Hollandalı" operasında "Senta" rofü ile Zehra Yıldız'ın' Wagner' iyen bir soprano olduğu ortaya çıktı. "Senta"yı büyük bir başa rıyla yorurnladı ve oynadı. Bu çıkışı, sanat yaşamına yeni bir ufuk daha açtı. Biçemcilıöinde olağanüstü başarıyı yakalıyordu. RicnardStrauss'un "Safome' operasında, değişik bir müzik ve sesrengiyle, getirdiği yorumla sanatının doruğuna ulaştı (199596). Oyunculuğu, dansı, devinimi, seslendirişteki yorum üstünlüğüyle yeni bir "Salome" karakterini yarattı. "Salo gerçekte bir müzikli dramdı vc me "Uçan Hollandalı"yı; lstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde sahneleyen Giarı Carlo Dcl Monaco yönetmiijti "Salo CA(İI)AS FKANSIZ KDKBİYATINDAN ROMANLAR Charles Baudelaire'in Son Günleri BernardHenri Levy Turkçesi. Nunye Yiğuier / 302 say fa Roman, Baudelaire'in yaşamının büyük bir sessizliğe ve yalnızlığa boğulduğu dönemi anlatıyor. Bu dönemde yaşamında yer eımiş kişilikler pansiyon sahibi, papaz, fotoğrafçı, fahişe sevgili yer yer mektup ve günlük dıliyle okur karşısına çıkıyor. Romanda, şairiıı son yıllarında kurduğu ilginç ve karmaşık iliskiler su yüzüne çıkarılırken Baudelaire'in anneüveybabazorlu edebiyat çevrelcri arasında gelişen, bütün yaşamını sarsan bağlılıkların, duyarlılıkların ve nefretlerin de altı çiziliyor. Baudelaire uzmanlarından olumlu eleştiriler alan, roman sanatı ve tarihsel kişilikler üzerine birçok tartışmaya yol açan kitap, yayımlandığı yıl Fransa'nın önemli ödüllerinden biri olan Interallie'y\ kazanmıştı. Ölümümden Sonraki İlk Gün A tt2k\İTürk<esi:Nasuhi Güpgüp /136 s. "Sarah, yatakta uzanmış yatan adama cesede bakıyor. Şaşkın ve ürkek bir görünüşü var. Sarah için artık ben yoktum. Onun için ben yatağın üzerine uzanmış bir ölüydüm yalnızca. Cansız yatan bedeni daha iyi incelemek için yaklaşıyorum; cvet bu benim bedenim. Saat sabahın sekiz oluz dördü, bugün on üç aralık pazartesi. Bu sabah uyandım. Ben öldüm." Evrensel Ur opera sanatçt» Gatien^n Tutkusu Türkçesi.RanuKanukğ/136s. "Görünüşte bir papağanım biliyorum, ancak bu görüntümün altın da bir insan saklı, bir crkeğim ben. Sahibem bana Gatien adını verdi. Beni kafesimc kapatarak zalimlik yaptığını düşünüyor, kafesimi ycmycşil bir sarmaşıkla sardı ve içine birkaç kitap koydu. Bu minyatür ormanı her gün suluyor. Geldiğim ülkenin yağmurlarını anımsalsın diye yapıyor bunu. Ona aşık olduğumu biliyor her halde. Sanmıyorum. Bütün bildiği onun gibi benim de buralara ait olmadığım." Pamuk Prensesin Ölümü i Baskı J e a n n e C o r d e l i e r nrkÇe± Engin sunar/144 s. SEL VAYINCILIK ÜabıaliCad.20/H'ai>aloclııİst. Tıl.: «212 511 I» (15 CUMHURİYET KİTAP SAYI 473
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle