07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

rı söyle: Çiller'c sormuijlar: "Siz Frnakan'la koalisyon halindeyken, ozelleşürme konusunda neler yaptınız?" Cevap vermiş; "Biz oncclikle PTT'nin T'sini, DTP'nin T'sini ve DDT'nin T'sini sattık. Sıra TC'nin T'sıne gelmişti ki, yönetimi elimizden aldılar."; Ögretnıen, sınıfa sormuş: "Paranın tasarruf amacıyla yatınldığı yere nc denir?" Oğrencilerden biri, parmak kaldırarak cevap vermiş: "ÇıkinL"; ÇiIIer, tclevizyonda izlediği bır haber üzerine dcrhal tclcfona sarılarak önce Mchmet Ağar'ı, arkasından da Meral Akşcner'i aramıj. ünlan cvde bulduktan sonra, mııtfağn seslenmiş: "Ozer bur da mısın?" Ozcr Bey: "Bıırdayım" demiş. "Neden sordutı?" Çillcı: "Az önce rclcvizyon, 'Dörtlü çete ya kalandı' diye bır haber geçti dc!.." Bilgi ve Betimlerrie/Ö;»t'r Nact Suykan/Küyerel Yayınları/2')4 v Yeni bir yiizyıl dönümüne girdiğimiz şu sıralarda, geçen yiizyıl dönümünde felsefe ve bilimde, edebiyat ve sanatta, politikada yoğun tartışmaların odağında bulunmıış, etkilen günümüze dek uzanmış bir bilimci filozof Hrnst Mach'ın bilgikuramı ilc bu temelde yaşam vc diinya görüşüne ılişkın dıışünccleri, elimizdeki kitapta betimleyici ve eleştirel bır tarzda ortaya kondu. Türkçe okurun ilk kez bıırada karşılaştığı, onun çcşitli yazıJannın çevirisinden yapılan bir seçki kitaba eklenmiş. Dııyeu Yolculuğu//Murcrıtc Stvrnv/Çvvıren Nıhal Ycğınohalı/Aynnh Yayınları/15\ s Geçen yüzyılda Dostoyevski, Rus edebiyat geleneğinin içindeki yazarlık çizgisini vıırgulamak amacıyla, "Hepimiz (ıogol'un paltosundan çıktık!" dcmişti. Bizler de yirminci yüzyılda onun bu nukteli dcyiijine benzer bir analoji kurmaya kalkışarak şöylc diyebiliriz belki: "Bütün modern edebiyat Laurence Stcrne'ün cübbesinden <,ıkmıştır!" Evet.deyinı yerindeyse bütün mo dern edebiyat bu cübbeden çıkmıştır. Çünkü Papaz Laurence Sterne 1759'da birinci cildi yayıml.ınan ilk eseri Tristram Shandy'nin Yaşamı ve Görüşleri ılc edebiyat dünyasında son derccc yenilikçi bir çığır açmış olan oncü bir yazardır. Yenilikçiliğinin temelinde, geleneksel öyküleme anlayışını ve olay örgüsünü bir yana iterek yazıya, tıpkı yaşamda olduğu gibi, doğal bir esneklik ve canlılık getirmeye çaüijması yatar. Bu yanıyla o, yurttaşı lrlandalı Joyce ve Beckett gibi yazarların ağababası sayLİabilir. "Bilinç akışı" tekni|*inin savunucularından Virginia Woolf'un da kendi yazarlığında Sterne'den bunca esinlennıesi nedensiz degildir. Filozof John Locke'un "fikirlerin çagriijimı" kuramıııdan etkılencn Sterne, daha 18. yüz yılın ortalarında, insan zıhnınin dogal işleyi^ine kâğıt üzerinde uygun düşecck bir yazı ritmi yaratmaya çalışmıştır. Nitckim, kendi yaşam yolculuğunun sona erdigi 1768 yılında yayımlanan Duygu Yolculuğu'nun açılış cümlesi bu ycnilikci anlayışın somut bir omeğidir: "Fransa'da," dedim, "bu işlerin daha bir kolayını biliyorlar." Yani n>man, sıradan bir konuşma üslubuyla açılır. Laurence Sterne'ün Duygu Yolculuğu'nu yazarken güttüğü kaygı, F'ransa ve Italya'da yaşadıklannı, geleneksel gezi kitaplarındaki gibi öykülemek, oralarda tanık olduğu farklı davranış kalıplarını geleneksel biçimde betiınlemek değildir. Onun bakış açısı özellikle ve oncelikle öznel'dir. Onun kaygısı kendi duygularını dışarı vtırmaktır. O yalnızca kendi heyecan ve tutkularının peşine takılır, yaşadığı şcylere her an hareket halinde olan bir /.ilınin gözüyle bakar; yazarken baki!; acısı heı an de^işir, konudan sapmaya eğilimli, hınzır ve eğlendirici üslubıı daldan dala konan bir ke lebek gibidir tşte bu yüzden, Virginia Woolf un da vuıguladığı ıızcre, yolda rastladığı "ölnıüş bir eşck" onu "devasa bır katedral"den daha çok ilgılendirir. Eğer insan ya^amını bir "yolculuk" metaforuyla dile getirmek mümkünse, bu yolculuğa, günümüzün "paket tur" yolcuları gibi önceden ölçülüp biçilmij; hazlarla dcğil, tıpkı Stern'ün anlatmaya çalıştığı gibi, "özel ve öznel" duygularla çıkmayı bilenler için bir ki tap "Duygu Yolculuğu"... Hiç İçin Mettnler/Samuel Beckett/Çeviren Uğur Ün/AyrtnttYayın1 lart/14 ) s. trlandalı yazar Samuel Beckett, "başansızlık / yoksunluk sanatı" olarak tanımladı^ı edebiyat anlayışını ilk şiirlerinden son düz yazılarına kadar inatla sürdürmüştür. "Sanatçının nedenini bilmetien, hiçbir şeye sahip olnıadan hiçi anlatmak zorunda kalı şı" biçiminde açabilece^imiz "başansızlık / yoksunluk" kavramı dört uzun öyküsünde yogun bir karamizahla yoğrulur. Bu öykülcr Beckctt'ın edebiyat serüveninde bir kilometre taşı oluşturur; ilk ben üyküsel anlatı olmasının yanında yazarın yabancı bir dilde (Fransızca) verdiği ilk yapıttır da. Beckett, ustası Joyce'un etkisiyle, büyük bir beceriyle kıdlandıği kıvrak, çağrışım zengini tngilizceyi bıralup, süssüz, neredeyse çıplak bir Fransızcayla yazmasını "biçemi dışlamak istiyorum" diye açıklayacaktır. Bu uzun öyküleri başyapıtı olan Üçleme'sinde (MolloyMalone ÖlüyorAdlanuırılamayan) geliştirdiği izleklerin öncülü dc sayabiliriz: Bedensel yetilerini yitiren kahramanlar, bilinç yarılnıası, dış dünya karşısında duyulan özlcm, kentsoylu toplumun sunduğu bütün olanaklara duyulan kayıtsızlık... Klasik öykü anlayışına aldırış etmeyen bu öykülerde hiçbir şey olup bitmcz aslında. Atılmış'ta antikahraman bir faytonda dolaşarak geçirir gününü. Gece faytoncunun ahırında kaldıktan sonra yalnız başına sıirdürmeye karar verir aylaklığını. "tlk Aşk" insansız krallığında sessiz ve din gin bir yaşamı amaçlayan genç bir şizofrenin karşı cins ile yaşadığı tııhaf dcneyimi anlatır. "Yatıştıncı", "Malo ne Ölüyor"u anımsatır: Buz kesmiş yatağına yapayalnız uzanan anlatıcı çürüyüşünü dinlemekten korktugu için öyküler uydurur kendine. "Son"un akıl hastancsinden salınan kahramanı tek kürekli sandalıyla sulara açılır^ ken bıçagıyla döşemeyi deler. "I liç tçin Metinler"de ise iyice yoksunlaşan, öznel ve nesnel tüm duyumlarını yı tirmiş, sanrısal bir kimliği bile kalmamış anlatıcı, çelış kilerle, karşıtlıklarla dolu söylemini "hiçligin içini oyarak" sürdürür. Beckett bu metinlerden, her türlü noktalama işaretini, söz dizimini, kısacası klasik edebiyatla tüm bağlarını koparacağı, antiedebiyatın başyapıtı " Acaba NasıTa ulaşacaktır. Edebiyatın bu odunsüz yazarıyla yüz yüze gelmeye ccsaret edenlere... • ÇAADAŞ Cemal Yıldırım Doğru Düşünm« Yönff«ml Blllmsel Düşünme Yöntemİ' ve Evrim Kuramı ve Bağnazhk' kitaplarının da yazarı olan Cemal Yıldırım bu kez "Mantık nedir?" sorusuna yanıt veriyor. BUTUN KİTABUVLERİNDE BİLGİ KİTABEVI Sakarya Caddesı 8/A Ysnı^ehır ANKARA Tol 312 134 11 06/07 Fa* 312 433 1936 BİLOİ DAÖITIM Narltbahç» Sokak 17/1 Cağaloğlu İ5TAN8UL T»l y\? t)?^52Û1Fax 212 52711 19 Necati Cumalı VÎRAN DAĞLAR ANTIK DUNYANIN YEDİ HARİKASI PCIayton& M. Prıce Çev: Belul Avunç 175 s. 89resım Anlık çağın mırası dızısımn ilk kılabı, sızı .ırkcnlujının scrüvcnındc ıkı duruğı Anadoludd olan bır yolculuğa çıkarıyor 120sayfa, 1. hamur. SİKKEI.ERİN IŞIĞINDA ESKİÇAĞ TARİHİ C.Howgcgo Çev: Oguz Tckin 204 s 8 lcvha 148 sikkc Sıkkcrun nitclık biçim vc uslubunun ha^lıca larıhsel konıılara ılı^kısının ıncclcndığı kılap, 1W6 Yılı LHOTKA Memorial Odulünü kazunmı^tır. "Viran Dağlar" anlatacak şeyi olan, geleneksel anlatım tarzından uzaklaşmaya gerek duymamış bir yazann, sürükleyici bir romanı. Modern romanın biçimciliğinden, düşünce derinliğinden bıkan okuyucuya "roman" okumanın tadını yeniden hatırlatıyor. Gürsel Aytaç khap kü Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad No.39/41 (34334)Cağaloğlulstanbul Tel: (212)514 01 96 • BİLGİ YAYINEVİ Meşrutlye! Caddesl, 46 / A Yenlşehlr 06420 / ANKARA Tel: (0312) 434 49 9B 431 81 22 Faks (0312) 431 77 58 www.bllglyaylnevl.com.lf * ematl [email protected] homer^tö bevi Ycnıvorşı Cad No 2X/A(;alaıasaray 80050 Isıanbul Tel 0212 2495902 Fax 2SH962
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle