26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

bir "insan"! nır. Gerçekten de o yıl at çıkar. Mîna Urgan'ı bu kitabı yazmaya yönlenFilistin askılarımn, gözaltında kayıpladiren içtepilerden birinin yurttaşlık sonn, clcktrikli, joplu işkencelerin ülkesine rumluluöu oldu^unu düşünüyorum. Şinv bcnzemez yarım yiizyıl öncesi Türkiyesi! di gene Âtatürk'ün öldüğü güne dönelim Banşma bozulacak, sevgi, güven aşınave Mîna Hanım'ı dinlcyelim: cak, Türkiye kapitalizmin baştan çıkancı çekiciliğine kapıldıkça, masumiyetin ycri"Acımız bir yana, bir de sorumluluk duni bencillik, lıırs, şiddet ve suç alacak, Mîyuyorduk Çiinku Mustafa Kemal, biitiin na'nın sosyalist bilinci bilcncccktir. Gün gençlere, ama özellikle bizim kuşağımıza gelecek Türkiye boydan boya yobaza keemanet etmıpı C.umhuriyeti..." (s. 165) secektir! Yurttaş, sorumluluğu ilc kişjsel varoluş çö/ülmemecesine kenetlenmiştir birbiriüysa bakın Mîna Hanım, Türk aydın ne, Kurtuluij Sava^ı çocuklarının bilincin lanmasının dindar insan portresini annede ve vicdanında! tşte bu duygudüşünsi Şefika'nın şahsında nasıl çizmektedir: "Annemin inançlartna göre, biryirmın cc dengesidir Mîna Hanım'ın bakışına nesnellik kazandjran. a yiizyılMüslümant, yırmtnciyüzytlda nasıl yasantlması gerekiyorsa, öyle yasama"Oiağanüstü HericT anayasa Itydt Örneg'in, annem clomuz etiyerai. DoBu bilinçtir onu kendisine büyük hak muz etiyasah, domuzun çubucak kokusan, sızlık etmiş, işinden uzaldaştınp açlığa itkurtlana dolu, sağlık\ız bir hayvan olaugıt miş 27 Mayıs Devrimi'ni karalamaktan 1400 yıl önceki Arap çöllcri için konulan alıkoyaıı! 38 yd sonra, hâlâ coşkuyla anlabıryasakmış. Ama günumuz kosullannda, tır harekât öncesi baskı dönemindc, halbu et kurtlardan ve pıslikten kurtulduğu kın büyük kesimiııdeki devrim beldentina göre, yenilebilırmış pekala sini; ve izleyen günlcrdeki halk desteğini. Annem, ıslam'a ne dcnli inanıyorsa, la Dikkatle ayırır 21 Mayıs'ı öbür faşizan ikliğe de o denli inamrdı. Onun gözünde, müdahalelerden. Çünkü o bir yurtscverhlam, siyasalvetoplumsal birdüzen değil, dir. "Yurt" en az "özü" kadar önemlidir kendhiyle Tanrı arasında kutsal bir duykişinin, belki daha bile öndedir. Ve 27 Maguydu, ancak 1950'den sonra hlam'ın bir yıs'ı, vahim hatalarının hiçbirini örtbas et^ uy tuplama aracına dönüşmesinc siddetle meden, onaylar. Çünkü Türkiye'ye gerkarşı çıkmijtı. Örneğtn, devlet radyolann çekten demokratik "oiağanüstü ilerici" (s. da Mevlitler başlayınca öfkeden köpürür, 261) bir anayasa armağan etmiştir bu habizim emektar Pbtltps'ı nemen kapatırdı reket. Mîna Urgan siyasal olaylara kendi Kendisi dost evlerinde ya da camilerde hayatının ya da döneminin göreli dar sı mevlitlere gider, başını örtüp husuyla din nırlarının içinden bakmaz; onJarı tarihin lerdı. Bırçok dtzesını ezbere bildiği, Tiirkdi gürül gürüf akışındaki konumJarına göre linin en güzelşiirlerindcn saydtğı Mevlit'i değerlendırir. (s. 258276) dınlemenın bıryert, adabı vardı annvme gi'h Olayları tarihsel çerçeveye yerle^tirir re. Oturma odalartnda, kimi divana uzan ken, "insan"ı asla unutmaz, asla kuru ve mış kıtap akurken, kınıı sofrayt kurarken, didaktik olmaz. Çünkü o bir gönül insaçocuklar bapra çagıra uynarken dinlene nıdır. mezdı Mevltt. " (s. 112) Henüz yurttaşların birbirinden kopmaMîrıa, annesi gibi değlldir, o çocukların dığı bir ülkede, "insan "ın değerini oilen istırap çekmesine izin vercn bir Tann'ya bir çevrede çocukluktan erişkinliğe olguninanmayı rcd edcr. tlginç olan, inanç dolasmıştır. lu Şefika ile ateist Mîna'nın, ydlarca aynr Içten sözcülderinde somutlaşır kişiligi, cvi paylaşmış bu iki kadının birbirlerinin ince bir insandıro, "azılı faşistlerden, azı ruh durumuna gösterdikleri saygıdır. lı yobazlardan" başka kimselerin incinTürk aydınlanmasının demokratiközümesini istemez. Onun içindir kişisel acıladür bu. Imanlılar ve imansızlar birbirlerirını örtük bırakması. Oysa ordadır, henc tahammüllüdür. Kendi ailemde örnekmen tümcelcrin altında gizlidir ıstırap, yilerini çok gördüm. ğitçe taijinan: Her daim genç çünkü öznünce muhalif Ece Ayhan'ın son kitabı, soruşturmalara vcrdiği yamtlar ve yayımlanmış söyleşileriylc tazı kısa yazılarından oluşuyor. Bağımsız bir birey olarak, elektrik idaresi dahil hiçbir resmi kurumla ilinti içinde değil Ece Ayhan. Hep genç, hep hakiki solcu perspektifi gündeme getiriyor, devletle tabiat arasında hep doğallığı, hem isteyerek hem de bilerek seçmiş, yaratmış bir yazar. RAGIPDURAN Ece Ayhan'dan "Sivil Denemeler Kara" Tüm inançlara saygı Mîna Urgan, sıyasal tavnnı "Kcmalist", "ateist", "kornüıüst" diye belirler. Bu üç lü sentez hiçbir çelişki barındırmaz. Türkiye "aydınlanmasının" destekçisi olduğu için "Kemalist"tir, sömürüsüz bir dünya amaçladığı için "komünist"tir. Düşüncelerinin kökJeri sağlamca içindedir hayatın; rüzgârlarla kopup sürüklcnmezler. Işte bu güvenle açıklar tavnnı ve konumunu Mîna Urgan. Tüm inançlara saygılı ama kendi vicdanmda tanrıtanımaz oluuğunu yiğitçe duyurur topluma. Sözü edilmeyen, yok farzedilen ama her zaman ve her yerde kamusal alanlardan özel alana dek ağırlığını hissutlir.cn ezici baskıya, Aziz Nesin'den sonra bir aydın daha, tek başına karşı çıkmakta, bireysel vicdanuı özgürliiğTınü tek başına savunmaktadır! Mîna Urgan'dır o yiğit kadın! Mîna Urgan, ulııs, ıtlıısçıılukulusallikyurtsevcrlik konularında da berrak tavrını iletir. O bir Marksistir, fanatik ulıısçuluğun bencil saldırganlığından tiksinir. (s. 268) Tüm ulusların kaynaştığı bir insan lık ailesi düşler. Ancak bu kaynaşmaya ulaşacak yol bölünmekten değil, karşdıklıilişkilerı dengeli, bağımsız ulusların iletişiminden geçmektedir. Irksal lcökeninde Çerkezlik vardır, bunıı gizlemeyi aklının ııcıından bile geçirmez, ancak vurgulamaz ve abartmaz da. rliç gereksinim duymaz böyle boş övüngenliklcrc. Tüm uygar insanlar gibi, kişiliğini, hayatını, eylemini oluştururken, dar ırksal geleneğin baglayınlıgından çoktan özgürleşmiştir! C) birTürk'tür. Yani Ana doıu'yu yurt bilen, Türkiye (Âımhuriyeti'ne yurttaşjık sorumluluğuyla baglı, zihni Anadolu'nun gelmi^ geçmiş tüm uygarlıklannı ve kavirnlerini kutaklayabilen C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI ce Ayhan'la son iki yıl içinde bir kez Çanakkale'de son olarak da îstannul'da Rumelihisan'nda "AJi Baba"nın eski kahvesinde konuşmııştum. Dün dc son çıkan kitabı "Sivil Denemeler Kara"yı okudum. Sağolsun arada bir buraya da mektup yazar ki, fikri doping. tstanbul'dan uzun zamandır uzaktaydı. Sincmacı Semilı Kaplanoğlu'ylu beraberdik Rumelihisan'nda. Sordum: Ece Ağabey görmediğinizden bu yana Istanbul'da en çok ne ilginizi çekti? En çok ne değişmis? Oooo çok sey ueğişmiş, her şey değişmis, müthişbir değişim var, ama hiçbir gelişme yok! I ler şiiri, her yazısı, her kitabı sadece yazın değil düşüncc (sanki düşüncesiz yazın olurmuş gibi!) ve hatta politika dünyasında tartışmalara yol açan Ece "Çıplak daldım senın derin denizine Ayhan gibi yüzde yüz özgün bir etikçiBir ahtapot sarıldt bana, nin, Türkiye gibi aüşünsel açıdan azgeGirdi bedemmın dokuz deliğine lişmiş bir toplumdan çıkması aslındabir Senin deliklertne inmeden gariplik (Yani atipik ve atonal bir tenoCan verdim karlt sularda." (s. 5455) men!). "Hcrmctique" (Sıkı, sımsıkı) şiiri hakkında iki sözlük, yapıtları hakkın"Dün gcce dü\lerimde gördüm da bir EnisBatur kitabı, şiir ve yazıları Çoktan ölen sevgılımi. hakkında yüzlerce makale ve araştırmaBirbirimizi arıyorduk sokaklarda ya konu ofmuş bu huysuzca sevimli adaTaştan, topraktan değil, nıın bana en önemli gelen cemallerinden İnsan etinden, insan kcmiğinden birisi ideolojik gcnçlik, difieri muhaleYapdmıştı o sokaklar fetse, üçüncüsü de bireyselliğidir. Sular depl, küçük kan derelcri Nilgün Marmara ile Çanakkaleli MeAkıyordu kalaınmlartn kenarlarından lahat'i, sonra I'ikriye ile Rosa LuksemO sıcak, kanlı, karanlık \qkaklarda Bir buluyor, bir yıtiriyorduk bırhtrimi burg'ıı olmayan çarşaflarından alıp cıkaran Ttce Ayhan, hatırüyorum, ('.ernal Süzı " (s. 56) reya'dan bunca yıl sonra söz cderkcn yinc buğulu bakıslıydı "Keder denizinın kıyısında Kara çakılta^ları 'KötaukTopiumu" Kara çakıltaşlarının ihtünde içinde yaşadığımız mecrayı "Kötülük Yıtık bir kadın yatar. Toplumu" olarak niteleyen yazar, kaKeder denızı bir aynadtr ramsargcrçekçiliğini, hem siyah güldüKalk kadın, kalk rü hem dc cesaret dolu biçemiyle sürdü Al eline bir çakıltaşı rüyor. Cemal Süreya'nın şimdilerdc pek Varamparça et o aynayı." (s. 55) sözü edilemeycn "Türkiyc'de iki dil var/Biri yasak" dizesindeki sorun hakKösnüden yaşlıhğa hırpalanan bir kadın kında olsun (Ece Ayhan, yazarları öldügövdesinin hikâyesi... Yitiriş,in... Ve direrülen, binası yakıfan gazetede yazılar nişin... Yetkin bir dışavurumla... yazmıştı), "çivit renkli badana" ya da Kırın "keder aynalarım", sevgili Mîna "V. Mustafa" mesclcsinde olsun, hep Hanım; diliyorum çok yaşayın, uzun ve genç, hep hakiki solcu perspektifi günsağlıklı yaşayın. Bize, o sade, o içten tavdeme getirdi. Çünkü obag'ımsız bir bi rcy olarak, elektrik idaresi dahil hiçbirrınızlahayatı, tarihi,cdcbiyatı, "insan" ol resmi kurumla ilinti içinde dcğildi. mayı öğretin. • Onun yaşındaki (67) hiçbir yazara nasip (\) Ayiegül Yüksel, "Iflah Olmaz Bir olamayacak kadar genç okuru olmasının Hümanist", Cumhuriyet, 5 Mayts 1998. nedeni de bu "kara sivilliği" olsa gerek. Bohem ya da marjinal gibi gözükse de, Bir Dinozorun Anıları/ Mîna Urgan/ ki bu, mcrkezde olanların bakış açısıYKY/H Baskı/Utanhul E özu sözu, flkri yaşamı bir olan Ece Ayhan'ın, dlll de kacınılmaz olarak muhalif. dır Ece Avhan, devletle tabiat arasında hep doğallığı, hem isteyerek hem de bilerek seçmiş, yaratmış bir yazar. Son kitabı, Ece Ayhan'ın somşuırmalara vcrdiği yanıtlar ve yayımlanmış röportajlarıyla bazı kısa yazılarınılan oluşuyor. Yanıtlarda, kâh eski şiirlcrindeki bir baskı hatasını düzeltiyor kâh bir imgenin kendinc açılımını aktarıyor. I lermes'le arayı çok fazla açmadan, yapıtı ile bireysel ya da toplumsal yaşam arasındaki bayındırlık faaliyctlerini anlatıyor, açımsıyor. Özü sözü, fikri yaşamı bir olan Ece Ayhan'ın, dili de kacınılmaz olarak muhalif burada Proudhon anlamında kara diyebilir miyiz? vc galiba koyu siyah bir dildir. Ilk bakışta çok zor gibi gorunen ama sadece dürüst ve hesapsızkitapsız her aydının doğal tutumu olması gereken, lsmail Besikçi ile ldris Küçükömer'i hakettikleri konuma yerleştiren yazar, tirajı üç yüzü aşmayan şiir dergilcrindcki bı yığı terlememiş şairleri de cesarerlendiriyor. Dcniz Cczmiş'leri Sultanlara layık gören Ikinci Yeni'nin Troçki'si, Nâzım Hikmet/tsmet tnönü ya da Yılmaz Güney/Mehmet Ali Ağca ikililerini de masayaoturtarak, iskemlelerin müteharrikliğini gündeme getiriyor. Ece Ayhan, her şeyini at üstünde yaptığı için masalardan çok uzakta. Bozkırda ya da dağlarda (Düşünebiliyor musunuz, Ece Ayhan aslında Istanbul'un başkcnti Sirkeci'dc kapkara bir atın üzerinde çevredekilerin garip bakışlarına sırıtarak Cağaloğlu'na doğru tırıs gidiyor!) çift kapılı yapıİar da yoktur. Ece Ayhan'ı bunca ilginç kılan önemli anahtarlardan biri de onun "polyvalent" (Çok değerli, birçok ve değişik alanlarda at(!) koşturması) olması. Aynı yazı bazen de aynı cümle içinde Shönberg'in, müziği ile Burak'ın kedileri vc Tezcr Ozlü'nün çocukluğunu sığdırır. Kendi topladığı baharatları ekleyip yaptığı sosla da bulayınca, görüntüsesyazı üçlemesi keyif verir. Okuyalım abilerokuyalım, E!cc Ayhan okuyalım.... • SAYFA 9 Göpüntiisesyazı üçlemesi 460
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle