Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
' yorgun ve eskitilmis gecelerden ne kadar kaçabildi acaba bu kadın? Şehirden çekinen uzaklardaki evinde, günün herhangi bir vaktinde ömrü ne kadar peşinc düştü, ne kadar sızladı içi, ne kadar kin biledi hayata, nelerc alıştı, nasıl onarabildi bedenini? Şefkat, dostluk, aşk, sevgi, yalnızlık, paylaşma ncydi? İnsan, bizzat insan neydi artık? Ve kcntler haksızhk yapmıştı insanlara..." diyor Altay Martı. Oyun, Çocuk, Tiyatro/Pro/ Dr özdemir Nutku/Özgür Bu kitap, yarının Türkiye'sinin güvencesi olacak çocuklarımız düşiinülerek yazıldı; çocuk kitabı değil, ama çocuğun önemini bilen yetişkinler için hazırlandı. Uç kitaptan oluşan yapıtın özellikle Birinci Kitabında sbzkonıısu edilen "oyun" kavramı büyükleri çok yakından ilgilendirecek bir kavram. Çünkıi "oyun" kültürün kaynağıdır; insanın mutlak özgürlüğüdür. l'elsefc oyunla başlar; bu insan zekâsının oyunudur. Bulıışların kökeninde oyun vardır. Oyunla yaratıcılık birbirinden ayıılamayacak bir bütündür. Kısacası, oyun, anlamı ve toplumsal işlevi olan bir etkinlik biçimidir ve çeşidi toplumlardaki törelerin, anlayışların, sözlü gelenekteki kurallann kaynağı da oyundur. Ikinci Kitap, Okul Tiyatrosu'nu konu etmektedir. Bu bazı istisnalar dışında, nâlâ yanlış bir eğitim anlayışından dolayı pek önem verilmeyen bir konudur. Yaş gruplanna ve çocukların yetişme evrelerindeki gereksinimlerine bakmadan, çocıığun özgürlüğünü elinden alma bahasına yinc bazı istisnalar dışmda öğretmenlerin kendilcrini gösterme platformu olarak kullandıkları müsamerelerin ne kadar yanlış sonuçlar doğurabildiğini anlatan ve deneyimlerin sonucu elde edilen verilere görc, nasıl davranılması gerektiğini anlatan bir böliim. Üçüncü Kitap ise, son zamanlarda büyük kentlerde olumlu gelişmelere tanık olsak da, yurt bütününde olmayan bir konuyu, yani Çocuk Tiyatrosu'nu ele almaktadır. Yurt genclinde, pedagojinin olmadığı ortamlarda sırf para kazanma hırsıyla, ortaya çıkan korsan tiyatroların verdiklerı geleceğc yönelik zarar gözönüne alınarak ülkemizdcki çocuk tiyatrosu tarihinin bir özeti yapıldıktan sonra bu konuda neler yapılması gerektiği üzerinde durulmakta. Kalpaklı Ka\k\nma/Yaşar Ak<,oy/Ümıt Yaymalık/174 s. Sovyetler Birliği ve Doğu Blokunun çökmesinden sonra rakipsiz kalan ABD'nin başını çektiği ve dünya üzerinde "küresel" bir kavrayışla itirazsız biçimde yükselmeye başlayan Yeni Dünya Düzeni'nın (YDD) ve gerisinde mevzilcnen yahşi ve spekülatif kapitalizmin, özellikle gclişmekte olan ülkelerle, daima "Batı" kavramı dışmda kalmaya mahkum bazı gelişmiş Asya ülkelerinin halklarına uluslararası tekelci şirketlerin boyundurduğu, hızlı tüketim, eşitsizlik, işsizlik, üre timsizlik, etnik çatışmalar, ulus/devletin çökertilmesı ve ulıısal mali iflaslardan başka seçenek hazırlamadığı görülmektedir. Bu kitabın son satırlarının yazıldığı günlerde, yeni bir Asyalı ekonomi devi olan Güney Kore, küresel bir kriz sonucu iflas ettirilmişti. "Kalpaklı Kalkınma", 1919 20'lerin Kuvayimilliye direnişi üzerinde yükselen 1923 Aydınlanma Devrimi'nin ulusal kalkınma denemesini anlatmaktadır. Geçmişin şaniı bir dırenişini anlatan bu çalışma, aynı zamanda ulıısal kalkınmacılıfiın iflasını dayatan sömürücü küreselleşmeye de bir hazır yaruttır. Üstelik, yol ayrımındaki kardeş Türki devletlere, uygulamaktan başka çarelerinin olmadığı, o koşullar için biçilmiş kaftan bir kalkınma modeli önermektedir. Yaşar Aksoy, 2000'li yıllarda ABD, Avrupa Birliği, Rusya ekseni, Büyük Kürdistan dayatması, şeriatçı laik çatışması gibi dayanıimaz basınçlar altında Kuvayimiliyeci bir çıkış yolunu hatırlayabilecek olan Türkiye'ye, yeniden kişilikli, direnişçi, kalkınmacı ve üretimcı bir ulııs olma yolunun sonsuza dek kaybedilmediöini hatırlatıyor, gözden geçirilmesi elzem olan Atatürk Döneıni Kalkınma Modeii'ni bir tarihsel belge olarak sunuyor. Hayallerini Yak Kvi \sıt/C,ezttıı Hrsöz/Çtnar Yaymlart/101 v Yayınları/262 v gördüler hep. Çoğu bu hayalete dayanamayıp çckip gitti... Kimisi senin beni beklettiğin kapıda, beni bekledi. Seni beklemekten yorulur, onunla birlikte çekip giderim diye buralardan... Ve ben cn çok onların sevgisine inandım. En çok onlara derinden üzüldiim. Ve hep merak ettim, karşılıksız vc onca yıl bir hayaleti nasıl böylebine sevebildiler diye... Dünyanın iyi bir yer olduğuna ve yaşanıak için çok sebep bulunduğuna bu insanlann bir hayalete duydukları o akılaimaz, o sonsuz sevgileri yüzünden bir kez daha inandım... Seni unutmak için başladığı hcr aşkı yine seninle aldatan bir hayalete... Scninle kendini, bütün hayatını, düşlerini, çocukluğunu, yaşadığı bütün acıları aldatan bir hayalete... Bir tek sana duyduğu scvgisi doöru olan, bu yüzdcn bütün hayatı büyük bir yalan olan hayalete..." diyor Cezmi Ersöz. Tarih Bilinci ve Gençlik/tlhan Tckcli/Tarih Vak/ı Yurt Yaytnlan/258 s. Ortaöğretimde tarih ve coğrafya eğitimi ulusalcı ideolojilerin yerleştirilmesi ve ulusal kimliğin oluşturulması amacıyla 19. yüzyılın sonlarına doğru kurumsallaştmlmıştı. Birinci ve îkinci Dünya savaşjarının trajedilerinin ardından, barışın kurulması dünya gündeminin birinci öncelikli konusu haline geldi ve tarih öğretiminin gençlere barışçı bir tarih bilinci vermesi bcklenmeye başlandı. Ama modern toplum tarih öğretimini kendi toplumsal mühendislik yaklaşımının temel araçlarından biri olarak görmekten niç vazgeçmedi. îlhan Tekeli, tarih ö^retimi ve tarih bilinci konusunda şimdiye kadar gerçekleştirilen en kapsanılı saha araştırması olan "Gençlerin Tarih Bilinci Üzerine Karşılaştırmalı Avrupa Projesi"nin sonuçlarını Türkiye bölümüne de ayrı bir yer değcrlendirdiği bu kitapta modemite postmodernite baglamında tarih bilincinin tarihini de ele alıyor. Erkekleri Doğru Taıııyın/Bradley (Jerstman, Chrıstopher Pızzo, R,th Seldcs/Çevtren Hsat Örcn/Alkım Yayınlan/220 s Bugüne dek erkekler haklunda yazılan onca tanıtıcı kitap hep kadın yazarlar tarafından kaleme alındı. Oysa, bir kadın yazann erkekler hakkındaki bilgisi ancak kişisel deneyimleri ve çevresinden işittikleriyle sınırlıdır. Bu kitabın yazarlan hem kişisel dcncyimlerini hem de crkek arkadaşlarının yaşadıklan olayları ve onların tepkilerini büyiıteç altında incelcdiler. Sonuçta erkekleri daha iyi tanımak isteyen kadınlar için çok değcrli bir kılavuz ortaya çıktı. Kadın erkek iliskilerinin sağlıklı, mutlu ve kalıcı olabiimehi için bu kılavuzıın çok yararlı olacağına inanıyoruz. "Erkekleri Doğru Tanıyın" erkekler hakkındaki gcrçekleri makyajsız haliyle gözler önüne sermektedir. Bu kitabı okuyunca erkeğin maço kabuğu altında neler olduğunu öğreneceksiniz. tntifada Dersleri/Çmn ve Derleme. Faik Bulut/Ozan Yayınalık/234 s. "Devrim biliminde, kendiliğinden devrim ya da kendiliöinden ayaklanma diye birşey yoktur. Çünkü hcr halk hareketinin arkasında jjızli etkenler vardır. Her birikim, Belirli bir ncsnel ortamda patlamalara yolaçar. Bu tür patlamalaı ın dogası ve niteliği öznel çabalarla belirlenır. Bir başka deyişle, her halk hareketinin zorunlu ola rak kendiliğinden bir yanı vardı. Ancak bu kendilifiindenci yan, o hareket içinde yer alan örgütsel yapılanma sayesinde belirlenmis yollara kanalize edilir ve belirlenmis hedeflerc yönelir. Yığınsal hareket patladığı an, so/konusu öıgiitsel yapılanma billurlaşmış ya da biçimlcnınis, olmayabılır. Belli bir konumu da bulunmayabilir. Başlangıçta varlıfiı somutlaşmamış böyle bir yapılanma, olayların mcydana gelmcsinden önce bılc, kendisini de yaratacak olan bir yönclim verir olaylara. Böylcce halk ayaklanmasının (nesnel olayın) zaman içinde süreklıliğini ve mekan içinde yaygınlaşmasını da güvence altına almış olur." Filistin halkıyla dayanışmanın bcdclini yedi yıl Israil zindanlannda kalarak ödeyen bu kitabın yazarı, bu başkaldırı ve ayaklanmaya önder olan intıfada liderlerinin de cezaevi arkadaşı. Hoşgeldin Sessizlik/Cdro/5. North/Çeviren: Ayjen Karpat/Knraldqı Yayınlart/299 s. Hepimizin kişisel acılan ve zor zalloş^eldln manlan olmuştur. Acılarunızla baş etmeye çalışırken çevremizden desSrsHİzllk tek de alabuiriz. Ama bazen öyle bir an gelir ki, kcndimizle baş başa kalınz. Ve o zaman soranz: "Niye ben?" Carol S. North altı yaşından itibaren sesler duymaya başladı. Başlangıçta bu sesleri hcrkesin duyduğunu düşündü. Ve sordu: "Hiç sesler size oyun oynadı mı, si zi yönetti mi?" Bu sesler Carol'a oyun oynadı, onu yönetti. Kendisine şizofreni teşhisi konulduğunda Carol için sekiz yıl sürecek zorlu ve trajik bir süreç başladı. Şizofreninin her aşamasında verdiği mücadele akıl al maz boyutlardaydı. Bu yaşam öyküsü Carol'ın. Onun, kendi yaşam öyküsünde "Niye nen?" sorusuna verdiği yanıt ise hepimizin. Depresyondan Kendini Sevmeye Dofynı/Tbeodore haac Rubin/Çeviren Ipek Van Den Rorn/Kuraldışı Yayınlart/117 s. Depresyon, kendinden nefretin en gelişmiş şeklidir. Her ne kadar karmaşık ve acayip görünsc de aslında insan aklının ve duygulannın bir ürünüdür. Ne tür olursa olsun depresyon, ürkütücü, acı verici, hayatı paralize edici özellikler taşır. Çoğu insan o kadar uzun zamandır depresyon geçirmektedir ki artık bunun Farkında bile dcğildir. Bu kitap depresif sonuçlardan kendinizi nasıl kurtaracağınızı gösterirken, aynı zamada içinizdeki doğal ve güçlü şefkat hislerinizi ortaya çıkaracağınızı da öğretiyor. Kaçıklık Diploması/Ayf e Nil/Kuraldtşt Yaymları/ 130 i Ayşe Nil tspanya'da... Ayşe Nil bir Don Kişot mu? 1942 yılında kaçıklık Konya'da doğdu. Tüm yaşamı Dlploması boyunca, her açan papatyada güneşi buldu. Fırtınalar onu önüne katıp sağa sola savurdu. Yağmurdan kaçarken doluya tutuldu. Acılar yürcğini derinden dağlasa da, insanın acımasızlıklarının kurbanı olsa da, yaşama sevincı, yaşama kıvancı onu hep ayakta tuttu. Filmi de olumlu tepkiler alan "Kaçıklık Diploması" Ayşe Nil'in delilik sınırlarında dolaşmasının gerçek öyküsü. Poethen/Çcviri: Yüksel Pazarkaya/Sistem Yaymlart/94 s. Ünlü Alman şairi Johannes Poethen'in eski ve yeni şiirlerinin bir arada yer aldığı "Ayasofya'nın Martılan", Yükseİ Pazarkaya'nın titiz çevirisiyle Türkçe'de. Kitapta aynı zamanda şiirlerin Almancaları da yer alıyor. Çağdaş Alman şürinin bu özgün ustasının dizelerinde başta Ayasofya'nın bin yıllardan kalan güzelliği olmak üzere, Türkiye'ye ait birçok anlam ve görüntü de bulunmakta. Gecenin Gözleri/Mebmet Kartal/Aykm Yayınları/166 s. Toplumun normal yaşayan insanlarının dışında gelişen olayları herkes göremez. Ancak, habcr mahiyetinde okunup seyredilebilir. Bu kitap, sizleri haberlerden daha ileriye, her şeyin içine götürecoktir. İnsanlar sıcak yataklannda uyuduklan sırada, gözleı, rıeleıe şnhıt olmaktadır? Cıece olanları sıcak yatağınızda ııyıırken göremezsiniz. Ama siz göremiyorsunuz diye olmayacak mı? Tabii ki olacak . • CUMHURİYET KİTAP SAYI 460 Ayasofya'nın Martuan/]ohannes "Bir tek seni sevdiğim doğruydu... Ve bu doğrıı yu/ünden hayatım yalana battı... Scn beni dışladıgınclan berı benı sevenlere bir hayalet lıcdiye ettın.. Tepeden tırnaga uşka, tcpcden tınıağa özleme batmış bir hayalet... Bu hayaletitı içinde beni değil senı SAYFA 22