Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Mehmet Taner' GULTEKİN EMRE dacılclan sızlatan yeni y gjy ö l k ii "di söylemek için "derin şafak da yola çıkan bir şair Mehmet Taner. Mehmet Taner kitabı olarak Sunak, bir ilk kitaptan öte bir ilk kitap. Sunak, Ankara Günlüğü (Aralık 1970Mayıs 1971), Dağların Taşların Övgüsü (Aralık 1972Mart 1973), Siirgün (Nisan 1973) Mart 1974) bölümlerinden oluşuyor. Sunak'ta dönemin acılarını, sancılarını, karamsarortamını şiirlere ustaca taşıyor Mehmet Taner. Şimdı onun şürleriyle baştan sona şiirsel biryolculuğa çııcalım. Bakafım Mehmet Taner bizi nerelere götürecek! Bun Suları, diyor o, saynlık haline; "Bir giin şimşeğimden balıar"lamalı derken de, iilkesinin ve kendisinin içinde bulundugu "tehlike"ye dikkat çekiyor. O, "Ten"in ürpertilerinin, kınlmalarının, kırgınlıklarının ruhtaki yansımlannı "kır çiçckleri" gibi, sunuyor okurlarına. Böylecc ortaya "Çıkıyor göfii taşıran aynn". Bıı da halkımızın içinde boyveren "sarmaşık" imgesinden başka bir şcy degil; yani karşı çıkışın, direnmenin, dıklcnmenin mayalanması. "Acıyı dilimle cânım!" dizesi, "kır çiçekleri"nin ve "yangın'ın içinden geçiyor "Ozanlar hey!" ses ienişiyle. Bir ülkeye crkenden inersc agıt, vay o ülkenin haline! 1 Ialkın clindcki dal dana yeşerıneden kırıiırsa, bir fısıltı "en olmaz yerinden" bölünürse, "Gölün yiireği çaylarda"ysa, "Çayın usu şimşck'sc clbctte "Rüzgârın al yanağına" "dcnk" olur "uçurıım". "Kara yazgı' iner "çayıra" soluk so luğa, ortada nc umut vardır, ne dc ufuk. Böylcsı bir ortamda Mehmet Taner'in yüreği "Sıısmam', diye diye atar "Sabaha dek" ve o "Dizelcr kurar". O, "Sonsuz umudu" vc "tükcnmiş Pencereleri" de kaiık ederşiirine. "Göç borulan" ortahğı kaplamastn da nc yapsın? Onun çaresizlıktenItıvranan yüreğini "Acı toy bir delikanlı gibi susa"tır. 12 Mart'le gclen vc ülkcnın üstünc ağulu bir yılan gibi çöreklenen, halkın acıdan, işkeneeden, basludan inledigi günJer. Dil(ler) de kilit, ycni kapı arayışları. "Zamanlara varmıyor dil/ Varmıyor Açıkhğa. Varmıyor Pusuya." Böyle anlarda "Gece bir kaplan gibi" düşer halkın bağnııa, yüreğine, yaşamına. 12 Mart yönetiminc destek vcrcn "sahte Avnıpa" "Derin bir yara" alır", ama bu kinıin umurundadır. Oysa "Yeşeren l biçil"miş, "susuver"miştir "mayıs" gç çş y l i i " i i ş "h "Yas gülümscmcleri sin"miştir "her yüzeağır".Halksa"Konuşmuyor dur,"Ağlamıyor"dur, "Perişan"dır. Şair kendini büyük kcnttc "Koca bir taş^ibi" duyumsar böyle anlarda. Onun taşlığını, var olan gücünü sindirmeyi dcner "koca koca piramitler". Anadolu nun hcr yanı, hcr şeyi "bir çalı"sı bile "sorguya" çekilmiştir "koca koca piramitler'ce. Halkımız sorguya çekildi de ne oldu? Sorguya çekenlerin adı bile anılmıyor, tarih öğiiıtü onları da. Dagın ve balın aöırlıgından, agrısından, acısından mıdırondaki dil "yarılması'V Ulkedc "Kör bir kasatııra"yla yaraları deşilme dik kaç kişi vardır acaba? Şair de başkaldı rır bu durumda "yalnızlıga", "acıya" ve "umutsuzluğa" "yoksul düşmüş ruhu"na, "yaşamın/Bulanık şiirlerirıe". Şair ant içer yurduna, konuştug'u dilc, ona ulaşmış ışık üzerine, elindeki, yüreğindeki ışığı onurla taşıyacağma. "Düzenci imparatorlar" halkı mızı, şairleri sindirmeyi başaramadılar hiçbir zaman. I Ialkın bagrını daglasalar da, dillerini çiğneseler de, halkı yenmeyi, yok etmeyi başaraınadılar hiç. Delıkanlılar "soylu insan acısına inat" türkü söylcr, bu da bir dircnmedir. ()ıuın insan olarak, şair olarak istediği ncdir pcki? O, scvdigiylc birliktc "îyi bir dünyada" "Acılı bcdcnleri"ni çayırlara "boylu boyunca" bırakıvcrmcyi ister. Bunda nc kötülük olabilir ki? Ama, o da bili yor ki, "îyi bir dünya hiçbir zaman olmayaSAYFA 18 "Küflü Şimşek"te bütün şiirleri bir arada A Mchmet i'ancr'in "Dolunaylarını süre süre sularda gele"n yayımlanmış beş şiir kitabı var: Sunak (1978), Bir Denizin Çekildiği Bütün Kıyılar (1980), Arka Oda (1981), uzunca bir aradan sonra Dip (1995) ve şimdilik son kitap Siperler (1997). Bütün şiirlerini Küflü Şimşek'te bir araya getirdi Taner. leriyle, alıp götürdükleriyle. Dağda yalnızlıklar üşümektedir. lnsanımızsa "Islanmış, topraklar gibi"dir, öylesine yumuşak ve direncini bclü ctmeyen. Şu çarpıcı iki dizeye ne diyeceksiniz peki? "Dondurucu bir kış gibi uzar gider yalnızlıklarAfe her yalnızlıkta sanrılar vardır, ateş vardır." Sokalar "fırtınalarla" bezelidir; uykununsa "gülleri buz" tutmuştur. Elbette "Umudun güzelleri"de "buz" tutmuştur. Ufuk yoktur, gclccek karanlıktır, yollarsa tıkalıdır; labirentten sevinç devşirmeksc ne zordur! Ama, yine de "Kardeşlcr"in bagrında aynalar, umut, yollar, yangtnlar, meltemler... cirit atıyordur kimselere göstermeden. Şair nasıl olur da "Öz kalbinin içine sürgün" etmez kendini? "Yaşamına sürgün, yaşamının sürgünü" olmaz? Bir gün "Neden yaşam bu denli acı verdi bize'nin hesabı sorulmalıdırı düşünüyordur içten içe, "O delice sevgilerden sonra" "sedef bir kefcn"i dc unutmadan. Mehmet Taner, geııçliginin yavaş yavaş kcndisinden uzaklaşmasına şöylc hayıflanır: "Ey benim eski şiirlerim, gençlik yılları!/Bir sigarayı en ıızun içmenin yıfları!/ Bir ırmaöın arkaları, cy gençlik, susuzluk yılları!" Kitlık yalnızlığV'nın yoöun olduğu yıllar. Şiirlerle doğulan, şiirlerle ölünen, şiirlerle sevdalanılan, şiirlerle umutlanılan, şi irlcrlc dövüşülen, şiirlerle barışılan gençlik yıllarını ardında bırakmaya baslayan şair, şiirine ağulardan bal sızuırmada ustalaşır giderek. "ycl kırıntıları içinde" yolunu ara yan Mehmet Taner şiiri "coşmanın bclağrısı'dır, kendine yol arayan rüzgârın eniştesi "çıglık!"tır. Yani "cılgıtılık toplardaman", "çevrik türkü", "gizli karanlık", "Kahvercngi bir güneş"tir. "dul zaman"dan koparılmış bir guldür. "Dag kekiği gibi!" dayanıklı Mehmet Taner şiirı Bir Denizin Çekildiği Bütün Kıyılarda Divançe bahçelerinden beslenerek, Rüzgârlı koyaklardan geçerek, sesi sese ekleyerek acılı, ezik, kırgın, ama ycnik olmayan, yüreklerde dinlencrck Arka Oda'ya ulaşır. Arka Oda, Mehmet Taner şiirinde bir dönüm noktasıdır. Enis Batur, Arka Oda'yı "her zaman ayrıcalıklı bir kitap" sayar. Arka Oda'daki 'yüksek gerilim hattı" Enis Batur'u çok etkilcr. Mehmet Taner siirinin en çok "bal"a battığı kitaptır Arka Oda. Şairin şiiri evlat edindiğinin dünyaya bir bcyanıdır da bu kitap. O, aslında "uçarı, dağlar gibi" kapalıdır, "salgın aynalar gibi" gizemli, "uçurumla nn" "gcliş gidiş saatlcri"ne ayarlı, "uzun terapi"nin terapisti bir şairdir o. Şiirse, onun için, başkaları için de, "coşkun bir an'ı kucaklamak için"dir. Şiirdeki ve gerçek hayattaki yaşamsa "fırtınanın arayışı"ndan başka birşey değildir, "Yitik tcknelcri" dolduran rü/gârdır. Şiir, Mehmet Taner için, "çitsiz ateşten bahçe", "Karanlık mefaîlün", 'Yazılmamış bir kâğıd", "zakkum balı", "Ten yorganında kepekli al güller", "Taş melck", "taşperi", "Odünç Cennet", "Dul bir avlu", "Evrenin yetim oalı", "Taşın alnı", düşün tanığı, "Çelik gibi bir dil"dir. Arka Oda, Mehmet Taner siirinin iskeletinin tamamlandığı bir kitaptır. Bu kitap onun dağı elden bırakmadan düze inme çabalannın da bir örneğidir. Ayrılmanın, parçalanmanın, yeniden bir araya gclmcnin, bütünleşmenin bir gövdede kendini buldupu bir kitaptır Arka Oda. Kitaptaki şiir lcr scfcri bir yaşamın clindcn tutarlar Ekler'le gelişen Çınlama'da kendini koyuvermeycrı; ağacı yeniden kcşfeden, kimliğini bir kez daha ccbinc koyan. Mehmet Taner şiiri, 12 r.ylül'ün ardındaki sarsıntıda, çal Uzaklaşan gençlik cak" "Onu yaratmak için" "Tepeden tırnafia aydınlanmadıkça silahlanmadıkça". O, bilci donanımından yanadır clbctte, silah dediği de budur. Onun için o över yüreği ni, "tartıcı usu", alev dilJeri", bağı", topra 5a düşen her damlayı", "ak güllcri", "kayalan", "çarpa çarna büyüycn kafayı", "dökülenkanı"...Nfedenliiyibiryurttaşolursaolsun burnunun üstünc yumruk yemekten dc kurtulamaz. Oysa onun dcrdı şiirledir, durmadan kendindeki "insana dair" şiir söylemek istiyordur: Onemsiz görünen bir ilginin ardmda/Beüren ana gerçegi duyurmak için" şiirler söylemektır dilcği. Onun için "Anadolu! Orta hançer!"dir. Anadolu'da "Bal, ağıdan geçer". tnsanın karşısında "çırılçıplak" bir şairdir Mehmet Taner. O, "Acının ve mutluluğun" ııyumudur. İnsan "Acının ve mutluluğun" şairi olur da Sürgün'lükleri tatmaz nu? Böyle bir in sanın bir yanı "mayın tarlası"dır, öte yanıysa "hepten ateş'tir. Sürgün, kendigençliğine gclcn, tepesine balyoz ineıı, "Dil altındaki ağı", "Derin rüzgâr, derin toz", işi bir sözü gözyaşıyla sulayan, yalnızlığa bal içiren, "devletin acı türküsüne" direnen, "kötü bir duvar gibi" dökülcn, suyu, balı, dağı açımış olan'dır. Bir dc halkına şöylc scslenendir: "Kalk korkma adım at kalk/Kalk ben dc kalkıyorum kalk". Şarkılar "dag olur", "birbirlerine bakaı". Mehmet Taner, yencrck Sürgün'lüklcri, acıları, baskıları, ölümleri, kırılmalan çıkargelir "anılanndan kaltak gece"nin. Yıl, 1974'tür ve kendini "Şaraba", "ölüme" vurur. Sonra Sunak, gelir dünyaya. Bir Denizin Çekildiği Bütün Kıyılar Tan Yayınlarının ilk kitabı olarak okurla 1980'dcbuluştugunda 12 Eylül darbesinin üzerinden 3 ay geçmiştır. Kitaptaki şiirlerse 12 Eylüle doğru yof alan Türkiye'nin fo toğraflarından oluşuyor. Halkımızın bağrına "Bütün kış bıçak gibi bir acı" saplanmıştır. "Düs sona eri yor"dur "birgü/ün son günleriyle birliklc". "Umut yok"tur ortalıkta, o da kalbinc "Sızlanma boşuna", diye çıkısır. Bu döncmdc, pck çok scvilcn, "Gözya^laııyla" uğurlamr sonsuzlıığa. Ülkenin lıaritasında "Diıi bir şimşcğin ardından" "Bozkırda, soğuk kuzcy güne^i" gibidirortalık 12 Eylül'ün getirdik 8ürgün'lüMeri tatmak kalanmada, ölümlerde, umutlarda boy veren gürbüz ve alçakgönüllü bir çocuktur bu Arka Oda'larda, yani Dip'te kalmayı seçse de. Mehmet Taner, Arka Oda'dan on dört yıl sonra yayımladığı Dip'teki şiirlerini "Taşmış bir agızla, taşıran bir dille" şiirseverlere sunuyor. Artık o, "Cihanda acı gibi çıplak"tır. Yanmayan Fotoğraflar'm peşinde oir şair, "Özgül ağırlığın zorla korunduğu" "dip den geri gelmiştir, yani yeniden doğmuşturkendi şiirlerinde. "Kilidin dilinde lci dille gem vurmus usta bir sair olarak mareşal ölümü yenereK ve de uokuz başlı 'acıya kardeş bir şair saymıştır halkunız onu. Artık onun "Kımıldamayan bir dil" sorunu yoktur, "Sahnesi kaymış bir DiTle hiçbir alışverişi olmamıştır şairlik yaşamında. Kırkparça yaşamlara, Kurak ömürlcre canşenli^i bir Dip mucize sunar Mehmet Taner Sohbet ede ede. Siperler, Mehmet Taner şiirini sipcrden savaş alanına sürüyorgibi "Akdenizli biryeniyetme" olarak. Onun şiiri kendini üçe bölmüştür eve, komşuya ve yoksula diye. Bu üçgende ne varsa lcendinc bağlayan, bağlanan Mehmet Taner "Jüpiter ışığında" bileyliyor siirinin bıçağını. Siperler'deki Dip şiirindeki Dip'i "ICorkuların göbeğinde "Razı olunmuş, onursuz yaşam" olarak ele alır. Dip'te kalmak yerine siperden çıkmayı yeğlediöini gösternıek istiyor sanki. Ülkcsinin giucrck daha fazla içinc kapanmasına da bozulan şair. "Bu ülkenin" "Külhanları!"na seslenmeyi de ihmal etmez. Korku Saçakları, 80 başlıklı şiiri bir acılı döncmi anımsatmaktadır: "Zırh. Ve giirz./Susmanın bal tonlan". "Ruha bal pancurları açan/Yok işkence!". O, ne de olsa, "Siperden sipere, sürgün"dür "kan al dıgV' "siperler" en. ( ), kendine" Yeni yüzler bul"an da bir şairdir, heın de susarak: "Bir şey sormamak ve sorulanlara susmak;"tır ilkesi. "Bana yol göstermeye kalkışmayın", diyor, "Bana 'ya^ rın' demeyin, şamarı yersiniz/Bana 'öbür gün' bile demeyin", diyor sabrı iyice tükcnmiş biri olarak. Yıİların yorgunu, bıkkını, umutsLizu, kırgını şiirindeki disiplini başka nasıl sağlardı. "Hava, mosmor"ken. Onun damarı "tastan gcciyor"dur, niycti tertcmizdir. Şimdic'en vecıünden kurtarmıştır kendini Mehmet Taner. Onu aradıkları yerde bulamayanlar şaşınnasınlar sakm, o, aslırıda oradadır, onu aradıklan hcr ycrdcdir. "Ben, bu şiirim/buraya geldim." diyor ya, haklı. Onun şiiri "göz bıçağı" gibi sabırla yol almıştır kendi içinde, hern dc yalpalama dan, sarsılmadan, zamanında susmasını bilerek, zamanında körüğünü çalıştırarak "Soğumuş kül içinde ışıldarken ' ve "Türkçeleri kıt" havuzlardan uzak durarak şiirini bir yere getirmiş bir şairdir Mehmet Taner. Onun şiiri "kendi içine de havuz/ (cepler) açan şiir"dir Enis Batur, Mehmet Taner'i "Divan cdcbiyatının son şairi" olarak selâmlarvesöziinü şöyle sürdürür: "Mehmet Taner'in siirinin geomctrik farklılıgı uzayının düşün iilüp durmadan tartılarak gerçekleştirilmiş olmasından kaynaklanır. Şüphesiz, bunu ge niş ölçüdc içerdeki aritmetik düzen de bclirler: Ritmik doku, yogunlaşmaların bütüne dağılımı, ses ve renk zonklamalan. Amz, onda büyük bir sıkıntının, altedilmez bir iç sıkıntının sigortasıdır: Ölçer, biçer, gemi azıya aldığı an musluğu kapatır, ışıgı kısar ya da abartır. Onun için okurken de ölçmek gerekir Mehmet Taner şiirini." Mehmet Taner şiiri sesini yükseltmez, se sinin kısılmasına ua izin vermez. O, akıl ermez şiirlerinde, yol göstcrmez, çare olmaz siyasal, politik somnlara ama, yaralı gönül leri teselli eder. Bu da az şey midir has> bir şair için. Şiirini ne sıkıntuı dönemlerden, pusufardan, derin koyaklardan, sonsuz uçurumlardan sabırla ve başarıyla, üstelik hiçbir yara almadan geçirip günümüze getirmiştir: Scsin, şiirin iç dinamizminin, dizcnin, anlatımın, kurgıınun, biçimin diz ginlcrini clinden bırakmadan. Mehmet Taner, şiirimizin mefâ'ilün'lü rüzgârı! • Küflü Şimşek/Mi'bmct Tancr/Toplu Şiir ler/Yapı Kredi Yayınlan, \999O5 s. C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 5 1 0 Divan edebiyatınm son şafrl Şairin başkaldırısı