25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

f zarın, "Uçu" şairin, "Mis" anakız aktrislerin sanatsal macc ralarını anlatır. "Mis" öbür iki öyküden biraz farklı konumda, aşk vc sa nat temaları" Ada" ve "Uçu"da siyasal vc toplumsal tcmalarla dengelenmiş, "Mis" dc isc ba^at. " öykülerimzın tümünde, imgelcmin bir söz ya da uizün süüenmcsınc yi'mclik J ulmadığf çok bc lırgtn Yaratılanmzı bilgi vc birıkimlcrinizdcn yo la çıkarak kurguladıg'ınız, imgclerinizdcn de belli" degerlendırmcsiiçin nc dcniniz? Erendlz Atasü ve Kamuran Semra Eren söylesl sırasında. Oykülcrimin csigibi kimi yanlarıyla, modern öncesi ça^ni gerçeklikten çıkagelir, iç dünyamda ların iistüne tcknoloji cilası vurulmuş^ arla büyür vc sonunda bir yol facialarını yaşayan bir ülkede bir Sıvas hulup sözcüklere akar. Çağrışım kaynak yangınını anımsayalım, modernleşmeyi lanndan biri de gördüğüm eğitim; pozieleştirirkcn insaflı davranma gerckliliğitif bilim okuduın vc her şeyin, duygula ni ve Tiirkiye'nin kimi siyasctçilerinin rın bilc fiziksel kimyasal kökenleri olduiddialarının aksine bir ileri teknoloji ülğunu biliyorıım. kesi olmayıp, kolıınun biri hâlâ ortaçağHayatın karmaşıklığı öykülerde var olda tutuklu, karmaşık bir diyar olduğusun istiyorum. Temalar, paralel aynalara nu akılda tutmayı aydın sorumlulugu sadüşen görüntüler gibi birbirlcrine yanyarım. Bizim yiizlcijtiğimiz problemlerin sısın, söz okurıın zihnindc taşın suda pck azı Batılı düşünıirlerin anladığı anoluşturduğu halkalar gibi bir hareketlilamda modernleşmeden kaynaklanır; lik yaratsın istiyorum. tmgelcrc bu nepek çok sorunuz feodal üretim ilişkileri denle başvuruyorum; onların çağrışım ve feodal zihin vc ruh yapılarından ya da gücü yüksektir. bu yapılarırı tam anlamıyla yozlaşmasın• Anlatım bıçemınızdc "bcn"i, yaniözdan türüyor. neyi nzamsal degişımlerU' kullanmışumz. Edcbiyata ve imgelcre dönelim. Taş Hatta yazar vc okur bcnı iç içc örülmüş, nasıl da sağlam durusludur, anıa kimi okuriçin bu, birkı^kırtmadır Okuru kty kcz zamanın yıpratıcılığına direncmcz, kırtma tmgelemınt nasıl kuruyorsunuz? anıa "söz" dayanabilir. Büyülcyici birçc• Gerçekliğin tck yiizü yoktur. Kişi iç lişki bu! Ncnırut Dağı'nın hakanı Artivc dii; dünyastna görc gerçekliğin yüzlcokos doruğa kendi imgcsini diktiriıkcn, rinden biriylc ya da birkaçıyla ilişki kuo ulıı heykclin bir gün yalnızca kafasının rabilir. Yazar yarattığı kişilerin ortamına kalacağım, o kafayı da beyinlcri ışıksız hem dıştan hcm içtcn bakabilmcli diye kimi baönazların 21. yüzyıf eşiğinde baldüşünüyorum. Bıınu başanp başaramatalarla, kazmalarla rehdit cdcccgini hadığını bilmiyorum, ancak yazarin izleyeyal edebilir miydir1 ceği tuturn bu olmalı. Anlatı kişisinin iç Cîüzclim nıozaıkleri kuyumcu sabrıydünyasını onun algıladığı gibi vermek la yaratan taş ustaları yapıtlarının dep isityorsam birinci tekil şahsı kullanıyorcmlcrdc vc ueğcr bilmez ellcrdc un utak runı. "Ada" öyküsünde "bcn anlatıcı" olup toza indirgeneccğini kcstirebilir önce okur ikcn, sonra yazar olur. Haklımiydi? Mozaiğc vaılık vcgüzellik kazansınız, diğer öykülerde de böyle döniidıran harcıdır, harç yoksa mozaik de şümler var. Kvet, okurun anlatı kiijileriyoktur! Bu kadar basit. Yüzyıl sonıı dünin beynine, ruhuna nüfıız edebilmesişüncesinde "halklar vc kültürlcr mozani isterim. tmgcnin öncmi burda da beiği" gibi terimlcr ağırlıklı. Pcki ya lıarc? liriyor kanımca, anlatı kişisiyle okurun Bu konuda kim ne düşünüyor? Scs yok, zihni ve iç diinyası arasında doğrudan Bu soruya yalnızca köktcııdincilerin bir bir köprii kurmada. cevabı var! 1 lazin değil mir) Tarihimizi Öykülerinizde taş ımgeü de önemli. ve coğrafyamızı kapsayan bir "Cumhu "L!çu"dakı iki hyhüniızdc dc taş itngcsi riyct" kültürü yaratmak zorundayız, bi(Mozaik vc Anliokos'un Mırau), dünle zim harcımız budur. bugün arasında ın\anın konuşlandtgı deYüzyıl sonunda, dünyanın büyük bir vingen bir yaptya sabip. dcğiijiın ya^adıgı türünden bir yanılsalaş imgeuyle sunmaya çalıştığfmız bama insanlıöı etkisinc almi!?. Dcgisiklik kış açnım postmodcrnliklc yorumlayahıyasandığı dogıu da, ycniye yönclik bir lir miyız > atılım dcgil ki bu! Eski, çok cski yabania Anadolu'nuıı gcçmiş uygarlıkların biçimlcri süslcnip [)üslenıp üstelik dc dan bize kalan izlcri yetcrincc tanımainsanlığın tck ya/gısı diyc Biz dünyalı makla vc bcnimscmcmcklc lıata işliyo ların önümüzc sürülüyor! Ne yaziK ki ruz, kcndi yurdumıızda göçebe gibi yainsanlığın teınel açmazları olduğu gibi şıyoruz. Oysa o izlcr bizim içimizdc, durmakta! Cıüçlunünzayıfıczmcsi.kur kciHİcıimi/dc, töıclcıinıizdc, dahası nazın aptalı sömüınıcsi, vaısılın daha da aenlcrimizdeyaşıyor. 1 Lsk.il uygarlıkların varsıllaşm, yoksulun büsbütün sclillc^ kalıtları bcııi clkiliyor vccsiııliyor. "Momcsi, faiKİı olanlatın dışlanması, aşağızaik" ve "Antiokos'un Mirası" böylc lıilanması, kıyıcılığın şcfkattcn ağır basma kuyelcr. () güzclim Antakyu Müzcsi'ndesı, doğanın vc kadınların hırpalanması. ki ya da Kariyc(.amisi'ndcki mozaikler, "Mozaik" bir bakıma, kadınlığm öykü Nemrııt Dağı'nın ba.'jinda yüksclcn o südür. Sorarım, kölcci toplumdan, tek görkcmli ta^ ncykciler "bana" çok yakın. tanrılı dinlcrc, günümüzün "postmoTarihe bugünden kaçmak için dcğil, l)u dcrn" diyc adlandırılan topluınuna kagunii daha iyi kavrayabilmck için baka rım. Bıınun posrmodern bir yaklaijinı dar "kadının" "kullanılmasının" özü mü, olduğunu sanmıyorum. yoksa yalnızca yöntcmlcri mi dcğişnıi^ rir? • Modcrnlcijincnin yaııi sanayileşme, (1) Ankara !,ı\c\ı Tıirk Dtlı Ögrclntcıu laiklc^me, dcmokrarıklcşmc vs.nin, oa^ka bir dcyislc feodal va^am tarzından vc degcr ölçülcrinden kopıışun elcştirilccck aksamaları olabilir. Anıa Türkiyemiz K İ T A P Hakkt Gümüştaş'tan "Beni Olduğum Gibi Anlatın" Yılmaz Guneyli Gunler TİMUÇİN ÖZYÜREKLİ ugünc kadar Yılmaz Güney ve si ncması üzerine, siyasal tavrı, dostluk ilişkileri üzerine çok yazı/kitap yazıldı. Tecimscl kaygı taşıyanların yanında gerçekten iyi niyetlc bir araştırma ve tanıtma özelliklerini gösterenleri de vardı. Sanırmı ölümünden bunca yıl sonra insanlarımızın posterlcrinc/kartpostalla rına ilgi gösterdiği bir sinema sanatçısı olması, filmlerinin, yazdığı kitapların ilgi odağı olması bunun nedenini açıklar. Şimdi yetişmekte olan gcnçlerin tarih scl bir döncm, hayatımızaan bir kesit olarak baktıklan, incelcdikleri 12 Mart askeri müdahalesini canlı olarak yaşayıp tanıklığını yapan bizim kuşak için 'sinemasal başkaldın'da Yılmaz Güncy'in ayrı bir ycri vardır. Ne var ki yukarıda da dcğindiğim gibi Yılmaz Cıüney'in bu yanı çok yazılmıij, konuşulmuştur. tşte tam bu noktada Hakkı Gümüştaş'ın (o ünlii 12 Mart sonrasının "Suları Salıvermek" hikâyc kitabının yazarının) Yılmaz Güncy'le ilgili Selimiye Kışlası'nda başlayıp Umııt Filmcilik'te devam edcn arkada^lığının anıları giindeme geLiyor: "Benı Oldufium Gibi Anlatın". Bu Vılmaz Güncy'in kişisel tavrına ve bakış açısına uygun isimli kıtap giderek anılar demeti olmaktan cıkıyor... Insani ilişkilerin ön planda tutulduöu (siyasal bakısı ve yönlendirmeyi gcri çelcen) bir kitap olma özelliğiyle var oluyor. Böylece rarklı bir penceredcn, değişik bir yaklaşımdan, anıtsal dev bir sanatçının dünyasına sokuluyor, tanıyorsunuz. Bu yakla^ını kitabın yazılış amacıyla örtüşüyor. Kitabın kapağı Yılmaz Güney'in Paris'tcki mezarının fotoğrafıyla çalışılmış. Kullanılan dil açısından, anlatımdaki acclcci tavır, birbiri pcşi sıra gclcn olaylar zincirini, kopuk kopuk anılar durumuna soksa da bir bütün içindc hcpsinin ycri ayrı... Yılmaz Güney'in bir askeri tutukevi kotnunuma gctirilmiş, Selimiye Kışla sı'nda, sonraki Umut FilmcilikYayıncılık dönemındc kişiliğinin yansıması olan tavırlannın, insanlarla olan ilişkilcrinin bclirlcyiciliğin ardında yatan ideolojik tutarlılık, siyasal kimlik ve yönlendiriciliği biraz daha netleştirilcbilirdi. Hakkı Gümuştas, sanırım bundan özenle kaçınmaya calı^mış. Yılmaz (lüncy'in insanlara yakla^ımının, kurduğu ilişkilerin, tutuklulara vc dışarıdakı insanlara bakı^ının ardında olan boylccc flu kalmış... Yılmaz Güney'le yazarın ikili konusmalarında bazı filnılcr vc notlardan yola çıkılarak, sanatçının yapmak istcdiklcri anlatılıp sergılencrck bu handikap aijil maya çalı^ılmiij. "Salpa" kitabıyla ilgili olarak, 1 lakkı Gümüştaş'a söylcdiği gerçekten ilginç: "Salpa, kcndisiyle geçmi!;in/gcleceğin hesabını yapan kimsc.) diyw. "(Y.cvrcncbak bir sürü Salpagöreceksin... Bakmasım bilciı, doğrıı bir bakış açısına sahıp olan gorcccktir..." Bu yakın ılışkiılcn vola çıkan yazar sanatçı halckında i[U yaıgıları sıralıyor. "O cok popülcr bir ınsandı. Konusjurkcn halkına mesajlar vcriyordu. ()ndan ne bcklendiğini beyninıle duyııyordu sanki. lıısanlarıyla diyaloğu hcı yerde sürdiirüyordu. Sczgisi, bılincı, artık bu konuda ustala^mıştı." B Kitap yalnız Yılmaz Güney'le birebir iliijkileri değil O'nunla dolaylı ilişkilerin içindc yer alan birçok yazar/yayıncı/sincmacıyı da gündcme getiriyor. (Murathan Mungan'dan Atıf Yılmaz'a kadar). Yalnız filmlcrinde gl, lıim ..cnaryolannın da bastlarak satıldığı (kitaplarının yok sattığı) dönemin anılar toplamı "Beni Olduğum Gibi An latın" kitabı bu yanıyla gerçekten ilginç vc okunmayı gerekli kılıyor. Hakkı Gümüş, taş'm kitabın bir yerinde söylediği sözler bugün de hâlâ geçerli: "Yılmaz Güney kitapları sergisi açmıştık. lnsanlar kitapları kapışryordu. Yılmaz'a olan sevgi bir çığ gibiydı. Tükenmiyor, gittikçe büyü yordu..."» "Beni Olduğum Gibi Anlatın" (Yılmaz Güney'li Günler...)/ Hakkı Gümü^ ta$/ Kıyı Ege Yaymlan Uçu / F.rendız Atasü / liilgi Yaytnları, C U M H U R İ Y E T S A YI 46 5 SAYFA 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle