Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ayrıksı düşünceleriyle, insanlığı yaşadığı cinnct parametrelerindc sarsmaya çalışan kuramsal terörist Jean Baudrillard'ın dilimizc henüz çcvrilcn eseri bizi paradoksal düşüncelcrin eşiğindc karşılıyor yine. Tıpkı Albert Camus'nun o ünlü yapıtı 'Sisyphos Söyleni'nde, yasamın saçmalığı ve gülünçlüğü karşısında uyumsuzlasan bircyin cn temcl fclsefi sorunsalının 'întihar' olduğunu söylcyen o ilk satırlar gibi, Baudrillard da sahte görünüşjerle donatılmış bu hiçlikler evrenini, bir cinayetin kusurlu görüntüsü olarak algılayıp, gcrçckliğin zerresini bile taşımayan bu yanılsamah göstergclcrin içinuc, insanlığı katleden, o büyük Katil'i arıyor. RIFAT ŞAHİNER üppc makineleıin tıkırtıları arasında, kırılan gerçeklik aynasına yüzümüzü süriip belirginlestiri yoruz öliimü. Alaysı bır tanrının kankanalarına sıvaşan bedenleriınizi süıüklüyoruz ortasında giinün. llkın bir bulusmaydı yokluğumuzun esrik tarlaları, gölgesiz benliğiıııizin savmlduğ'ıı uzamsal bir dcrinlik. Yaklaşıp seyrettik şcytanla araını/.daki ince çizgiyi, cinnctin vc cinayctin görkcmli ritüelivdi yaşam. Kusursuz duruyordu şehvetin viizeyleri, cinnet bizi ehlıleştiren hissizlik aralığıydı. Elbettc ki kusuısuz bir unayet cezasız kalamazdı vc bizim yazgımı/ onun ycniden ürctimi olmalıydı. Yaşamı kusursuzcasıııa bıraktık avuçlarımızdan, aynalar ülkcsinin (1) intikanıını aldık böylece. Tüm kırık aynalardaki, rüm kırık düşleri gerçeklcştirdik. 1 langi kışkırtı fısıldatıyor bana bu sözcukleri, hangi düşüncc cgrisinde döndü başını ve hangi soğuk mctal kusuyor öliimcül öpücüklerini?.. Bir silah olabilir bir kitap: Kuşkuları delik deşik eden barut kokıısu.. Cesctleri Kaldırnıahyız Gün Doğmadan!.. Şafağın kızıllığı bölmeden yürcklcrimizi. Cinayctin silahı olan bu düşünceleri götürüp vcrelim sahibine.. 'Kusursuz Cinayct in yazan Jean Baudrillard'ı bulalım... Ayrıksı düşünceleriylc, insanlığı yaşadıfiı cinnct parametrelerinde sarsmaya çalışan kuramsal terörist Jcan Baudrillarci'ın dilimize hcnüz çevrilen eseri bizi paradoksal düşünoelerin eşiginde karşılıyor yinc. Tıpkı Albcrt Camus'nun o ünlü yapıtı 'Sisyphos Söyleni'nde, yaşamın saçmalığı vc gülünçlüjiü karşısında uyumsuzlasan bircyin en temel felsefi sorunsalının 'întihar olduğunu söyleyeno ilk satırlar gibi, Baudrillard da sahte görünüşlcrle donatılmış bu hiçlikler evrenini, bir cinayetin kusurlu görüntüsü olarak algılayıp, gerçekliğin zerresini bile taşımayan bu yanılsamalı göstergelerin içinde, insanlığı katleden, o büyük Katil'i arıyor. "Eğcr dış görünüşler olmasaydı, dünya kusursuz, bir cinayct, daha açık bir dcyişlc katilsiz, kurbansız ve nedensiz bir cinayct olurdu. Ama dünya kendini, varolmayışının izlcri, hicin sürekliliğinin izleri olan görünüsjeıie ele verdiğindcn, cinayet hiçbir zaman kusursu/ olanıaz. Çünkü hicin keııdisi izlcr bırakır. Vc dünya gizini bu yolla ele verir. dörünüş nası edilgenliğimizi bclgelcyen bu görkemli cinayctin tanıklarıyız. "Kusursuz cinayet, tüm verilerin güncelleijmesiyle, rüm cylemlerimizin, tüm olayların katıksız bilgiyc dönüşmesiyle dünyanın koşulsıız bir gerçckleşimidir kısaca: Cier çckli^in kopyalanması ve gerçcğin kopyası tarafından yok edilmesi yoluyla dün yanın hızlandınlmış çözülmesi, nihai çözümdür." (s. 38) Yaşamınızı gcrçek zamanda sürdürünyaşayın ve doğrııdan ekran üzerinde acı çekin. Ccrçck zamanda düşünün düşünceııiz hcmen bilgisayarca kodlanır. üevriminizi gerçek zamanda yapın sokakta dcğil, kayıt stüdyosunda. Bu sanallıgı en küçük nücrenize dck soluklanın: Aşk tutkunuzu gcrçek zamanda yaşayın bu tutku içinde tüm olan biteni tam donanımlı viJeoya kaydederek. Bedeninizi gcrçek zamana sokun, yitirilecek olanın ölümsüz ccnnetiSanallık vc kitle iletişimi bizim adımıza klorofıl görcvi üstlcnmiştir." Ve bun dan böylc artık ünlü aktörün ycrinc oynayabilecek kopyasını üretmcyi ba^arabiliyorsak, butıun nedeni, bu oyuncunun farkına bile varmadan uzun bir sürcdcn bu yana kcndı rolüne, kopyalanmadan önce kendi kopyası durumuna dönüşmüş olmasıdır." (s. 43) Marcel Dııchamp'la birliktc sanat, nesneyi gerçek yaşamda içinde bulun duğu anlam cvrenindcn koparıp farklı bir düzlemc çekmiş, böylece sanatla gcr çck arasındaki sınır silinmişti. Bugün ay nı karışıklık televizyon başındaki izleyici için geçerli görünmektedir. Gerçek sanuıgı görsel sunumların karşısıntla evrensel sıradanlıfiı yaşamaktadır artık bi rcy. Keality showlarla kendi nsikodramını büyütmcktedir. Baudrillard'a göre, görüntünün her tiırliı üretken yanılsaması, teknik kusursuzlukla ortadan kal dırılınıştıı. îstcrhologram veya sanal gerçeklik, isterse uç boyutlu görünlü sö/. konusu olsun, artık kendisini üreten dıjital kodıın kendini gerçcklcştirmcsin ne. Z Jean Baudrillard'dan "Kusursuz Cinayet" Avnalar ülkesindeki valnız ça son bulurdu. Çünkü kusursuz bir cinayette ize rastlanmaz, oysa yaşam bu cinayetin izlcrini dört bir yana saçmış durumdadır. 1 ler birimizmutlu bir dcnek olarak bu cinayctin izlerini tasıyoruz. Bcynimiz üzerindeki opcrasyonları, bilgi işlemscl mutluluğu ve sanallığın cazioeli gclcccğini hoşnutlukla teneîfüs ediyoruz içimize... Dünyanın hiçliginin bir parçası olduğumuza göre, buna katacağımız hiçbir şeyimiz olmayacaktır. Ama aünyanın bir anlamı olmadığına göre ona bir anlam da katmayacağız. Gcrçek olan bir şey varsa o da modern bireyin bilinçdışı itküerle kuşatılmıs bir evrendeki figüranlığıdır. "..kendisine tanınmış olan sınırsız özgiirlükle, irade tuzafia düşürülmüştür vc o da, kendine özgü bir karar alma gücü olduj*u şcklindc t>ir yanılsama ile buna boyun eger. (s. 24) "Arzu ya da istenç aracılığıyla, içinde bunlarla niçbir ilgisi olmayan bir dünyanın tükenmesinc katkıda bulunmanız gcrckıncktedir. Öyle ya eğer dünya gerçek idiyse, nasıl oldu da nunca zanıandır usa yatkın bir nitelik kazanamadı..." {s. 25) Makroskopik bir yanılsama içinde anlamı ya da gerçekliği kendi sınırlanmızda aramak sınırları ve tükenişi gösterir bizc. istenç, yeti eksikliğiyle beliren ruhsal sapkınlıklanmız mıbizim?.. Yani istençsizlik, hiçliöimizin altını cizmiyor mu bir parca dana?.. Belki de nepimiz yokolarak oluşturacag'ız 'Büyük Istenç'i. Zihnimizi vc edimlerimizi t>tomatık, akıllı makinelere devrcdeli bcri mutlu bir yanılsama içinde kıvranıyoruz. Acı f lcrin ardına gi/.lenerek kendisınin sezinlenmesine bu yolla olanak tanır. (s. 11) fjcylerin kendi içinde yokluğu, meydanagelmiş gibi görünerek meydana gclmemelcri olgusu, her şeyin kendi görünümünün ardında gizlenmesi ve dolayısıyla hiçbir zaman kendisiyle özdeş olmaması olgusu, dünyanın somut yanılsamasını burada aranıak gerekmektedir. Baudrillard, ö/ellikle 'Simulasyon' kavramlarıyla gerçekliktcn türetilen imelerin altında tümüyle yok olan gerçekk üzerinde durur. Ve çağın ruhunu, ma kinelerin iktidarıuı göstergesel sonuçlarla değerlendirip, bu imajiner bombardı manı yönlcndircn alaysıgücü arar: "..Aslında, bu görüntülerin altında Tanrı kaybolmuştu. Olmenıiş, kaybolmuştu. Daha açık bir söyleyişle bu sorıı artık gündeme bile getirilmiyordu. Simulasyon aracılığıyla bu sorun çözülmüştü. Bu dünyanın gerçeği ya da gerçckliği sorunu karşısında, biz de aynı davranışı gösteriyoruz: Bu sorunu teknik sinıulasyonla vc içinde görülecek hiçbir şey olmayan görüntülerin bolluğuyla çözoük." (s. 16) Baudrillard'a göre, dünyanın bir yanılsama olması, onun kökten kusurlulu ğundan kaynaklanu. liger her şey kusursuz olsaydı, açıkçası diınya varolnıazdı vc kötü bir rastlantıyla kusursuzluk nitcliğineyeniden kavuşsaydı, varlığı açık den başka bir şey dcğildir. Bu, görüntü nün görüntü niteligıni vok eden, daha açık bir dcyişle gerçek dünyanın bir bo yutu kaldıran aşırılaşmadaıı başka bır şey değildir. Pctcr Schlcmihl (2) "Gölgeler krallı ğında, artık kimsenin gölgesi yoktur ve kimse Peter Schlcmihl (*) gibi gölgesi nin üzerinde yürüycrek onu parçalama tehlikesiyle karşılaşmaz. Buna karşı olabilccek şey, gölgclcri artık bedenlerin dcğil de, bcdenleri gölgelerin yansıtmasıdır, bcdenlcr artık gölgenin gölgesinden başka bir şey olmayacaktır." (s. 47) Simulasyoncl dünyadan gcriye kalan bir gerçek varsa o da doğal zekâ ile yanay zckânın aynı yerde barınamayacağiüir. Öy leyse dünya ve kopyası bir arada barınamaz zatcn. Vc gerçekligi yitirdiğimizc göre kopyalananların Araf'ına yığıhp gölgesizleşeccğ i z. "Dünyanın giderck daha fazla gcrçek olmasını istcyc istcyc sonunda onun can lılığını yok etmek üzereyiz. Gerçek giderek büyüyor. Bir gün her şey gcrçek olacak ve gerçek evrensel olduğunda bu ölüm olacak." diyor Baudrillard. tsteksiz, tukkusuz, gerilimsiz, gerçek olaysız, içinde sorunun artık en nüyük ütopya yaşamı değiştirmek dcğil, en asgari ütopya olan yaşamda kalmak olduj*u bir ta rih. Artık füzelcrin uzaya fırlatılışında olduğu gibi ya da saatli bombalardaki gibi bir geri sayımdır tarih. Zaman bir başlangıçtan yola çıkılarak ölçülcmez, sondan başlayarak hesaptan düşülür. Vc bu son, artık bir taı ihin, ilerlcyen bir sürecin bitişi değil, sıfırlanmış bir hcsabın, SAYFA 15 Geri sayım Dünyanın otomatik yazgısı CUMHURİYET KİTAP SAYI 465