Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GENÇ BİR SİBYLLA Önce saf ve iffetli olduğunu sanırsınız, ama durunca sunağın önünde ayakta ve açınca ağzını ve sesi başlayınca homurdanmaya boğazında o kulakları delen gürültuyle deği^ir her şey. Gökyüzünaen mi alır gücünü onu sürüp götüren tanrı mıdır yoksa? Tapınak karanlık ama nârin biçim büyüvor, sankı çevrilmiş gibi bir ışıkla, kutsal bir Dulutla. Ahırların kokusu tütsuden daha güçlü şaklaması dizginlerin atların oynayan çeneleri kanştırır kenanetlerini. Kutsal kısrak, ki yaşı yok, Apollon'un bineği, çıplak toynaklarıyla, koşuyor dört nala geçmişle gelecek arasında. Kimi zaman savaşlar ba^latmıştır sözleri. Kusursuz ama tenlikeli, bilgece deyişleri gizîeri çıkarır aydınlığa çözümfer eski gizemferi ve yaratır onlardan yenilerini. Hazırlayan: Ceval Çapan Ruth Fainlight / Şürler / Çeviren: Gürhan Tümer Sîbvlla Siirleri AnadoluYunan mitologyasına göre, Sibylla, tanrı Apollon'un gönderdigi esinle, geleceği okuyan bilici kadınlara verilen addır. Pausanias, ilk Sibylla'nın, Herophile adlı bir kız olduğunu söyler. Azra Erhat ise, "Mitoloji Sözlüğü"nde, Cumae Sibylla'sının öyküsünü şöyle anlatır: "Apollon, kâhinine (...) ağzından çıkacak ilk dileği gerçekleştirmeye söz vermiş. Sibylla da, uzun ömür istemiş, ama sonsuz gençlik istemeyi unutmuş. Tanrı, kızlığını kendisine verirse, gençliğini de bağışlayacak olmuş, ama kız buna yanaşmamış. Bu yüzden de, ihtiyarladıkça ihtiyarlamış, buruşmuş, büzülmüş, sonunda bir ağustosböceği naline gelmiş; Cumae'dcki Apollon Tapınaöı'nda, bir kafes içinde kalırmış. Çocuklar ona^" Sibylla ne istiyorsun?" diye sorsalar, "Olmek istiyorum" cevabını verirmiş. Sibylla'ya, daha doğrusu, Sibylla'lara şürler yazan Ruth Fainîight'a gelince, o, Ingiltere'de yaşayan Amerikalı bir kadın ozandır. LÎBYALI StBYLLA Soyunuyor giysilerinden ruhun soyunduğu gibi maddesel dünyadan. Parıldayan kolları havada, fırlayacak bir dansçının rahatlığıyla: ayağını en yuksek tepenin üzcrine koyan maral. Göksel ışıktan kamaşan gözleri kapalı. Gcrekli mi söz? Söylediği bir övgü mezamiri. Geldi, akla karşı zafcri aşkın: Ölümsüz canlılık, esrime ve zerafet. SULARIN SÎBYLLA'SI Nuh'un kızı sulann sibyllası ilk sibylla en eskisi Sem, Hem ve Yafet ile görmüştü babasının çıplaklığını daha o zaman bilmişti olacağını tufanın Ve anlamıştı Tanrı'nın çıplaklığı olduğunu bunun. Kolları havada dua ctmck için, âyin yönetirken sunakta Nuh'un Gemisi'nin karaya oturduğu Ağrı Dağı'nda yerleştirdi yanan odunlan yüziinü koruyarak sonra bastırdı güvercini göğsünün üstüne. nı: KAÇAN SİBYLLA Gri ve yorgun gözlerinin dalgın bakışı geniş kenarlığının altından şapkasının, yüzünün beyaz ve ince derisi çamura bulanmış, karmakarışık sarkan saçları; Yorgun düşmüş rüzgârdan ve yagmurdan, sızıyor dumana boğulmuş kulübcsinin içine ve yılan gibi canlı, kuşkufu, orman hayvanları gibi sinsi, tırmalanmış elini uzatıp, bir yulaf kurabiyesi alıyor ocaktan, uralıyor ağzında onu, yutuyor oburca tanıkların sessiz çemberine bakıyor (yandaşı oldular onun hiç kuşkusuz!) sonra rahatlayıp dogruluyor birden, uzatıyor çenesini, yırtık pırtık giysilerini gevşctiyor, küçümseyici ve gururlu bir tavırla sunuyor kendien bilge sibyllası dünyanın. ŞtNTO'NUN SİBYLLA'SI Kutsal dağın uzerıne düşen kar beyaz, scdir ağacının dalları arasında sürüklenen bulutlar beyaz, beyaz ayı, karaca ve yaban domuzu dolaşryor orada. Güzelce açılmış patikayı belirleyen beyaz taşlar. Saygıdeğer hacılann giydikleri giysiler beyaz. Doğu'nun kaptsına saplanan şarak beyaz. Sibylla'nın sırtına dokülcn uzun beyaz saçlar, taeının dallarına asılı beyaz çiçekler. Parıldayan aynasının yansıttığı beyaz ışık, salladığı âsâyla uçuşan beyaz yılansılar. Miko'nun dansettiği terasın beyaz taşları, yumruklarının altındaki beyaz bavul ve çevik ayaklau beyaz. Şarkısının, anlayamadığım, beyaz gürültüsü. Olünr^ibi beyaz gözleri açık esrimiş yüzü. Sunağın iizerine konulan kartal tüyleri beyaz. Bana tek haberini ileten kuş beyaz: "Saf". HASTA SİBYLLA Sombahklarını ırmakiarda akıntıya karşı sürüklcyen esrime üremek ve ölmek için, yılanbalıklarım okyanuslara, tokları seviştikleri yerlere, ren geyiklerini yüzlerce mil kuzeye, peşlerine düşen kurtlarla, yaban kazlarını güneye doğru yıldırım hızıyla, böcekleri öldüren gece uçuşlanna, tümü birleşmiş varolıışu doğrulayan kasılmaylabu esrimeyi, ben niçbir zaman tanımadım: benim esrimem bütünüyle farklı, benim esrimem kendi kendısiyle bcslenen bir hastalık, kıskançlığı beni sorgulayanların ve bir olanların şehvet dünyasında yaşayan bir şeylcbeslcnen, kucaklanan, körleşen parlak sisle yalnızca benim natta gözlerimin delebildiği görmek için doğruyu, geleceği ve aşkın sonunu. SAYFA 18 CUMHURİYET KİTAP SAYI 465