Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SENNUR SEZER c/ılıc Mcriç, öykücülüğümiizün cn öncmli adlarından biıi. Ülkc nıızin, belki dc coğrafyamızın, ak iist olan dcğcrler dizgesi, edebiyatta da temel olan özellikleri, ıınutus, önemsemeyi.ş parantezleriııealdı. Aıılatım özellikleri, dil gü/elliği, öykünün bütününden doğan şiirscllik, olaya dcğil anlatıma bağlı öyküleme, ayrıntılann oluşturdıığıı diinya vc dünya görüşü vb. çok satanlar karşısında önemini yitirdi. Bu yiizden Nezihe Mcriç'in ycni öykü kitabı Yanclırma'yı tanıtmaya geçmeden öncc, onıın yanm yüzyıla yaklaşan öykücülüğüne değinme gereğini duyuyorum. Nezihe Mcriç, hcr şeyden öncc, başarılı bir "anlatıadır". 11er gün ayırdına varmadığımız "şeylcr"dcn, iç ürpcrtcn bir öykü yaratır. Bu yaratımda, sevincler, hüzünlcr, acılar, yaşamın güzdliğiyle nirliktc ycr alır. Bir başka deyişle duygulu ama dııygusallıktan ıızak, şiirîi ama şairandikten Kaçman bir öykücüdür. Kadını nıızin dünyası onda "genelgeçer" kadınsılıktan pay almadan kadmcadır: Duyarlı, dirençli vc yaşamaya tutkun, güzelli ğin vc değcrlerin ayırdında. Bence, cn öncmlisi, Nczihe Meriç, öy kü anlatmanın cn önemli basamağının, dil olduğuııu bilir. Oyküsü için gerekli sözcükleri scçcr ya da kurgular: "çın sabahta", "gözc görkeın", "yandırma". "Yandırma" yeni kirabının adı. Bir scvda öykülcri toplamı bu kitabın adı, ön ce okıua bir türkiiyü anımsarıyor: " Yandırn Allalı yandım / Yandırma bcni / De rin uykulardan kaldırma bcni." Ama, Mcriç anlattığı scvdalarda tedirginliği dcgil, vaşama scvinci, direnci önc almış. Sevdalar da bir ömür boyu süren tutkunluk.hu, insanı yıkıma ıığratan bağımlılıklardeğil, dahaçok birgcrçcği algılanıamızı sağlayan anlık ışık ılcmetleri, havai lişck çakımları. Yandırma sözeüğünü, aynı adı taşıyanöykiideaçıklıyor. Bu açıklama, o sözcüğün kirap için bir anahtar oluşunu da saglıyor: "Bcyaz kagıda öncc, 'yandırma' yazıyoıum. l'.gcli balıçıvanlardan bir dcyim bu. Çapaianacak yerleri bir güzel çapalar, dört beş gün bırakırsın güneşe, yansın toprak. Sonra sııyu bir boca eder, bir göllendirirsin. Ufl! (îörnasıl lışkırırhaltaya varmadan yaprak çiçck." (s.23) Nezihe Meriç'ten yeni öykiiler N Yandıpma Nczihe Mcriç, dokuz yıl aradan sonra "Yandırma"daki yeni çiçek açmış öyküleriyle Türkçenin tadını ycnidcn duyuruyar. Bakmayı, görmcyi, sczmeyi ve sczdirmcyi bilen yazar, okuruna, inceliklerle dolu görkemli bir öykülcr uemeti sunuyor. manlarım, hemen hemen bitmiş olanlar, oyunlarıın, insanlar, durumlar, betimlemeler... Ama şu gclinliğin peşinc düştüğümüzde, bunlar çok derinlerdeydi. Içlcrindcn ayrılıp önc çıkmış bir öykünün, bir oyu nun sezgisi lalanyoktu kafamda. (...) O adrese ilk gidişimi, al gıladığım gibi anımsıyorum. (...) CJösterdiklcri kestirme pa tikadan, evlcrin başladıği yana doğru yürürken, içimde bcni neyccanlandıran duygular kaynaşmaya başlamıştı. Bir öykünün başlayışını, onun tüm duygulardan, duygulanışlardan ayrı olan titreşimlcrinibilirim ben. Buncayılındcneyimi." (Yandırma). Nezihe Mcriç, Yandırma öyküsünde içiçe üç öykü anlatıyor. Zümrüt I lanım ilc Şamlı Fatma, Zümrüt} lanım ile Rüstem Usta, evli birerkeğctutulan Karadc nizli kız. Bu öykülcrin arka planında bir gccckondu mahallesinin doğuşu ve ka dınları, öykiieü ilc arkadaşının kızı Sclnıin'in Zümrüt 1 lanım ile aıkadaşlığı da var. Bir dc scvginin, sevdiğini ölümc bırakmayan uücü. Bu beş öykü, bir roman gcnişliğimleki içcriğini okura sczdircrck, birl>irlerinin sınıılaııyla kcsişip ayrılarak anlatılıyor. Bir mozaviğin ayrı parçacıklarının bir bütünü oluşluıuşundan çok, yinclcncn bir motifin, yavaş yavaş dcğişerck ycpvcııi birgörüntüve varışını anıs,tıran ayrıntılar var bu öyküde. Taşın de ğil, öykünün ana izlcği nakışın bcnzeri bu kurgu, Nczihe Mcriç'in alıntıladığı dize lerlc pekiştiriliyor. Son alıntı Mctin Altıok'un oyküyü özetlemcye denk düşen dizeleri: "Oncclcri bir kuru daldım ama / Tuttum yapıaklar açtım / Seııi görünce dünyaya ". Nczihe Mcriç, bu pekiştirmeylc de yc tinmiyor, iyı nalcışçılar gini, bir daha düğümlüyor öykü anlatmayla ilgili sözleri ni: "Masanın başına orurmuş düşünüyorum da..." yazdıklarına. Elbette, yaşanan gerçeklikten yaratılan gerçekliğe dönüi;erek. Iam anlatamadım mı? Bir kez daha okuyun burayı, biraz düşünün, anlayacaksınız. C) zaman okuduklarımzın tadına inanın daha çok vaıacaksınz." (s.12) Meriç'in çocuklara yaptıgı bu açıklama, büyükler için de, tüm öykülcrin kurııluşu için de gcçcrli. Hcm okur için hetn deyazma he veslisi için bir başka ııyarı da Yandırma'da: "Sözümüzü gevşetmeden siirdürmeliiz. Bir oyküyü kotarmak büyük incclik,er isteı. Çok dikkatli olmak gerekir. Orümcek ağı bağlantıları zcdelemeden geçmeli sözden söze." (Çiçek Balı, Yandırma, s.67) Böylc kurulmuş öykülerin, benzer biçimdc dikkatli bir okur gcrcksindigi de gcrçck. Bağlantıları clden kaçırınca küçük öykü narçacıklarıyla yctinmck zorunda kalaoilir. Ama Meriç'in insanı sarıp sarmalayan anlatımına, dağınık dikkatlcri toparlamaya yönelik oldugunu hiç belli etmeven, iinlcmli cümlclcrine; okuru bir anda çarpan yepyeni sözcük lerinc dikkat ctmeycn tclcvizvon bagımlısı, çoksatar okuruna böylc bir ccza az. Yabancılaşmanın sonucuna katlanmalı... Yaşama vc dilinc yabancılaşma, kendine yabaiKilaşma ağır bir bedel gcrcktircccknr. i "Bu öyküdc iki \ıh', bir'cyvah' kullarımak istiyorum. Bu iki iinlemi dc, bu öykü içindc, dc rinlenıcsinc içiçc gcçmiş, sonu olmayan mağaralar olarak duyumsuyorum. Oylc ki, nerbiri ayrı ayrı övkü demctlcri olarak çoğalıyor, yoğunlasıyor. Yaşadığım zamanın acıyla dolu anıları, bcllcktc kalmış, anımsamak istcmcdiğim zaman parçaları, yaşanırkcn kırmış geçirnıiş, unu tulmaz izler bırakmış anlar, gidcrck tck bir ünlcm oluyor. 1 lelc aşklaı! Aşk acıları, aşkın hüzün lcri, kcndiminkilcr, bcnim dc birliktc yaşadıklanm, sezdiklerim, bana anlatılmiş olanlar. Sjimdi öykünün öyküsü: Bir yokuş var." (Ünlemleri Kökcrtmck, Yandırma, s.88) Mcriç, Beylerbcyi'nin asfaltlanarak çir kinlcştirilmiş bu yokuşunu.bu yokuşu çıkarak akrabalarını ziyarete giden bir oza nı, ozanm dikkatini çeken bircvi, bu cvin aşksız kızını, yokuşta yufkacı dükkânı iş letcn "yürcği dclikanlı" yaşlı atlamı anlatacaktır. Anlatımın neresinc "Alı"m uy gun oldugunu araştırarak. Bir bakışlık bir aşk da girccektir aıaya. Vapurda bir an bakısma ile çakan kıvılcım nc olacak peki? Nczihe Mcriç, delikanlınm kızın peşine düşmeyip, kendi yoluna gitlişini anfatıp: " Hayırhayırhayır, dönüpbakmıyorHayır, dolmuşa binmiyor, yürüyüp gidiyor. Kızın dikilip kalmış olarak arkasından baktığını bilmiyor/mu? Kalabalığa karışıyor, gidiyor, hâlâ gidiyor. îşte gözden kayboldıı artık. 'tyvah' buraya konur vc öykü biter. BirTcızın, âşık bir kızın öyküsü buıada haşlıyor" diyor. Ncdir başlavan!' Kızın yaşanıa scvinci. "Kız bir güfümseyiş olarak, yanakları pembeleşmiş cllcri kucağında öylccc Bu öyküdc 'cvvah'ın vcıi yok galiba." Birbirinebenzer kan vcgözyaşı haber Icrinin, sıkıntılarınızı katmcrlendirdiği, yaşama sevincinizi örsclcdigi günlerden birindc, yani hemen, başlayın okumava Nezihe Mcriç'in Yandırma'sını. Istcrsc niz çocuklar için yaztlığı kitapları da alın yanınıza. Ahmet Adında BirÇocuk'u ör neğin. "Bu çocuk ncdcn başını kalıhrıp hemen yukarı bakıyor" sorusunun ya nırını bulmak için. Çocukların dunyaya şaşarak, sevinçle bakışmı yeniden kazanmak, insanı insan cden ayrıntları yenilemck, yaşama sevincini, diren ci onarmak için. Yok sayıla sayıla yok edilen dil güzel liğinin tadına varmak için de okuyun Yandırma'yı. Sonra sorun kendinizc: "Üç çocuk. İki kız bir oğlan. Bıınu istememiş miydim. Hcr ne kadar bir oğlan iki kız dediysem de..." cümlc ierindcki "iki kız bir oğlan" ilc "bir oğlan iki kız" sıralamasındaki ay rım nc? Bir kadının çocuklarının doğuş sırasını böylece bc lirtmesi, dilin büyüsü değil mi? Başta da dedim ya, bir başka biçimde yinelcye yim, onun bir öyküsünün adını yansılayarak: "Öykücüdür, adı Nezi he Meriç'tir." • Yandırma, Öykü/ Nczihe Meriç/ Yapt Krcdı Yayınlcırı/ 97 sayfcı. Nezihe Merıç'm öykülcrinin ayrınrılardan bütünc iicrlcycn bir çizgisi oldu gunu, sanırım, yazmıştım. Merıç dc bir öykünün oluşumunu, kurgusunıı sık sık okuıuıı gözleri önüne seriyor bu kitabında. Oyküyü okurla birliktc kurmanın kcyfini çıkanyor sanki! "Şimdi bu öyktiyü yazmak için, masanınba^ında(.)turmu^düşünüyorıım. Dü şünüyorıım da, bir <>ykü nc şaşırtıcı, nc garip oluijumlarla başlıyor, gelişiyor, ko tarılmaya hazırlanıynr. Cjünlcrdcn bir gün, hcrhangi sıradan, hi(,bir özclliği ulmayan bir gün, uyanıyorıım. Büyük kcnttc yaşayan bir kadın olarak, ba^lıyorum günlük ya^amımı sür mcyc. Yüzünü yıka, giyin, çayını demlc, kaküllcrc iki kıvırıtı tak, kapıdan gazctcni al, ıclefonlarını et, yatağını diizclt, ortalığın gcccdcn kalan dag'ınıklığını topaı la, öğle sonu yapacağın işler için, gerckcn hazırlıklarını tamamla vb... Dcrkcn bir telefon! (...) Tclefon çaldığında, arkadışımın kızıyla bulu^mak için, kapıdan çıkmak üzereydim. lelefonıı kapa dıftımda, hcr zaman olduğu gibi, l>ir dolu akıl almıştım. Bıınlardan biri, çok güzcl ipck isjlcvcn Zümrür 1 lanım'ın adrcbiydi. Bu anlallıklaı ım, bciıinı vaşama biçimımdcn, ınsanlarla, çcvrcmfcolan ili^kilcrimılcn bir paıça. Bunlar bir yana, bcn bir sanatçıyım. Kafamın içindc dönüp duıan irngclcr, dü^lcr, ÖVKÜ konııları, ba^lunnıış, yarım bırakılmış, ba^langıç tümcclcrindcn ötc gidcmctni^ mSAYFA 8 Öykiiler için açımlamalap Nezihe Meriç'in ycni kitabını okurken, sık sık öteki kitaplarına döndüm: Bozbulanıkt 195 3 )'tan, Topal Koşma (1956)'ya, Korsan Çıkmazı (1962)'ndan Menekşeli Bilinçl 1965)'e, Dumanaltı (1979)'ndan çocuklar için yazdığı "Kiiçiik Bir Kız Tanıyorum" dizisinc... Onun öyküye bakış açısını, öykü kurgularkcıı dikkat ettiği incelikleri kendi sözleriyle aktarmak istcdim. Aradığımı Kiiçiik Bir Kız Tanıyorum 10 Yaşında'da buldum: "(...) her kurgu kişiyi yaratan yazar, elbette belli bir coğrafyada, belli bir top lumıın içindc, belli bir dili konuşarak, yazarak yaşıyor. Böylece yarattığı kişi de cenellikle yaşadığı roplumun kişisi gibi oluyor. Şunu uemek istiyorum: Yani, yazarın gözlemleri, yaşadığı toplumun yapısı, geleneğı, görcncği, toplum yapısındaki değişiklikler vb. olduğu gibi yansıyor yarattığı ki şivc vc Yaşanan gerçeklikten yaratılan gerçekliğe Nezihe Meriç'i, gününiü/ün kendine yabancılaşmış okurunun kolay kavrayamayacağını söylcrken, Meriç'c haksızlık crtiğimin farkındayım. Çünkü Meriç, öyküyü "yabancılaştırarak", öykü anlattığını özclliklc vurgıılayarak yazıyoı. Yan dırma'daki öykülcri. Kiiçiik Bir Kız Tanıyorum d iz isi n de, genç okurlar için yaptığı ve öykünün bir parçası olan, açıklamaları, daha örtük bir biçimde ve öykünün kurgusu olarak kullan ı yor: Yabancılaştırma Son olarak Ahmet Adında Bir Çocuk, Öykiiler/ Nczıhe Mcriç/ Raınılc ycn: Ccrcıı Incesu/ Dofifin Kardc^ Kitaplı ğı, Yapt Krcdı Yaytnlar// 4') uıyf<ı KİTAP SAYI 433 CUMHURİYET