Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Don Kişot'un hısmı bir İstanbul Şövalvesi Eğitimci, dilci. düşünür, ozan Salamon Bicerano 'Şalom' gazetesinin yazı işleri müdürü ve gazetenin 'JudeoEspanyor danışmanı. Bicareno'nun bir deneme kitabı ve şiirleri Avrupa Akademisi Ödülü'ne layık görülmüş. Yazılarını ve şiirlerini eski bir tspanyol Iehçesi ile yazan Bicerano atafarından devraldığı bu dilin yokolmaması için çalışiyor. CUNEYT AKALIN Çi alamon Bicerano ile bir çeviri sorunu Birden nastl olduysa oldu: ilk temasta \ dolaytsıyla birkaçyılönce tanıştım. O kendisine "nesoğukinsan" aedirtebilecek LJ) zaman kaşka bir rub hali içinaeydim; kadar ölçülü davranışlı, dikkatli muhatasomut bir işi çö'züme bağlamaya çaltşıyor bım. eiaerek yumuşadı, yüreğtni açmaya dum. Yakında tletişim Yayınlannda çtka başladı. tstanbul, ülkenin sorunlan vb. dercakolan "Selanik" kitabının judco espan ken. kendimizi uçan bir halının üzerinde, yolca ile ilgili bölümünün çevirisinde çok birlikte dünyayı seyrederkcn bulduk. Vc zorlantyoraum Bu kadarla kaha tyı; budil ilk anda ışyenndeki evraklarla dolu masade yazılmış dizelerden örnekler, halk ara sının arkasına çokyaktştyor sanısına kaptlsında kullamlan özdeyisler, Hayim Vidal dıpm "Teknik ÜniversitekökenlimühenSefiha adlı tspanyoldiluzmammn anlasıl dis" sandtg'ım kişinin aslında, o işyerinde maz açıklamaları ile birleşince, iş içinden "iğreti" demesek de, en azından o binaya çtkılmazhalalmtştt îyiden iyiye karamsar kaztk çakmamış bırı olduğunu, çok daha lığa kaptlmışttm ki, biri, bir dost kulajSşma renklıbir dünyaya ait olduğunu/ark ettım. Bicerano aaını fısıldadı. "Ona git, Ttirki Bicerano, kendıni insanların eg'itimine ve ye'dejudeoespanyola en hakim kişilerden ülkesinın mutluluğuna adamış bir küllür biridır, sorunu halleder" dedi. Bıraz soruş adamtydı turduktan sonra Salamon Bicerano'nun Cumhuriyet'leyaşıttı. Trakya'ntn hirkaMusevi cemaatınin çıkardığı Şalom Gaze sabastnda başlayan yaşam serüveni, önce tesi'nin yazı işleri müdürü olduğunu öğren Çorlu'da birdurakyapmış, Musevi yurttaşdim. Tam aradığım kişi olmauydı lann Trakya'da sayılannın giderek azalBicerano bana Şalom gazetesinde değil ması üzerine tstanbul'a taşınmıştı Aslında İstanbul'lu dcğildiama halinden bir İsde, Karaküy'dekiisyerinae randcvu verdi. tanbul beyefenduiği aktyordu. Eğitim aşSonradan görme "Plaza"ların havasından kını Musevi lısesı müdürü babasından devuzak, kentin 20 yıl önceki iş merkezinin ralmış olmalıydı. Ancak herorta halli yurtgöbeğinde yeralan binalardan birindeydi ifyeri. îçeri girdiğim andan itibaren tıtiz, taş gibi, sevdalardan önce "gerçeklcr' le tanışmıştı. Hayatını kazanmak için, yıllaryıdüzenli, çalışkan insanların dünyasına lı çevirmen olarak çalışmtş, en verimlı yılayak bastığımı farkettim... larını birpazarlamacı olarak Anadolu yolÇalısma masastnın ardındaki tertemız giyimli, davrantslart ölçülü kisi, bir gaze lannda geçirmişti. Sonra işadamltğı serüteciden, bir yazardan çok bir isadamımü veni basarıya ulaşmış, isini oturtmuş, "gehendise benziyordu. Bir an için, oraya iş gö rçekler e karşı helli bir başart kazandtktan rüşmesine gelmiş biri gibi hissettim kendi sonra, sevâalarına vakit ayırmayaftrsat bumi. Ûstelik. Bicerano berhanoi bir işada labilmişti. mı gibide davranmıyordu. Kıttkırkyaran, Ama Bicerano'nun sevdası da öyle bir buysuzluğa varan, titiz, özenli yaktaşımı, kara sevdaydı ki... Insanları eğitmekyetegörüşmeyiiyice güçleştiriyordu. Judeo Es ri kadar zor zenaattı A ma onunki daha da panyolca yardım istepme "bilmem becere güçtü. Kara sevdanın da ötesinde bırumutbilir miyim, kendimı o kadaryeterlihissetsuz direnişti adeta, tüketen, kahreden bir miyorum"yanttını alınca, iyice bunaldım, direniş... Yok olntaya yüz tutan bir dili, bir bu "zor" adama derdimı nasıl anlatacağı kültürü canlandırmaya çaltşıyordu. Yahumt kestirmeye çalışttm... dt cemaati on yıl kadar önce kendisine cetam adı "Allicance îsraelite Universelle"dir.) temel yabancı dili Fransızca Türk Yahudi burjuvazisinin kullandığı dil oldu; diöer bir deyişlc Fransızca "seçkinler" ve kullanıldı. Bu topraklarda yaşayan Yahudi halkı (seçkinterin dışında kalan geniş, kitle) "Yahudi lspanyofcası"ndan ve birlikte yaşadığı milletin dili olan Türkçeden başka bir dil konuşmaz. Müslüman azınlıklar içinde Rumlar ve Ermenilerle şu ya da bu nedenle, kimi tatsızlıklar, üzücü olaylar yaşanmısken, Yahudi cemaati ile benzer sorunlann çok şükür ki, yaşanmamış olması, tersine 1908 Devrimi'nden bcri TürkMüslüman unsurlarla Yahudi yurttaşlar arasındaki Uişkilerin düzenli gelişmesi, Yahudi ccmaatinin I. Dünya Savaşı'ndaTürk Müslüman unsurlarla omuz omuza savaşması, Hahambaşı'nın Naim Nahum FJendi'nin Lozan Antlaşması'nın çalışmalarına katılması, ülkemizdcki Yahudi cemaatine Müslüman olmayan azırılıklar arasında özel bir yer kazandırdı. Öte yandan, modern bir ıılıısdcvlct yaratmaya yönelen Türkler, haklı olarak, dil sorununu, modern Türkiye'nin inşasının eksen ıınsunı olarak clc aklılar. Âtatürk'ün Türk Dil Kurumu'nu kurması, boş zamıuiları de ğcılendirmenin çok ötesinde, bilinçli bir seçim, birideolojik inşa çabasıdır. Bunun cemaat yaşamını zora sokması kaçinılmazdı. Bilindiği gibi Lozan Antlaşması Rum, Frmeni vc Yahudi cemaatinden yurttaşlara kcndi dilleri ile cğitinı yapma olanaklarını tanıyordu. Cumhuriyct reformlannın tüm Türk yurttaşlarına sundugu ola naklann, kendi cemaatlerine de yeterli Salamon Bicerano T ürkiye Yahudilerinin büyük çoğunlug'u birkaç yıl önce "500 Yıl"ını kutladığımız büyük göç dalgasının, Iberya Yarımadası'ndan koparıp, denize saldığı ve Anadolu'ya bıraktığı büyük Sefarad Göçü'nün çocuklandır. Yanudiliğin iki büyük kolundan biri olan Sefarad Yahudileri, Ispanya, Portekiz, Fas vb. gibi Akdeniz'in Batı luyılannda yaşarken, 1492'de Katolik kral Ferdinand ve kraliçe tzabella tarafından din değistirmeye, din değiştirmeyenler ise göçe zorlanmışlardı. tspanya kökenli Türkiye Yahudileri, Osmanlı Imparatorluğu tonraklarına yerleşip, îstanbul, Selanik, Edirnc vb. gibi kentlerde yaşamlarını cemaatler haîinde sürdürürken, îspanya'dan getirdikleri dili konuşmaya devam ettiler. Türkçe'de zaman zamann "Yahudicc" zaman zaman da "Ispanyolca", kimi zaman da "lspanyol Yahudicesi" ya da Ladino diye tanımlanan dil, bir Kastilya lehçesidir ve lspanyol kökenli Türkiye Yahudilerinin anadilidir. îbranicc Musevilerin "Kutsa! kitabı"nın dilidir ve günlük yaşamda kullanılmaz; tıpkı iilkemizdcki TurkçeArapça ilişkisi gibi. TürtdyeYahucHerlve "AnaıN Sorunu" maat gazetesinin "danışmanltğı"nı önerinde, işin başa düştüğünüfarketmiş ve yükün altına girmişti. Yaşamda dik durabtlmek için verdiği bircysel mücadele, yerini "JuaeoEspanyol"un yani Yahudi yurttaşlanmtzın atalartnın tspanya'dan getirdikleri ilgınç, tarihsel, folklorik bir dilin ve bu dil aracılığıyla bir kültürün ayakta kalmasının mücaaelesine bırakmıştı. Bicerano kendini bu davaya adamıştı. Düşünce yazıların da, denemelerinde işlediği belli başlı tema buydu. Ama şiirleri öyle mi! Şalom gazetesi 'ndeyayımlanan bir röportajdaki soruya verdiği yanıtta "düzyaztlanm ne kadar mantık ve düşünceyi, rasyonellip ortaya çtkartyorsa, şiirlerim de o ölçüde giıli duygularımı ortaya çtkanyor" diyor. öyle anlaşılıyor ki, Bicerano gizli duygularını orşy , gz yg kk kl taya çtkarmakta geç kalmıs. Aslında çoğumuzda görülen bir yanlıslık değil mi bu! Nedenini soruyorum, 18'indeki bir genç y , gç kk kl "B ktzınki kd kadar ukınttlı yanıtı: "Beğenmedim, yırttım attım hepsini." Bicerano Şalom gazetesindeki görevine 12 yıl kadar önce baslamış. Şimdi kendisine Avrupa düzeyinde ödüller getiren düzyazılart. şiirlerini de bu süre içinde yazmtş. Sonra da önerıler üzerine bunları kıtaplastırmış. Şöylcbirsoru geliyorakla. Şalom'da yazmaya başlamasaydı ış hayatımn hayhuyu içinde kaybolup gidecek miydi? Bu spekülatif sorulan kendisine sormaya cesaret edemiyorum. Ortaya soruyorum onun için. Heryazarın, biraz da içinde yaşadığı koiullartn ürünü olduğunu bile bile... Şöyleydi böyleydi ifadeleri, tarttşmalı hususlar. Bu konuda ileri geri çok sey söylenebilir. Ama bir şey apaçık ortada. Bice rano'nun, yok olmaya yüz tutan bir dilin, bir kültürün dünya çaptndakiaz fayıda uzmanından bırı olduğunu, zemının ayağının altından kaydığtnı bile bile, kültüradına sonuna kadar dircnmeye çalışan bir "modern zamanlar" şövalyesı olduğunu kim inkâr edebilir? Şunu ozellikle vurgulamalıyım. Bicerano ludeoEspanyolca yaztyor; 'ama burada JuaeoEspanyololsa olsa bir iletişim araodır. Bicerano bu toprakların insamdır. Dahau, bu toprakların sayılan giderekazalan has evlatlartndadır. Örhan Velı'nin ülküdaşt, Enis Batur'un yoldaşı, Memet Fuat ın meslektaştdtr. Salamon Bicerano bu ülkenin önde gelen, seçkin kültür adamlanndan biridir. çok şeyi allak bullak etti." Vatandaş Türkçe Konuş" kampanyaları da pek çok yurttası tedirgin etti. Yunus'un, Puzuli'nin güzel Türkçesinin bir baskı aracı olarak kullanılması olacak şey değildi. Ne var ki, bu girişimler uzun süreli olmadı, kalıcı bir karaktcr kazanmadı. 1950'li yıllarda bir baska gelişme daha yaşandı: Yahudi yurttaşların önemlice bir bölümü, ozellikle cemaatin yoksul kesimleri, Israil Hükümeti'nden gelen teşviklerin çekiciliğine kapılarak Israil'e göçtüler. Anadolu'nun ve tstanbul'un kültürünü ve geleneklerini orada yaşatmaya çalıştılar. lsrail'e göçün Yahudi cemaatini çok küçülttüğünü de biliyoruz. Türkiye'deki Yahudi yurttaşlar 20. yüzyılın sonuna yaklaştığunız bugünleıde ye ni bir sorunla karşı karşıyalar. Sayıları giderek azalan, cemaat kültürü giderek çö züldüöü için, dahası niifus yapısı karışık evliliklerle daha da azalacaga benzeyen Yahudi yurttaşlar, giderek Türk toplumu ile iyicebütünleşmeye yönelince, Türkçe Yahudi yurttaşlarımızın da esas dili hali negcldi. 500 Yıl Vakfı'ndan degerli Dostum Harry Ojalvo'nun sözleriyle "eskiden evde Judeo Lspanyol konıışurduk, şimdi herkes Türkçe konuşuyor, JııdeoEspanyol konusana gülünüyor. 'Levanten dili" Fransızcanın gerileyişi Türkçenin yaygınlaşmasına yaradı. Gü nümüzde Yahudi yurttaşlarımızın büyük çoğunluğu, eğitimli bir nülus olma özelliğinden dolayı, Türkçeyi İstanbul lehçcsi ile kusursuz bir biçimdc vc anadili Türkçe olan pek çok taşralı yurttaştan da ha diizgün konuşur durııma gcldi. Bu ise Yahudi "anadili"nin yani "lspanyol Yahudice'sinin unutulması, yok olması teh" SAYFA 15 Modern Türtdye va Yahudter îberya kökenli Musevi yurttaşlar, îspanya'dan beraberlerinde getirdikleri anadillerine, cemaat kimliğinin bu kültürel temel unsuruna, doğal olarak, yüzyıllar boyunca sıkı sıkıya sarıldılar ve bu günlere" Yahudi tspanyolcası" ile geldiler. 19. yüzyılın sonunda vc 20. yüzyılın başında kimi siyonist Yahudilerce, Ibranice Osmanlı Yanudileri arasında yayılmak, yaygınlaştırılmak istcndi. Bu, daha çok Alman ve Dofiu Avrupa Yahudilerinden kaynaklanan nir eöilimdi; gencl olarak Akdeniz 1 Iavzası'ndn ve Türkiye Yahudi leri arasında tutmadı Türkiye Yahudiie ri 19. yüzyılın ortalarından itibaren Avrupa'da şekıllenen daha demokratik "Al yans" eğilimine bağlı kaldılar Siyonizmle aralarına çizgi çektiler, öte yandan 1b ranicenin kullanımı dinsel alanlarla sınırlı kaldı. Musevi yurttaşlar, günlük yasamlarında "lspanyol Yahudicesi"ni kullan maya devam crrilcr. 19. yüzvılın ortalarından itibaren kurulan "Alyans ükulla n"nın (uluslararası Yahudi kuruluşunun CUMHURİYET KİTAP SAYI 458 salamon Bicerano, ödülunü alırken güveni sağladığını tespit eden Müslüman olmayan yurttaşlar, Medeni Kanun'un hükümlerinin kendilerine de tanınmasını isteyerek, yani yabancı devlctlerin korumasındaki azmlık haklarını reddederek, bu topraklarda birlikte yaşama iradesini izhar ettiler. Türkiye de makulu bulmaya çalıştı. Osmanlı'dan devıalınan gelenekler yaşatıldı, azınlık cemaatleri kcndi kültürcl varlıklannı, kimliklerini anadillcrindc egıtim gördükleri kendi cemaat okullarında sürdürdüler. Zaman zaman "azınlık yurttaşlara" kötü nmamcleler, hoş olmayan davranışlar rcva görülmcdi degil. Ozellikle milletin yasamında bir dönüm noktası olan 67 Eylül Olaylan, pek