17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

A Y R I N T I N M HIRSIZIN GUNLUGU Roman/Çev.: Yaşar Avunç Jean Genet Jean Genet. Çocukluğunda 'piç' ve öksüz. Büyüdüğünde 'hırsız', eşcinsel ve yazar. Babasının kim olduğu belli değildi. Annesi ise onu doğar doğmaz terk etti. Küçüklüğünü geçirdiği yetimhaneden 10 yaşında kaçtı. Tıpkı daha sonra yerleştirildiği her yerden ve katıldığı sömürge birliklerinden kaçtığı gibi... Hayatını Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde hırsızlık, kaçakçılık gibi suçlar işleyerek sürdürdü. Sık sık hapse girdi. Fransa'da hırsızlık suçundan onuncu kez yargılanması sonucu müebbet hapse mahkum edildi. Yazdığı ilk roman Andre Gide, Jean Cocteau ve JeanPaul Sartre gibi ünlü yazarların dikkatini çekince, bu yazarların cumhurbaşkanına verdikleri dilekçeyle cezası affedildi. Fransa'daki toplumsal hareketlerden Filistin mücadelesine, Amerika'daki Kara Panterler hareketine kadar çok sayıda mücadeleye, anarşizan bir tavırla destek verdi. Daha çok romanlar ve tiyatro eserleri kaleme almış bir yazar olan Genet, Hırsızın Günlüğffnde otobiyografik öğelere ön planda yer vermiştir. Yaşamın en ücra köşelerine, hırsızların, fahişelerin, eşcinsellerin, pezevenklerin dünyasına son derece şiirsel bir dille, derin ve incelikli ruhsal çözümlemelerle nüfuz eden Hırsızın Günlüğü, aynı zamanda erkek bedenine düzülmüş en edebi övgülere rastlanılan bir yapıttır. Erkek egemen toplumun iktidarına, söylemlerine ve davranış kodlarına hem 'karşı'dan meydan okumuş, hem de bu iktidarın 'erkek' ve 'polis' nitelikleriyle özdeşleşmenin küçültücü hazzını yaşamış olan Genet, kendi deyimiyle "korkak, hain, hırsız ve eşcinsel'dir. O, aşağılanmanın ve kendini aşağılamanın en üst mertebesinde bir 'aziz' gibi dolanırken, tamamen dışında kaldığı 'bizim dünyamız'a tuttuğu aynada, ahlakdışılığın, ihanetin, şiddetin imgelerini bir geçit töreni görkemi içinde seyrettirir. Yeraltında yaşayan, toplum dışı bu 'serseri'nin hayatı, birçok insanın dokunmaya bile cesaret edemediği kimi değerlere hayatın içinden yapılan bir saldırıdır. Bu hayat Hırsızın Günlüğünde bir şiire, fakat vahşi bir şiire dönüşmüştür. Hırsızın Günlüğü, yanıbaşımızda duran ve görmezden gelinen bir dünyanın içerden betimlenişidir. Yasadışının estetiğiyle tanışmak için... DOSTLUK ÜZERİNE Inceleme/Çev.: Emrehan Zeybekoğlu Sandra M, Lynch Dostluk umuttur. Her dostluk girişimi dünya ile benlik arasında yaşamak adına girişilen çatışmaların ezici maliyetlerini biraz olsun hafifletme çabasını içerir. Hiçbir dış gücün dayatması olmaksızın, bir başkasına karşı duyduğumuz kendi içimizden gelen derin duygular, ona ilişkin gönüllü olarak edindiğimiz bilgiler, onunla paylaştığımız deneyimler, kısacası onun dünyasının tadı bizi bireyselliğimizin dar ve sıkıntılı dört duvarından kurtarır. S.M. Lynch ise bu kitapta, konuyu tarihsel bir bağlamda tartışırken öncelikle Batı geleneği ve düşüncesinde dostluğun nasıl kavrandığı üzerinde durmaktadır. Modern zamanlarda dostluk artık iyice kışisel hayata ait bir unsur haline gelmiştir, yani tamamen bireysel seçimin sınırları içindedir. Bu noktada, dostluk kişisel ahlâkla birlıkte ele alınır. Bir insanı her türlü özçıkar düşüncesinden bağımsız bir biçimde sırf kendi için sevmenin mümkün olup olmadığı tartışılır. Çatışan talepler, arzular ve çıkarlar dostluğu ne derece engeller ve bir denge kurulması mümkün müdür, sorularına cevap aranır. Dostluğun insani bir olanak olup olmadığı ve dostla özdeşleşme ya da farklılıklara yer bırakmanın mümkün olup olmadığı soruları ise Sartre'ın insan bilincine ait analizine bakarak cevaplandırılmaya çalışılır. Dostluk umutsuz bir dünyada bir umut ışığıdır ve emek ister. Bireyciliğin yaygınlaştığı, bireysel çıkarların insani duyguların önüne geçtiği günümüz koşullarında insani yanımızın çürümesini istemiyorsak, dostluğa düşünerek sahip çıkmalı onu basitleştirmekten kaçınmalıyız. Çünkü içimizdeki "yaşama sevinci" diğer insanlara hissettiklerimizle azalır ya da çoğahr... n I I • DUR BİR MOLA VER Roman/Çev.: Fatma Taşkent Tpm Robbıns Daha önce yayımladığımız Parfümün Dansı kısa sürede kendi hayranlarını yaratarak bir "kült roman'a dönüştü. Aynı yazarın hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayacak bir başka romanını sunuyoruz bu kez: Dur Bir Mola Ver. Yine uçarı, oyuncul ve bilge... Tom Robbins, insanın acı çekmesini, özgür ve mutlu olamamasını doğadan kopmasına, kazanma hırsı, kaybetme kaygısı ve ölüm korkusu gibi "doğa dışı" gerginlikler edinmesine bağlıyor. Ve bütün bunlara neden olan otoriter, teknolojiye tapınan ve ekonomiyi sağlıktan, sevgiden, hakikatten, güzellik ve seksten üstün tutan modern medeniyeti suçluyor. Emir, sansür, ödül ve ceza ile sistemi ayakta tutan politikacıların, askerlerin ve din adamlarının doğadan, dolayısıyla hayattan korktuklarını belirtiyor. Özgür ve neşeli bir hayat yerine "ıstikrar"ı amaçlayan bir hayata maruz kalmamızda dinin rolünü deşiyor. En istikrarlı toplumların polis devletleri olduğunu, doğanın ve hayatın istikrarlı olmadığını, istikrarın doğal olmadığını vurgulayarak dinin Cennet ödülü ve Cehennem cezası ile istikrarı sağlamaya çalıştığına dikkat çekiyor. Nesneyle özne, ölümle hayat, doğal olanla doğaüstü, uyanmakla rüyalara dalmak arasındaki hiçbir sınırın kalmadığı bütünlüklü hayat tarzını kaybeden insanların da korkuya kapılarak, dine sığındıklarını, böylece yaşamaktan vazgeçtiklerini söylüyor... Çingene ruhlu Amanda ile davulcu ve heykeltıraş Ziller başka bir hayat yaşamaya karar verirler. Yol kenarında bin bir çeşit insanın uğrayıp mola verdiği sosis ve sebze/meyve suyu satılan, bale kıyafeti giymiş pirelerin gösteri yaptığı, çeçe sineği ve zehirsiz yılanların sergilendiği bir dinlenme tesisi açarlar. "Ölüm korkusu köleliğin başlangıcıdır" diyen, hayatta asıl olanın "üslup" olduğuna inanan renkli ve şehvetli Amanda, "şeytanın meyvesi" mantarlara, böceklere ve çiçeklere karışır... Bütün yolculuklarını kaynağa doğru yapan, yaratılıştaki ritimle müzikteki ritmi bağdaştıran Ziller ise yabani, yarı çıplak, sessizce ortalıkta dolanır... Tarihi Batı kültüründen çok daha eski olan Hint, Tibet, Afrika kültürleri ile pagan dünyayı hatırlayarak yaşarlar... Kaybetmekten ve kazanmaktan öte bir hayat arayanlara... Samuel Beckett Molloy, Malone Olüyor, Adlandırılamayan Roman/Çev.: Uğur Ün ÜÇLEME AYUNTI Pıyer Lotı Cad 17/2 34400 Çembertıtas/lstanbul Tel (0 212) 518 76 19 Fax (0 212)516 45 77 GENELDAGITIMPİA AYRINTI YAYINLARI İSTANBUL : Klodlarer Cad Bınbırdırek Sk lletışım Han No 7/B1 Cağaloğlu 34400Tel (0 212) 638 55 45638 55 71638 55 75 Fax: (0 212) 517 71 57517 71 58 ANKARA :SelamkCad No 72 Yenışehır 06640 Tel (0 312) 417 78 35 Fax (0 312)425 06 82 İZMIR : 859 Sk Saray Işhanı No 1/8 Konak 35250Tel' (0 232) 483 10 40 Fax: (0 232) 484 46 65
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle