Katalog

gramofonun icadından önce her şeyden kopuşumuzu anlatan kitabın. Akşam bir dalga gibi geliyor ve ambarlar kapatılmamış hcnüz. Geçmiş sızıp giriyor içcri vc batıyor gemi. Kurtarma çalışmaları sürüyor hızla yaklaşan mor bulut kümelcri altında. Her şeye alışabilirsiniz, doğrudur, hatat güneşin akşamları doğuşuna bile, ama mutlaka programda bir şeyler değiştirmeli vc gökyüzündeki delik kapatılmalı, değil mi? Yazık ki ağıtlar bildik geliyor artık ve gelecekte her şey daha iyi olacak vaatleri de ciddiye alınmamalı, çiinkü gelecek geldi bile ve yaşıyoruz geleceğiz, an be an, nefes ncfcse, bir umutla notalar arasında bir bağ olur diye. "üziir dilerim gelemedim yardımına, ama ben de boğulma tehlikcsi içindeydim ve cam parçaları başımdan aşağı yağıyordu, işte bu mektubu yazıyorum sana sen ki ölüsün artıkve atıyorum mektubu gürleyen dalgalara ve görüyorum açıkça bir dcniz kabuğu gibi duran ;atli kulağını dalgalar arasında." Çeviren: luba Köseoğlu DUMAN Bitimine doğruydu yılın ve uzaklarda ormanlar yanıyordu dumanın belirdiği gün niç nissedilmeden neredcysc, Tünel ağızlarında görünen bir hayalet, birçok hayalct gibi. Artık komşun öldüğüne göre merdivenlerdeki kısa selamlaşmalan hatırlarsın, koridorlarda iinlü şarkılardan kesitler, vc içinc bakarsın o kuyununo belirsiz ışık ve hava kuyusuna ne aşındıran yagmur ne de karın yok edemeyeceğ'i bir boşluk görürsün, boşluk bakışına yanıt verir, bir köpek gibi izler seni eline doğru dumandan dilini uzatarak. Lambanın ışığına, yatağa dolar duman. Gözler bulanır, gözler yok edilir, arzu dolu eski aryaları için kulaklar da. Venedik eskisi gibi değil, ne de Roma, çanları suskun, lokantaları bomboş Manhattan'da kuleler gökyüzünden çekilir; tüm yerler, tiim mekanlar daha az bakılır, daha az duyulıır, daha az sevilir olur. Genzi yanık insanların yaşadığı bir kentte ezgilcri başlatacak abıhayat bulunamaz asla ve ilerde dansedeceksen eğcr, alacakaranlığın alıp götürdüğü o aydınlık pencerenin anısı eşliğinde olmalı bu, akşam yemeğini hazıriayan o eller, işe yaramayan prezervatit şişeleri arasında çabalayıp duran iskelet eller o kollar, bacaklar, ağızlar, her gün soluduğumuz duman. Ama yok olmayın, nehire giden yola sapmayın. Soğuk ve ıssız oralar, ve gökyüzü yanmış bir sayfa. Kalınsen ve sizler. Dağılmış dumandan insanlar olmayacak isek bizlerin oluşturduğu anıt yükselmcli gccikmeden. Çeviren: NilKurtulan SIRMA tlk resimde sarınmış küçücük prens altın ve gümüş kemerlerin kuşattığı kostümüne. Boyca ondan kısa olmayan yaşça büyiik eüeesi elinde kraliyet simgeleri ve asasıyla resmin çerçevesinden çıkıverecekmiş gibi. Sonrakinde prensi binicilik okulunda görürüz. Bir ata hükmettiğinde çok gururlu, ailesinin tüm bireyleri uzaktaki terastan onu izliyor. Şapkasında beyaz muhteşem bir tüy, Ispanya göğünün değişen mavi ve yeşilinde. Son resimde, Majesteleri Prens Baltasar Carlos'un üstünde av kıyafeti, başında şık bir kasket, Biraz şaşkın ama büyük bir imparatorluğun varisi olmanın bilinciyle kararlı. Arkasında imparatorluğun toprakları uzanıyor ve kasabalar yanıyor, gcmiler batıyor, hep şaşı bakan soytanlar var çcvrede, ve yaşlı bir kadın yumurta pişiriyor bir erkek çocuk elinde bir kavanoz saf zeytinyağı ile onu seyrederken. Mucizeler oluyor: bir kuzgun süzülüyor gagasında iki kuşu doyuracak büyüklükte bir somun ekmekle; bir azizin mezarını eşeliyor aslanlar ve genç Prens Balthasar Carlos biniciliği, avcılığı, nasıl kral olunacağını öğreniyor ve on yedi yaşında ölüyor. Babası ağlamıştır bir gün boyu, ama sonra 1 labsburg hanedanının sürmcsi için oğlunun nişanlısıyla evlenir. Kral kırk altı, KIZ on altı yaşında. Sıradan diplomatik bir olay. Resimde Kizın yanakları kıpkırmızı allıktan. Gümüş sırmalar süslüyor siyah elbisesini. Çeviren: Ayşe Ece 11eti şim' uen E . M I N Kırık Zarlar K umarbazlar bildiğiniz gibidir. Ve hiç bilemeyeceğiniz gibi. Haliyle kujnarhaneler de öyle... Medya gökdelenlerinde fal bağımlısı ihtiraslara kapılabilir insan. Sonra bir gün "katır teper", dışından bakacağınız şey sizi içine çekiverir... Şans işaretlerini kollarken, o katır tepmeleriyle gezginleşebilir ve yine katır tepmeleriyle sabitlenebilir hayatlarınız... Sokrates'le Abdullah bir kilise tadilatında tanışıp, aşklarını İstanbul'dan Paris'e nakledebilirler... Bir ParisRoma yolculuğu sizi Fellini'ye götürebilir... Bir muamma Teşvikiye Camii'nin avlusunda çözülebilir... Yıllarca yaprak kımıldamayan yeri bir haftalığına terketseniz, döndüğünüzde her şeyi değişmiş buiursunuz. Ama bazı şeyler değişmez: Her oyunda piyonlar vardır, kırık zarlar... Köşe yazılarında Vivet Kanetti adını kullanan E. Emine'den "zengin dekorlu" bir roman... DAĞITIM: PİA. Istanbul Klodfarer Caddesi, Bınbirdirek Sokak, lletişim Han 7/B1,34400 Cağaioğlu Tel. (212) 638 55 45 638 55 71 638 55 75 • Faks: (212) 517 71 57 58 PİA. Ankara Selanık Caddesi 72, 06640 Yenışehır Tel. (312) 417 78 35 • Faks: (312) 425 06 82 PİA. Izmir 859 Sokak, Saray Işhanı 1/8, 35250 Konak Tel. (232) 483 10 40 • Faks: (232) 484 46 65 İLETİŞİM KİTABEVLERİ: Istanbul Sakız Gülü Sokak 33, 81300 Baharıye Kadıköy Tel. (216) 418 39 82 83 Ankara Selanik Caddesi 72, 06640 Yenişehir Tel. (312) 418 59 32 • Faks: (312) 425 06 82 Izmir 859 Sokak 33/B, 35250 Konak Tel. (232) 483 10 40 • Faks: (232) 484 46 65 Izmir Kıbrıs Şehitleri Caddesi 1443 Sokak 48/A, 35220 Alsancak Tel. (232) 463 23 01 463 23 03 • Faks: (232) 463 23 02 Bodrum Çarşı Mahalle, Incı Sokak 2, 48400 Bodrum Tel. (252) 313 18 06