17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Nursel Durucl ilk kitabı "Geyikler Annem ve Almanya"da ayrıcalıklı yerleri olan "Olüm Aralarında Kaldı" vc "Zaman Aralığında" adlı o olağanüstü etkileyici öykülerindcki derinlik vc şiirselliği sürdürdüğü bir kitapla karşımızda: Yazılı Kaya. FİLİZ ÖZDEM Y a/arltir, okııı ların elinde 1 y a /. g 11 a r ı nın" neye uönüşeceğini ya da bir okurıin "yazgısını" ne ölçüde belirleyecek lerıni belki bira/ kcstirebilir, okurtı etkılemeyi ıımabilir ama asla tam olarak tek tck okıırda yapıtının ne gibi izler bııaktığını bilcmczler. Aslında bu yazarı tam olarak ilgilendirmcz dc belki, sonuçta yazar önceliklc kcndisi için yazar. 'Kitapların bizi okumakta olduğu" dönemlcrde, kuşkusuz her birimizin oluşunu ctkileyen "sevgili" kitapları olmuştur. Geyikler, Annem ve Almanya (1982, Adam Yay., 1. Baskı 1980 Akademi Kitabevi Ödülü 1983 Sait Faik Hikâye Armağanı) bcnim adıma bu tür bir kitap olmuştu. Bu kitabın yazarının adını hiç unutmadım, ama ycni yapıtına kavuşmak için aradan on yıl geçmesi gerekti. Uzunca bir aradan sonra demlencrek okunulan: Yazılı Kaya (1992, Tclos Yav., 1. baskı) gcldi. Nursel Duruel'in adı da, ilk gençlik yıllarımda çok özel vc önemli bir yere sahip p iki sevgili adın, Scvgi Soysal'la Tczer Ozlü'nün yanına yazıldı. Şimdi, Nursel Duruel ikinci kitabının ycni baskısıyla onu yakalayamamış olanlarla ycnidcn bulu^tu. Ya/arın Geyikler Annem ve Almanya'daki ayrıcalıklı yerlcıi olan "Olüm Aralarında Kaldı" ve "Zaman Aralığında" adlı o olağanüstü etkileyici öykülerindcki derinlik vc şiirselliği sürdürdüğü bir kitap Yazılı Kaya. Nursel Durucl /amanı, mekânı dışarda bıraktığı, iç zamanı ve mekânı konuşturduğu öykülerde çok çarpıcı bir anlatım dilini yakalayan, "çetin cevizliğini" ortaya koyan bir yazar. Bu noktada kimi zaman kapalı, karamsar bir anlatıma sahıp olarak da nitelencn Duruel, aslında bu niteliklerden çok "inıgesclliği" başarıyla yakalayan, bunu yaparkcn de "kendiliğindcn ımgelere" bel bağlamayan, söylemek istediğini sağlam, kılı kırk yaran ustalıklı bir dillc aktaran vc bu anlamda da kolaycı okura pck seslcnmeyen, kendi özcl okurunu yaratan bir ya/ar. "Ben, garip şeyler düşünerek, garip olmak isteyen biri değilim" diyor "Ses Maketi"öyküsündeki kahramanı... Nursel Durucl'in kendisi dc ımgeyi anlaşılmazlığa, garipliğc sürüklemedcn, okumayı estetik bir ha/.za donüştürerek met ni zenginleştirip "ağırlaştınyoı". Bu "ağırlık" yazarın söylcmek istediklcrini dc dcstekliyor. Yazılı Kaya'da ilk öyküden başlayarak kendini clc vcren, bircysel/toplumsal belleg'in uçuculuğu... Nursel Durucl'in yazı evrenini belirleyen ana izlck: Devamlılık. "Kayda geçmemiş hayatlar sürüklenip gidiyor" diyor yazar "Su" adlı oyküsünde. "Pusu kuruyorum karanlığa. Nasıl basacak burayı alacakaranlık, aydınlığı nasıl gönderecek? Göremiyorum. Sonra k.alkıp bu kez sabaha pusu kuruyorum. Oyle gizli yer değiştiriyorlarki, ikisinideyakalayamıyorum." (Su) Artık büyümüs, bir çocuğun dipte kalan gözüyle, hayatın eter gibi uçup git peşine düştü. Zöhre ile birlikte sayısız taş topladılar kervansarayın çevresinden. Binlerce harmandan artakalmış yeşil damarlı, kırmızı damarlı, alasarı çakmaktaşlarıyla evcilik oynadılar. Evler yaptılar, bahçe duvarları çevirdiler, yollar geçirdiler, ağır kapılı kaleler yiikselttiler. Çok uzun sürdii bu oyun. O zamana kadar oynadıkları en coşkulu oyundu. Her taşın ayrı bir görevi, ayrı bir anlamı vardı. Taşlarla yetinmedi Zöhre, kırmızı kilden tavalar, tuzluklar, eşekler, develer, tekneler yaptı. Çatlamadan kalsınlar diye ağaç cölgelerinde kuruttu, ayak altında kalmasınlar diye deliklerde sakladı. Sonra, her birini özenle taşıyıp tek tek yerleştirdi. Aslı, çiçek tohumlarından, kurumuş böceklerden, neyi bulduysa en güzelinden getirip bezedi. Her şey tamamdır dedikleri gün, yaptıklarını görmek istedi Aslı ve ayağa kalktı. Zöhre de kalktı. İki adım geri çekildiler. Kızgın güneşin altında, dümdüz uzanan ıssızlıkta, eğri büğrii taşlar arasında, ottan köklen, tozdan topraktan oluşmuş küçük bir tiimsek gördüler. Koca boşlukta küçücük bir tiimsek! Demek buydu... yalnızca buydu yaptıkları!" (Yazılı Ka ya) "Etik" sopgulama Nursel Duruel bütün bunların altyapısı olarak, psikolojik ve felsefi bir sorgulamadan çok "etik" sorgulamayı inccden inceye lirik bir anlatımla metnc ycdirerek yazdıklarının dibindc bir temel, bir zemin olu^turuyor. Bu etik sorgulamayı dilinin gölgesinde bırakarak serimleyen Duruel, hayatı oluruna bırakan, onun akışını seyreden, böylece hayatı karşısına alarak onun içine karışmayan insana da bir eleştiri getiriyor. I layattan ayrı duran ve onu donüştürmeyen insan bellcksizleşecek ve bütün değerlerini yitirecektir kuşkusuz. Ayrıntıları ve farklılıkları önemscyerek, özelliklc de "yaşayarak", onları hayatın içcriöi haline getircrek "bütünlük"ün kurulacağına ınanan ve ağacın dallarıtulan çok köklcrine bakmayı seçen bir yazar Nursel Durucl. Bu nedenle de degişim içindeki değişmeyeni yakalamanın, bir temel oluşturarak sesin, sözün, ışığın, duygunun ve düşüncenin yok olmamasının pcşinde. "Artık kimse konuşamıyor, yürüyemiyor, duyamıyor. Yalnızca doğuruyor ya da doğuyor. Bütün eylemler donuyor, yalnızca doğurma eylemi kalıyor. Yer gök, doğuran kadınların ıkıntılarıyla, doğmakta olan erkeklerin, kadınların, çocukların, gençlerin, bebeklerin ilk çığlıklarıyla inliyor. Caddelerden oluk oluk kan ve patlayan son keselerinden taşan sular akıyor. Arabalar, buzdolapları, videolar, bilgisayarlar ve reklam panoları ve binbir türlü mal, giderek azgınlaşan taşkınlıkta oradan oraya sürükleniyor. Leyla, özlediği o dokunulmamış ana ulaşamadan yakalanıyor kendi doğumuna. Günlük alışverişini yaptığı dükkânın kapısında annesi de onu doğurmaya çalışırken, o, mahşeri kalabalık içinde kendi doğurduğunu görmek için çabalıyor. tçine düştüğü dehşete rağmen nasıl olup da sevinç duyabildiğini bir türlü anlayamıyor."(Sen de Oradaydın ) • Yazılı Kaya / Nursel Duruel / Adam Yaytnlart / 5fi v SAYFA 7 Çetin cevlz Nursel DurueVin öyküler toplamı: " Yazılı Kaya" Minyatürün lacivert zemini Sönmüş anılar mesini istemeyerek, hayata seyirci kalmayı istemeyerek tutunması ağır basıyor neredeysc her öyküdc. Varlık, yokluk, değişim, zaman gibi kavramların altında czilmcmeye çalışarak, neredcyse "taş olma" ve böylcce kalıcılaşma isteğiyle kendi nlu^unun bilıncinc varan bir "çocuk""Bir sesim var, işitiyorum. Sesimi nerelere koyacağımı bilemiyorum, yakıştırıp hiçbir söze yerleştiremiyorum" (Su) diyor. Daraltılmış ve incclmiş zamanın ve mekânın içinde bir türlü konumlanamayan ve bunun acısını çeken, kendini adlandırmak, kayda geçirmek, yitip gitmek istemeyen insanın cümleleri okunuyor kitapta: "Hayatında ne tarihler var, ne deyerler. (...) Şimdi kronolojisi olmayan anların toplamı. (...) Hayatı var. Yerleri, tarihleri var. Adı var. (...) Gitti. Geldiği gibi gitti. Uçsuz bucaksız dünyada kaybolmaya gitti. Sürekli kendini terketmeye; niç Kİmse olmaya gitti. Daracık hayatlarda gizlenmeye gitti." (Atlarını Sürüp Geluiler) "bir minyatürün lacivert zemini olsaydı/ böyle kaybolmazdın." (Burgaç) 1 layatın içinde sılıkleşen surctlcr, şimdinın tınısında varlığı unutulan gcçmiş, sönmuş anılar, kaybolan düşjer, yaşanan anın içinde hayatı seyretmekle yetinip kaçıranlar, "tutunamayanlar"dan çok tutamayanlar ve kendilerinin kılamayanlar... "Ben"in vc "bı/."in tarihini kurcalayan yazar bilgiyi ve duyarlığı aynı titizlikle ele alıyor ve bu alanı şiirle, masalla yoğurarak gerçekle düş arasındaki o karmaşık alanda bilinci kuran kavramlar vc sözcükler içinde sanki arkeolojik bir kazı yapıyor. Sen de Oradaydın çöllerde, binaların içinde, düşlerdc, uykularda, kavramlarda, bir kâğıdın üstündc kurulan öykülerin arasında sıkışan kaygının imbiğinden inanç, kavga, teslimıyet, aykırılık, aşk içindeki insanın sınırlan suzülüyor. "Mavi kanatlı tırtıllarla, yıkıntının duvarlarında, kemerlerinde açan çiçeklerle avundu. Aslı, sonra iz Mahallelerde, kasabalarda, kentlerdc, CUMHURİYET KİTAP SAYI 386
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle