17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Küresellesmevi almlamak MUZAFFER UYGUNER Attilâ llhan'dan "Hangi Küreselleşme" S on zamanlarcia çok konuşulan, sık sık yinelenen bir küreselleşme söz konusudur. Bazılan, bunu yabancı dildeki sözcüğu ile konuşup durmakta, "globalleşme" demektedir. Sanıyorum ki bu sözcüğün gölgesinde olan kavramı birçogumuz tam olarak bilmemekteyiz. Zaman zaman gazetelerde vc ekonomik dergilcrde yazılara konu olan bu kavramı geniş bir boyııtta Attilâ Ilhan irdelemiştir. Hangi Küreselleşme adlı kitabında, bu kavramı geniş oir boyutta elc almıştır. Nedir küreselleşme? Küreselleştirme, kitapta anlatıldığına görc, "Hıristiyan, beyaz ve Batılı bir devletin, çcvre ülkelerden (Üçüncü Dünya'dan) bir ülkcyi gizli sömürgesi halineuönüştürmesidir". Attilâ llhan'ın kitabından anlaşılması gereken kavram budur. Bir yazısında şunları okuyoruz: "Öyle tatlı tatlı anlatıyorlar, öylc sütlü sütlü mcliyorlar ki, bilen bilmeyen 'küreselleşme yi, gelişmekte olan ülkelere yeni ve geniş gefişme ufukları aça(n bir şey zannediyor; oysa, 'küreselleştin' mi, aslında 'Sistem'in pazarı oluyorsun; başka türlü söylersek, "Sistem gezegenin öteki ülkelerini ekonomik denetime almanın adını, kibarlık olsun diye, 'küreselleşme' koymuş!" (s. 354). KüreselleşıiKnın bırcok zararıolduğu anlaşılmaktadır. Millıyet Gazetesi'nin 9 Haziran 1997 tarihli sayısında "Küreselleşmeye Fransız lsyanı" başlıklı bir yazı yayımlandı. Bu başlıöın altında şu özctlemc var: "Fransız haİKi, işsizliğc, yoksulluga yol açan küresel ve liberal politikalara tepki gösterdi. tşçi sınıfı 1995'teki cylcmiyle oncü güç oldu&unu bir kcz daha karııtladı". Demek oluyor ki, Fransa gıbi ülkeler de bunun olumsuzluğu, baskısı anlaşılmıştır. Bizim yazarlarımızın birçoğu ise bu akırnın olumlu sonuçlar vcreceğini yazıp söyleyip durmaktadırlar. Sözgelimi sayın Çiller'in bu yolda olduğıına değiniyor Ilhan. "Ikili Çıkmaz" başlıklı yazısında, Çiller'in davranışını ele alıp irdelemıştir. tlhan'a göre, Çifler, "durumunu kurtarmak için, sunduğu acı paketi, Türkıye'yi kurtaracak sihirli bir rormülmüş gibi pazarhyor; böylece IMF'nin ve Dünya Bankası'nın (dolayısıyla Sistem'in) gözüne gireceğini sanıyor" (s. 343). Özal'ın ülkcyi 'Sistem'eentegreetmesi, bu yüzden de gizli oligarşi ile uğraşmak zorunda kalması, bazı aydınlarımızın kalasını karıştırmıştır; oligarşiyle gizli acık zaten müeadeleye girmiş, insan haklarına dayalı demokratık bir toplum yandaşı olan bu aydınlar , Özal'ın gerçekte 'Sistem'in dayattığıreformları yaptığını ya görmemiştir ya da görmek istememiştir. Bu gibiler, "bu yüzden de, yapılanı 'transformasyon' yapanı da, Mustafa Kemal'den sonra, en büyük devrimci ilan ettiler". Oysa durum hiç de böyle değildir. Bilindiği üzere, "Mustafa Kemal, Düveli Muazzama'ya, yani Ingiltere'ye, F'ransa'ya, ltalya'ya, Japonya'ya, ABD'ye, yeni G'ye, kısacası 'Sistem'e kafa tutmuş bir halk hareketinin lideridir; neyigerçekleştirmiştir" (s. 1977. Özal'ın yaptıgı olumsuz davranıslarına birçok yazısında yer vermiştir Ilhan, "Turgut (")zal'ı 'Yerine Koymak: 4" başlıklı yazısında, "birkac vilayetimizi elden çıkmış görmek daha iyidir" diyen Sadrazam Keçeci I'uat Paşa ile aynı kcfeyekoymuştur. Sistem, küreselleşme, ülkemizdeki Attilâ Ilhan "Hangi Kürcselleşme"de, küreselleşme kavramını geniş bir boyutta ele alıyor. Nedir küreselleşme? Küreselleşme, kitapta anlatıldığına göre, "Hıristiyan, beyaz ve Batılı bir devletin, çevre ülkelerden bir ülkeyi gizli sömürgesi haline dönüştürmesidir". Attilâ Ilhan bu kavramı irdeliyor. karma ekonomi modcline karşıdır, bunun uygulanmasından rahatsızlık duymaktadır. Bunun için, zaman zaman IMF ve Dünya Bankası sorumluları gelip bizim siyasetçilere bazı raporlar sunmaktadır. "O zaman soru şu" diyor Attilâ Ilhan ve şunlan yazıyor: " tnlcrkimin elindedir, Başbakan'ın mı yolcsa Dünya Bankası ile IMF'nin mi?" (s. 205). Ortadoğu'da bugun de birçok senaryolar var. Bu konuda "Küçük I lanım'ın Seçeneği" başlıklı yazı okunmalıdır. 1925 yılında Tahran Büyükelçiliği'nde EÖreve başlayan Memduh Şevket Esendal'ın Tahran Günliiğü okunduğunda, anlaşılıyor ki, bu senaryolar o yıllarda da yürürlüktedir. "Bu Karanlık Tablo Kimin Eseri" başlıklı ya/ısında Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri'nde, Atatürk'ün umdugundan daha çok iyi sinyallcr verdiğine değinmiştir. "Kamuoyunda kimilcri, Sistem'e ve onun küreselleşme ve özeücştirme reçctclerine karşı, ciddi bir Müdafaai Hukuk hassasiyetı içindedirler; kimileri ise, onları 'geçmişin dinozorları' sayıyor". Bu kürcselleşmenin eğitime ve dile dönük yönleri yok mu? Yabancı diîle eğitim, elbette küresellcşiTie istcycnlere bir bağlantı sayılmalıdır. Türkçe'yi bırakıp yabancı sözcükleri kullananlar, televizyonlar yanında tabelaıarını bile yazanlar bu küresellcşmenin birer kuklası sayılmamalı mıdır? Kucaöındaki çocuğuna bile "bay bay" dedirten anne, anlamını bilmeden bu yolda değil mi? Attilâ Ilhan, bu temele de deginmiştir yazılarında. Görevli alınması yolundaki duyurulann bile gazetelerimizde yabancı dille yayımlanmasını nasıl açıklayabiliriz? Attıia ıınan ın Kitabında Küreselle$menln üçüncü dünya ülkelerini nasıl Sistem'in pazan haiine getlrdioini aniabyor. "KüçükHamm'ınSeçeneğr tklll Çıkmaz Niyazi Berkes'ten yaptığı abntıda şunlan okuyoruz: "..bizdeyaratıcılıkla anlaşılan şey, Türk evrimini çafidaş uycarlığa uygun yönde geliştirmelctir; haîbuki Avrupa'da ve Amerika'da batılılaşma ve batıcılık Batı diplomasisine boyun eğme anlamına gelir. Bu yüzden onlara göre Kemalist uevir Batı aleyhtarlığı, Menderes devri ise Batıcılık uevridir. Batı diplomasisinden bağımsız bir Batıcılık, Batı dilinde Batı düşmanı kötü bir milliyetçilik demektir" (s. 351). Bugün de küre sellesmeve karşı çıkmak Batı'ya her bakımdan karşı çıkmak olarak anlaşılmaktadır. Bizde de "Liberal bülbüller, 'IMF'nin en sadık başbakanı' Özal'ın Türkiye'dc başlattığı, ünlü 'transformasyon' (rahmetli öyle derdi, Çiller 'degişim' diyor) programını, iki kelimeye sığdırıyorlar: Küreselleşme ve özelleştirme" (s. 352). Küreselleşme KİT'lere karşıdır. Attilâ Ilhan da bu konuya değinmiş ve özet olarak şunu yazmıştır: "Kendi hesabıma KtT'lerin prensibini her zaman savundum, uygulanmasını eleştirdim; hâlâ aynı fikirdeyim" (s. 309). Bugörüşcben de katılırım. KÎT'ler nedcn kurulmuştur? Vaktiyle niçin bu yola gidilmiştir? Bunu iyi bilmek gerek. Hiçbir sanayi tesisi olmayan ülkemizde bu yol zorunlu idi. Ama, siyasal yatırım için personel sayısını gereksiz yere arttırmak, o konuda hiç bilgisi olmayan, başka dalda uzman olanları yönetimin başına getirmek elbette bugün acı tabloyu yaratmıştır. Bunu yabancılar bile bilmektedir. "KlT'lerin Günahı Ne?" sorusuna verilecçk yanıt elbette degisiktir. Attilâ Ilhan, "üzclleştirmeye Tepki Yoğunlaşıyor" başlıklı yazısında, nelcrin zarara yol açtığını inceIemiştir. Attilâ llhan'ın Hangi Küreselleşme kitabındaki yazılar, bu uygulamaya ışık tutmakta, ne olduğunu, ne gibi kötü durumlar yaratacağını ortaya koymaktadır. Denilecek ki, bu birekonomik konudur, Attilâ Ilhan bir ekonomist mi? Olmayabilir. Ama, konuyu önemsemek ve bu anlayış içinde durumu irdelemek, deöerlendırmek olağandır. Işte, Attilâ tlnan da bu olguyu ortaya koymuştur. Buradaki görüşlere karşıt görüşler elbette olacaktır, vardır; ama, karar verirken bu kitaptaki görüntüler de göz önünde bulundurulmalıdır. • Hangi Küreselleşme/Attilâilhan/Incelemeîrdeleme/ Bılgı Yayınevı ı/Anka7/ İ58 s. ra SAYFA 6 CUMHURİYET KİTAP SAYI 386
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle