17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bu, ilk kitabı olan "1 laberci ÇocııkCinayetleri"nin içinden bir cümle. Bir cümle daha, bir sayfa daha derken, ilk kitabın) yazıyor. 18 yaşlarında Papiriis gibi dergilerde şıirleri yayımlanan Perihan Mağden, o zamanlar "paranoyak" olduğu için yazma işini yıllarca bırakmış. Neredeysehiç yazmadan geçen yıllardan sonra birden anne evinde yazmaya başlıyor. Kitap çıkınca artık yazar oluyor Mağden ya da olamıyor. Ne de olsa, kendisine yazar denecek çevrelerc girmiyor. "Zaten bakkal çakkal da senin yazarlığından haberdar dcğil" diye anlatıyor. Antiyazar bir hayat geçiriyor, hâlâ formlarda meslek bölümünü "ev kadını" diye dolduruyor. Şimdi eşi olan Richard'la birlikte yaşamaya başlıyor. Bir ara Kanal 6'ya giriyor, tanıtım müdürü olarak. Para biriktirip bıraktyor işi. AFA Yayınlanndan çıkan "Refakatçı"yı bitiriyor. Esrarengiz ve acımasız bir çocuğu anlattığı kitabın sonuna doğru McleKe hamıle kalıyor. Tanrının bir işareti gibi: "Oyle bir kitap yazarsin ha? Al sana vahşi ormanlardan bir maymun." 1995'te dc "Mutfak Kazalan" adlı şıir kitabını yayımlıyor. Kitapta Tophancli bitırim kadın ağzıyla yazılan aşk şiirinden söz ediyor: "O şiiri görenler, 'Atilla llhan'a benziyor' dcdilcr. Ben doğru dürüst Atilla IInan okumadım aslında. C) öylc bir dönemimdi ama, aynı dille 3 ya da 4 şiirım var." Perihan Mağden'in karanlık işlcrdc çok bezi var. O, gerçek cinayet öyküsü hayranı. Hatta Türkçe'de yayımlanmayan bu kitapların belli başlıları arasında okumadığı niç yok. Söyleşinin sonunda "Katil yazardır' gibi bir sonuç çıksın istemediğimiz için konuyu "entelektüel boyutuyla elc alıyor". "Harvard yayınlanndan çıkmış çok çok entel bir kitap var. 'Bu kitapları okumak' diyor, 'Aslında tabii ki içimizdcki katilleri doyurmaktır, biz de entelektüel olarak doyuruyoruz'. Bazen bu kültürde değil de, ABD'de falan doğsaydım seri katil olacağımı düşünüyorum. Fakat çok komik ABD'de bu kitapları en alt raflara koyarlar. Sanki, 'Bu pislikler kitaplarını sürünerek arasın' gibisinden." Perihan Mağdcn'in bütün bunları anlatışında hiç engellenmeyen bir hırçınlık ve dalgacı bir hayır var. Neden diye sorunca da kallavi bir feminist yorumun içine dalıyor: "Erkekli hayatlarda büyümemişsen sindirilmiyorsun. Ne ağbi, ne baba, ne S amca çocuğu, o postalları ycmedim ben. Şimdi dc birisi gözümün önünde postal Koymaya çalışıyorsa komik gelıyor." Bu yüzden ona maço erkek hikâyeleri "Merihlilerin öyküleri" gibi geliyor: "Sonuç olarak sınıflı bir toplum burası ve ben steril bir ortamda yetiştim. Cemal Siireya, llhan Berk annemin.arkadaşlarıydı. Benim okulda, işte birlikte okuduğum erkeklerin hepsi muhallebi cuğuydu. Ama yine erkeklerin, erkekten gelen öküzlükleri beni rahatsız ediyor bazen." Pazartesi yazılarına gelınce. "Yangından mal kaçırır gibi yazdığı" yazılan okurlarca çok beğeniliyor. Ama o yine de tedirgin. Her ne kadar, kitabın arka sözünde "Yerse! Yemezse, jarse" diye seslense de tedirginliğini koruyor: "Ben öyle 'Yine sahane bir şey yumurtladım abi' diye dolaşmıyorum. 'Allahım ben ne yaptım şimdi?' gibi bir duyguyla yazıyorum." Pazartesi'nin jarse yanları Pazartcsi yazılarında Ahu Tuğba, Neriman Köksal, Ajda Pckkan vc Gönül Yazar gibi Perihan Mağden için "ötcki" olan kadınlarla ilgilı yazılar var. Mağden'in sahnedeki kadınları bir antropolog merakıyla izlemesinın nedeni, hayatında hiç böyle kadınların olmaması. "Böyle bir komşun olur, teyzen olur, benim hiç olmadı. Böylece onlara merakla bakıyorsun, ama bir yandan da hoşlanarak. Bir kere kadınlara dair olan hiçnir şey bana yabancı değil. Birbirini rakibe olarak gören kadın tipi çok yayeındır. Ama ben kadınları severim ve kadınları sevmeyen kadın tipinden de nefret ederim. Mesela erkekleri derin bir ikrah duygusuyla elcştirebilirim. Ahu Tuğba'nın erkek takımındaki muadili, mesela Nuri Alço'ya böyle yaklaşabilirim. Ahu Tuğba ise bende mernamet uyandırır. Kadınlar bende merhamet duygusu yaratıyor. Çünkii yanlış yerde yanlış bir şey söylemek, yanlış zamanda yanlış bir şey yapmak... BunJar kadıniı ğın parçası gibi geliyor bana. \ layran olduğum fanc Austcn'ın bütün kitapları bu durıım ıı/crınf kuıuluılııı (irni'gin." Hiç görmemiş de değil hani. O da haftada üç kez Türk filmi izleyerek büyüyenlerden, Orhan Gencebay dinleyenlerden ve şarkılarını czbere bilcnlerdcn. Yani, "Kolektif bilinçaltımızı şahane benimsemiş" de bir durumu mevcut. Hele bir de tutkunu olduğu Hafta Sonu gazetesini keyifle izleyişi ve savunması var ki: "Orada birUeri sizin için yaşıyor. Sizin asla olamayacağınız bir hayatı gösteriyorlar. Merak ediyorsun ve biraz da imreniyorsun galiba. Biraz da kadınlıkla ilgili. Kadınların hobisi insan ruhudur. Dedikodu bu yüzden vardır. Acaba erkekler bizim kadar düşünüyor mudur? 'Böyle demekle ne demek istedi? Onun sevgilisi nasıl biri? Oraya giderken niyeti neydi?' gibisinden. Bizim kadar kafa yorduklarını hiç sanmıyorum." Daha çok bir Dİçimde yenilmiş kadınlara yakınlık duyuyor Perihan Mağden. Nedeni açık: "Başarı dedikleri nedir ki? O kadar paçoz şeyler başarı ki. Tatlı olan, benim için başarı olanlar yenilmiş ilan edilenler. Önlar yaşıyorlar çünkü. Yaşıyorlar ve hatayapıyorlar." Erkeklere böyle "derin bir ikrahla yaklaşmak" ne kadar muhallebi çocuklarından müteşekkil olsa da çevredeki erkeklerin hatta coğu zaman kadınların nefret oklarını bileyler. Perihan Mağden bununla nasıl baş ediyor acaba diye merak edince, şaşırarakyanıtlıyor: "Yahu bana yaklaşmıyorlar ki. Kadın olsun, erkek olsun benden korkuyorlar bence." Korkmaktan çok çekiniyor olabilirler. Çünkü Perihan Mağden, paldır küldür anlattığı serüvenli hayatı, kahramanlarının tuhaf islerle iştigal ettiği karanlık ve hodri meydan yazı ve kitaplarıyla edebiyat dünyasının Zeyna'sı gibi görünüyor. Kitaplarında kadın kahramanın onun gibi cevval konuşup, kavgalar çıkarması ve sırları bitirim bir edayla çözmesi bundan. "Yazar kadın" vaziyeti alamayan, kavgacılığının "kurbanı" Mağden, ne olursa olsun gerçek; kurmaca değil. "Herkesin kara listesinde" olduğunu söyleyen Perihan Mağden herşeye karşın anlattıkları ve kitaplarıyla öyle haylaz biçimde dalga geçebtliyor ki, her şey toparıanıp, asla kızgınlıkla değil, eğlenceli bir kız çocuğunun meydan okuyuşuyla söylenen bir cümlenin içine sığabilıyor: "Yerse! Yemezse jarse!" • Hafta Sonu, Şamdan ve Klips Katil, Perihan'dı Haberci Çocuk Cinayetleri "Ah, ah, ah!" dedi Mösyö Jacob. Suçluluktan kvrtm ktvrım kıvrantyor, bana bir mükafal verip kalbimi kazanmak arzusu ihtiyar vözlerınde kor gibi yanıyordu. 'Bilmem, şehremızde birfarıplik farketttntz tnı?" "Varketmez olur muyum Mösyö jacob," dedim "Şehrin ağzını bıçak açmıyor." "Haberci çocuk cinayetleri" diye fıstldadı "Bırbirı ardınca öldürülüyorlar Kimse bir anlam veremıyor" "Habera çocuk cinayetleri mi?" diye öylc bir çığlık atmışım ki, üit katlardan bir kitap pattadanak kafama düşüveraı. Alıp tezgahın üstüne koyarken vözlerim ıster tstemez adına taktldı: "Kurtlar ve Ekolojik Baskı Altında Değışen Çı/lleşme Davranışları." CUMHURİYET KİTAP SAYI 3 Perihan Mağden'in ilk kitabı Haberci Çocuk Cinayetleri, Şubat 1991'de AFA YayınJan'ndan çıktı. Kitabın adını söyleyince hemen yazıldığı zamanlara dönüyor: "Orada bir cümle var, bir bölümün de adı: Kadri bilinmemiş kelimelerin gizli anlamları vardır." Bu cümle birden aklıma geldi. Işsiz güçsüz ve hayatımın eri kalanında ne yapacağımı üşünerek annemin evinde yalnız başıma yaşıyordum. Benim gibi işsiz olan bir başka arkadaşıma telefon edip bu cümleyi okudum. Çok beğendi. Bir cümle daha yaz, bir paragraf, bir sayfa daha derken Haberci Çocuk Cinayetleri çıktı ortaya. Kitap çıktığında, hiç satmaz diye düşünüyordum. Satmadığı gibi, hiçkimse kitapdan da söz ctmedi." Haberci Çocuk Cinayetleri, bir kentte yaşanmaya başlayan es Kitabın arka sözünden bir alıntı: "Bir insan ne kadar aşağılanabilir biliyor musun?" diyorum Refakatçi boğazımı yakan bir sesle. "Santimi santimine başkalarını aşa"lyi ki çocuk olmadan önce ğıladığı kadar. Başkalarını aşayazmışım bu kitabı. Bu kadar ğılamaktan vazgeçmediğin sühain şeyleri çocuğu olan biri rece, aşağılanmaya razı olmalıyazabilir mi? Yazamaz tabii." Perihan Mağden, Refakatçi için sın. Duyuyor musun beni beter kuş? Razı olmalısın." böyle diyor. AFA Yayınları'ndan 1995'deyayınlanan ikinci kitabı Refakatçi, oldukça Mutfak yoldan çıkmış bir kadının sıradışı bir çocuğa uzun bir deniz Kazalan gezisinde refakatçi olmasıyla başlıyor. llişki gıtgide içinden "Benim için şiir, samimiyet kriçıkılmaz hale gelirken, kadınla a. Ancak böyle bir kriz geçirdiçocuk arasında cinai bir aşk yağim zaman şiir yazabiliyorum." şanmaya başlıyor. Kitap gerPerihan Mağden, yıllar boyunçekten de kadının çocuğu ölca başından geçen "samimiyet dürerek cinayet işlemesi vc krizlerini" bir kitapta toplayıp Barselona limanında ördek yeadını "Mutfak Kazalan" koydu. şili bavulunu bir elektrik direKitap, 1995 yılında Kabalçı Yağinin dibine bırakmasıyla sona yınevi'nden çıktı. îçinde Toperiyor. rarenjgiz olaylarla birlikte aşkı ve yalnızlığı anlatıyor hancli ağzıyla konuşan bir yeni yetme bitirim kadın da var, mutfakta gündüz düşlerine dalan incelikli bir kadın da. Pazartesi Yazılan ya da Hiç Bunları Kendine Dert Etmeye Değer mi? Iletişim Yayınln'ndan yeni cıkan kitap, aslında bir kadınlar kitabı. Ahu Tuğba'dan Jane Austen'a uzanan bir kadınlar buluşması. Dünyaya genellikle bağırarak karşı çıkan Dİr kadının, kadın maceralarına bakışı. Yaşadıklanmızın didik didik edilmesi ve ondan sonra lif lif önümüze serilmesi. Ardından da Perihen Mağden'in kitabın arka sözünde dediği gibi "Yerse" demeye getiriyor kitap: "Yemezse jarse!" • 386 SAYFA 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle