Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 3 Ş U B A T 1 8 8 7 ı J Demirtaş Ceyhun, en eskı gazetemiz "Yenı Adana"yı tanrtıyor "Yalnız Bebekler"ını tanıttı sı"nı değeriendirdı Medya"yı değeriendırdi i sayfada < vniada v 10 sayfada 13 \ayfadn U Muzaffer Buyrukçu, Handan Öztürk'ün ı J Tungay Nar, "Evliya Çelebi Seyahatnameü Hasan Bülent Kahraman "Cinsiyet ve Arthur Rimbaud Arthur Rimbaud umutla yaşamıştı hep. Paris Komünü Devrimi'nin başarısızlıkla sonuçlanması ona parasız siyasa'nın da olamayacağını öğretmişti. Yaşamı değiştirmeye çalışmıştı şiirleriylc. Olmuyordu. Donuk bir ten, saçlarında tek tük aklarla, yirmi altı yaşında, altın sahibi olmaya gidiyor. Mısır'da, îskcnderiye'de, Kıbrıs'ta, Güncy Yemen'de, Aden'de, Habeşistan'da, Harrar'da. Ne satabilirse satıp yüzdc alıyor. Çetin bir yaşam. "Kaşirliğe de merak sarar," bu arada Coğrafya Enstitüsü'ne raporlar yollar... Altını olur sonunda. Ama "demir kollar vc clcmir bacaklarla" değil, dizkapağındaki bir kanser uruyla döner Paris'e. Eski bir şiirinde sanki bu sonunu da söylemişti bilici: "Direnmezse acılarım/ Bir gün altınım olursa/ Kuzcyc giderim ya da/ Bağ kentlerini boylarım./ Bir şey var yitip kaybolan/ Dolaşıp da köşc bucak/ Döndüğümde açmayacak/ Güleryüzle hiçbir zaman/ Kapısını o yeşil han." Ölümü acılı oldu. Önce bacağı kesildi. Bir sürc Roche'da ailesiyle, annesi ve kızkardeşi lsabelle'le kaldı. Ağrılarını artık afyon da dindiremiyor, geceleri, afyonla uyuşmuş, kendini iki bacaklı sanıp, yataktan kalkarak yürümek isteyince yüzükoyun yere kapaklanıyordu. Yeniden Marsilya'ya, döndü. Başında yine kızkardeşi Isabelle vardı. O'na, "sen yaşayacaksın ama bacım ben güneşi artık görmeyeceğim" djyor, hıçkırıklarla ağlıyordu. Oldü. Oldüğünde şair oldıığu bile bilinmiyordu. Evet Rimbaud'nun, bu büyük şairin yaşamöyküsü de siirleri kadar ilginç. Yaşamöyküsü ve kitaplarıyla tanıtmaya çalıştık Rimbaud'yu sizlere. CUMHURİYET KİTAP SAYI 365 KITAP Cumhuriyet P A R A 8 I l E K Ya da Charleuille'de Rimbaud ile yaşamak ERDOĞAN ALKAN "Acımasız Charlestovvn" endimizi topluma adamak zorundayız dcmiştiniz bana. Si/ bir oğretmen olarak alışılanı yapıyorsunuz. Ben dc kcndi ilkclcrimi izlıyorum, cski outlala arkada^larımı bıılup sıkılmadan onların sırtından gcçiniyorum. Aptalca, pis, rczilcc sözlcr söyluyor, ^aklabanlıklar yapıyorum. Onlar da bana bardak bardak bira vc şarap ısmarlıyorlar. Annemin durumuna gclıncc, çarmıha gerilmiş Isa karşısındakı Merycm. Ben de kendimi toplum için feua ediyorum. Neden mi? Ozan olmak istiyorum." "Basitlik, rezillik, tekdüzelik içinde ölüyor, parça paıça oluyorum burada. Aslında ncmcn bugün çekip citmcliyim, kol saatimi satıp ya^asın uzgürliik diyebilmeliyinı Kaldını ışte, yine kalılım. " Onaltı, onyedi yajjlannda (ike bir %air dclikanlının, dogduğu, ya^adığı tasra kentınden yüz yırmi dort yı! oncekı yakınmalarıyclı bıınlar. Cielenegi, göreneği ve ya^anı biçımıyle gelı^mesine zincir vuran "acımasız "K (Charlestovvn"a, (Jharlcvılle'c kaıgısjar ya^dırıyordu Karım, kızım ve damadımia, tenıınu/ sonunda, sa baha karşı "acımasız CharleviUe'deyiz. Rimbaud'nun Müzik (A la Mıısique) şiirinde anlattığı, bir /amanlar pek ünlii olan, sonra ise bakımlı bir parka, korulıığa dönüşmüş eski Gar Alanı'nın kar^ısındaki Paris Oteli'ne iniyoruz. Sabahın erken saatleri, hava serın ve uyku gözlerimizden akıyor. 'I'uri/m mcvsımıvdi, trafigc yakalanmamak için kuşlukta Paris'tcn yofa çıkmış tık. Uykusuzluk ve yorgunluktan dökülüyoruz. Yine de, otele yerleşir yerleşmez kendimi dışarı attım. Eski Gar Alanı "Çimenleri bile soluk, yavan, tatsız alanda }Ier şey nizami; ağacından çiceğine kadar Perşembe akşamları tıkncfes kasabalılar Ciezdirir kıskanç aptallıklarını sıcakta." Eski Gar Alanfnda, koruluktayım. Dinlendiricı gibi gelen, ama öte yandan insanın ustııne coken bir sessi/lik. Agaçlardan ve benden başka kinıse yok. ()y Devamı 4 \ay/aJa. *"