Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Çevpilmiş bip yapıta önsöz Deniz Erksan'ın bu yazısı ilk kez Metis Çeviri'nin 1991 Bahar tarihli 15. sayısında, "Çevrilmemiş Yapıtlara Önsözler" bölümünde yayımlanmıştı. Aynı yazıyi bu kez "Çevrilmiş Bir Yapıta Önsöz" olarak Kitabın başına koymuş yayınevi. DENİZ ERKSAN "One book to cbarm them all and ın gladness bind them..""' boyunca anlatılmış tüm masalların, tüm miderin kaynağını oluşturuyor. Zaman ve mekânın ötesine geçip, bulunduğumuz yere dışandan bakrnak; bize benzemeyen canlılarla alışverişe girip dünya üzerindeki bilinç sahibi tek ırk olmanın yalmzlığından kurtulmak... Belki bu perspektif, bu alışveriş, bu kıyaslama sayesinde insanoğlu bir ırk olarak kendisini ve kozmik düzendeki yerini anlayabilecektir. Bu anlamda yalnız fantezi değil, bilimkurgu da bu tarih kadar eski düeğe cevap vermekte. Ve gene bu anlamda Yüzüklerin Efendisi fantezi türünün kusursuz bir örneği. Arka planda hemen hiçbir edebiyat ürünüyle mukayese kabul etmeyecek zengin likte bir tarih ve coğrafya var. Zamanın ve v< mekânın dışına adım atan okuyucu ken disini bu zenginliğin ipuçlanyla donatılmış Orta Dünya'da buluyor. Bizim bildiğkniz Dünya burası, ama "güneşin ve dünyanın çok daha genç olduğu bir zaman." Üçüncü Çağ'ının sonuna yaklaşan Orta Dünya bir yanda Elf, Cüce, Hobbit, Ent, İnsan ve Büyücüleriyle, diğer yanda Ork ve Trol gibi "hilkat garibeleri' yle, hepsinin gerisinde de varlıklan sezilen Vala ve Maria'larla bilinçli canlılar yönünden sonsuz bir çeşitliliğe sahip. Işte bu fonun önünde dört Hobbit, iki İnsan, bir Büyücü, bir Elf ve bir Cüce'den oluşan dokuz kisilik topluluk, Orta Dünya'yı Yüzüğün Efendisi Sauron'dan kurtarmak için umutsuz bir yolculuğa çıkıyor. Birinci ve İkinci ağlar'da neler olmuş, Eldarin, yani Yüksek Elfler niçin Orta Dünya'da sürgünde, Büyücüler insan değilse nedir, umudar ve yakanşlar neden denizin ötesine Batı'ya yöneltiliyor? Bütün bu sorulann cevabını vermiyor Yüzüklerin Efendisi.'" Bunlar sadece hikâyenin burada başlamadığını ve burada bitmeyeceğini sezuiren ucsuz bucaksız bir dokunun ipuçlan. Kitabın bize anlattığı, öykünün yalnızca bir bölümü. Ama bu kadan büe, mütevazı hobbit Frodo Baggins'in "Sauron'un planlarını boşa çıkarmak için herkesten çok çalışan" Büyücü Gandalf, yurtsuz kral Aragorn ve di^er arkadaşlannın yardırruyla sonuca ulaşürdığı yolculugu Arayış Edebiyau (Quest Literature) türünün kfasik örnekleri arasına dahil etmek için yeterli. Hayranlarına "bu öykü gerçek olmalıydı" dedirten de, bu Arayış'ın (yani sembolik anlamda ruhanîolgunlaşma sürecinin) içtenliği belki de. Yüzüklerin Efendisi belki bu yüzden bir kült. Tolkien'ın çocuk kitabı Hobbit'le kendi yarattığı dıllerin gerisine kurduğu mitoloji arasında bir köprü oluşturan ve yazımı tam on yedi yıl süren bu kitap, ilk yayımlandığı 1954 yılından benim elimdekı nüshasının ait olduğu 1968 yılına kadar yalnızca Ingiltere'de tam 38 kere basılmış. Amerika Birleşik devlederi'nde 6O'lı yılların öfirenci harekederi çerçevesinde öyle güçlü bir yankı uyandırmış ki, kampüslerde "Frodo yaşıyor" ya da "Cumhurbaşkanı adayımız Gandalf" gibi rozeder görülür olmuş.** Bu kadar yoğun bir ilgi karşısında edebi çevreler de tepkisiz kalmamıs tabii. Fantezi teriminin henüz yerleşmediği o ilk yıllarda ancak "mitoloji" diye tanımlanabilen Yüzüklerin Efendisi, eleştirmenleri Tolkien hayranlan ve Tolkien düşmanlan diye ikiye bölmüş ve bu kamplaşma üzerinden sayısız makale ve kitaba konu olmus. Akademik tartışmalar öyle düzeylere vanyor ki, kahkahalarla gülmemek imlcânsız. Bir yanda Tolkien severler Yüzüklerin Efendisi'nin muhteşem bir edebi yapıt olduğunu söylüyor, Jung'un teorilerinden destek alan psikolojik çözümlemeler yapılıyor, derin alegorik anlamlar çıkanyorfar. Oysa Tolkien çok açık bir dille Yüzüklerin Efendisi'nin alegori olmadığını belirtmekte. "Varlığını sezecek kadar yaşlanıp bezdiğimden bu yana, alegorinin her türlü tezahüründen bütün kalbimle nefret ederim," diyen Tolkien'a göre, alegori, yazan da okuyucuyu da küçük düsüren bir üslup. Yüzüklerin Efenaisi ise oir tarih öyküsü. Karşı kamptaki elestirmenler bu tavra iyice öfkeleniyorlar elbette. Yüzüklerin Efendisi bir alegori olsa, mesela İkinci Dünya Savaşı'nı sembolize etse, tuhaf tuhaf yaratıkların olmayacak maceralara girip çıkmasım anlayışla karşılayabilecekler belki de. Gelgelelim içinde yaşadığjmız dünyayla doğrudan paralellik kurmaya yanaşmayan bu hikâye, dış dünya için bir anlam taşımayarak günanların en büyüğünü işliyor. Yani koskoca Profesör Tolkien, bin küsur sayfa boyunca resmen "Kaçış Edebiyau" yapıyor. İyi kötü bir hayalgücü olan ve gördüğü her satırda ille kendi sığ trajedilerinin vansımasını aramayan okuyucu, Yüzüklerin Efendisi'nin gündelik nayatımız için bir anlam taşıyıp taşımadığına kendisi karar verecektir. Bana sorarsanız, Orta Dünya dış dünya için anlamlı mı bilmem, ama daha anlamlı olduğu kesin. Kaçış edebiyatı suçlaması ise yazarın umurunda bile değil. Kaçış sözcüğüne haksız yere olumsuz anlam yuklendiği görüşünae Tolkien: "Kendini hapiste bulan bir insan kalkıp evine gitmek istedi diye onu nasıl küçümseyebilıriz? Ya da, kaçamıyorsa bile duvarlar ve gardiyanlar dışında Dİr şeylerden söz etmesi suç mu? Mahkum onu göremese de, dışandaki dünya hâlâ gerçeKtir." Bir başka deyişle, hapisten kaçmakla kavgadan kaçmayı birbirine kanştırmamak gerek. Çünkü üpkı Thoreau'nun inzivaya çekilmesi gjbi, "gerçek Kaçış çoğu zaman Iğrenme, Ofke, Idıam ve Isyan'la el ele gider". Her fantezi severin içten içe hissettiği gerçeği de en iyi Tolkien özetliyor: "Kaçış ıhtimali en çok kimi telaşlandmr? Kirni olacak gardiyanlan!" • ttğftnt tahtnm etmtjsmızatr (2) Tolkien fantezt edebtyatt konusundakı görujlennı "On FatryStones" adlt makalesmde kapsamlt bir sekılde anlattyor (3) Bu sorulann cevabı ve daha baska oyküler ıçtn, Tolkien 'ın ölümünden sonra yayımlanan Sılmanllıon'a bakmamz gerek Sılmardlton Btnncı Ça&ı anlatıyor * Bu arada, unlu lngdız rock sarktası Stmg'm adım Frodo'nun kıltctndan, ünlu neu> age topluluğu Shadow/ax'tn ise adım Gandalf tn atından (Ğolgeyele Shadowfax) aldığtm hattrlamakta yarar var y n B ir çocukfilmininson sekansında, bana çok yalun gelen bir cümle duymuştum: "lki tür hikâye vardır," dıyordu filmin esrarengiz sihırbazı. "Gerçek hikâyeler ve gerçel olması gereken hikayeler. Bu izlediğiniz ikinci tür hikâyelerdendi." J.R.R. Tolkien'uı kült eseri Yüzüklerin Efendisi'nde ikinci tür hikâyelerden biri, belki de en güzeli anlatılmakta. Peki ama, nedir bana ve daha yüz küsur bin okuyucuya "Frodo Baggens'e sekiz yol arkadaşının öyküsü gerçek olmalıydı" dedirten? Çok mudubir dünyada mıyaşıyorlar, olaylar çok mu keyifli, "keşke bu maceralar benim başımdan geçseydi" diye mi düşünüyor insan? Hiç değil. Yüzüklerin Efendisi'nin çizdiği MiddleEaıth yani Orta Dünya'nın bir ütopya olmadığı kesin. En az bizim dış dünyamız lcadar zor ve karmaşık bir yer orası da. Olaylar deseniz, en korkusuz okuyucunun dudağıru uçuklatır. Kendi adıma, öykünün kahramanlanndan en şanslısının bile yerinde olmak istemezdim. Gene de, bütün iyi fantezi öyküleri gibi, Yüzüklerin Efenaisi de gerçek olmalrydı. Başarılı bir fantezi eserinin okuyucuda bu tadı bırakmasının sanınm iki nedeni var. Birincisi, bildiğimiz gerçekliği askıya alıp bir süre için öyfeünün temel varsayımlarına inanmayı kabul ettiğimiz andan itil21 baren, olaylar zaten gerçektir. Her şey iyi gitmeyebilir, herkes mutlu sona ulaşmayabilir, ya da Yüzüklerin Efendisi 'nde olduğu gibi zaferin bedeli çok yüksek olabilir; rakat böyle başlayan bir öykü ancak böyle sürebüirdi dıye düşünürüz. İkinci ve çok daha önemli sebebiyse, Tolkien insanoğlunun zamanın ve mekânın dışına çıkma, kendisi dışında akıllı varüklarla iletişim kurma ihtiyacıyla açıklarnakta. Bu öyle derin bir ihtiyaç ki, tarih J. R. R.. TOLKİEN BİYOGRAFISİ J Cesitli ressamlann Orta Dünya Içln çlzdlğl lllustrasyonlar... CUMHURİYET KİTAP SAYI 405 ohn Ronald Reuel Tolkien, 1892'deGüney Afrika'da Doğdu. Dilbilim ve Eaki Ingilizce konulannda uzmanlasü ve 1945'te Oxford İJniversitesi'nde Ingilizce Profesörü oldu. 1959'a kadar bu görevde kaldı. Oxford'da II. Dünya Savaşı'ndan önceki yıllarda Öwen Barfield, Ğ. S. Lewis ve Charles Williams gibi yazarlarla birlikte edebi bir çevre oluşturdu. Yüzüklerin Efendisi'nin ( ve örneğin, C. S. Levvis'in Kozmik Öçlew<?'sinin ) temeli bu çevrenin toplantılarında atılmibtır. Yüzüklerin Efendisi'nin 1954 55 yıllarında üç cilt halinde yayımlanması, özellikle " saygı de^er" bir Ingiliz Dili ve Edebiyatı profesörünün "fantezi" gibi bir türde eser vermesi, edebiyat elestirisi çevrelerinde küçük çaplı bir skandala yol açtı. Tolkien'ın 1937'de yayımlamış olduğu Hobbit (Mitos/Altıkırkbeş,1997), daha ziyade masal türüne ait bir çalışma olarak kabul edildiği için üzerinde pek durulmamıştı. Oysa Tolkien, Yüzüklerin Efendisi'yle birlikte, Hobbit'te başladıgı "Dünya Yaratma" projesinde ısrarlı olduğunugösterdi. Yüzüklerin Efendisi'nin yarattığı dalgalanma, "fantezi" türünün, tıpkı o yıllarda bilimkurgu için de olduğu gibi, "saygın" edebiyat türleri arasında kabul edilmesinde önemli rol oynadı; Tolkien'ı izleyen fantezi yazarlan, onu ve onun yarattığı "Orta Dünya"yı büyuk ölçüde taklit etmekten vazgeçemediler. Tolkien'ın 1973'teki ölümünden sonra "Orta Dünya"nın Birinci Çağı'nı ele alan SilmariUon (1977), o$a Christopher Tolkien tarafından yayına hazırlandı. Christopher Tolkien 1980'live90'hyıl!ar boyunca babasının yarım kalmış, elyazmalannı yayımlayarak eksiksiz bir "Orta Dünya" tarihi hazırlamaya gayret etti. • (1) Bunu açıklamayacapm, ama size büyü yap SAYFA S