28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrin Gösteri Toplutnu ve Yorumlar/ Guy Debord/ Çevıren Ayşen EkmekçtOkşan Taşkent/ Ayrıntı Yaytnlart/ 208 s Yaşamını medyatik uygarlığın ötesinde, herkesten uzak ve gizlice tamamlamış olan G u y D e b o r d XX. yüzyılın ikinci yarısının en önemli şahsiyetlerinden ve kâhinlerinden biri. Gösteriye katılmayı reddeden bir radikal entelektüel. "Gösteri Toplumu" adlı kitabı yıkıcı olduğu kadar tarihe d e direnebilmiş bir eser. 70'lerde yayımlandığında "aşın" tezleri nedeniyle "şok" yaratmış, 80'lerde ise hayatın doğruladığı bir metin olarak kabul görmüştü. Egemenliğini tüm dünyada çoktan kurmuş ve gündelik dile geçirmiş olan gösteri t o p l u m u n u ilk kez tanımlayan ve adlandıran Debord, kapitalist iktisadın ve meta dolaşımının uzantısı olarak nitelendirdiği gösteri egemenliğinin, sözümona sosyalist ülkelerde de var olduğunu; dünyanın yeniden tek bir pazar haline geleceğini ve bürokratik iktidarların da Amerikan tipi gösterinin hakimiyeti altına gireceğini söylemişti. Gösteri T o p l u m u ' n d a tek kelimeyi bile değiştirme gereğini duymadan yıllar sonra kaleme aldığı Gösteri Toplumu Üzerine Yorumlar'da mafya, terörizm, polis devleti gibi olgulann nasıl gösterinin bir parçası haline geldiklerini sergiler. Gösteri toplumunda, kurtuluş vaatleri d e gösterinin bir parçasına dönüşür, sahteleşir. T ü m dünya aynı gösterinin sahnesidir artık; hepimiz aynı gösterinin oyuncusu ve seyircisi oluruz. Tarihsel bilgiyi yok etmek, özgünlük g ö r ü n ü m ü altında sansürü genelleştirmek, gösterinin vazgeçilmez ikizi olan terörizme girişmek, doğruyu bir yanlışlık an'ı yapmak, öznelliği silmek... gösteri t o p l u m u n u n söylemini oluşturur. Bu umutsuzluk kitabı, hapishane halindeki bir dünyada yaşadığımızı gözlerimizin ö n ü n e serer. Antikçağdan günümüze, zaman kavramından mekân kavramına, şehircilikten turizme ve kültürel tüketim soytarıhğına kadar her alana uzanan gösteri t o p l u m u n u n labirentleri arasındaki yolculuk kitabın ortalarında giderek dehşete dönüşür: Çıkış yoktur! (...) Yeni bir devrim, ancak, yabancılaşmanın 'bilinci'ne varmış özgür işçilerin iktidan olan özerk işçi konseylerinin demokratik ve devletkarşıtı örgütlülükleri sayesinde gerçekleşecektir; bürokratik olması ve işçi sınıfından kopması kaçınılmaz olan bir parti sayesinde değil. Sartre'ın ' d u r u m ' kavramından, Lefebvre'in " G ü n d e l i k Hayatın Eleştirisi" adlı kitabından ve Lukacs'ın öznenesne diyalektiği ve "şeyleşme" kavrayışından yola çıkan D e b o r d , gündelik hayatı, sanatsal ve pratik durumlar oluşturarak, bilinçli olarak düzenlenen " o y u n " biçimleri içindeki özgür eylemlerle dönüştürmeyi tasarlamıştır. D e b o r d karamsardır! Karamsarhğın doruğunda yaşayan t ü m devrimciler gibi gerçekçidir de... nakikati söyler! Otomobilin Ekolojisi/ Peter FreundGeorge Martin/ Çeviren • Gürol Koca/ Ayrtntt Yaytnlart/ 256 s. Otomobilin ortaya çıkışından g ü n ü m ü z e kadar geçen süre içinde, o n yedi milyondan fazla insan kazalarda can vermiş, milyonlarcası da b u kazalar sonucu sakat kalmıştır. O t o m o b i l kazalanyla ilgili haberler, yazılı ve "görüntülü" basının kanıksanmış bir üslupla vcrdiği günlük haberlerden biri haline gelmiştir. Bu kazaların sorumlusu olarak, hâlâ hatalı otomobil kullanımı ("Trafik Canavarı") gösterilir, ki b u belli bir ölçüde doğrudur. Otomobil kazalarının sorumluluğunun tümüyle bireylere yüklenmesi Peter F r e u n d ile George Martin'e göre, SAYFA 16 bütün insanlar arasında maddi malları ancak merkezi bir otorite ve kumanda ekonomisi eşit olarak dağıtabilir; bunun bedeli ise bireysel özgürlüklerin ve bu arada meslek seçimi özgürlüğünün tahribi olur. Çağımızın Özgürlük Sorunu/ Erıch From/ Çevıren Bozkurt Giivenç/ Gündoğan Yayınlan/ 176 s "...Fromm'a göre, bugünkü çatışma kapitalizm ile komünizm arasında değil, bürokrasi ile hümanizma arasındadır. Ideolojik iç ve dış savaşlar karşısında, Fromm'un önerdiği çözüm yolu, gerçekten özgürlükçü bir demokrasi veya hümanist bir sosyalizmdir. Erich Fromm, bu denemesindeki fikir ve önerileriylc, sosyal demokratik akımın ve "yeni hümanizma"nın dikkati çeken bir sözcüsü haline gelmektedir..." "...Türk aydını, bugüne kadar bir materyalist ve ihtilalci olarak tanıdığımız Marx'ın, sözcüklerin doğru anlamıyla, gerçek bir "idealist" ve "hümanist" olduğunu, belki biraz hayretle, ilk kez burada okuyacaktır. Sovyet Rusya'da uygulanan LeninciStalinci komünist devlet kapitalizminden başka bir şey olmadığı görüşünü savunan Fromm'a göre, kapitalizm, faşizm, sovyetizm ve Maoizm temelde aynıdır; çünkü bu sistemlerin hepsi de insani bir "şey", veya "araç" haline getirmeye çalışmaktadırlar. Çevirinin, bugünkü rejim sorunlarımız açısından taşıdığı önem de burada toplanmaktadır. Aşın sağa da aşın sola da iltifat etmeyen yeni ideoloji, Türk insanının siyasal rejimin bir aracı haline gelmesini nasıl önleyebilecektir? Uygarlığı ve insanî evrimi, insanoğlunun başkakürma gücüne bağlayan yazar, totaliter, otoriter ve diktacı sistemlerin hemen her türlüsüne karşıdır. O kadar ki, Fromm, Marx'ın hümanizma ve özgürlük kavramını yer yer savunan bu denemesinin, ABD'de yayımlandığı halde, Sovyet Rusya'da yayımlanmasına izin verilemeyeceğine işaret etmekten kendini alamıyor. Çağımızın ideolojik cephelerini tek tek ve karşılaştırmalı olarak inceleyen Fromm, "Banş mı, savaş mı?" sorusunun, son analizde, bir kapitalizmkomünizm savaşından çok, gizli bir bürokrasihümanizma çatışmasının sonucuna bağlı olacağına inanmaktadır. Kendi kendisinin bir amacı haline gelen devlet bürokrasisi, böylece, Fromm'u en çok korkutan sosyal kuvvetlerden birisi olarak ortaya çıkmaktadır..." diyor Bozkurt Güvenç. Nâzım Hikmet/Astm Bezira/Evrensel Basım Yaytn/ 272 s Nâzım Hikmet monografisi, Asım Bezirci külliyatı içinde özel bir yere sahip. Bilindiği gibi, A.Bezirci, uzun yıllar Nâzım Hikmet üzerine çalışmış, tüm şiirlerini yayına hazırlamıştı. Uzun ve özenli bir çalışmanın ürünü olan "Nâzım Hikmet", Nâzım üstüne hazırlanan kitapların en derli toplusu sayılabilir. Kitapta, Nâzım'ın yaşamı ve şairliği ele alınıyor. Bütün eserleri, yazüış sırasına göre ve yazıldığı koşullarla birlikte tanıtılıyor, şiirlerinden örnekler sunuluyor. Şiirimizde devrimci bir dönüm noktasını temsil eden bu büyük şairin dünya görüşü ile sanatı arasındaki bağ, şairliğinin gelişme evreleri irdeleniyor. En sonunda da, Nâzım üstüne yazılmış kitaplann, Nâzıma özel sayı/bölüm ayıran dergilerin ve yazılann toplu bir kaynakçası sunuluyor. Âtillâ ÖzkırımL, "Nâzım Hikmet" çalışması için "Bezirci'nin yapıtı kendi alanında tek derli toplu çalışma" değerlendirmesini yapmıştı. H. Izzettin Dinamo ise kitap hakkında şunları söylemekte: "insan, Nâzım üstüne aradığı her kitabı, her yazıyı bu hazinede bulabilir." Sevişme/ Sabri Gürses/ Kabalcı Yaymevi/138 j . Sevişme ve şehir üstüne, hem hafif hem de ağır bir roman; okuması, kavraması kolay, hesaplaşması güç. insanın anarahminden başlayıp sibemzaylara uzanan serüvenine getirilmiş hem yepyeni bir yorum gibi, hem de yaşlı bir bilgenin CUMHURİYET KİTAP SAYI 318 konuyu tek boyutuyla ele almak demektir. Hız göstergeleriyle ortalama bir yarış arabasını andıran g ü n ü m ü z otomobillerinin sıkışık bir trafikte bir beygir hızıyla seyretmek d u r u m u n d a kalmaları, "otomobil merkezli bir ulaşım sistemi"nin tek " g ü l ü n ç " çelişkisi değildir. Trafik tıkanıklıklarını gidermek için inşa edilen ck yolların, tıkanıklıklann daha da geniş bir alana yayılmasına neden olması, sürücülerin trafiğe takılma korkusu nedeniyle birçok arabanın günün büyük bir b ö l ü m ü n d e otoparklarda konaklaması gibi örnekler, otomobilin bir ulaşım aracı olarak kendisinden beklenenleri gereği gibi yerine getiremediğini hatta hiç yerine getiremeyeceğini gösteren bir iki örnek sadece. O t o m o b i l e bağımlı bir ulaşım sisteminin kendi içinde yaşadığı b u çelişkilerin, kısırdöngülerin ve neden olduğu trafik kazalarının yanı sıra, ekolojik dengeyi bozması, gürültü kirliliğine neden olması, erkek egemen söylemi çoğaltması ve insan sağlığına yaptığı olumsuz etkiler, gözardı edilemeyecek denli büyük boyutludur. tnsanı, caddelerde beş d u y u n u n beşini de kullanmaya zorlayarak açık havada hayal kurma zevkinden m a h r u m bırakması; sokak hayatını, komşuluk ilişkilerini, keyfiliği, kısacası insani bir kent hayatını yok etmesi "otomobil merkezli ulaşımın" en önemli açmazlarıdır. Otomobilin Ekolojisi'nde, alternatif ulaşım tarzlanrun (trenler, otoraylar, bisiklet vb.) nasıl inşa edileceği, yeni bir kent yapılaşmasının nasıl olması gerektiği, hali hazırdaki örneklerden yararlanıp geleceğe yönelik projeler üretilerek irdeleniyor. Hayatımızın hemen her alanma tecavüz eden otomobilin, birçok insanın sorgusuz sualsiz kabul ettiği sistemsel doğasını acımasızca sorgulayan, merkezinde otomobilin yer aldığı bir ulaşım sisteminin dayattığı ideolojiyi çelişkileriyle gözler ö n ü n e seren b u kitapta daha insani ulaşım tarzlarına imkan tanıyacak modeller d e öneriliyor. " M a r u z kalınan" bir kamusallık yerine "seçerek, razı olan" bir kamusallıktan yana olanlar için vazgeçilmez bir kaynak. K a n u n , Yasama Faaliyeti ve ÖzgürlükSosyal Adalet Serabı/ Frtedrich A Hayek/ Çevıren Mustafa Erdoğan/ Türktye lş Bankast Kültür Yaytnları/ 251 s. Çağımızın ö n d e gelen sosyal filozoflanndan Hayek'in en önemli eseri olan " K a n u n , KANUN, Yasama Faaliyeti ve Ö z g ü r l ü k " YASAMA adlı üçlemesinin ikinci cildinin FAAUYETIVE ÖZT.ÜRLCK çevirisi olan kitapta özgür bir toplumda hukuk, adalet ve özgürlük sorunları ele alınmakta. H u k u k ve siyaset teorisine önemli bir katkı teşkil eden b u eseri, klasik liberalizmin çağdaş politikamn gerçekleri ışığında yapılmış yeni ama kışkırücı bir ifadesi olarak görmek de mümkündür. Hayek, "Sosyal Adalet Serabı" adlı bu ikinci ciltte, hukuk ve özgürlük ilişkisi üstünde yoğunlaşmakta ve bu çerçevede hükümederin sonunun nereye varacağını düşünmeksizin inada "sosyal adalet "i gerçekleştirmeye çalışmalannın özgürlükkarşıtı ve totaliteryen yönelimli bir tutum olduğuna dikkat çekmektedir. Bu arada düşünür "sosyal adalet" düşüncesiyle yakından ilişkili gördüğü faydacılık ve hukuki pozitivizm doktrinlerini eleştirmekle de hukuk bilimine dikkate değer bir katkı yapmaktadır. Sosyal Adalet Serabı'nın ana tezi, özgür bir toplumda "sosyal adalet" arayışının adalete hizmet etmeyip, aksine devletin cebir mekanizmasmın kötüye kullanılması yoluyla keyfi kayırmacıbğa ve adaletsizliklere yol açtığıdır. Hayek, bu kitabında, bir serbest piyasa ekonomisinde "sosyal adalet"in içi boş ve anlamsız bir kavram olduğunu ve iyi nıyetli çabalann kötü yönlendirilmesine yol açmak suretiyle de özgürlük, adalet ve banş gibi temel insani ideallere zarar verdiğini ileri sürmektedir. Ona göre,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle