Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VitMndekiler m Dünden Bugüne tstanbul Dosyaları/ Oktay Ekind/ Anabtar Kıtaplar/ 144 s. "Istanbul'da yaşanagelen gecekondulaşma ve kaçak yapılaşma, bir kent sorunu ofmaktan çoktan çıktı; doğrudan doğruya "kalkınmayı ve gelişmeyi" de etkıleyen güçlü bir yeni sektör durumuna geldi. Öyle bir sektör ki artık geleceğini güvence altına almak isteyen hemen herkes, dahası yine her yatırımcı ve hatta ülke sanayisinde söz sahibi olan büyiik iş çevreleri, ekonomik kurtuluşIarı için kentsel yağmaya bel bağlamış durumdalar. Bu yağmanın en yüksek kazançlara ve üstelik vergisiz, denetimsiz bir kâr birikimine olanak sağlayan yatırım cenneti ise yine Istanbul. Bu nedenle elinizdeki kitapta derlediğimiz iki dosyadan "gecekondulaşma" ile ilgili olanı. özellikle kısa adı HABITAT olan 1996'daki Dünya Insan Yerleşmeleri Konferansı'nın gündeminde ön sırayı alarak bir süreci sorguluyor. Istanbul 1996'nın Haziran ayında 184 ülkeden yaklaşık 30 bin kişinin katılımıyla toplanacak 20. yüzyılın bu son büyük uluslararası buluşmasına ev sahipliği yapmaya hazırlanırken, artık açıkça bir "yasa dışı kentleşme" niteliği kazanan kaçak yapılaşmanın da kıskacında kıvranıyor. lkinci dosyamız ise 27 Mart 1994 yerel seçimlerini kazanan Refah partili belediye başkanlarının, kendilerini "şehremini' ilan etmeleri üzerine hazırlandı. Kentsel yağma, olağanüstü rantları ve bu rantlann denetimini gündeme getirdikçe, belediyelerin gücü ve "yetkileri" daha bir önem kazandı. O kadar ki, yine özellikle Istanbul için artık belediye denince kimsenin aklına "halkın demokratik yönetimi" gelmiyor. Belediye Meclisindeki komisyon seçimlerinde, örneğin kültür, sanat, sosyal hizmetler ya da çevre gibi konularda görev yapacak üye zor bulunurken, özellikle "imar komisyonlarında" gözlenen yığılmalar, yerel yönetim erkine "hangi amaçlana" sahip olunmak istendiğini de açıkça seriyor. Beledıyeler dosyamız, îstanbul için Fatih Sultan Mehmet döneminden bu yana belde hizmetinin ve bu hizmetin örgütlenme şekillerinin ilginç serüvenini içeriyor. Cumhuriyet dönemiyle birlikte günümüze dek uzanan belediyeciliğin ise özellikle kentleşme ve demokratikleşme açısından genel bir irdelenmesini, yine dosyamızda bulabileceksiniz..." diyor Oktay Ekinci. Yalnızlar/ Erhan Bener/ Ümit Yayıncıltk/ 478 s Uzun süredir piyasada bulunmayan ve geçtiğimiz yıllarda televizyona dizi film olarak da uyarlanan " Yalnızlar", bu yıl 50. sanat yılını kutladığımız Erhan Bener'in başvapıtlarından biri. Yalnızlar, içinde yaşadıklan dar mekânla çatışan küçük kent aydınlarının bunalımlarını, çaresizlilderini, kendilerini ezen vc öğüten toplumun acımasız çarklarına lcarşı umutsuzca ve çoğu kez yenilgiyle sonuçlanan direnişjerini irdeliyor. Romanın ilginç tiplerinin Üsteğmen Galip, Fransızca Öğretmeni Necatı, Doktor Nevzat, Terzi Nuri ile, zencin kişilikleriyle romanın odak noktası olan iki kadın, Macide ve Nermin'in yalnızlıktan kurtulmak için kurdukları karmaşık ilişkiler yumağı, Bener'in psikolojik çözümleme ve kurgu ustalığıyla bir kez daha sürükleyici bir öyküye dönüşüyor. "Uğraşmadan, hak etmeden mutluluk istemek sizin yaratılışınıza göre bir şey değil" der, Yalnızlar'ın Nermin'i sevgilisi Nevzat'a, "Sizin gibi ara/an bir insanın aradığı tek bir şey olabilir. Bütün arayanar için ortak bir şey. Bu, bir kadınla ya da bir erkekle ulaşılabilecek bir huzur olabilir rni? Sanmam. Sizin yine gerçek gönül rahatlığını aramayı sürdüreceğinizc inanıyorum. Arayış ve kaçış, yalnızîarın kaderidir. Bener'in en sık işlediği konular arasında yer alan yalnızlık ve birey/toplum çelişkisi temel eksenine oturan roman, aynı zamanda yazınımızın en önemli yapıtlarıarasında da yer alıyor. olaylannı yaşıyor. 1972'ye kadar büyük bürokrattır ve yurtiçinde ve yabancı ülkelerde sorumlu devlet görevlisi hizmetinde görülmektedir. Bu tarihten sonra politikaya karışıyor, koalisyon pazarlıklarının, Kıbrıs olaylarının ve seçim boöuşmalarının içinde yer alıyor. Bu yıllar da sona eriyor ve yazar emeklilik döneminin ihtirassız, kavgasız iklimine giriyor. Burada, birikimlerini kitaplara dökerek kendi deyımıyle "Yaşama yanıt verme"nin yollarını aramakta. Okur bu anılarda, belki, yer yer kendi yaşam serüveninin olaylannı, kendi yaşam modelini ve yaşam felsefesinin yanıtlannı bulabilecek. Yaşadıklarım ve Ege'de Olup Bitenler/ Çetınkaya Apatay/ Kazana Kttapçılık A.Ş. Yayınları/ 559 s Emekli Amiral Çetinkaya Apatay kitabında; Ege'deki olayları bir deniz harp ve siyasi tarihçi gözüyle incelediğini ve geleceğe yönelik değerlendirmeler yaptığını söylemekte. Ege'yi sadece bir deniz sahası olarak ele almadığını, burada oluşan ve gelişen olayları; bu denizi çevreleyen Anadolu Yarımadası, yüzyıllar boyunca birbirleriyle çatışmış veya karışmış bir uluslar mozayiğini barındıran Balkan Yarımadası, Çanakkale Boğazı, Ortadofiu, Avrupa, Asya ve Afrika'nın odak noktası Doğu Akdeniz'deki politik, sosyal ve askeri değeri yüksek etken olaylarla birlikte bir bütünlük içinde değerlendirme yolunu seçtiğine parmak basmaktadır. Osmanlı imparatorluğu Jöneminden beri Ege'de devam eden TürkiyeYunanistan sorunlarını tüm boyutlarıyla ve yetkinlikle inceleyen yazar sonuçta; "artık Yunanistan'ında; Lozan'dan bu yana haksız olarak aldıklarını ortaya koymalıdır. Çünkli Anadolu'nun böğründeki adaları, Anadolu insanına kapatmayı hıç kimseye anlatması mümkün değildir. Kendısine Türkiye'nin uzattığı barış elinin değerini çok iyi bilmelidir" demektedir. Fotoğraf Sanatı/ Edouard Boubat/ Çeviren: M.Nejat Özcan/ lnkılâp Kitabevi/ 208 s. Edouard Boubat 1923 Paris doğumlu. Dünya çevresinde yaptığı sayısız gezilerden beraberinde getirdikleri haberfotoğraf sanatının en seçkin ve insancıl görüntüleri arasında sayılır. Yazarın bugüne dek pek çok kitabı yayımlandı ki bunlardan "Femmes" ve Michel Tournier'le birlikte hazırladıkları "Miroirs" en önemlileri arasındadır. "Fotoğrafımızı çekmek, basmak için gösterdiğimiz çaba kadar, ona bakmasını bilmek de önemlidir. Fotoğrafa bakmak yaratıcı bir eylemdir çünkü bizi salt dıştan sergilediğinden öte fotoğraf, aynı zamanda bizde uyandırdığı belli belirsiz izlenimdir. Bir fotoğraf, özellikle etkileyici bir fotoğraf karşısında bambaşka bir evrene dalarız, onun bir parçası oluruz. Artık şu bahçe görüntüsü mü bize ulaşıyor yolcsa biz mi bu bahçede kayboluyoruz, bilemeyiz..." diyor yazar. Elimizdeki kitap, pek çok fotoğrafa başlangıç kitabının tersine, tekniklerin vc işlemlerin açık ve yöntemli sunuluşunun yanısıra DÜyük bir sanatçının dört dörtlük görüntü aşkını yalın ve kısa bir dilıe duyarlı biçimde sergilemesi, kanılarını açık anlatmasıdır. Kitabın 1. bölümünde çekim öncesi bilinmesi ve iyice sindirilmesi gerekli konular, 2. bölümünde çekim için çeşitli kolay kural ve öğütler: Portre sanatı, röportaj, manzara, kompozisyon, 3. bölümde çekimden sonra görüntünün ilk durumuna gelmesini ve biçimlenmesini sağlayan laboratuvar kimyasının belli başlı reçeteleri anlatılıyor. "Kalkık Horoz"Çekiç Güç ve Kürt Devleti/ Baskın Oran/ Bilgt Yayınevi/ 278 s. "Çekiç Güç" nedir? Türkiye'ye niçin ve nasıl geldi? Neden tepki yaratıyor? Ortadoğu'da petrol çıkarlarıve Kürtler. T. Özal, "Prezident Buş"u nasıl yönlendirdi? Saddam Şii ve Kürt ayaklanmalarını nasıl bastırdı? "Güvenli Bölge" nasıl doğdu? Çekiç Güç'ün iç ve uluslararası hukukta dayandığı var mı? Çekiç Güç'ün yapısı. ABD helikopterinden PKK'ye yardım atılması olayı. Demirel: "Gökkubbeyi Amerikakların başma yıkarım." Kürtler devletin çatısını çatıyor. "Çekiç Güç helikopterivaralı PKK'lileri kurtardı." Demirel, Çekiç Güç'e "çıban" diyor. Çekiç Güç jeti, kendi heükopterlerini vuruyor. Pişmiş aşa soğuk su: Prof. Mümtaz Soysal. Prof. Gönensay'ın harikulâde macerası. Yine Demirel: "Çekiç Güç'ün altından yılan çıktı." Çekiç Güç karargâhında Apo fotoğrafı. Çekiç Güç ün lehindeki ve aleyhindeki görüşler. Dublin'e giden yol. PKKKDP çatışması. ABD, Çekiç Güç'e niye bu kadar önem veriyor? ABD Kürt Devleti kurmaya niyetli mi? Türkiye'nin K.Irak politikası var mı? Türkiye nin K.Iraktaki büyük çelişkisi ve nedeni?.. Tüm bu boruların yanıtı elimizdeki kitapta. Buzlar Arasında/ Dean Koontz/ Çeviren: Hayriye Karlıova/ Remzt Kttabevı/ 303 s Dünyamızın karşı karşıya olduğu kuraklık tehlikesine karşı harekete geçen sekiz bilim adamı, Kuzey Kutbu'na giderler. Amaçları, buzul kıtadan büyük bir buzdağını güçL. patlayıcılarla kopararak su elde etmek için güneye götürmektir. Kutba kamp kurarlar ve 60 adet patlayıcıyı buzula yerleştirırler. Bombalar tam geceyarısı otomatik olarak patlayacaktın.Ama beklenmedik bir şev olur: Üzerinde çalıştıkları buzdağı, şiddetli bir deniz dibi depreminin etkisiyle ana buzul kıtadan kopar. Patlak veren şiddetli fırtınada, altlarında 60 saatli bombayla, kutup soğuğunda tutsak sürüklenmektedirler. Olüm kalım mücadelesi içinde yeni bir belaya daha çatarlar: Aralarından biri, psikopat bir katildir. Gerilim ustası Dean Koontz'un bu yeni romanı, sizi baştan sona soluksuz bırakacak... Osmanlı Kim? Şeriat Ne?/ Şakir Keçeli/ Ardıç Yaytnlart/342s. Türklslâmcı düşüncenin etkisi altında yazılan tarin kitaplarımız abartılı, gerçek dışı ve dayanaktan yoksun olaylarla genç kuşağı kandırıp, Osmanlı sevgisine, gidcrek de ^eriata yöneltmektedir. Bu höylemle şekillenen gençlerimiz kolaylıkla şeriatçı düşüncenin kurbanı olmaktadır. "OsmanlıKim? Şeriat Ne?" adını taşıyan elimizdeki kitap; bu gidişi önlemek ve özellikle genç kuşağı Osmanlı ve şeriatın gerçek yüzü ile tanıştırmak amacındadır. Bir Taşra Savcısının Günlüğü/ Tev/ik alHakim/ Çeviren: Musa Yaşar Sağlam/ Belge Yayınları/ 144 r Tevfik alHakim 1898'de îskenderiye'de doğdu. 1987'de Kahire'de öldü. Çağdaş Arap edebiyatının en önemli isimlerinden biri sayılıyor. Tevfik alHakim, gençlik yıllarındaki deneyimlerinden de esinlenerek kaleme aldığı "Bir Taşra Savcısının Günlüğü" adlı kitabında şöyle diyor: "Ben daracık bir bölgeye hapsolmuş, artık yol arkadaşım ha line gelmiş yasadışılıkla bir arada yaşıyor ve her gün onunla yüz yüze geliyorum. Günlük notlarımda kendimi bu yasadışılık yanında kendim ve tüm canlılar ile yüzleşmeye zorluyorum... Ah, günışığına hiçbir zaman çıkmayacak olan sayfalar! Siz çaresiz kaldığım anlarda, özgür irademin nefes aldığı, açık bir pencere gibisiniz!" Gurbetten Notlar Jürkiye Solu, Yaratıcı Marksizm, Kürtler ve Dünya Ustüne/ Mıhrı Belli/ Belge Yayınları/ 311 s. "Bütün yaşamını Türkiye'deki sosyalizm kavgasına adamış olan Mihri Belli'nin dünya ve ülke gelişmelerini devrimci bir perspektiften sorgulayan yazılarını derleyen "Gurbetten Notlar", aynı zamanda hızla gelişen yakın tarihle bir hesaplaşma... Bir yandan 'Yaratıcı Marksizm' tartışmaya açılırken, öte yandan 'Türkiye Solu'nun sorunları ve 'Reel Sosyalizmin Bunalımı' ele alınmakta, 'Kürt Devrimi' irdelenmekte ve bu bağlamda sol birliğin ve sosyalist bir partinin programatik içeriği tartışılmakta. 'Körfez Savaşı'ından bu yana dünya politikası çözümlenirken, Avrupa, Küba, Meksika ve Bosna'daki gelişmeler de soldan bir bakışla ele alınmakta." • CUMHURİYET KİTAP SAYI 317 l 1938 KuşağıOlaylar, tnsanlar, Anılar/ Cahit Kayra/ Cem Yayınevi/ 637 s. + 48 s. Albüm Kitap, Türkiye'de, son yüzyıla yakın bir dönemin olayları içinde yaşayan bürokrat, politikacı bir yazarın öyküsü. Cahit Kayra anlatısına, çöken bir imparatorluğun karanlık ve acıklı görüntüleriyle başlıyor. Genç bir çocuk olarak Atatürk reformlarının heyecanını ve Inönü dönemini, îkinci Dünya Savaşı'nın acılarını, demokrasiye geçiş SAYFA 16