17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Hazırlavan: Cevat Çapan John Hartley Williams / Şiirler/ Çeviren: Coşkun Yerli Isvcç'ten ycni otobüsler geldi ve sokaklara yeni bir görünüm verdiler. Ama çok geçmedcn hensi tozlutopraklı, ezikbüzük halc geldiler. Ve otobüsler hep geç kalırdı ve siz hep otobüsü kaçırırdınız, Veya gclcn otobüse kalabalıktan binilmezdi. Ve her iki durak arasında Dehşetli bir ıızaklık olurdu. Bu yüzden şişman hanımlar yanliij yöndc uzaklara götürülürlerdi, Onlar dogru otobüse bindikleri halde. Sonra, tramvayları kaldırdılar. Sanırım insanlar gözyaşı döktiilcr, Hizmet vermek için girip çıktıkları depoda Onları kutu gibi yı^ılı halue gördüklcrinde. Kimse tramvayları ne yapacağını bilemcdi, Bugün depoda paslanıyor, çürüyorlar, Ahşap kısımları ufalanmış, camları kırılmış, Bir zamanlarki o paha biçilmez gösterişlerinden Gülünçlük kalmış geriyc. Vc hat üstiindeki durak tabelaları bile şimdi kırıkdökük, birkaç yer dışında. Tramvayları kaldırdıkları gün çok üzgündüm Ve ben şarkı söylemck istedim Derin bir şaşkınlık ve umarsızlıkla, (Aslında zaten hep öyleyim, ama yine dc şarkı söylemck istcdi canım) Derin kedcrimden, aklımın karışmasından, Uzaklardaki yagmura hüzünle dalmış, Tramvay durağında bekleyen şişman hanımları Terketmek zorunda olduğumuzdan. Vc işte şarktm... "Sonna tramvayları kaldırdılar." John Hartley Williams John Hartley Williams, îngiliz şair. 1942'dc Cheshire'da doğdu. Londra'da büyüdü. "Gurbetçi" bir îngiliz: Fransa'da, Afrika'da ve Yugoslavya'da çalıştı. llalcn yıllardır çalıştığı Hür Berlin Ünivcrsitesi'nde öğretmenlik yapıyor. Kitapları: Hidden Identities (1982), Bright River Yonder (1987), Cornerless People (1990) veDouble (1994). SuboticaPalicTramvayı Için Ağıt Cîelin, geçmişte olanlar için bir ağıt yakalım. Bıı kolay bir şey vc masrai gerektirmiyor: Her şeyi, nasıl yapılacaksa öyle yapalım. Bir Pa/ar öğlcsonrası mısır tarlalarının kıvısından tramvaylar geçerlerdi, Açık olurdu pencerelcri, böylc beyaz gömlekli csmcr adamlar Vc yumuşak, gizli gülümsevişli kadınlar bogazlı buluzlarıyla Meltemi duyuınsarlardı, rayihalı hava tcrli bedcnlerini serinlettikçe. Vc tramvay raylarda saattc yirmi kilometre hı/.la gidcrdi; çikolata tramvay Her iki yüz mctrcdc bir durur vc yolcular binerken Sabırlı, sessiz bcklcrdi. Nasıl tarklıydı Modcrn dehşetten, cagdaş tiksindirici totalitcr, kulak zarı yırtıcı, (îürültücü, hcp kirlctici, yüksck tckcrli motorlıı otobüsten! Tramvay durunca hcr şey dururdu. Sonra, çıngıragın scsini duyardınız, Dingdong dcrkcn Tramvay bira/ ilcri kayardı, kalkışa ha/ırlanarak, Vc sizi güçlü bir elektrik ivmcsiyic geriye itcrdi Yürüyüş hızını biraz aşana dck! Insanlar tramvayı scvcrdi, onlar Binsinlcr diyc önlcrinde durduğu zaman. Şişman hanımları iiç mctrc ötcyc taşırdı vc sonra yinc ycre bırakırdı Torbaları vc gıdıları ve üzüntüleriylc şişman hanımları. Vc vatman bazcn tramvayı kendi haline bırakırdı sonraki dıırağa kadar, Sokakta rasladığı bir dostuyla sohbctc dalardı. Sonra sarsıntılı bir koşuyla, bu mat rcnkli mckanik sandal Göğiis kemiğine çarpar, gemiyle buluşurdu vatman! Vc tramvaylar kcndi özel kutsal raylarında kcnti dolaşırdı Kcndilcrinc ait koridor boyunca, sanki Dindar bir cağda tck sıra olmuş rahiplcr gibi Düzcn içitıde geçerlerdi, pck gözc çarpmadan, meşgul kalabalığın içinden. Vc sokakta insanlar tramvayın SAYFA 14 tınısız, mat sesli çıngırağını duyardı () ilerledikçe yolda, o zarit yürüyüşü sırasında. olannitcnin olağan akışı içinde, ltişkakı^, hırs vc tahrik olmadan. Tramvayın arkasından okııl çocııkları koşarlardı, ya da arka basamağa asılırlardı, Veya kapıların önünc kümclcnirlcrdi, () dar vc cilalı ahşap mııhteşem koltuklara asla itibar ctmczlcrdi, Ama rayların savurmasını scverlerdi, tchlikcli ama katı bir şeyler dııvumsayarak. Vc hcr üç durakta bir gcçiş vollarıyla tck hat üstündc gidcrdi tramvaylar. Karşıdan gclcn travmayın yavaşça gclişini bcklcrdiniz. Onündcki büyük tampon sallanır vc parlardı, Dcvşirirdi bir kcnara zamanı ['^y, mutlu bir öğlcsonrasında Karşıdan gelcn tramvay yanınızdan geçcrkcn içinde sessizce otııran, gülümseyen, Belki de bıı gülünç karşıthklarına gülümseyen yolculara siz bakarkcn, Yeni bir silkinişje uyanırdınız rayların üzerinde. Yazın kentten ayrılırken hava tahıl tozlarıvla a^ırlaşmıştı. tnsanlar kııcaklarında biiyük karpıızlarla oturnuış, ovaya bakıyorlartlı. Vc bazen, dive anlatmışlardı. çikolata tramvay yoldan çıkıverirmi.'j. Vc biçcrmiij mısırları zaritçc, demirdcn gcniş tamponlarına yaslanarak. Sert, yeşil gömlekli, soluk sarı koçanlar arasında. Kentin tramvay hattı tümüyle dıırıırmuş. Onarım vagonıı, kablolar, vinçlcr vc küçük bir kreyn Depodan çıkar vc bunalım noktasına yetişirlermiş 1 ler iki yanlarında ünitormalı mcmıırlarla. Bu arada, öbür tramvaylar yerlerinden kıpırdamazmış. Nc ilcri, ne geri giderlcrmiş ve insanlar: "Tramvay bozuldu!" dcrlcrmiş. Tramvaydaki yolcular incr ve ağaç altlannda sohbetler çiçcklcnirmiş Kentin orta yerinde. Bazıları da yürürmüş, Kalanlar onları umursamazmış. Ve kıs günü de olsa, İnsanlar sohbetle ısınırlarmış tramvayın içinde, Ve kendilcrini tutsak gibi duyumsamazlarmış. Sonunda eskidi tramvaylar, tabii. Izgara Köfte Lokantası tçin Şarkı iştc bu söyledigim bir şarkı ki bir yerde söylendi ve şarkı ıleğildi ki bazıları ve bcn bana baktık pembe aynanın içinde ve bakış da bana ve paltolara baktı burda parmakları acımasızca doğranmış bir eldivcnimiz vardı ve burda bizim cepsiz cekctimiz, kenarsı/ şapkamız, gırtlak.sız atkımız vardı ki onunla ben aşağıdaki şarkıyı söylcdim senJctı ayrı düynck hır ölüm buna söylcdim, çebi deliöin mantra'sını ah bcniyalnız bırakma, diye askılıklara gör heni ah ctı kötüsündcn, diye bayat krem duvarlara söyledim scni terkcdiyorunı ^itndi ve vestiyerdeki kızın şahane vücudu giyimsiz vc budanmış, sıyrılacağım elbet Adada Ulusal Cîaleri'nin dört bir çevresinde Pe)lonyalılar geçmişlerini Türklere satıyorlar "Bu semaver bana 23 marka patladı!" diyor bir Türk ordan ayrılırken, ycni gelen bir Türke. (îünlerden Salı. Fiartanın sonrası olmasa bile çıkıp Krumme Lanke'dc yürüycbilirsiniz, çıplaklara bakarsınız, siz dc soyunursunuz, canınız isterse eger, ya da yine Polonya Pazarında âşık olursunuz veya ben size Henry Rivers'ın öyküsünü anlatırım, (Polonya Pazarında), sarı bir balonu olan, balonuyla tepeyi gögüsleyip C U M H U R İ Y E T KİTAP SAYI 347
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle