Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hilmi Yavuz'la "Üç Anlatı" sı üzerine va Tfar olanı bir oyuna dönüştürüyorum../ • . . ,, , . . • •• • M . » « « ! S » W Î • •• ,; : >'.(>•.•v*mmm»sm.'.r ı. v . ııı ı I M B n m n ı ı n n»mıı 1111 nıı ıı •ıiınıııııı ııııııııııı ııııııı ıı ıııı ııı» ııııııııiı^fcı»ıııııııı•••ıııılimiMBnLliıı«ıı«iııiMiııııııı ı »ıııııı mııımınımınınıııı ııı ı ııı ı ALPAY ASAR Soıı ^iınlcrdc hiç bıtıııcycn hır tartışnıa, Türk Jılıniıı cdcbıyat vc fchcfc alanındaki yctcrsizliklcri ycnidcn konuyılıııaya başlaııdı. Bu koııuda nc düşünüyor1 \uiiuz îıirkçc, cdcbı vc fchc/ı Juşüncevi aktarnıakta yctcrsız mı •* lüıkçe'nin sovııt ve IclseH düşüııcc leri dilc gctirmedc yctersiz kaldıgı yö ııiindcki tartışınaların tarihi oldukça es kiyc ıl.ıy.mır. 1950'h yıllarda Nurullah Ataç ile Naim I l.ı/ım hoea arasıııda höy Ic bir tartışmayı anınısıyoıum. Sanırım Rı/ıı Tevük'in dalıa önce de bu koııuda sövlediuı b.ızı şcvler var. 'Fclscfe Ü/eıi nc adlı kırjblımla bu konuy.ı değinmişrim. I'elsefc hcr şeydcn öncc, terimlcrle yapılan zihiıısel bir etkinlik. Bu konınl.ı ilginç yaklaşınılardan biri de Peyami Sala ı.ıralındaıı ortaya konımıştur. Sala, terim konıısunda hangi uvgarlığın içindcn felscfi düşünce iiıvrilecekse bııının o ı'ıygar lıgm terimleriyle lelsele yapılnıası gcrck ti^ini öııe süi'L'i". Bcnce doğıu olan da bu. Yani, apaçık bir şev var ortada: Eğer bel Iı bir uygarlık çevresinc girilmişsc, o ııvgarlıgın terimlerivlcfelscfe yapnıanın doğtıı olaeng'ını söylüyor, Peyami Sala Bi/ kcııdimi/i Batı uygaılığı çcrçcvesinde diişüniiyorsak Cîrck vc Latin kökenli tc rımlcr, Doğu ııvgarlığı içinde diişüniiyorsak o ııygnrlık çerçevesınde üretilımş, o kükcncİLTi gelen terinıler kullanılmalı. I liçbir uygarlık çevresinc girmeven, hiç bir uygarlıkla ılişkisi olmayan tıir diliıı kcndine özgü rcrimlcri dc olmaz. () b/i/df, t'dcb/yıi/ ıçiıı <tynı şeyı \öylc ıncııiıı iıııhâııı uöziikıniiyor, (ünhii hır cdcbi nıctındc kullatıdı^ınu dili, ıı/ctitı kahramaıunm karaktcrı, yayıdığı döııcın /'v. hclırlıyor. Bu koııuyla ba$ıntılı bir soııı tarımıh ntiytmtm Anlatdarımz da, }/ırlcriııizde vc diizyazılannızda Ovnanlı ca'tıın yoğunlukla hullanıldığj saylcııcbı lır mı? Bcnim şjiirlcrirrulc olsun, unlatılanmda olsıın ()smanİKa'tlan, bir önkabul olarak ycla cıkılılı^ını söylcmek miimkün dcc£il. Olsa olsa i}iı söylcncbilir: Tarilıltanlatı arasıııda bir ili^ki kurulmak istcni vorsa, ancak o zaman Osmanlıca'ya ba^vıırmuşumılıır. Yani ölciir scnin dc dcdiğin gibi, dıırııma vc Konuma göredir. Sözgclinıi, l)cn buııdan 70 yıl öncc ya^a mi!j birini konuşturacaksanı, kacmılmaz olar.ık Osmanlıca'ya ba^vurmak /orıııı ılayım. Fclsctc içın bu gcçcrli dcğil; orııııı saptaıımış, bclli tcrimlcrı var. l'cyami Sa la'ııın da dcdiği gibi, ııygarlık kriterinin bclirlcdiğ tcrimlcr... Anlatmın söylcnıi isc kcndı içındc irdclcnmclidir. AnLılıLırıııızdıi h/rdcıı çcıh \\dnn Yavnz ivzinliyortım Bu ü(, anlatıda da, adları tlcgisik olan dc^işik karaktcrlcr var: Taorınina tla Yu sııf Horoz; Fchmi K.'da [ : chmi Kavkı vc nihayct Kııvu'da I lilmi ^'avuz. Ancak bunlar aynı kişivi gnstcrcn aıllar dcöiidir. rcfcıaıısı, ya da imlcmi aynı dcğildiı bu aılların. Aıılatı httııgı cdcbı yakla)iıuııı \omıctı. l'ast Mııdern/tflııt \onucu nıif1 Posl Modcrıı bir yaklaşınıın sonııcu. Klasik runıaıı vaı. Klasik ronıanın 19, yiizyıl boyıınca dönüşiüğüııü biliyorıı/.; Balzac romanından Tıırgcnycv'c ya da Haubcrt'c uzanan bir yolda dönüşiimü i/lcmck ınüınkiiıı. Dalıa sonra ınodern romanla karşı karşıya gcliyoruz. Orncğin. Jıimcs Joycc... Klasik romanla modcrn ronıan arasmda çok fark var, ama hcr iki!>i dc 'ronıan'. Buna karşılık post modern anlatılarııı, klasik romanla ya da modcrıı romanla bir ilişkisi yok. Dolayısıyla, ona romaıı dcmek yanlış; bclkı postmodcrn ronıan dcncbilir; ama bcn klasik vc mo dern romanla, aıılatı aıasında, eski deyişCUMHURİYET KİTAP SAYI 301 1 filmi Yavıız, iki kitabını ardı ardına yayımladı. Daha önce ayrı ayrı yayımlanmış anlatılarını 'Üı; Anlatı', bir dergide yer alan yazılarını da 'Ah Kadınlar' başlığı altında toplayan Hilmi Yavuzla Türk Edebiyatı ve anlatı üzerine konuştuk. lar var: ltalo Calviııo, Borgcs gibi... Onların anlatılarının problematiği ile anlatılarınııı öııc çıkardığı sorunlarla bcnim ortaya koyduğum, öne çıkarınaya çalışrı^ım problciııatikler arasında çok ciddi larklar var. Bu, bcnim hcr şcydcn öncc bu iilkede yaşayan biı yazar olmanıdan kaynaklanıyor. Üç Anlatı'nın sorunsalı, Türk toplumunıın ikiyiiz yıldıı yaşamakta olduğu, va da ya^adı&\ söylcncıı kultür krızının asılması va da tcmelİLik cdilıncsidir. T ü r k ro man gclcncği içcrisınılc bir tarih önecsindcn söz ctmck gcrekirsc, bu kuşkusuz Tanpına'r vc Ogu/ Atay dır. Bili soruz ki Ahıncl 1 lamdi Taııpınar bu kri/.i trajik bir durııın olarak '1 Ju / u r ' d a clc a lır. O^uz Atay isc 'Tut u n a m a y a n l a r ' da ironik bir ılurum olarak,.. Şimdi böylc bir tarilıünccsi var, ama, hcr ikisiylc de sadece tarihönccsi olma baj*lamında bir ilişkinin oldu^unu söylcyebilirim Taııt)innr iki ııygarlık (Dogu Balı) arası rıa sıkışıp kalıııı^, HllmiYiMi/ dcyış ycrindc ısc t\:.VM.AII bir sınırdan ötekinc savrulmuş insancıklann trajcdi sini dilc gctirir, buıııı d c d i ^ i m gibi rra]ik bir sorıın olarak elc alır; iki hal arasıııda sıkı^ıp kalmış, yırtılmı^ bir bilinç olarak ele alır. Oguz Atav isc hcr iki sınıra karşı çok mesafeli, ironik bir tavır alışla bunu asmaya çalışır. Taııpınar da olsun, Atay da olsun bu yırtıl mayı aşma çabası söz konusudur. Bcnim böylc bir sorunum yok; çünkü sınırlar ortadan kalkmıştır, her şey, dcyiş yerindcysc biı oyun alanına dönüşmüştür, Dojiu, kuralları vc söylcnıi kendine öz gün olan bir oyun alanıdır, Batı baş,ka bir oyun alanı... Dolaytsıyla, benim karaktcrleriııı haııgi oyun alanının (hangi sınırları aşmanın değil!) kurallaıını ve söylemlerini yerinc gctiriyor; bu öncınli. Şöyle diyc yim: Beniıı için DoğuBatı karşıtlı^ı diye nir sorıın yok; bunlar, iki ayrı oyun alanı: Kendine özgü kuralları olan oyun alanla rı... Oyuııların kuralları çclişmcz ki! Oy leysc «junu kcsinlcycbilirirn: Anlatıları mın Atay'la, Tanpınar'la bir bcnzcrligi yok. Çünkü Taııpınar ve Atay böyle bir soruıısalın varlıgım savunup bunu aşnıaya ç alışıyor. Kısaca bcnim anlatılanııım zih inscl tcnıclı bu tanh önccsinin, Taııpı nar vc Atay'la tcmcllcncn bu laıilıönccsinin çok köktcnci bir biçimdc dönüştüriilmcsini içeriyor. Nc trajcdidcn nc de ironiden söz etmek artık mümküıı dcğil! Bir kere krizi aşacaksınız ya da krizin si zin üstünüzc çöknıüş olan ağırlığııu ta^ıyacaksınız, nasıl olacak bu? Taııpınar ki şili^in, bcnliğin yırnlmasma izin vcriyor (Traiedi), Atay ınesare koyuyor (ironi). Artık insaıılar bir oyunıın içinde, onun kuralları vc söylcııılcriylc oynuyorlar. Oyun içinde kimliklcrini korumak diyc bir sorunsalları yok. Oyun kınılıği bclirliyor; kıırallar vc söylcınlcr kıınhgin nc ol dufhına karar vcriyor. Yani hcr şey bir oyun sonuçta. Anlatı ^clccck.tc Tiirkıyc'dc na\ıl bir \cyir izlcyccck? Artık klasik vc modcrıı roman ömrii nü doldurmuştur. Böylc ronıan yazıııanm 21. yüzyıl insanı açısından bir anlaıııı yoktur. 20. yüzyıl sonunda insanm, bir tck, belli bir kimlıklc kendini özdcşlcştirmesi ve tanımlamasının artık gcçcrli olmadığını düşünüyorum. Öyleyse gelenckscl roman denıiıı bclirttiğim insanın özclliklcrinc tckabül cdccck, bu özclliklcri karşılayacak konumtla dcğildir. Roman bitmiştir. Mudcrıı ycih.Lı^ımlurdd inuınlar bclli çcrçcvelcr içinc mı sohubnu^lardı? Hiç kuşkusuz, fornicl çcıçcvclcr içinc sokulmuşlârdı. Benim san.ıtta Modcrnizmc vc gcııel olarak 'ınodern' ihulclcre karşı çıknıaıınn ııcdcui budur. 1 lcr şcyi bclli formatlar, Aydınlannıayla birlıkte Akıl sınırları içinc koynıaya, bu sınırlar içinde tutmaya ycltcnilmışrir. )'(//// dkld l'cdıl' "Doğu, kuralları ve söylemi kendine özgun olan bir oyun alanıdır, Batı başka bir oyun alanı..." dıyor Hilmi Yavuz. lc maiıivcl hırkı olıhı^unu ıliişiiniiyorıım. Ncdır bu '•> Cıcrck klasik, gcrcksc ınodern ro manda bir karaktcıin bütüıılügünden söz cdilcbılir. Bir kımlik, bir karaktcr, romanın başında, ortasmda, sonunda bütiinlügTmü korur. Zaman zaman bölünınüşlükler, paıçalanmalar olıır, ama bu onun, roman kalıramanmın kinıli^ini <.Ic ğişrırcn bir ctkinlik dcğildir. Ovsa bcnim anlatılarımda da izlcncbılcccgi gibi, böylc bir kimlikscl bütLİnlüktcn sözetmek mümküıı dc^il. Orııcgin, Taormina'da Ala.ıddin ya ıla Cîıyascttin diyc kcndisinc göndermc yapılan kışı, <;ok ayrı kimliklc ri imliyor. Alaaddin ya da Cîıyascttin bazcn Fatilı postanesinin ö n ü n d e gazcte Bodrum'da bir bakkal ya da salıaflaı çaı şısında salıaf olarak görüncbiliyor; anlatı cı bunlar araşında sanki bir kimlik larklılaşması yokmıış gibi davranabiliyor. Bir kronolojik biitünlükten scizctmek tniim kün dcğil. Taorınina'nın kahramanı kcn disini 1943'tc dc bu yüzyılın başmda yaşamış bir yazarın 50. yaş günü kutlanıalarına katılabiliyor; oysa o tarilıte anlatı kahramanının 9 yaşında olması gcrckir! Davranışların vc kimliklcrin tcspit cdildi ği belli bir referansa bafilandıgı anlayışlar yıkılıyor. Artık bundan böylc bir olay örgüsünün ulduğunu söylemek de mümkiin dcgil. Türk anlatısı ile Batı anlatısı annında nc gibi farklar var'} Bcnim yazdığım riiriin içinde düşü nülmesi gcrekcn, bu doğrultuda anlatılaı ürctcn, bcnim cok öncııı vcıdigim yazar Kcsinlikle, evet... Pcki dnlülıldiıııızııı, \<iylcHi\cl tcnıclı ııı ııcye oturtııyoruıııuz/ Biraz öncc dc söyledig'ıın gıbı, kımlik dafiılması, insan artık belli bir kimliklc özdeştirilenıiyor olmasının belli bir varo luşsal konıımu varsa, bu varoluşsal konumtı karşılayan bir söylcmin araştırılması gerekir. Üç Anlatıda bu yapılmaya çalışılıyor. Yeni insan, ycni söylcm... Bu üç aıılattııııı stzıc hiç ak\ayan daha doğrusu jurcısı jöylc olsaydı dcdiğiııız hiç bir ycrı yok mu? F.lberte var. 'Taormina'yı bugün vazsaydını larklı yazardım. Çünkü T.ıormıııa'da bir fclsctc yapıııa varmış gibi alıp, bu sorunuıı içiııdcıı konuşan kimliğin parodisini yapnıaya çalıstım. Bu paıodi çok bclııgm olar.ık goriılmüyor Taorınina da ... Sanki relsefe kıtabı yazmışım gibi göründü. Demek ki parodiyi biraz geriyc itnıişim. Fchıııi K.'da isc parodi çok önc çıktı. Bcııcc Kuyıı tam kıvanıında oldıı. Bu hiç dc fcna ohtıadı, bir kıtapda \/ zin anlatıuil seriiveninizi izlcınck ıııiinı kün artık... Evct. Anlatılarınızda ironi ycrınc parodi a&ırlıkta, kı<mca Dogrudur, var olanı bir oyuna, kııral ları, söylcnıi kendine özgii olan bir oyuna döıuiştürüyorum. Anlatı kahramanı lıan gı oyunun içinc gıriyorsa, o kimlij*i alıyor; bu dıırıım d.\ parodiyi ortaya cıkartı vor. Anlatılanında kıırallar vc söylcınlcr, kinıligin yerinc gcçiyoı. Bu, paıodidir. Anlatılarınız vc şıırlcrınizdc Jclscjc vc nııtolojı görüyoruı» . Dogru. Fehıni K. ve Kuyıı da psikanaliz, laoımina'tla felsere... Ba$lı ha\ına 'Kuyu' bir mitoloji zdtcn. • Doğru, hcr şey kuralları vc söylcnıi olan bir oyun oldııpu için mitolojiyi, psikanalizi veya felseteyi rahatlıkla, anlatı oyunlan olarak kullanabilirsiniz... • Uç Anlatı Taormina.Fehmi K.'nın Acayıp Serüvenleri, Kuyıı /llılım Yavuz / Caıı Yayınlan SAYFA 7