28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

G ATTİLAJOZSEF: ccenin karanlıgında hızla geçen bır trcn vc ıkıyc bıçilcn bır gövde... Ve sancılı bir yüreğin son geigitleri.. Âttila Jozscf, yurduna, smıfına, annesi ne duyduğu sevgiyle zorlu vc dar bir yoIu yürüdii. Bu yol karşılıksız bir aşkın acıları, yoksulluğun ve faşizmin karabasanı ile örülüydü ve sonunda bir çıkmaz: Şizofreni! tstanbul'dayım, elimde 'Militan' dergısinin 'Attila lozsef Özel Sayı'sınm düzeltim için ilk basım yapraklan..onun fırtınalı yaşamını vc ^iirlcrini ilkin o yapraklarda okudum. Okuduklarımı sonra, 'Militan'ın basıldıgı matbaada, kıırşıın harflerle dizilmiş olarak bir kalıpta gör düm. Kurşun harflerin duygusuz donukluj*u vc bcndc yaşayan capcanlı ızlcnimlcr.. () gün orada, yaşadını bir an kalbiııı de, Atilla Jozsei'in kalbinirı gelgitlerini. Vc scvdim Atilla Jozsef'i. Anılarınızda, arada gülcç yüziiyle elden, sevgi ve şefkatini, dclı dolu gencjik yıllarınızda hoyratça harcadıgınız ve şımdi yaşamayan bir anııc varsa, onu annıak için bıılun okuyum dcrım, Atilla Jozscf 'ın 'Anneme' şiirini. Aına şunıı da unutnıayın: "Aglaınak için ne kadar gcç şimdi!" 1 SERGEY YESENIN: 986 Frankhırt Ataol'la çelik bir köprüden yuruycrck karşıya gcçiyoruz. Üstümüzde mavıligı yıtmış kırli bır dam. Ruhumda gürültüniin ve metal lerin yorgunluğu Ataol, Yesenin'detı çcvirmcktc oldu£u bir şiirdcn dizeler okudu. Bir dizcnın kanadına tutıınup çocukluğumun kırlarına ııçtıığumıı anırnsı yorum. "Ergen rüzgâr omuzlarıııa dck/ Sıyırdı etcgini kayın ağacmın" 80'li vııların ortalarında, dogduöum yörelerde, tarlalara sırtüstü yatıp arıkuşlarının seslerini, turnalann göçünü izlerken "Lirikler"i yanınıdaydı. Bir duygu leardcşli^i sürüp gitti. Bugün de dilimde "Anneme Mektup" (Azcr Yaran çcvirisi) şürinin ilk dörtlirg"u, "Sağ mısın heniiz ihtiyarcığıın/ Ben de sa^ım. Selanı, belam!/ Döksün çatısındaıı yuvacı^ının/ O betimsiz aydınlığını akşam" 1993, Mart. "NazımaSevglCecesı Antaiyada Metın Altıokla Birllkte. nıadı Yaşasaydı olıırdu, olacaktı... Oldü rümünden üç ay önce, Antalya'da diizcnlediöimiz "Nâzım'a Sevgi Gecesi"nde bırlıkrcydık. Şımdı içimdc o geceden sonra gccc geç vakitlere kadar siiren bir yarenlikteıı kalma biı lıü/niiıı turtıiMi Sanki lıâlâ Sakarya Caddesi'nde, balıkçı tczgâhl.irının onündc, koltuğıınun altında kiMpları, cludjj*ınd,ı sönmeyen bı rinci sigarası, csrık, başı omuzlarına gö miilü, bir soru imi gibi dolanıyormuş gibi gcliyor bana. Oysa gcinıülüîjünü gördüm, bir arkadaş (H. Atabaş mıydı.^) kolayca kucuklayıp topraga yatınverdı. Bir bcbck ölüsü gibi beyaz Deze sarılı gövdc si ufacık, tefccikti. 8O'lı yıllarda, Bingöl'dc öörctmcnlik günlerinde donarak ölmeyi denedı, şiırin çığlıgı agır bastı, caydı. Yanarak, yakılarak öldü, öldürüldü. VAPTZAROV: J Ikın Bulgar göçmeni lbrahim I Aga'dan üinledim maccrasını. HeI nüz Tiirkçe'ye çevrilmemişti şiirleri.. HO'lı yıll.ırın karanlık günlennde, köy cvııııin duvarında bir resmi asılı dururdu. Bulgar toprauıımı yigit oğullarındaıı biri. Kurşuna dizıîmeye götiihilürkcn dostlan cliylc dışarı uçıırabildiği "Ayrılık Şiiri"ni okıırken, gizfi vc sımsıcak ağlamıştım ölümünc ABDÜLKADİR BULUT: lstunbul'dii (îüııey'in özlemini çekerdi. Bu özlcmlc yazdı yazdıkJarım. Bir kcrc ışım gere^i tstanbtıl'a gittim, Erdal Alova'nın evinde görüştiik, kucaklaştık. "Akdeniz kokuyorsun " dedi ve bir daha kucaklaştık. Şimdi bir yerlerden bir nane kukusu gelse, 'Sokaktan şiirleriylc Abdülkadir gcçiyor olmasın!' diye döner bakarım. Yakasında tellim afili bir karanfil gez dirdi. Cemal Süreya takmıştı: "Kasabalı Lorca" K SİNANLAR: urşunlara gclmişlcr/ Cîöyncksiz yatarlar ycrdc. Adanmışlığın incc türküsü.. Meşelerdcn esen seher yeli.. Tan aydınlığı.. Anıları bana bunları düşündürüyor ve "Gülünün Solduğu Akşam "ı. O METİN ALTIOK: Yangında ilk kurtarılacaklardan biriy di. Şiirilerinc her cgilişinıdc bunları düşünüyorum. Yakın bir arkadaşhgım ol ENVER GÖKÇE: na duyduöum sevgide bir mcr hamet gizli. Bu sözcüğii kendi kcndime bilc 'tclaffuz' etmck istemezdim. lyı de, sevgıme eklenmış bu 5 duygu nereden 1980'de konu^ıım ol du^ıı giinlerde varlığjııı bilc sc/dirmcycn tüy gibi hafiHigindcn nıir' Tabaöma konan yemegi ve ckmcgını son lokmasına değin yeme saygısı ve incelig'in dcn mi? 1 lep mahzun hali vc suskunlugu mu? Yarin zülKine kırmızı gülleri ilkin o taktı. Ahmet Arıt gcldı bu guzellıgc ycnı, üstün bir güzcllik cklcdı. Zemheride çiçek açmış, acılı suskun bir toprak! Gülüşünden su içişinc kadar halk olan bir adam! Dünyaya biraz küskün mü gitti? PAUL ELUARD: "Dünya bir portakal mavili^inde" "La terrc est bleue comme une orange" bu dizcnin 1929 yılında söylendıjîinı Aragon'un bir yazısında nkumuştum Uzaydan dünyaya çok sonraları bakıldı. Cîcrçeğe ulaşan bu sezgi ve esinin kaynağıi* Şairlerin ataları büyücülerdir. 1988. Avustralya Sydney. Nlhat ziyalan'la Nazım Hlkmet'ln 25. ölüm yıldönümü anma Izlencesinde. SAYFA S BEHÇET AYSAN: Ardından serpcbileceğim öncmlı bir anım olmadı. Bunun hep üziintüsünü dııydum. Oysa, onıınla bir içkievindc ayaküstü bir yarcnlik ne güzcl olurdu! Adviye, Behçet'in üstüne cğihrkcn Salih Bolat'tan bir dize ilistirdi: "Yalnıy ca bir kız diişürdüğüıjg gülücükten anlar öldügümü/ Yakama bir gözyaşı iliştirir". Kinıi ^airlcr kendi ölümünü yazar. Behçct ölümünü yazdı: "Sen bu şıirı okurken/ ben belki başka bir şehirde ölürüm" • CUMHURİYET KİTAP SAYI 301
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle