Katalog

*T SÜTTENİKİKEZAĞZIYANIP YOĞURDU İKt KEZ ÜFLEMEK... Tuzak kuran adam bir çelik tan vaktinde Ölü tavşanları alarak eve dönerıshk çalarak. Sesi ıslakçayırlarüstüneyayıhr Uzalclaşan sabah gölgeleriyle dolu. Sabah yaşantısı, armağan olarak Beş adet kırık bel getirir tavşanlara Tüylü derileri içinde sallanırken. Adamın evide bir yaşlı ana îlerleyen bir kanserle uğraşır. O her zaman hem kendini hem zamanını vermiştir Başkaları için zayıf bir kalp, şişman bir adamdan nefreteder Yaşadıkları aynı oda içinde. Ve dışarda, iki çocuk, kovalarlar Tavuğa saldıran horozu. Ablaları bir öğretmene aşıktır, Cinselliğini kapalı bluzunun gerisine itmiş. Şimdievısınır, Güvercinlerle dolu sevinç güneşiyle. îşte burasıdır o yer, ölü tavşanlann gelerek, Hayat verdikleri şişko köpeğe ve onun uyuz hastalığına Ve yorgun kadına, mutfağa sık sık gelen güneşle kurumuş. Şimdi elektrikli saatin on biri pişen et Lezzetli kokuyor geçerek arka taraftaki budanmış güllerden, Ve esiyor sokağın belirsiz sınırlarından. Sevgi ve savunmanın tek güzel kokusu. HAYALETLER Kimonolu iri bir kadın, eti Şimdiden nemleniyor eritici sıcağında Oğleden sonranın banyodan yeni çıkmış, Ayağını solgun pembe iskemleye dayamış, Nasırlannı kesmeye hazırlanıyor. Güneş Süzülürken pis camdan bir amp" lı 'in içindeymişçesine, Oda sıcaktan yanıyor. Penceregüneşin merceğidir, tozlu şeridi ışığın Kadının ayağına düşüyor. Kadın, annemdir. Makasın çıkardığı ses Büyülüyor küçük, kızımsı oğlanı Çizgili gömlek, ince kravat, kalın yün çoraplı. Ve çorap bağları düşük. Belleğim bu oğlanın ben olduğunda ısrar ediyor. O ev hala eski yerinde duruyor. Onun tek çocuğu olarak, annemden bana kalanlar, Garip bir melankoli ve onunki gibi kalınlaşan bir viicut, Geniş mesamatlı cilt, Ölümün yirmi yıl önce çöktüğü. II. Kırmızı rüzgar, yabanlık ayakkabılarıma toz yağdırıyor, Burun deliklerimi ve ağzımı boyuyor. Duruyorum okulun saygıdeğer, elli yıllık, Yıkanmış.çimento avlusunda. Babamı bekliyorum. Yol kenarındaki bunya çamlanndan Çakıl taşları üzerine kurumuş kozalaklar düşüyor. Rüzgann sürüklediği anlar, öğretmenler bahçesinden geçerek likyok. Limon bahçelerine doğru uçuyor. Oğlanlar bağırıyor, köpekler havlıyor. Hiç sessiz Babam, müdürle birlikte bana doğru geliyor. Yol Otomobillerle çiğneniyor. Şehire indiğimizde, Sütlü tatlılara rağmen ve ciddi çaylara Canberra Itidal Otelinde, ben somurtuyorum sadece. Bu kendini beğenmişliği hala taşıyorum, Baba; Açıkgöz dünya seni yalayıp yutar. Senin korkun Bu ufak çocuk için, şimdi benim korkumdur Beniyatılıokul Dünyamın kuralları yönetiyor hayaletler Beni, oturup yargılamaya tutsak etti Karabasanlarımı ki, sevgi anılarımdır. III. Annem evlenmiş tek varisiyle Bir sömürgeli ailenin. Para bitmiş, Aileden kalan ev duruyordu, kendi gömdüğü köpeklerin mezarlanyla çevrili. Babamkırk yıllık bir bekar. Her pazar gri bir tramvayla giderdik oraya Tenis oynamak için, annem sağken. Bazan yüzümü bulmak isterim onlarınkinde; Babam Lacross Takımında, Annem Hastabakıcı savaşta. Hiçbir öykü anlatmaz aile fotoğraflan. Onlannşehirlerideğişti; Şimdi CocaCola şişeleri sıçrar çimenlerine, Kimse çiçek yetiştirmez, piknikler eğlence değil artık. Bahçeleri, dükkandan alınmış kuşlarla dolu. Hafta sonlarında kim gider Bay'e, Otuz iki kilometre ötedeki St. Helena'ya, Peel'e, Jumpin 'Pine'a? Hiçbir yat Yaşlılar Evinin yakınında durmaz, Uzaktan geçer sandallar ve yüzen meyve kabuklan. Ben geç bir evlilikte geç olarak doğmuşum. Psikiatristler, Bu pek fark etmez, derler ama şimdi düşünüyorumda Tropikal bir evde hiç söylenmemişleriBeş çocuk düşürme olayıyla ilgili; Eğerbütüntümcelersöylenseydi, Ölüler için sakladığım ölümle başlayacaklardı. Güneşe karşı emeldi oldular bir deniz kenarında. Bütün istedikleri acıyı yanlarına yaklaştırmamak. Ama benim özenişim, zenginlik hızlannı belirler, tştahın basit işlevini gıdıklar. Ikinci Imparatorluk Aşk Yuvasını taşra sağlığına yaraşır bir biçime getirmeyi hayal ediyorum. Böyle zenginlilder, göze çarpan basit "et"e rağmen para karşılığı, iyi hazırlanmış zenginliği süsler. Ölüm hiç önemli değil. Böylesine bir son, Dolu bir ağzı ya da hızlı arabayı tehdit etmez. Servet ve talihsizlik sonsuza kadar uzanır. Aşkı veeşitsizliği düşünüyorum. Üstelik Diyorum ki, duyguların, tadını kaçıramadığı sözcüklervardır, Ama burada, yalnızca para ve onun kullanımı söz konusudur. ŞU YAZARLAR NE KADAR DA YALANCIDIRLAR! Her şeyi yazmak üzere kalemimi kaldırıyorum Ve birnefret dalgası başımdan aşağı iniyor. Can sıkıcı bir yaşam sürecinde Huysuz sınırlan içindeki Bir vücudu sevecek zamanım yok. Çünkü aşk, şüpheli bir bir surat üzerindeki fmkansız betimlemelerin buluşma yeridir. Ama insanlar, bundan bir metafizik çıkanp Şöyle ya da böyle vücutlar arasında oynarlar. Gözleribirevren resmeder. Bu arada göremediklerine de cennet ya da cehnem derler. Ayaktakımının yırtıcı pençelerinden kaçabilmek için Sağlam dişler, iyi bir gelir ve şans gerekir. Işteyalan burada: Akıl çerçevesi içinde Muhteşemtantanalaryazıp.oynarız. Hoş olanlar sivirilir, enayiler yerilir, Yataklar hastaları barındınr ve hafif meşrep kadınları, Büyük olaylar tarih olarak anımsanır, Bilim bizi anlar, bizi rahatlatır. Kitaplar dostluk ve aşk öyküleri anlatır, Hayvanlar ve bitkiler canlı kalmamızı sağlar. Ölümün son anına kadar konuşmalarsürer. Tanrıyı överiz ya da fırsatlan ya da her ikisini birden Ama ilk gördüğümüz odada ölüveririz Parlakbukleli dünya, tutsaklık... I. PARA'YAKUTSAMA Yumuşak, kocaman yüzüklü eller gidip geliyor Beyaz masa örtüsü üstünde zenginler yemeğe çıkmışlar. Ak saçlı meraklılar artık yoklar, Bu vücutları ait oldukları yerlerekaldıran. Garsonlar mutfakta sadece fısıldaşırlar, asla bağırmazlar. Onlar gürültüye hizmet ediyorlar ve itaat etmek zorundalar. Teyzem ve enişterr zengindir ve şimdi oldukça yaşlandılar. Asla zevk için ya da hırs için vemediler partilerini Fevkalade ev sahipleri olarak, müşterilerini, müdürleri, zorbeğenen karılarını ağırladılar. Soğuk bir içtenlik dondu kaldı yüzlerinde şimdilerde. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 228 SAYFA 11