05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vtllnı(<nı>cl s<)\ 'IKAMV \V "Son Tramvay"da gurbet ve anadil... Nedim Gürsel'in dil serüveni Fransa'da yaşayan Nedim Gürsel, edebiyat ve edebiyat bilimi alanlarında eser veriyor. Bilimsel yazılarını Fransızca yazsa da edebi eserlerini Türkçede verme ilkesinibilinçle koruyor. Gezi notlarında ("Seyir Defteri") olduğu gibi "Son Tramvay" adı altında topladığı öykülerinde de sürgün ya da göçmen, kısacası yurdundan uzak düşmüş bir yazar için anadüinin özel bir anlamı olduğunun çeşitli ifadeleri var. erotiğe varan betimlemelerle dile getirmesi ilginçtir. "Martının ölümü"nde bu anlatımın örnckleri urt dışında yaşıyan yazarlarımızın bol. Uzun alıntılardan vaz geçîp şu Türkçe ürün vermeleri ne yazık ki satırlarıalalım: ^ok doğal bir durum değil. Altnan"O sözcükleri sevmek, altp oksaI ca yazan çok sayıda Türk yazarı dümak derinliklerine inmek, giderek şününce Türkçe yazmada direnenler, edeonlartn birtutkuya, çtlgmca birsapbiyatımız açısından özel bir saygıyı hak lanttya dönüşmelerine, bellefi raediyor. Fransa'da yaşayan Nedim Gürsel, hatsız etmelerine, gövdeye aa veredebiyat ve edebiyat bilimi alanlarında melerine katlanmak değil mi!" eser veriyor. Bilimsel yazılartnı Fransızca (s.105) yazsa da edebi eserlerini Türkçede verme Konuşma dilindeki kalıplara, deilkesini bilinçle koruyor. Gezi notlarında yişlere uzak açıdan bakıp onlarda ("Seyir Defteri") olduğu gibi "Son Trambüyüleyici bir tat bulmak, Nedim vay" adı altında topladığı öykülerinde de Gürsel öykülerinde sıkça farkedilisürgün ya da göçmen, kısacası yurdundan yor. Yurduna kavuşma, Türkçeye uzak düşmüş bir yazar için anadüinin özel kavuşmasıyla birlikte yaşanıyor. bir anlamı olduğunun çeşitli ifadeleri var. Kulağa çarpan Türkçe konuşmalaBaşlık öykü "Son Tramvay" daodakfigür, nn heycanh algılanışına tanık olusürgünde bir Türk yazar. Türkçe yazmayoruz. "Köprü" başlıklı öyküden: nın bir aşk niteliğine bürünüşünün ilginç "Meğerusküdar'a gelmisiz. Buraanlatımıylakarşılaşıyoruz: ya kadar bey abi! dedi kaptan güle"Doyumu yasamak değil belki, ama birrek. Negüzel! Buraya kadar bey abi! lesmenin, tamdık birgövdenin sıcaklığında Türkçenin edastyla kendimden geçerimenin geçici mutluluğu sözcükleri elyormis bir halde iskeleye basar basmaz gördüm damtyla bulacak, arttk, kullanmadığı, günköprüyü" (s.W5) lük yasamında birkez oisun yararlanmadtğt Edebi montaj ya da aJıntılama Nedim eski sözcükleri bir kör gibi bastonuyla yokGürsel'in öykülerinde özel bir işlev yüklelamaya, sesleriniduymaya, varlıklarına doniyor. En çok şarkıtürkü dizeleri, özellikle kunmaya çaltsarak. (...) Türkçe sözcükler de gurbet konulular anlatı dokusuna kstd vefalı sevgililer gibi ona birer birer gelecek, mış: aralannda bağ kurmadan, dizilip tümceler "Gurbette ömrüm geçecek / Bir daracık olusturmadan yani, her biri ötekinden bayerim de yok I Oturup derdim dökecek / Bir bersiz, günısığı sadeliğinde damla damla münasip yarim deyok." (s. 54) akacaklariçıne. tçine"(s.9) "Gene gurbet ele düstü yolumuz Anadili ve gurbet, Nedim Gürsel'in yaKimbilirkineredekaltrölümüz."(s.79) ratıcılığında odak motifler niteliğinde. "(...) azık torbalannda Türkçeden baska Gurbet acısını, Türkçe yazma uğraşısında ekmek tastmıyan Rum abdallan" (s.79), dindirmeye çabalarken, yurdunda olmayı"Müslüman Mezarlığında" başlıklı öyküde şından ötürü Türkçeye yabancıiaşma tehliyer alan bir imge. Aşık ve Türkçe kavramlakesinin korkusunu yaşar. "Martının ölünnı birleştiren bu imge, tekrarlanmasa da mü" başlıklı öyküde kelimeleri yitirme teNedim Gürsel'in Türkçe tutkusunu ve laşı içindeki yazar figür hakkında şöyle digezginlik kaderini bir arada duyumsattığı yor." için odak imge niteliğinde. Gezi izlenimlerinin toplandığı "Seyir Defterin"de, 4 ocak "(...) dokunup oksadtğı, onu stmsıcak sa1989 günü New York'ta kaleme aldığı notrtp sarmalayan sözcüklerin anadilindeki ta ana dili sürgün bağlamında şu sözler var: iözcüklerin de yokoluverdiklerini düsünüyor. Bu yok olus sözcüklerin kendilerinden "Evet, yazar bir ülkede değil, bir dilde yaçok sesleri, edalartyla ilgili. Aslmda eskiden sar. Doğup büyüdüğü içinde yasamıs olduğu olduğu gibiyan yana getiremiyor onları, öncoğrafyaya doğar, bir yazar olarak kurduğu ce ftstltılarım duyup sonra beyaz kağıda dödünyanm, kendi sözcüklerinin, kendiözgül kemiyor. Eklem yerlerinden parçalanıp sedilinin içine kök salar." (s. 40) vişirken yaptığı gibi çtğltk çığlığa birbirleriYine aynı yazıda kendisinin sürgün ile neyeniden kenetleyemiyor." (s. 104). edebiyat ilişkisinin üzerinde durmakta haklı olduğunu Goytisolo'nun NewKelimelerle sevgi, yazmakla sevişmek York'ta yaşadığı olaylar dolayısıyla bir kez arasında benzerlik bulma, Nedim Gürdaha anladığını ifade ederken şöyle diyor: sel'in orjinalitesidir. Yazmak eyleminini Prof. Dr. GÜRSEL AYTAÇ CUM HU R İ Y E T K İ T A P SAYI 229 "Bu çabada kendi konumu, 'yurtsuzluğumu' ön plana çıkarma eğilimi içinde olduğum kesin. Ama bir yurdum var benim, Türkçe yaztyorum. Ve Neu> York bir Babil Kulesi"(S.4V "Son Tramvay" başlıklı öykünün yazar figürü de Nedim Gürsel'in bu tutumunu sergiler. Avrupa ülkelerine sığınmış Türk yazarlarının bir araya geldiği bir toplantıda, kendilerini toplumcu olarak niteleyen yazarların eleştirilerine hedef olduğunu anlatırken onların politik edebiyatı kendilerine "görev" saydığını belirtir. Kürsüde bir yazar, "Baskı dönemlerinde yazara düsen görevin vatanı kurtartp halkı özgürluğe kavusturmak olduğunu baykınyordu. 'Yangını bep birlikte söndürelim arkadasUr!' diye bitirmistikonusmastnı." (s. 12) "Son Tramvay'ın yazar figürü ise bunu, "kitap yazmakla tulumbacılığın birbiriyle kanştırılmaması gereken iki ayrı etkinlik olduğu" görüşüyle ccvaplar "Bunlar tulumbacı bile olamaz. Tulumbacılığın da bir onuru, bir yolu yöntemi, ne bileyim bir raconu vardı eski îstanbul'da" diye düşünür. Söz konusu yazar fıgürün ağzından, dile gelen bu sözler ve bu düşünce, edebiyatın temel öğesinin dil olduğunun, angajmanın yani güdümlülüğün ise düzey belirliyicilikle ilişkisi bulunmadığının Nedim Gürselce ortaya konmasıdır. Gerek gezi notlarında gerekse öyküJe rinde sıkça karşımıza çıkan "köprü" imgesi, yurtdışında hayatını sürdüren Türk yazarının simgesi niteliğinde. "Hava alanı" başlıklı öyküde benanlatıcı şöyle diyor: "Gece tsıklariçidepırtlpınl, gündüz Istanbul'un en güzel silüetine baktığım köprü. Bir köprüdeymis gibi mi yasadım? îki ktta, iki dil, iki dil, iki kadın arasmda? Belki de ayaklart yere sağlam basmayan bir köprüyüm ben, bırgeçis. Neorada neburada. Hem orada, hem burada." (s. 82) "Son Tramvay" daki öyküler, ister ben, ister o anlatı biçiminde yazılmış olsun, neredeyse tümüyle, yurdundan uzakta yaratan bir yazann duygularını dile getiriyor. Nedim Gürsel, "Martının Ölümünde" şu sözleri yazarken, sanırım kendi yaratcılık serüveninin formülünü veriyor: "Bakıs kendi açtsıyla sımrlıdır, algtladığı gerçekliliğin ayrtnttlanyla. Oysa bellek... Bellek ve kötü kağıtta yaytlan mürekkep htzıyla çalısmaya basladı mı durdurulması olanakstzhayalgücü, imgelem..."(s. 101) "Son Tramvay"ın başlık öyküsü, işte bu türlü işleyen bir yazarlık sürecinin en tipik belgesi. Algılanmakta olan gerçeklik, durakta son tramvayı bekleyiş sırasında anlık izlenimlerin aktarılması şeklinde öykünün başında yer alıyor: "Isıklar da sönü'yor teker teker. Önce evlerin, sonra barlartn tstklart. Kanalda sularkarartrken el ayak çekiliyor sokaklardan. Ne istasyondan bosalan kalabalık var arttk, nede araba selinin uğultusu. Bisikletler de görünmüyorortaltkta." (s. 5) Görüntüler çağnşımlara, yakın ya da uzak geçmişe ait anılara dönüşe neden oluyor. Psikolojik bir tutarlık içinde imgeler birbirine bağlanıyor. Son Tramvayda yolculuk eden yazar figür, katıldığı ziyafetlerden, yazar toplantılanndan, yapılan edebiyat tartışmalanndan bir dizi anı parçacığa yakalarken mesela tulumbacıeski Istanbul imgesinden çağrışımla çocukluğunun Istanbul 'una geçiveriyor: "Ve eski Istanbul'un amsryla birlikte kırmtzı bir tramvay düsüyor akltna. Şijbane'den Beyoğlu'na gıcırtılarla çıkan eski bir tramvay. Vatmanı yolculardan ayıran mor renklicam bölmesinin hemen arkastnda babastyla oturuyorlar." (s. 13) Küçük öykü türünün biçim özelliklerini ustalıkla sergileyen bu öykülerin hemen hepsinde, gurbette yazma serüveninin duygusallığı, kah olimpik anlatıcının yorumlarında, kah ben anlatımla kişisel anlatım ko nuıtıunda biçimleniyor. Öykülerin dış zaman iç zaman kurgusuyla da Nedim Gürsel şimdiyle geçmişi organik bir doku halinde yansıtmayı başarıyor. "Son Tramvay" öyküsünde tramvay, bir çerçeve motif oluşturarak odak figürün hayatında bir simge niteliğine yükseliyor: Yazımı bu öykünün son satırlarıylabitirmek istiyorum: "Son Tramvay yolculuğunu o gün îstanbul'da babastyla yapmıstı, yıllar sonra bu kuzey kentinde bindiği son tramvaytn onu her durakta geçmisinden biraz daha uzaklastıracağını bilmeden, dünyayı bir tramvay penceresinden seyretmenin mutluluğunu dem be demtadarak"(s.l4) • Son Tramvay/Nedim Gürsel/Can Yayınlart/U2s. SAYFA 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle