Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O K U R L A R A Ingiliz romancı, şair. oyuft yazart, kısa öykü yazart, çevirmen, editör ve elestirmen Latvrence Durrell öncelikle, yirminciyüzyıl edebiyatının en önemli romanlartndan biri olarak kabul edilen "îskenderiye Dörtlüsü"nün yazart olarak bilinir. Durrell modernist geleneğin etkisiyle deneysel bir roman yapısı geliştirmiştir. Bu ünlü yazartn eserleri neredeyse ardt ardına denecek bir hızla dilimize kazandınltyor. Geçen ytl içinde çtkan sayılartmtzdan birinde de Durrell'ırt yayınctlarımızın gözdesi olacağınt vurgulamış ve bu konuyu kapak yapmıştık. "îskenderiye Dürtlüsü" nün ardından "Avignon Beşlisi"nin ilk kitabı, "Kara Kitap", "Acı Limonlar" ardı ardına yaytmlandı dilimizde. Son olarak ise "Afrodit'in Başkaldınsı" okurlarla bulustu. Bu ünlü yazarı birkezdaha değerlendirebilmek için kapak konumuza aldtk bu bafta. Şu sıcak yaz günlerinde de okuma hızınızın düsmemesini diliyoruz. TURHAN GÜNAY RainerMaria Rilke'nin "SeçmeMektup ve Şiirler"i Sözii ezgiye dönüştüren ozan... Prag'da doğan büyük şair Rainer Maria Rilke, kısa ömrünü sanata adamış, yaşamının çoğunu çeşitli Avrupa ülkelerinde, sanatçı dostlarının himayesinde geçirmiştir. Bir anlamda yalnız bir insan olan Rilke'nin kişiliğinden önemli ipuçları veren elimizdeki kitabı Melâhat Togar derlemiş. Imtlyaz SahlM: Berin Nadl o Basan ve Yayan: Yeni Cün Haber AJansı Basın ve Yayıncılık A.S. oCenelYayın Koordlnatorü: Hlkmet çettnkaya OCenelYayın Danı$mani: orhan ErlnçoYazı Işleri Mudurteri: Ibrahlm Yıldız. Dtnç Tayanç (sorumlu) O Yayın Yönetmenl: Turtian COnav o craflk Yönetmen: Dllek llkoruroReklaın: Reha ısıtman TA1 an yana geldiklerinde içerik ve anlam açısından birbirine benzemedikleri halde hiç yadırganmayan, hemen benimsenen iki ayrı tür'dür mektupla şiir. Yakındırlar, dostturlar, arkadaştırlar, çoğu zaman aynı mekânda buluşurlar ve kendilerine yüklenen görevi yaparlar. Şiir mektuba dönüşür bazan, söylenmesi gerekenleri hem iki biçimde sergileme olanağına sahiptirler hem de aynı kişilikte erime özellikleri vardır. Yalnız mektup daha özverilidir, başka türleri kapsayan bir yapısı olduğundan şiiri kucaklar, bağnna basar, koynunda yer verir, yüreğinde taşır, özdeşleşir ama gene de ayn kimliklerin altında sürdürürler yaşamlarını. Mektup, bir kişiye, bir kuruma, şiir ise insanların hepsine, insanlığa bir şeyler iletir. Her kuşağın bireyleri, sevgililerine, ilişki kurmayı düşündüklerine bir sürü mektup yazmıştır, o ilişkiyi güçlendirmiş, geliştirmiş ya da bitirmiştir. Telefon, teleks, faks, telsiz gibi iletişim araçlan mektubu gündemden indirmese bile hızını kesmiştir Onsekiz, ondokuz ve yirminci yüzyıllar, mektubun en önemli iletişim öğesi sayıldığı, egemenliğini kabul ettirdiği, doruklarda gezindiği yüzyüTardır. Öykücüler, şairler, romancılar, ressamlar, düşünürler dostlarına, âşık olduklarına duygularını, yaratım çalışmalarıyla ilgili sorunları açıklamışlardır. Yeni ve özgün konularda düşüncelerini söylemişler, tartışmışlardır; bu tartışmalar sonunda elde edilen veriler, geleceğe ulanmış, bugünkü yaşamımızın ruhuna sızarak yönetici bir rol oynamıştır. Işte bunlardan biri de Rainer Maria Rilke'dir. Büyük bir yazar, büyük bir şair olan Rilke, ülkemize, ilk kez 'Genç Bir Şaire Mektuplar' yapıtıyla girmiştir. Onun baş yapıtı 'Malte Laurids Brigge'nin Notları' 1950'den sonraedebiyat alanına ilk adımını atan yeteneklere kaynaklık etmiştir; sanat hakkındaki duraksamaların, kararsızlıkların belirgin bir kalı2 2 9 • MUZAFFER BUYRUKCU ba dökülebileceği işaretini vermiştir. Onlarda, üstün değerler yaratabilme bilincini uyandırmıştır. Biçim ve öz kaygılarını rayına oturtabilme olanaklarının nerelerde bulunduğunu belirtmiştir. Derinliklerde gizlenen güzelliklerin damarlarını ve yoğunluklann beslendiği noktalan belirtmiştir. 1940'lardan bu yana okunduğu ve beğenildiği için Rilke'nin kitaplan araîıklarda da olsatasılmıştır ve basılmaktadır. Rilke'ye duyduğu hayranlığı onun mektuplarından yaptığı seçmelerle ortaya koymuş Melâhat Togar. 'Seçme Mektuplar' adlı yapıtın ilk mektubunu Rilke, Sofia Schill'e yazmıştır. Arka daşı Salome'yle birlikte Moskova'ya yaptıklan gezi sırasında geçirdikleri saatleri ve ziyaretine gittikleri Tolstoy'la görüşmelerini anımsatmaktadır ve Tolstoy'la konuşmlarına değinmektedir. "Biz, kiiçük odada, kontun yanınagirmek için beklerken, genç bir bayan içeri girdi, kulağımıza sesler geliyordu, biri yiiksek sesle ağlıyordu, yaşlı Kontun ağlayam yatıştıran sözler söylediğini duyuyorduk; sonra, bizitn beklediğimiz odaya, yammıza geldi, biraz heyecanlı, biraz dalgın, bize kimi sorular yöneltti ve yeniden içeri girdi./ Sonra, düşünün bir kez, Sofia Nikolayevna, bize birlikte parkta dolaşmayı önerdi. Böylece, hem ötekilerle birlikte oturup yemek yemek angaryasından kurtarıyor, hem de kendisinin başka zamanlar büyük diişüncelerle baj başa, yalnız doiaştığı bu güzel parkta birlikte dolaşmak şansını veriyordu. tki gündür, rahatsız olduğu için herkesle beraber sofraya oturmuyor, hemen hemen yalnız, sütlii kahveyle yaşıyordu; bu nedenle, zamanını tekeline alıp beklenmeyen bir armağan gibi bize bağışlamak, kolayına gelmişti." Bu kitabın, (Seçme Mektuplar) devamı gibi olan 'Seçme Mektup ve Şiirler'e Melâhat Togar, tekrar okunmasmdan yarar umduğu altı mektup almıştır 'Seçme Mektuplar'dan. Mektupların yanı sıra Zahide Gökberk'in çevirdiği 'Düşler Kitabı'nda bulunan metinlerden 'Yedinci Düş, Onbirinci Düş, Yirmialtıncı Düş'ü gene Zahide Gökberk'in yazdığı 'Relki ve Duino Şatosu' adlı o nefis gezianı karışımını almıştır ve oyazıyla derlemenin yapısı zenginleşmiştir. "Bir zamanlar Dante'nin, yurdundan sürgün edildiğinde bu şatonun o yıllardaki sahibi tarafından konuk edilmiş ve uzun süre Duino'da kalmış olmasıydı..." Melâhat Togar, 'Malta Laurids Brigge'nin Notlan'ndan Brigge'nin dedesiyle birlikte içinae yaşadığı eski konakla ilgili izlenimlerini ve 'Mümkün müdür' sorusunu sorup yanıtladığı bölümden çarpıcı bir parçayı kitaba katmış ve Rilke'yi Uk kez okuyacaklara onun yeteneğini ve sanatının yüceliğini tanıma olanağmı sağlamıştır. O parçadan birkaç satır sunuyorum: "Mümkün müdür, icatlara, ilerlemelere rağmen, kültüre, dine, felsefeye rağmen hayatın yüzeyinde kalınsın? Mümkün müdür, bilinmesi yine de bir kazanç olan bu yüzey bile; yaz tatillerinde salon mobilyalan gibi, aklın alamayacağı kadar yavan bir kılıfla kaplansın? Evet, mümkiindür..." 'Seçme Mektuplar ve Şiirler' de Behçet Necatigil'in, Turan Oflazoğlu'nun, Can Alkor'un, Nihat Behram'ınve Melâhat Togar'ın çevirdiği onüç şiiri vardır. Bir de Ahmet Cemal'in çevirdiği Stefan Zweig'in 'Rilke'ye Veda' konuşması vardır. Şöyle demektedir Stefan Zweg: "Çünkü aramızda yalnızca onun söyledikleri, ezgilerden farksızdt. Söz, yalnızca onun dudakları arasından çıktığında, alışılmış tınısından sıynlmış olurdu. n B Seçme Mektuplar ve Şiirler/ Rilke/ Derleyen: Melâhat Togar/Cem Yayınevi. S A Y F A 3 CUMHURİYET KİTAPS/tVI