19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bir Kızdderili adı Montauk; Manhattan'dan yüz on mil uzakta, Long Island'ın kuzeyinde bir yer. Max Frisch, bu ıssız yerde genç mihmandarı Alice LockeCarey ile birlikte geçirdiği bir hafta sonunun öyküsünü anlatıyor " Montauk "ta f aşığın soluk soluğa anlatımıdır bu. Ancak, bu tutkulu âşık, kadınlara olan yaklaşımında hatalıdır özde: "Kötü huyum Male Chauvinism...kadının, köprücük kemiğinden yaratıldığı Hz. Âclem gibi davrandım: Gel izle benisanaöncülükedeyim" (M,67). 'öztan'e yolctduk 'lnsanın kendisiyle hesaplaşması', Max Frisch'in yapıtlarında çoğunlukla ana motifi oluşturur. Kahramanlarını oynadıkları toplumsal rollerden arındırıp, içlerindeki 'özben'e doğru yolculuğa çıkaran Frisch, "Montauk"da kendi somut yaşamında gerçekleştirir bunu. Kitabın en uzun episo* ca. Ya içimizde yaşamayı sürdüren gerçekleşmemiş olasıhklar? Onlan ise yaJnızca düş yoluyla 'kurmaca' aracılığıyla anlatabilir insan. Öte yandan, yaşanan somut olayları aktarmak zaten olanaksızdır. Çünkü insan bir olayı aktanrken, onu bilincinin öznellik süzgecinden geçirir, olayı değiştirir, onu yeniden 'kurgular.' Biyografi bir kurgudurFrisch'egöre. Gerçeğin 'kurmaca'da yattığını söyleyen Max Frisch, "Montauk"da bilinçli olarak "hiçbir şey 'uydurmamak' istem(emektedir), ne algıladığı(nı) ve muhtemel okuyucuları düşünmeden" (M, 96) yazmaktır amacı. Kendisine Alısılmısın dısında bir öz •• YILDIZ ECEVİT • yüzyıhn büyük yazın ustalarından Isviçreli ij yazar Max Frisch'in I (19111991) bir ürünü ' daha Türkçede: "Montauk". Bir Kızılderili adı Montauk; Manhattan'dan yüz on mil uzakta, Long Island'ın kuzeyinde bir yer. Frisch, bu ıssız yerde genç mihmandarı Alice LockeCarey ile birlikte geçirdiği bir hafta sonunun öyküsünü anlatıyor "Montauk"da. Kurmacanın yer almadığı, tümüyle yazarın öz yaşamı üzerine kurulmuş bir öykü bu. Edebi eserde, yazarının özel hayatının izlerini keşfetmeyi, eleştirmenler çoğu kez kendileri için başarı sayarlar. Oysa yazarlar bundan hiç hoşlanmaz. Otobiyografik oluş, edebiyat piyasasında kurmacanın zararınadır, bir eksi puan gibidir. Max Frisch'in tiyatro eserleri ve özellikle de romanlarına kendi hayatından çok şey kattığı, yaygın bir görüştür. Bu nedenle Frisch, eleştirmenlerin "neyin aslı nedir" türünde dedektifliğinden usanmış ve tamamıyla "gerçek gerçekliğe" dayanan, kurmacaya yer vermeyen bir roman yazmaya niyetlenmiştir. "Montauk"yu Almancadan dilimize çeviren yazın bilimci Gürsel Aytaç, Max Frisch'i bu kitabı kaleme almaya yönlendiren eğilimi böyle açıklıyor önsözünde. uydurmaksızın; kendi gerçeğini dile getirmek için olaylar uydurmaksızın; buluşlara sığınmaksızın. Topluma karşı sorumluluk aracılığıyla yazarlığını savunmaya kalkmadan; mesajsız". (Montauk, 108) Gerçekten de Max Frisch, yaşamda oynadığı "rol"lerden arınmaya, bu rollere uygun olarak giyip çıkardığı kostümleri bir kenara itip okur karşısında çınlçıplak kalmaya çalışır burada. Bir itiraflar kitabıdır "Montauk", bir hesaplaşma arenasıdır, bir meydan okuyuştur; bir yazarın okuruna, eleştirmenine ve her şeyden önce de kendisine meydan okuyuşudur. Meydan okuyuş, somut bağlamda ana öykünün içeriğinde de yer alır: O tarihte ikinci kansı Marianne Oallers .ile evli olan Frisch, bir hafta sonu "kaçamağını" "belgelemektedir" "Montauk"da. Yapıtlarının ana motiflerinden biri, 'bir burjuva kurumu olarak evlilik', giderek salt'kadınerkek ilişkisi' bu kitabında da büyük yer kaplar Frisch'in. Kitabın belki de en etkileyici bölümleri; tutku, sahiplenme, kıskançlık, aldatma/aldatılma öğelerinin sarmalındaki iki romantik ilişkinin anlatıldığı episodlardır: Frisch'in Marianne ile olan evliliği ve ünlü Avusturyalı yazar Ingeborg Bachmann ile olan birIikteliği. Yaşamı nesnel gözlüklerden algılayan, yapıtlarında akılcı kahramanlar üreten ve onlara 'duygu' sözcükleri kullandırmaktan kaçınan Frisch, Bachmann'a olan aşkını şöyle anlatır "Montauk"da, "Ben onsuz yaşamak istemiyorum. Roma Non Risponde, ona bir gece boyunca ve bir gün boyunca ulaşamayacağımı aklım almıyor." (M, 101) Sevgilisine her saat başı telefon edebümek için saati kuran ve telefonun yanında uyuyan tutkulu bir du, tngüizce başlıklar kııllandığı bu metnin "You are a rich man..." diye başlayan ve eğitimini tamamlamasına parasal katkıda bulunan, kendisine her alanda büyük destek veren arkadaşı W. ile olan ilişkisini anlattığı bölümdür. Yaşamının ilk yılları kısttlı olanaklar içinde geçen Frisch, bu çok yetenekli aristokrat arkadaşı karşısında o dönemler duyduğu'ezikliği özellikle vurgular sanki. Aşağılık duygusu, yaşlanma ve ölüm korkuları olan, "yalnız başıma olunca sanatbenihiçilgilendirmiyor" (M. 14) diyen, yayınlanndan hiçbirini okumamış olan sevgilisi Lynn'in yanında kendini çok daha iyi hisseden (M. 24), "tanımadığı ve okuyucu olduğu ortaya çıkan biri ansızın (ona) hitap ettiğinde ödü kopan" (M, 45), insancaözellikler taşıyan sıradan biridir "Montauk'da bize anlatılan Max Frisch. Max Frisch'ten biyografik bir ürün: Montauk küsîL. sorar: "Okuyucuları hoşnut etmek, eleştirmenlere iş vermek için mi yazıyorum?" (agy) Sonra büyük harflerle yazar: "Bu içten bir kitaptır, ey okuyucu" (M, 136). Ancak, arkadan gelen küçük harf tümce kuşku yüklüdür: "Ama neyi saklıyor ve niçin?" (agy) Frisch'in kendisiyle hesaplaşması bu kez yazınsal ölçütler bağlamında gerçekleşmektedir. 'Işte ben buyum' diye sunduğu biyografisi, bilir ki Frisch, yine de bir şeyleri 'saklamaktadır'. Çırılçıplak bir varoluş olanak dışıdır. Yaş am gerçeğl "Ben kendim için yazıyorum. Toplumhangisi olursa olsun benim işverenim değildir; ben de onun rahibi ya da en azından öğretmeni değilim" (M, 24). Toplumsal angajman, kimlik sorunsalı, yaşamoyun ikilemi ya da kuşkunun objektifinden yansıyan bir yaşam gerçeği... Neyi anlatırsa anlatsın, o bir rahip ya da öğretmen değildir. Onda gerçek bir sanatçıda olması gereken estetik bir kuşku vardır her şeyden önce: 'Biçim' kuşkusu. "Montauk"da da kendini geleneksel yazın ölçütleri çerçevesinde anlatmaz Frisch. Zamandizimini delen bir kurgusu olan; 'Ben', ' O ' ve kimi yerde 'Sen' anlatımı kullanılan; tngilizce sözcükler, alıntılar ve şiirsel tümcelerle yabancılaştınlmış; bir satırla 14 sayfa arasında değişen uzunluktaki bölümlerden oluşan; içinde Bachmann'ın, Giacomett'in tanıtımında önemli rol oynayan, kitabın çevirmeni Gürsel Aytaç'ın dediği gibi 'Montauk' anlatımıyla alışılmışın dışında bir özyaşam öyküsü. Max Frisch'in eserlerini bilenler, onun yazarlığını tanıyanlar, 'Montauk'nun tadına daha çok varacak." (M, ÖnSÖZ)B Blçtm Içerfk UlçMsl "Montauk" kitabının bir başka özelliği de somut gerçekliğin bizim bağlamımızda bir insanın biyografisinin o insanı anlatmadığını savunan ve bu nedenle de kendini 'kurmaca' aracılığıyla yansıtmaya çalıştığını söyleyen bir yazarın 'biyografîsini' içermesi. Yapıtlarının tümünde yeni biçim arayışlan sergiler Frisch; biçimiçerik ilişkisi üzerinde sürekli düşünce üretir ve bu düşünceleri yapıtlarında deneyseller. "Gantenbein" romanında 'öyküsüz' bir varoluş özü yaratmaya çalışır; güncellerinde ise gerçek kimliğini yansıtabilmek için bilincini sergilemeyi dener, somut yaşamını soyut gerçeğinin içinde eritir, yok eder. Ona göre insan, biyografi adı verilen tek bir yaşantıdan oluşmaz. tnsanın biyografisi, içinde taşıdığı sonsuz olasılıklardan, rastlantısal olarak gerçekleşmiş biridir yalnız hlraflap kltabı Anlatılan, yalnızca 1974 mayısında Montauk'da geçen bir hafta sonu öyküsü değildir. Frisch yaşamının, kitabın yayımlandığı 1975 tarihine kadar olan bölümünde önemli yer tutan olayları, insanları, düşünceleri, eğilimleri, bu iki gün süren öykü ekseninin çevresine serpiştirmiş, özyaşamını öyküleştirmiş "Montauk"da. "Otobiyografik, evet otobiyografik. Kişiler CUMHURİYET KİTAP SAYI 222 Montauk / Max Frisch /Çeviren: Gürsel Aytaç / Gündoğan Yayınlart / I42.s. SAYFA 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle