Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bak postmodernci geliyor/ Selam veriyor ZEKI COSKUN enus'le Buluşma ve Paris'te Son Tango ılk bakışta bırer fılm olma nın dışında hıçbır ortaklık taşımaz Bırazyakındanbakınca, mekanın ortak olduğunu goruruz Parıs Bu, orada geçen bınlerce fılm arasında bır ak rabalık kurmaya yetmez Ama yonetmen, ızleyıcılerın hıç değılse bır kısmının, ozel ükle sınema dunyasının, eleştırmenlerın vb vb 'lerın Paris'te Son Tango'yu ızledı ğını bılır, kendısı de ızlemıştır Fılmın alametı farıkası halıne gelen sahne, ızleyen ızlemeyen genel çevrenın belleğıne nakşplmuştur Fdmın başkadın ve erkek oyuncusu yatağın ortasında çıplak, dızlerı kalkık,otururpozısyondasevışıyorlar Er keğın bacakları kadının bacakları arasın dadır Marlon Brando'nun saçları onde, şakaklardan başlayarak açılnuş, ensede uzundur Bu sahnede ışık yukarıdan aşağıdırvb vb Venüs'leBuluşma'nınyonet menı Istvan Szabo, Pans'te Son Tango' dan yırmı yıl sonra çektığı fılmde başoyuncularına aynı sahneyı yıneletır (Saçların benzerlığı rastlantı dıyekm, ama pozısyon?) Gilbert Adairden "Postmodernci Kapıyı tki Kere Çalar" V Belleğımızın derınlıklerındekı goruntu bır kez daha yınelenır, kuçuk bugonderme yapılır Profesyoneller gorur, profesyonel olmayanlar belkı anımsar, belkı gorur ge çer Her halukarda "postacı kapıyı ıkı kere çalar" Gosterılenı ne kadar gorduğumuz, dunyanın neresınde durduğumuza, olduğumuza bağlı Bu soyut sozlerı açmak ıçın Gilbert Adaır'ın onerdığı oyuna başvura bılırız Oyunun adı lltşkıler Adaır, Le Monde'da çalışan bır arkadaşını anıyor Arkadaşı da, vaktı zamanında gazetecılık, sonra bakanlık yapmış bırını tanıyor Eskı gamecı bakan 'AndreMalraux) ıseyıllar once Mao de tanışmış "Bu" dıyor Adaır, "dunyanın en guçlu ınsanlarından bırıyle benım aramda, sadece ıkı aracının, yanı gazetecı tanıdığım ve Malraux'nun durduğunu gosterır Veeğer.buozgulörnekte, zamanın çerçevesı bır mıktar çarpıtdır sa, benım sadece kurgusal olarak Le Monde'de çalışan arkadaşımın eşlığınde Mal raux'yla Çın'de karşdaşmam ımkandışı pekı, tumuyle ımkandışı değıldır " Oyun surdurulurse, yazarın buyukannesıyl Mao arasında uç ılışkı, buyukannenın yaşlı komşusuyla sadece don, komşunun damadıyla da beş ılışküık bır uzaklık olduğu ortaya çıkar Sonuç "Uygar dunyada ya şayan bır kışının, herhangı bır baska kısıyle ılışkısını kurmak ıçın yarım duzıneden fazla bağlantıya ıhtıyacı olmadığı hesaplanmış " Yanı dunyada her şeyın ve herkesın, her şeyle, herkesle yarı doğrudan sayılabılecek bır ılışkısı var Pekı, butun bunlar neyı ka SAYFA 4 nıtlıyor sorusuna Adair'ın yanıtı lığı ve azabına uğrama korku "Bılmıyorum" oluyor ve "Ama su, çoğu zaman bu sese kulak 'Bılıyorum' cevabını yuzde yuz asmama tehlıkesını taşıyor Behak eden başka sorunlar bulundu nım tutulduğum nokta tam da ğunu da ekleyerek" dıye bıtırıyor burası Postmodernı ıhbar Yazının adı o başka soruların ne edenlere kulak verenler ya zaler olduğu hakkında bır fıkır vereiı n mes.ajların ardındakını çoz bılır Herkesın Hikâyesı mekle uğraşanlarya da mesada 1 Istenırse Hepımizın rı uretenler Bu duHikâyesı dıye de okurumda bız bıze konuşnabılır muş olmuyor muyuz? Yazar da zaten ona ışa Gilbert Adaır, Postret edıyor "Sıze, bıldımodernci Kapıyı İki Adair, kitabındaki ğınız bır şeyı anlatıyo Kere Çalar başlığı altın rum" demeye getırımizahyüklü da yayımlanan yazıla yor Hepınız bılıyorsu rında bu hıkâyenın deeleştirisinde ünlü nuz kı, "Postacı Kapıyı ğışık yuzlerıne bakıyor Ikı Kere Çalar" adlı bır Çok da değışık değıl, isimler arasında bir fılm var, ustelık de ıkı çunku dunya ortak Sı yolculuğa çıkıyor ve kereçevrıldı Yınebılnema, televızyon, mudığınız gıbı, bu "kapıyı zık, kıtaplar yazılar ve çıktığı yolculuğu ıkı kere çalma" esprısı reklamlar Bırazondan, okuyucu için de zorlu. Godot'dan başlayarak bırazbundan Postmoderncı'nın kapımızı İnişli çıkışlı, bazen serin çeşıdı defalar, olur olmadık yerlerde tekrar "ıkıncı kere" çalması, bazen sıcak bir macera landı Postmodernci tum bunlara, gondenKapıyı Ikı Kere Çalar, lenlere daha yakından, halinegetiriyor. tekrarın tekrarından tçerıden bakma fırsatı 1 1 1 verır tlkınde kapı ça • ^ • ~~~ ~ ""~ ^^"~ soz etmektır, arada olanlara, "postmodern lınmaz demek daha durum'a bıraz daha yakından bakacağız, doğru Çunku sozkonusu gonderıler ırade demektır Aslında Adaır vebenzerlerınındiji denecek bıçımde gelır bızı bulur Terkı, kendısı kaynak olarak Barthes ve mınator ya da Rambo'yu, Rocky'yı seyret Eco'yu gosterıyor gırışımıne kapımn memış olabılırız, ama bu fılmlerın, oyun uçuncu kez çalınması demek daha doğru cularının admı ıster ıstemez duyarız Te Başta andığımi7, bırbırınden tumuyle malarından da şu ya da bu duzeyde haber farklı duzlemlerdekı ıkı fılm, Venus'le Bu dar olabılırız Aynı şekılde Nancy Rea luşma ve Paris'te Son Tango orneğınde olgan'ın bıyografısının yazıldığını, Paris'te duğu gıbı yapıtlar, daha genel olarak yaşa açılan Dısneyland'ı, Benetton reklâmlarıdığımız kultur ortamı ıçınde urunler arası nın kopardığı kıyametı de duyarız Kısaca, gızlı açık gondermeler her zaman var Bıpostacı kapımıza sureklı bır şeyler bırak raz yakından bakılınca Rocky ve Termına maktadır Postmodernın farkı, belkı de ta tor arasında da bır akrabalık kurulabdışıdığı mesajın sırrını (tamamını değıl, bıra yor Bırının neden sureklı terledığı, otekı zını) baştan açık etmesıdır "Hanı bıldığın nın neden hep kuru olduğu çozumlenebı şey vardı ya, onu yenıden sunuyorum sa lıyor O halde kultur dunyasında, sadece na" demektedır Boyle denırken de, bıldı kultur değıl, tum endustrıyel urunlerde ğımız, aşına olduğumuz bır oge yınelenır bır başka şeye atıfta bulunma, kaçınılmaz ken, yenıbaşka bır mesa] uretılmektedır,bır gonderme I ytneleme /yemleme olgusu ya da gızlenmektedır, o başka var Yıneleme/yenılemeler eğer kapımn Kapıya bırakılanlardakı mesajı genellık ıkıncı kez çalınması anlamına gehyorsa, le gonderenın ıstedığı doğrultuda alırız bunları değerlendırmeyeçozumlemeye Adaır gıbı postmoderncılerın (postacıla yonelık çalışmalar, aynı nesneyı kullana rın) kapıyı çalmaları ıse, bır bakıma, "sa rak kapımızın uçuncu kez çalınmasıdır 1 kın ha " demek ıçındır "O senın gorduğun, okuduğun şey aslında başka bır şey Adaır, kıtaba adını veren yazısında (da anlatıyor, mesajin arkasında başka hınlık ha doğrusu kıtabı gerekçelendırme ve ad yatıyor" dıye yırtınıyorlar Gerçı bu ıhbar landırma yazısında), Marshall MacLucı uyarıcılık kımı zaman, kımı yazarların han'ın 'Araç, mesa)dır' sozunu anıyor Bu kalemınde okur ıçın ıkıncı bır azaba donu soz, "mesajın ne derece kuşkuya açık ol şuyor Çunku, çozumlenen haber verden duğunu gosterır" Kapı ıkıncı kez çalınşey her halukarda herkesın bılıp gorduğu dıktan sonra Adaır ve dığerlenn soz alma şey Ama çozumleyıcı postmodernci, ora çabası yıne yazarm sozlerıyle, "aracın kenda herkesın gor(V.)medığını goruyor dıstmn de daha az kuşkuya açık olmadığı "nı Gosterdıklerı okuru ızleyıcı ıyıce bedbaht ortaya koymaya yonelıktır edıyor "Ben nasıl da safmışım, cahılmı Butun bunlara, evet Ancak ben kendı şım, hıçbır şeyden haberım yok" bedbaht payıma, araçların marıfetını (taşıdıkları mesa) ve ışlevlerı) yeterınre çozduğumuz kanısında değılım, Adaır'ın yazdıklarında da Belkı bundan sonra olsagerek.kıtabın son satırları benım ıçın daha uyarıcı Post modern dunyanın en tıpık sımgelerınden Dtsneyland, Avrupa çıkarmasını bılındığı gıbı "modern"ın merkezınde, Pans'te geçen yıl gerçekleştırdı Hâlâ "yuksek kultur"un pop karşibinda savunusunu yapanlar Avrupa'da da, burada da (Turkıye'de) Dısneyland'ın Parıs bozgununu, dgı gormemcsını, zarar etmesmı bekledder, alkışladdar Adaır, kıtabının sonunda Konulu Bır Park Üzerıne Çesıtlemeler başlığı altında Dısneyland'a bakıyor Haftfalayc ı bır tavtr takınır gorunmeden mutluluk bakkında yazmak zor ama, benım parklarda yojadığtm yabancılaşma hıssı ne olursa olsun, (semtyolojık bakmayan, gpslergelen okumayan) kdabalıgın arasında gezerken, herkesın ne derece mutlu gozuktu • ğunu fark etmekten kendımı alamadım, sadece orada olmaktan, Dısneyland'ın var olduğu bır topluma aıt olmaktan mutluydu lar Hayattmda hıç bu derece ortak, basıt ve boğazda duğumlenıp kalmıs mutluluk gor medım ve nereden gelırse gelsın ardında hangı korkulart ve somurulerı bartndtrtyor olursa olsun, alay etmeye dılım varmadı, ol dukça etkıleyıct bır manzaraydt Aynı manzara Turkıye'de "konusuz" parklarda da yaşanır Dıyehm bır Turıng parkı, Fenerbahçe Ya da Gallerıa, Capı tol, Metro, Carrefour gıbı alışverış merkezlerı ve hatta buyuk Mıgros mağazala rında pazar gezmesme, tatıl gunu gezmeye çıkmıs gıbt salınan ınsan manzaraları neyı ıfade edıyor1 Onların mutluluğu bızlerı neden mutsuz edıyor 5 Sozkonusu mekan lar, ışletmecıler ve dığer ışletmecder (medya) tarafından "modern" merkezler olarak sunuluyor Modern denen mekan lar "postmodern" bır yaşantı mı uretıyor? Şu bırdenbıre alevlenen dınozor aşkını alalım Dergder, dergderle bırldıte evlere akın denen "dıno" maketlerı, posterler ve hatta çerezler' Çızgı fdmler, dergı ga?ete bantları, yazıdi7derı, kahramanı dınozor olan yanşma programları, vıdeo oyunları ve ndıayet kırk yılın "neslı tukenmış, gu nun, çağın gerısınde" anlamında, kufur mahıyetındekı dınozorluğun yenı bıçı mıyle tedavule gırmesı Dınozorları ta rdı oncesınden ve "bdım"ın otttuğu peçe lerın altından çdcarıp populerleştırmek, yenıden hayata dondurmek Butun bun ları tek bastna Jurassıc Park fdmıne borçlu olduğumuz soylenemez herhalde Yoksa, şu bızım kapıyı tkı kere çalan postmo derncder aslında ısletmecıler olmasm, "mts gıbı "yı sahıcı yapan ışletmecıler ? Dıkkat Kapınızçalınıyor1 • Postmodernci Kapıyı Ikı Kere Çalar / Gilbert Adaır I Çev Nazım Dıkbas I îletı sım Yayınctltk l\52s C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 2 0 3