Katalog

0 K U R L A RA llk kıtabı''Gül Yordamı "mn çıkış tarihi 1959 ile son kitabı "Bir AdıGurbet" in yayımlan4ığı 1993 tarihleri arasındakiotuz dört ytlı yirminin üzerinde kitapla zenginleştirmis Kemal Özer. tlk şiirlerinden başlayarak "estetik birlik ve bütünlük ilkesini titizlikle uygulayarak her sözcüğün ve dizenin hesabını verme kaygısım" öne çıkaran bir şair kimligi kazanan özer'in şirindeki 1970'lerde başlayan değisim, derin toplumsal içeriği olan güncel olaylart ve toplumsal temalan öne çtkarmastyla basladı. Siir işçiliğindeki tüizliğiyte tanıdıgımız özer, düzyazılarında da aynı titizliği sürdürdit. Son zamanlarda kendikurdugu yayınevinde kitaplarım toplu olarak yayımlayan Kemal özer in yabancı ozanlardan yaptiğı şiir çevirılerınin yanı sıra çocuklariçin uyarladıh kitapları da yer alıyor bu dizide. özer'den daha nice siirler beklediğimizi belirtelim bu arada.. Şiirimizin bir başka emekçiside Mehmet H. Doğan. Doğanyıllardırşiir üzerinde düşünen bir beyin. Bu konuda yazdığı yazdardan bir bölümünü "Yaztdan Babnak" adıyla kitaplaştırdı. Bir şaiirimizi ve bir elestirmenimizin kitabım aynı sayıda tanıtmıs olmak'tan büyük mutluluk duyuyoruz.. .Bolkitaplıgünler... TURHANGÜNAY Kediseverler için bir albüm TULAYANDIC Kediler K Dokuz kediyle aynı evi paylaşırsanız ne olur? "Dokuz kedi demek dokuz kişi denıek", diyor albümü hazırlayanTülay Andiç. Biz insanlara önce kendüerini deli gibi sevdiren, sonra da karşılığında deliler gibi hizmet bekleyen bu dörtayaklılar hakkında fikir edinmek isteyenlere önerilir. Aklınıza geldikçe tebessüm ederek açıp bakmak ihtiyacı duyacağınız bir albüm. Kitabın "Sevgi Üzerine" adını taşıyan önsözünü alıyoruz aşağıya. edilerin tam anlamıyla hayatıma girmeleri 1988 senesinin Mart ayında oldu. Gününü bir türlü hatırlayamıyorum. Birkaç günlük bır geziden eve döndüğümüzde balkonda bir değil, beş adet kedi vardı. Yavrular o kadar küçüktüler ki, birkaç haftalık gibi görünüyorlardı. Daha önce hiç yeni doğmuş kedi görmemiştim. Başlangıçta anneleriyle birlikte balkonda kalıyorlardı. Birkaç hafta sonra anneleri yavruları korumak amacıyla komşu apartmanın kömürlüğüne taşımaya kalkınca onları evin içine aldık. Ve böylelikle onlarla aynı mekânı paylaşmaya başladık. Aradan 5.5 sene geçti ve zaman zaman sorduğum soruyu hâlâ soruyorum: Biz mi onların evinde oturuyoruz, onlar mı bizim evde oturuyorlar? Bir buçuk senedir aralarına bir de Ayşegül Yasemin katıldı. Yumuk, Tosuncuk, Oğlan, Karakız, Grişko, Karaburun, Anakız, Pamukkız ve Pembekız beni 4.5 sene boyunca çocuklu bir yaşama hazırladılar, bu yüzden Ayşegül'de hiç zorlanmadım. Dünyaya, insanlara ve doğaya bakışım o kadar yenüendi ki, o kadar boyutlandı ki, hayvansız eve gittiğimde, hayvanı olmayan insanlarla konuşup beraber olduğumda hep bir şeylerin, yaşama dair bir şeylerin eksik kaldığı duygusunu yaşıyorum. Farklı dilleri konuştuğumu ayrımsıyorum. 1988'in Mart ayından bu yana giderek daha fazla insana ve doğaya ne kadar yabancı koşullarda yaşadığımızı anladım. İnsan zekidir, her koşulda var olabilir demek olası. Ama her koşulda mutlu mudur sorusunu sormak gerekiyor kanımca. Dolaysız sevginin, içtenliğin, sadakatin ve vefanın tadını aldıktan sonra vazgeçmek mümkün olmuyor artık. Zorla ayrılmanın açtığı yaranın acısını da anlatmak mümkün değil. Ya sevilir, ya sevilmez, ama bir kez sevilmişse bir daha vazgeçilmez oluyorlar. Oysa maalesef biliyoruz ki, birçok insan tatile gittiğinde hayvanını bırakacak yer bulamadığından onu sokağa atabiliyor. özler mi, üzülür mü, beslenir mi acaba diye düşünmeden... Hadi canım, nerede yemek bulursa oraya gider diyenlerse yalnızca kendi dünya görüşlerini yansıtıyorlar. Bitkilerin bile sevgiye, ilgiye, hatta sese duyarlı olduklarını bilimsel olarak daha yeni keşfediyoruz; kimbilir diğer canlılar ve insan hakkında bilmediklerimiz ne kadar çoktur. Bilmeden biliyormuş gibi davranmaktansa içimizden geldiği gibi olabilsek, kendimize daha yakın davranırmışız gibi geliyor bana. Bu bağlamda son bir noktayı dile getirmek istiyorum. İnsan kendisine yabancılaşıyor diye aynı şeyi hayvanlara da yapmamız gerekmez. Bu yüzden tüm doğa ve hayvanseverlere seslenmek istiyorum: Sattıkları hayvanları kötü koşullarda barındıran PetShopları toplu halde protestoedelim! Bu yalnızca ticaret meselesi değildir. Bu her şeyden önce sevgi meselesidir, yürek meselesidir. Ve bu bir saygı meselesidir, yaşama saygı yanikendinesaygı... • hteme Adresi: Tülay Andiç, Cibangir Cad. KaptanApt.66/7 Taksim. imtıyazSahıbi BerlnNadl ^ Basan ve Yayan YenlCün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.$. Cenel Yayın Yönetmenı özgenAcar Cenel Yayın Koordınatöru Hlkmet Cetlnkaya < Cenel Yayın • Danısmanı OrhanErlnç :>Yazı Işlerı Mudurlerı Ibrahlm YHdız (Sorumlu), Olnç Tayanç '"•YayınYönetmeni Turhan CünayoCraflkYönetmen Ollek llkorur ^Rekiam Rehalşrtman f Herçeye Rağmen Karikatürist İzel Rozental 199293 yıllarının önemli politik olaylarından esinlenerek çizdiği karikatürlerini tematik bir kurgu ile bir araya getirmiş albümünde. Yanda Tan Oral arkadaşımızın albüme yazdığı önsözüokuyacaksınız. İzel Rozental'den bir karjkatür albümü Herşeye Rağmen u dibi kırık dünyada kıpırdayan, değişen, değişim hazırhğında olan ne varsa, tümünü tarafsız gözlemle izleyip de taraflı tepki verebilmek bence cesaret işidir. Bu ise, yaşama aktif olarak katılmakla, eğrisi ve doğrusu ile sorumluluk üstlenmekle ilgiliolmalı. Kısacası, çorbada tuzu olmak demektirbu. İzel'in çizgilerinde dile gelen lezzet de, sanıyorum onun bu işlevselliğinden kaynaklanıyor ve damakta güçlü bir tat bırakıyor. İzel'in basında yılboyu günügününe izlenen karikatürleri bu kez, Balkanlar, Kafkaslar ve özellilde Ortadoğu sacayağı üstüne kurulmuş bir dünya sofrasında, zevkle hazırlanmış bir kitap olarak sunuluyor ve izleyiciler burada, tadı tuzu yerinde politik bir ziyafete buyur ediliyor. • Herşeye Rağmen / tzelRozental/ Gözlem Gazetecilik Basın ve Yayın A .Ş. KarikaturDizısı. Ş • 2 0 3 L C U M H U R IY E T K İ T A P S A Y l S A Y F A 3