Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Insanoğlunun en dramatik serüveni IIII >•*"!" "Göç" Necla Iştk'm dördüncü şiir kitabı Necla Işık 1947 yılında Kiliste doğmuş. Halen ' Marrftara Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünde görevli. Daha önce üç şiir, ikiöykü kitabı yayımlamış olan yazar, "Göç"tebir şiirroman kurmayı deniyor. H. IBRAHİM IŞIK . öç, insahoğlunun en dramatik serüveni. "İnsan" oluşumuzun kaynağında, ham hamurumuza katılmış bir maya göç.. Devihdiren, köpürten, "kabına sığmaz" yapan bir maya... İnsanlık ağacının büyüme çağlarında, bir türlü kabına sağmayan insan, hep aynı ufukla çevrili olmanın durağanlığına dayanamamış, en sert kayaları bile yarıp yeryüzüne çıkan tohum gibi, yeni ufuklaragöçmüş. Hep yeniye, hep yeniye yürümüş, yürümüş.. Himalaya'ları, Bering Boğazı'nı, Okyanus'u, ucu bucağı olmayan çölleri, geçilmez ırmaklan aşmış.. Başının üstünde gökyüzü olsun tek.. Yıldızlar parıldasın.. "Gül Parmaklı Şafak"C) dağ doruklarının ardından y ükselsin her sabah, geIip tıim ölumlüleri ışıtsın, ısıtsın ışığıyla, sonra her aksam Okeanos'un koynıında uykuya dalsın... Her ulusun geçmişinde bu evrensel, bu büyüleyici serüven vardır. Mayalar'ın Güneş'i bir zamanlar Indra Vadisi'ni de ışıtan güneşti; Nil Vadisi'ni, tda'nın, Olimpos'un doruklannı da o güneşışıtn... Ergenekon'dan çıkıp "dünyaya yayılmak" ulusumuzun göç serüveninin mythos'u olmu$. Mythos'lar biraz masaldır, ama biraz da dinsel metinlerin bireydışılığını taşırlar; tabularla yüklü bir kutsallık ağıyla çevrilmişlerdir. Birey onları, içine geldiği dünyada hazır bulmuştur. Kendi gözleriyle bakmaz onlara, kendi beğenileriyle süsleyip püsleyemez. Herkes nasıl görüyorsa o geçiyor şaır, yeni güzlerle, yeni ılkyazlarla yüklü toprakları yurt ediniyor. Zorbalık çıkıyor karşibina. Savaş vekan çıkıyor: "go;:Krri iki yana çekik adamlar uçarak indiler sanki göklerden ben henüz girmişim Azaz Kapısı'ndan 6 da öyle görür, öyle yüceltir, öyle beğenir. Sonuçta, bu bireydışı, ortaklaşa bilinç, içinde tek tek bireyin varolmadığını, salt bütün'ün söz konıısu olduğu katı, sert, estetik incelikleri olmayan bir kült çıkarır ortaya . İşte, çoğumuzun belleğinde böyle katı bir mythostur "Ergenekon'dan Çıkış"! Üstüne üstlük, bu katı mythos bir de çağımıza musallat olan bağnaz ulusçulukla birleşti miydi, soğuk, buz gibi bir sis bulutu çıkıyor ortaya ve bu "dumanlı havada" kurdar basıyor her yanı! Oysa şairin dilinden ışıdı mıydı göçiin öyküsü; katılığın, dinsel dokunulmazlığın, aşkınlığm yerini sevgı alır. Mythos, "dogma" giysisini çıkarır, "kanatlı sözler"le giyinip kuşanır, bireysel dünyaya gelişimizin belleklerimizdeki boz bulanık izleri gibi, bu toplumsal "dünyaya geliş"in gizemli serüveni de sayısız renk cümbüşleri serer gözlerimizin önüne: "DörtnalagelipuzakAsya'dan..." dediği zaman şair, "Kanatlı kuşlar, kazlar, turnalar, uzun boyunlu kuğular nasıl sürü sürü, Asya (2) çayırlarında, Kaystros'un iki yakasında, sallayarakkanatlarınıkibirlikibirli, nasıl uçarlarsa bir o yana bir bu yana, çağrışarak yere konunca çayır çın çın öterse nasıl öylece gemilerden, çadırlardan, pıtrak gibi insan Skamandros Ovası'na aktı yayıldı; Moğollaı gittiler gerisin gerı arkalarında y angın yerleri ve yeniden döndüler kuş. lar..." * Geldıklerıtopraklakayna* J şıp, buğdayın barıs>ına, kilin nuusıne, çınılcıc, tuğla kırınızısına karıştı insanlar ^aiı lc birlikte: "İnsanla birleşen toprak buğdaya dururken evler evler insan mavısine bıılanıp altın yaldızı Karatay Medresesi'nde... "Içindegülkaıaıılil uçuran ve kuzey rüzgârlarının iteledigi ak tüller bürunup saçlarına tepesi kartallı dağlarıyla/insanlar içinde tarih çözen topluluklarla aktı lar zaman içinde..." Göç'ün dramatik serüveni bitmiş değil... Binlerce yıldır süregelen goç, ışıyan aydmlıklardan, ırmak boylarından, ağaç ve kuş ormanlarından geçıp gelen, "şarap rengi deniz kıyılarına" inen göç, çileli göçkrle, kentlerin, ormanlârın, kuşların, çiçeklerin yok oluşuyla sürüp gidiyor bu kez: "O Sirkeci Garı ki / bir insan yangını gördüm bir zamanlar uçsuz bucaksızbirormandı "Göç göç dedi kurtlar kuşlar ve köstebek vckelehek, karacalar goç göç dedi uzun gagalı leylekler veardıçvetavuskıışlan.çınarlar, kayınlar vesedirağaçlan vetırtıllar..." • Göç / Necla Işık I Gölge Yayınlan, Ut. Nisan 1993 (') I Iomeros'un "KurnJu£urnunu" nnlntmak ıçtn kuliaıulığı tleyıtıı (1 llkçnğ'da tyonvalılar vc Greklcr Anadolu'ya "Asya" dıvotUrdı (*) Homeros, tlyad<ı AzruLrhutA Kadır^cvırı&ı B II,4W)47() I"1) Homt'ros'un anlatınıı (A I.rhat^cvınsınden ) C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 8 4 Baharda yeşeren yapraklar gibi dur dubinlercekişi çiçekli çayırlarında Skamandros Ovası'nın..." (') dediği zaman, "Göç" tanrısal bir 'üniforma' olmaktan çıkar, sımsıcak birinsanaözgülükkazanır. Son yıllarda üst üste şiir ve öykü kitapları çıkan, bu arada çok sayıda çeviriye imzasını atan Neclâ Işık da, şairliğin Hesiodos'tan berı süregelen duyarlığını yaşamış ve Göç'ü yazmış. Yazmasa edemezdi. Gerçek sanat yapıtı, sanatçının yaratmasa edemeyeceği bir dışa vurumdur. Engin bir insan sevgisi, yurt, dünya, doğa, dağtaş, ağaç, böcek sevgisi almış onu "kanatlı sözler" (4) söyleyerek tarihin boz bulanık dehlizlerinde, düşgücünün kanatlarında dolaştırmış. Ve sonunda, Anadolu'ya göç; Anadolu'dan goç, insanların göçü; kuşların göçü; ağaçların göçü; çiçeklerin göçü; iyiyi, güzeli bıılmak için göç; kötüden kaçmak için göç. hepsi, hepsi, şiirde kaynaşmışlar: "Kaç kış ve kaç yazdır ki yoldayım nice güç ve nice ilkyaz havalarından geçtim.." Nice güç ve nice ilkyaz havalarından S A Y F A 8