29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7FYNFP ANKARA ukitap, 1960yılınınmayısından haziranına kadar, sekiz bölüm halinde 'D. H. Kahnweiler'in Francis Cremieux ile görüşmeleri' adı altında, Fransız Radyo Televizyonu'nun (RTF) üçüncü programında yayımlanan konuşmalardan derlenmiştir." Adı; Juan Ğris, Picasso, Vlaminck ve Braque gibi birlikte çalıştığı sanatçılarla anılan D.H. Kahnweiler (18841979), yaşamı boyunca sanat çevreleriyle yakın ilişkjler geliştirmiş, özellikle de kübist sanatçılann savunuculuğunu üstlenmiş. Galericiliğin önde gelen temsilcilerinden olan bu isim, resim alanında sanat piyasası oluşumuna birincil derecede katkı sağlamış, kimi zorlu tarihsel kçşinti durumlarında dahi sanatçılarla tamamlanmış/ büyülenmiş/yükselmiştir. Kahnweiler bir yaratıcı değildir, kendisini bir yapıt doğuracak yetenekte görmemektedir. Öyleyse en doğrusu, görece soylu anlamda, bir aracılık görevini üstlenmek olacaktır. Oldukça genç bir yaşta (22),büyük ressamların yapıtlarını almak üzere girişimlerle işe koyulur. I îem kişisel henı sanat yaşamı içinde onda önemli izler bırakan Picasso ve "Avignonlu Genç Kadınlar" tablosuyla tanışması, yeni ve ayırt edici bir sayfanın açılması olarak kabul edilmelidir. Bir gün bu tablonun arkasında asılmış olarak bulunması beklenen Picasso'yla yaptığı resimler, Kahnweiler'i allak bııllak etmiş,tir. Bu "olağanüstü" gözlere sahip, alna dökük saçlı adam, onu her bakımdan etkilcmişıir. Beyaz benekli paltolar, kadın kumaşından giysiler, enine çizgili pantolonlar giyen Picasso'nun sanatı, fanatik biçimde üzyas,amöyküsel sanattır galericiye göre. Çeliş, ik davranışları, bunaldığı ya da aksine coşkulu olduğu saatleri arka arkaya sıralansa da, ilerleyen zamanla aralarında derin bir dostluk vcbağlılıkoluşur. Kahnwcilcr, sanatçılann "gerçek" yaşam içindeki zorluklarının en aza indirilmesi gerektiğine inanrnaktadır. Yıllarca sessizceçalışan ressamlara, yaşamlarını sürdiirebilmeleri için avans vermekte ve bunu hiçbir şekilde bir baskı unsuru haline getirmemektedir. Hatta bu ilgi ve yakınlık, anlayış, ressamlarla dostluk kuran şairlerin ilk kitaplarını yayımlamaya kadar varmıştır. I. Dünya Savaşı patladığında, bütün sanatçılann eli kolu bağlanır. Alman asıllı olduğundan, Kahnweiler için de durum iç açıcı değildir. Sanattan, barıştan yana; tarafsızlığa yatkın galericiye göre savaş saçma olduğu gibi, bir deliliktir de. Aptalca bulduğu bu duC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 8 4 Resim, bir tür yazıdır Çağımıza özgü modern akımların hareketlendiği bir dönemde, 1900lü yılların başında, tablo alım satımcılığı gibi, sanat piyasasının oluşumuna birinci derecede katkı sağlayacak bir mesleğe ilk adımlarını atan, dolayısıyla sanat çeyreleriyle yakın ilişkiler geliştirmiş, özellikle kübist sanatçılann savunuculuğunu üstlenmiş olan Kahnweiler'in kitabı ilginç serüvenler sunuyor bize. DanielHenry Kahnıveiler galerilerini ve ressamldnnı anlattyor Pohln Pıcosso rumdan uzaklaşmak için İsviçre'ye gider, orada felsefe üzerine araştırmalara, yazmaya yönelir. Barışla birlikte, tekrar Fransa'ya dönmesine izin verilir. Savaşlar, politik değişmeler ve bunların doğurguları karşısında sanatçılann her biri olaylar karşısında tavır alırlar, gerçek kimliklerini ortaya vururlar. özellikle İspanya İç Savaşı, Picasso'nun yaşamında çok önemli bir yer tutar. Franco'cuların ayaklanmaları, onu yansız tutumundan uzaklaştırıp, özgürlük ve barışın savunucusu yapar. Ayrıca sanatında savaşın etkilerini sezmek de mümkündür. "Bir gün şöyle dedi bana Picasso: 'Almanlar Fransa'ya girdiklerinde, ben Royan'dayım. Bir kadın portresi çizmiştim bir ara, Dora Maar idi bu. Almanlar'ın gelişinden birkaç gün sonra çizdiğim figürün başının, bir Alman miğferini andırdığını gördüm'." Grynieux'a göre resmin çilingiri olarak nitelendirilen Kahnweiler, resimleri çözümlemek için uygun anahtarUır bulmakta hiç zorlanmamaktadır. Pir resmi tutmadığında ise, onu nedeft tutmadığını bçlirtmek için çok inandırıcı nedenler göstermeyi bilen biridir. Ancak yine de, resimlerini sevnıeJiği ama kişilikleri ona sempatik görünen bir yığın ressamı da üzmek istememektedir.(Hem neden üzsündür ki onları, üstelik onlara zarar vermek pahasına...) Kahnweiler'e göre resim, bir tür yazıdır. Kendine özgü işaretler üzerine kuruludur bu yazı türü. "Tual üzerindeki bir kadın figürü, gerçekte kadın değildir, bir i^arettir ancak ya da beninı 'kadın' olarak okuduğumbirişaretlertoplamıdır. Birkâğıt parçası üzerine 'kadın' diye yazdığını/.da, o dili bilen ve okuryazar olan biri, orada salt kadın sözcuğiınu okumayacaktır, aynı /.amanda bir kadın figürü görecektir orada. Bu du rum, resim için degeçerli, arada hiçbir fark yok..." Yine on göre herkes resimden anlamaz, resim karşısında duyarlı olma yeteneği her insanda yoktur. Bir ycrde tablonun okunması da yetmemekte, tablo ile uyuşum içinde olnıak geıekmektedir. Diğer tarahan, Belçikalı gerçeküstücüler ya da örneğin Dali'nin yaptığı ise ona resim olarak görünmemektedir. Onıın göru^ünün dışında, bir tür resimlenmiş edebiyat kapsamına girmektedir bu yöntem. Kitap boyunca uzanan söyleşide, ıki pırıltılı zekâya sahip insanın kimi ke/ kurnazca oyunlarla bırbirlerini gerileterek, kimi kez kabul ya da reddederek, bazen de açıkça birbirlerine hayranlık duyarak geliştirdikleri bir çeşit dama oyununu izliyoruz. Yaman bir söyleşj ve yaman bir insaninsana ili^ki. Ayrıca, kitabın Kaya Üzsezgin tarafından yazılan önsöz'ünde bu çalışmanın ülkemizde özellikle 1980'li yıllarda canlanan sanat alım satımı ve galericilik olgusu açısından önemli bir kaynak oluşturacağı kanısı belirtilmiş. Bir öneri getirilecek olursa, sona kısa bir "terimler sözlüğü" eklenseydi, alandanolmadığıhaldekonuyailgiduyanların daha rahat okumaları sağlanabilirdi. • Benim Galerilerim, Benim Ressamlarım/ AmKöportajl Türkçesi: Kaya Chsezgin/ Gece Yaytnları/ I67s./ Ankara,Nisanl993. S AY F A 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle