28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Orhan Hançerlioğlu 1916 yılında İstanbulda doğdu. 9 Temmuz 1991'degeneaynı kentteöldü.Yazı yaşamına şiirle başladı, ardından öykü ve romanları geldi. Sonraları tamamen araştırmaya yöneldi. Dev boyutlu ansiklopediler ve sözlükler ortaya koydu. ALPAY KABACALI O dev bir yazı makinesiydi Hancerlioğlu'suz iki yıl rhan Hançerlioğlu ikı yıl önce, 9 Temmuz 1991de aranuzdan ayrılmıştı. Düşünce, felsefe, ekonomi, dil alanlarındaki yapıtlarıyla Aydınlanma'mı/a katkıda bulunan Hançerlioğlıı, 1950'ferde yazdığı sekiz romanı ve oykuleriylc Türk edebiyatına da emek vermiş bir kişiydi. Düşünce alanında yapıtlar vermeyc yünelmesini şöyle açıklıyordır "Onlar (romanlar) beni doyurmuyordu. İnceleyince neden doyıırmadıklarını bııldıım. Rilgi eksikliğım vanlı. Ondan sonra şu kanıya vardım kı, sağlam bir kullür temelıne oturtmayınca iyi sanat yapılamaz. Sözdc, sağlam bir kültür edindikten sonra edebiyata geleceküm." O 19889()'daCumhuriyet'teyayımlanan, sonradan "Kiiltürümüzde İnsan Adalan" genel başlığını verdiğirn portreroportajlan hazırlarken Orhan Hançerlioğlu'na da görüşme isteğimı iletmiştim. Yoğunçalışmalariçindeol duğunu, basınln gorüşmekten kaçındığım, ama bcnimle görüşeccğini söyledi; Mason Derneği'nin adresinı verdi, "Ben Masonların başıyım," dedi. "Oradabuluşalım " 1988 aralığmın yağmurlu bir giınünde Mason Dcrncği'nde yaptığımız görüşmenın ozeti 2 Ocak 1989 günlii Cumhuriyet'te yayımlandı. Olümü nün ardından, konuşmamızın tümünü banttan <,ozdürn; bunun ilk bölümii dc 1 Ağııstos 1991 günlü Cumhuriyet Kitap'ta çıktı. Bıı olum yıldönümündc, kunuşmamızın yayımlanmanıış son bolümünü sunuyorum. FELSEFE NEDİR? "Bütün düşünce akımlannı, felsefe akımlarını incelediniz, kitaplar yazdınız. Kendinizi hangi akıma yakın buSAYFA 16 luyorsıınıı/'' tli}tsoıduğumda, Hançerlioğlu, "Akımdiye bir şey yokturaslında. Bilimselfelsefe tektir"demişti. Bilimsel düşünceyi nasıl tanımladığını sormuştum. "Bilimsel düşünce, bilimin son verilerine göre pratikle tanıtlanmış olan düşüncedir," diyerek görüşlerini açıklamaya başlamiştı. Ona göre, felsefe bir spekülasyon olarak, kurgusal lelsefe olarak başlaınışti; bilimlerin gelişmesıyle felsefe de geliş,mis,U Bugünün felsefesi, bilımden, bilimin verilerinden çıkarılıyordu. Açıklamalarınüjöylesür dürmüştü: "Biliyoruz, bir sözcükler var, bir kavramlar, bir de kategori dedikleri ulamlar var. İnsanlar günlük yaşamlannda sıi/cüklerle konıışurlar. Kavramlar bi lirnsel anlam verir Ve her bilime göre de deği^ir. Madde kavramını ele alalım. Bız buna TürkçemLde özdek diyoruz. Özdek kavramı matematikte başka türlü tanımlanır, Hzikıe başka tiırliı, kimyada başka türlü... Buna çok dikkat etmek gerekir. O tanımı, yani fi zikteki tanımı kimyada kullanmamalısınız. Kullanamazsınız da. Kullanırsanız yanılgaya düşmüş olursunuz. Şimdi işte felsefe nedir? Felsefe, bütün bu tanımların hepsini toplayıp evrensel bir tanım yapar ki, ona ulam (kategori, üsmanlıca' Makule) diyoruz. Ohepsini birden tanımlar Sözgelimi, maddenin ielseii tanımı: Bilincin dışında ve bilinçten bağıınsız olan her şey maddedir. Bu kadar. Yanıltan nokta şu: Maddeyi katı, sert, clle tııtulur bir şey sanırlar. Oysa madde bir kavramdır. Evrende madde yok! Maddenin bıçımleri var. Nasıl ki meyve de yok. Armul var, kavun var, incir var, kiraz var... Meyve, bütün bıınlardançıkarılmış bir kavram. Madde, özdek dediğimiz şey de, bütün özdeksel şeylerden çıkanlmış bir kavram. Buna enerji dahil, elekt romanyetik alan dahil." Orhan Hançerlioğlu'na, Türk düşünce tarihi üzerinde çalışmayı düşünüp düşünmediğini sordum. "Ilayır," dedi. "Bütün gücümü bir Türk Dili Sözcüğü'ne ayırıyorum. İki yıldır bunun üstündeçalışıyorum." "DİLİMİZİ GELİŞTİRMEK GEREK" Böylece Tiirkçe konusuna gelmiş ol duk. Orhan Hançerlioğlu, sözcüklerin üzerine basa basa görüşlerini açıklamaya başladı: "Neden Türkçe? Bir kere bunun üzerinde anlaşalım. Hep tartışılıyor, ama kimse bunun bilimsel nedenini açıklamıyor. Oysa çok basit. Bunıı bir şovenizm, aşırı milliyetçilik sanıyorlar Hani, "Biz Türküz, Türkçe konuşmalıyız..." Gerçekte b(iyle değil, bunun gerekçesi bu değil. Bunun gerekçcsi şu: Osmanlıca denilen karışık dil, on altı dilden oluşmuştur. Onlardan biri Türkçe'dir. İçinde Arnavutça bile var... Ermenice, Fransızca, İngili/.ce, Arapçaözellikle Farsça... Dille düşünce arasında öyle bir bağlanrı var ki... Dil düşünceyi geliştirir, düşünce dili Bunun en belli örneği de hayvanlar. Hayvanların düşünceleri yok, çünkü dilleri yok. Demek ki düşüncemizin C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 7 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle