20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Prof. Dr. Kazım Çeçen çok büyük emek ve zaman harcayarak , kullanmakta olduğumuz suların kaynaklarına ulaşmaya çalışıyor. Bu çalışmalarını da yazmanın dışında resim ve planlarla gösteriyor. Kazım Çeçen'in çalışma alanına ilgi duyanlar için bulunmaz bir kaynak oluşturuyor kitapları. Kaynakların yüreğine yolculuk 1 MUZAFFERAKSOY 9KK yılıydl. Kâzım Çeçen'i, ilk ki tabı "Mimar Sinan ve Kırkçeşmı; Tesisleri"nin hazırlıkları sırasmdn tanıdını. Aradan beş yll geçtı. Bu süıc içerisinde bes kitabının ha/ıılıklnrında bıılundum. I leyecanı ve üretme arzusu hayran okluğum yönlerinden biri. Belırtmeden geçemeyeceğim bir yönü daha var: "Bilim Adamı' oluşu. Bu yönün içcrisindc neler yok ki... Hiç abartmasız söylüyorıım; çok titiz araştırmaulığı, araştırmasını belgeye dayandırması ve bilim adamlığının verdiği özellikle, ulaştığı belgelerin sağlığını kontrol ctmesi ve doğrulanınca kullanması, çeşme kitabelerini en az üç kaynaktan doğrulaması gibi... En küçük bir belgeden eser çıkarması gibi... Mesela "Halkalı Sulan" kitabını, Ismail Remzi Bey'in haritasını bir depodaki çuvalda fersudeleşmiş olarak bulup inceleyerek oluşturmasıgibi... Kâzım Çeçen'in bilim adamlığı özelliği içerisinde şimdiye kadar yaptığı ve s.inuliden sonra yapacağı her çalışmanın ülkesine katkılarını ön planda tutmasi ve ülkesinin parasını harcarken takındığı titiz tutumluluğu dikkat çeker Yaptığı araştırmaların heyecanına kendisini kaptınr 74 yaşında olmastna rağrnen, şu sıralar üzerinde çalıştığı Roma dcvrindc Istranealar'dan İstanbul'a indirilen suyun geliş yolunu bıılma çalışmalan; kendisini dağlık arazide saatlerce yürüme, yamaçlara çalılıklara tutunarak inip çıkma tatlı zahmetine sürüklcr. Ve bilim adamlığına yaraşır sadeliği, açıklığı, alçak gönüllülüğüne kendisini tanıdıkça hayran olduğum Kâzım Çeçen ile söyleşiye geçmeden şunu da belirtmeliyim ki; ülkemizde bu nitelikleri taşıyan bilim •adamlarına sahip çıkalrm ve çalışmalarını destekleyelim. Istanbut'da yaşıyorsak ve bir su profe8 Prof. Dr. Kazım Çeçen, su uygarlığımızı araştırmayı sürdürüyor sörü ile yaprlan söyleşinin ilk sorusıı doğaldır ki "İstanbul bol sııya kavuşabilir mi?" olıır. İstanbul'un feth edildiği 1453 tarihinde nui usuıuın 50.000'den az ulduğu bilinınekıedir. 1477 yılında yapılan sayımda nuhısun lıızla artrığı ve 100.000'e yaklaşıldığı görülür. Yavuz Sultan Selim'in vefatında Osmanlı lmparatorluğu 8,5 milyon km'lik alanı kaplarken, Kanunî devrinde 14.5 milyon km2>ye ulaşmış ve İstanbul'un ııüfusu 250.0U0 kadar ulduğıından şehirde bu kıtlığı başgöstcrmiştir. Kanunî devrinde yapılan Kırkçejnıe, Süleymaniyc gi bi büyük tesisler İhtanbul'u bol sııya kavuşturmui, 1755 ydına kadar yapılan yenı tesisler ile artan ihtiyaç karsılanmaya çalışılmış, fakateski tesislerin bir bölümünün bakımsızlıktan harap olması dolayısıyla yine su kıtlığı başlamıştır. 19. yy'nın sonunda Terkos tesislerinin ve 1. FJmalı barajının yapılması Ue su sıkıntısı giderilmiştir. 20. yy. ikinci yarısında tstanbul'un nüfusunun hızla artması dolayısıyla su temini bakımından daima ihtiyacın gerisinde kal Bugün İstanbul'un nüfusıınun önemli bir bölümü su şebekesi olmayan yerlerde yaşamaktadır. Şehirdekişi başına yaklaşık 150 It/gün su kulknılırken, bu bölgelerde kisi başına yaklaşık 1520 lt/gün sarf edilir. Bu sebepten İstanbul'un her tarafına su şebekesi yapılacak olursa, bugün verilen suyun da yetişmeyeceği açıktır. Bölgedeki boş araziler yerleşim yerine dönüşünce, bu bölgelerde yağan yağıştan faydalanmak imkanları da ortadan kalkmıştır. Dünya niifusu lsa'nın doğduğu senelerde 250 milyon tahmin edilirken, 1635'de 500 milyon, 1835'de 1 milyar, 1935'de 2 milyar, 1975'de4 milyarolmuştur. Rkstrapolansiyon yapılacak olursa 2022 yılında 8 milyar olacağı tahmini edilir. Ancak 10 yıldan daha ilerisi için yapılan tahminlerde yanılgı payının büyük olacağı aşikârdır. Dünya su sağlamak tstanbul için cn önemli problemlerden biri olmaya devam edecektir. Istırancalar'la ilgili bir çalışmanız olduğunu da duyduk. Ncdir buçalışma? Ben csasında Roma devrine gırmek istemi yordum. Çalışmalanmız bizi mecburen o tarafa sürükledi. Malum oldtığu üzere İstanbul M.S. 530 ile 595 seneleri arasında Roma İmparatorluğu'nun başşehri olmuş, ondan sonra 395de Doğu Roma'nın başşehri olarak ılevam etmiştir. Kırkçeşme Tesisi Roma İmparatorluğu devrinde yapJan ve bugünkü Belgrad ()rmanı'ndan su getıren bir sistetniıı uzerine kurulmuştur. Sistem Sinan tarafından yenıden daha gelişjniş bir sekilde inşa edilmışlir. Bazı kayııaklarda ya/ıldığına göre İstanbul'un suyu Roma devrinde Istırancalardan da gelirmiş. Halen İSKİ'de Istı nüfusu böyff eksponansiyel bir şekilde artarken, relah seviyesinin yükselmesi ile kişinin sarf ettıği su miktarı da artmakta, sınırlı olan tatlı suların kullanılabilccek ıniktarı ise çeşitli şekildeki kirlenmelerden ötürü azalmaktadır. Bu yüzden, 21. yy'nin ortalarından itibaren, su uygarlığın bir dar boğazı olrnaya başlayacaktır. îstanbul'un nüfusu 20 milyona ulajınca, dar bir bölgeye bikısnıış olan şehre, çok daha uzaklardan su getirmek gerekecek yeterli Prof. Dr. Kâzım Çeçen 1919 yılında Elazığ'da doğdu. Orta öğretimden sonra Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Almanya'ya gönderildi. 1944 yılı başında Berlin Teknik Üniversıtesi'nden Su Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. Graz Teknik Üniversitesi'nde (Avusturya) doktora yaptı. İstanbul Teknik Üniveısitesi'nde 1960 yılında Hidrolik ve Su Kuvvetkri Kürsüsü Profesörlüğü'ne atandı. İnşaat Fakültesi Dekanlığı, daha sonra 1 Iidrolik Anabilim Dalı Başkanlığı, aynı zamanda Bilim veTeknoloji Tarihi Araştırma Merkezi Müdürlüğügörevlerindcbulundu. 1986 yılında aynı görevden emekli oldu. Halen İTÜ Bilim ve Teknoloji Tarihi Araştırma Merkezi'nde görev yapmaktadır. Su mühendisliği dalındaki üstün araştırmalart dolayısıyla kendisine 1967 yılında "Der Deutsehe VCasserwirt!>chaft Und Wasserkraftverband zu Berlin e. V" tarafından "Gotthilf Hagen" madalyası, 1976 yılında ise TÜBİTAK tarafından "Bilim Ödülü" verildi. Biri Almanca diğeri İngilizce olmak üzere 16 kitabı, çok sayıda Türkçe ve yabancı ülkelerde yayımlanmış, makalesi.tebliği ilearastırmalanvardır. • raiKalaıdaıt'su getirmek için projeler ha zırlanıyor. Istırancalardan Roma Devrinde getirüen su tesisleri ilgimi çekti. 10 dela yerinde incelemeler yaptım. Büyük su kemerleri ile isale hattını inceledim ve galerilerin geçtikleri yerleri tespit ettim. Galiba dünyada cn uzun isale hattı. Evet Romalıların yaptığı en uzun su isalesi hattı oluyor. İsale hattı üzerindeki altı tanc büyük iki ve üç katlı su kemeri bulunmaktadır. İsale hattının uzunluğu 100 km.'yi geçmektedir. Bu konuda daha öncc bir araştırma var mıydı? Bir araştırma var. Feridun Dirimtekin "Cahiers Archeologiques" girmesi de 1959 yılında yayımlanmış. Orada 6 tane su kemerinin sistem rölevesi yapılmıştır. Probleme daha ziyade arkeolog gözü ile bakılmış, su mühendisliği gözü ile bakılmamış. Yani su isale hattının nereden geçtiği, galcrilerin nasıl olduğu, eğimleri, şehirde nereye su verdiği araştırılmamış. Ben bu araştırmayı tamamen bir su mühendisi gözü ile eİe alıyorum. Yaptığımız çalışmaların sonunda bu Roma suyolunun bütün isale hattını, oldukça doğru harita uzerine işlemek mümkün olacak. Bu araştırma ne zaman bitecek? Aşağı yukarı bu senenin sonuna yerleştireceğiz ve İSKİ tarafından bu yıl yayımlaC U M H U R IY E T K İ T A P SAYI 1 6 6 S A YF A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle