04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

r •ıınijıvviff DR. NEŞE YILNRAN "A slında geçmisje uğraşma nın bir tur kaçı^ olduğunu düşünrnüyorunı" diyor Feryal Iıe/, "insana yaşa ının pratik zorlııklarına katlanma gü cü veren, gündclik streslere renk ka zandıran bir başka çaba bu." Sanat Tarihi Doçentı olan İrez'in oldukça harekeıli bir akademik yaşamı aoĞAZtçi SEFAnETHANELERl 19. yüzyilla ilgili, sağlıklı bir Boğaziçi panoraması ekle edebilmek için üzerine söz söyleyebilmeyi gerektiren sefarethaneler ve Boğaz'ın uzak Rumeli yakası üzerinde duran kitap, ünemli bir kaynak. Yapı Kredi Yaymlan'ndan titiz bir çalışmanın ürünü: Boğaziçi Sefarethaneleri Boğaz'ın Rumeli Yakası'nda var.Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyeliğine, kısa süre önce bir de Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü başkanlığı eklenmiş. Röylelikle yoğıın bir koşuşturma ortaını içinde buluvermiş kendisini. Akademik çevrenin ilk kez Osmanlı mobilyası üzerine yaptığı yetkin çalışmasıyla tanıdığı Feryal Irez, 19. yüzyıl Osmanlı sanatının tutkulu bir araştırıcısı aynı zamanda. "Seviyorum 19. yüzyılı" diyerek ekliyor. "Avrupa sanatı ile ilişkisini kurmak hep ilginç olmuştur benim için." trez'in sefarethanelere duyduğu ilgi de oldukça eskiye, lisans öğrenciliği yıllarına dayanıyor. O sıralarda yaptığı bir çalışmayı on yıl kadar sonra tekrar işlemek düşüncesi, zahmetli bir çalışmasüreciniberaberindegetirmiş.Geniş bir seyahatname taramasinı, Dr. Hüsamettin Aksu ile birlikte İstanbul Başbakanlık Arşivi'nde yürütülcn titiz bir belge araştırması izlemiş. Irez ve Aksu iki yıl kadar arşjv belgeleriyle içli dışlı olmuşlar ve konuyla ilgili belgeleri tek tek deşifre etmişler. Feryal irez'in elçiliklerden yerinde inceleme izni almak üzere bulunduğu maceralı girişimlerin ardından, bilgiler toparlanmış ve kitap ortaya çıkmış: Boğaziçi Sefarethaneleri. Boğaziçi Sefarethaneleri adlı kitabın ilk dört bülümünde, Osmanlı devleti sınırları içinde ilk elçilikler; özellikle Boğaziçi'ndeki sefarethanelerden sözeden seyahatname ve kaynaklar; günümüze ulaşamayan yazlık sefaret binaları ve halen varlıklarını sürdürebilenlerin günümüzdeki durumlarıyla genel mimari ve süsleme özellikleri üzerinde duruluyor. Beşinci bölümde ise Feryal trez'in Viyana Devlet Arşivi'nden edindtklerinin yanı sıra, Hüsamettin Aksu ile İstanbul Başbakanlık Arşivi'nde buldukları belgeler yer almakta. İrez ve Aksu bu belgelerin hem alfabemize transkripsiyonunu gerçekleştirmişler hem de her belgeC U MHURIY E T K İ T A P S A Y I 1 6 0 Yeniköydekl Avusturya Konsolosluğu nin önüne koydukları kısa özette belgenin içeriğini belirten özlü bilgileri araşjtırmacılara sunmuşlar. Kitap bu nitelikleriyle tam bir başvuru kitabı sayılabilir. Sanat Tarihi yayınları arasında Boğaziçi'ndeki sefarethaneleri işleyen kapsamh araştırmaların bulunmaması, kitabın bu konudaki bilgileri toplu olarak değerlendiren biricik kaynak oluşu önemini arttırmakta. Üstelik bilgiler bol görsel malzeme ile destekleniyor. Öte yandan arşive girilip bulunmaları, okunmaları, anlaşılmaları son derece güç ve zahmetli olan Mısır Konsolosluğu. çok sayıda belgenin önlerinde özet açıklamalarla kitapta yer alması, yalnız sanat tarihi değil, tarih, mimarlık, iktisat, siyaset ve diplomasi tarihi araştırmacıları için de gerçek bir hizmet. Tüm bunlar, özellikle 19. yüzyılda sağlıklı bir Boğaziçi panoraması eldc edebilmek için, üzerine söz söyleyebilmeyi gerektiren sefarethaneler ve Boğaz'ın uzak Rumeli yakası üzerinde duran kitabı, ünemli bir ana kaynak kabul etmek üzere geçerli nedenler. Feryal İrez kitabında pek çok ilginç olguya da açıklık getirmekte. 1492'de İspanya'daki Beni Ahmer Devleti'nin yıkıhşından sonra Gırnata'dan îstanbul'a gelip Galata'ya yerleşen Araplar'ın, sık sık neden oldukları yangınlarla elçilerin Galata'dan Pera'ya taşınmalarını hızlandırdıkları; 16. yiı/.yılda bir kısım elçinin hem Pera'ya hem de Topkapı Sarayı'na yakın oluşu nedeniyle Rminönü'ndeki Yahudi mahallesinde konaklamaları bunlardan bazıları. Elçiliklerin Boğaziçi'ndeki yerleşimlerinde Osmaniı'nın belli bir iskân politikası gözettiği; yabancıların, ulaşımın henüz deniz yoluyla sağlanabildiği, karayolu ulaşımının ancak Sultan II. Abdülhamid döneminde açılan ŞişliMaslak yoluyla mümkün olabildiği Boğaziçi'ni tercih nedenleri arasında ise, Karadeniz girişinin denetimi türünde stratejik olanların yanı sıra, vebadan kaçıs, gibi saptamalar da diğer ilginç yaklaşjinılara örnek oluşturuyor. Irez, aralarındaki tüm siyasi çekişmelere ve çelişkilere karşın, yabancı elçilik mensuplarının gundelik yaşamlarındaki birlikteliklerine, örneğin bir arada eğ ' lenmelerine dikkat çekiyor. Doğrudan doğrerya belgelerin açığa kavuşturduğu olgular arasında ise, Osmanlı Imparatorluğu'nun, kimi elçiliklerin arazi satın alma, bifıanın yenilenmesi ya da onarım masraflannı üstlenmcsi; kimi elçiliklere de yazlık ikâmetgah yeri ya da binası vermesi, önde gelmekte. Belgeler arasında Aydın'da İtalyan konsolosluğu açıklamasına ilişkin olanı ayrıcadikkatedeğer. Günümüzde halen kullamlan yazlık sefarethanelerden Tarabya'da yer alan Alman Sefaretine ait yapdar topluluğu, bünyesinde barındırdığı Mareşal Von der Goltz (188396 yılları arasında Osmanlı ordusunu yeniden düzenleyen Goltz Paşa) ve I. Dünya Savaşı sırasında Gelibolu'da ölen 265 Alman askerinin mezarlarıyla üzel bir ilgiyi hak ediyor. İrez'in belirttiğine göre ölenlerin Lsim levhaları 1937'de İstanbul'a gelen ve 1966'ya değin burada öğretim üyeliği yapan Rudolf Belling'e, şehitliğin anısına granite oyulmuş rölyef ise Georg Kolbe'ye ait. Ayrıca burada, 183539 yılları arasında yine Osmanlı tmparatorluğu'nda gö rev yapan Helmuth Von Moltke adına dikilibirobeliskbulunmakta. Boğaziçi Sefarethaneleri adlı kitabı okuyuculara sundukları için Yapı Kredi Yayınları kutlamaya değer. Bu tür araştırmaların, yayıncıların pek de ilgi sini çekmediği ne yazık ki bir gerçek. Bu nedenle isabetli seçimlerini tekrar kutlanm; ayrıca baskı çok iyi, kapak mükemmel.. Ancak, Selâmet Taşkın tarafından çekilen nefis renkli fotoğrafların, hem çok küçük basıldığı hem de çok sıkışık bir düzende sunulduğu kamsındayım. Elçilik yapıları, kcsinlikle herkesin rahatça girip gezebildiği, hele hele fotoğraf çekebüdiği yerler değiller. Bu nedenle tüm bu fotoğraflar, aynı zamanda çok da değerli birer belge.. Keşke daha iyi değerlendirilse lerdi.. Bir sayfaya altı değil de, dört tane yerleştirilse maliyet çok mu artardı diye düşünmeden edemiyor insan. Feryal trez ve Hüsamettin Aksu için ise söylenecek tek şey var: Ellerine sağ hk... • Boğaziçi Sefarethaneleri / Feryal İrez • Hüsamettin Aksu I Yapı Kredi Yayınları I htanbulEylül 1992 S A YF A 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle