Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ibrahim Aslanoğlu Pir Sultan Abdal'dan sonra Hatayi'nin izini sürüyor. 11 Hatayi" mi, "Hatayiler" mi? ŞAH İSMAİL HATAYÎ AIMAOOLU HATAYİLEHI Ibrahim Aslanoğlu, daha önce Pir Sultan Abdallar adlı eserinde yaptiğı gibi, cönklerden vc diğer kaynaklardan derlediği şiirlerdenyola çıkarak Hatayi'den başka, Şah Hatayi, Can Hatayi, Derdiment Hatayi, Kul Hatayi, Pir I latayi, Sultan Hatayi ınahlaslarını kullanan şairler tespit cdiyor. DR.MUSTAFADUMAN IBRAHİM ARSLANOĞLU dıı. " diyerek başka Hatayilerin de bulunduğunu belirtmişti. (3) Amabugüne kadar bu konuda bir araştırma yapılmamıştı. Sadeddin Nüzhet Ergun'un kitabını temel olarak kabul eden Nejat Birdoğan da aynı yanlışa düşmüş ve kitabına Hatayi'nin şiirleri diye başka Hatayilerin şiirlerini de almıştır. (4) Birdoğan'ın yayımladığı biıçok biirde Can Hatayi, Şah Hatayi ınahlaslanaçıkcagörülmektedir. Prol. İreneMclikoff bir incelemesinde "Bu bakımdan Hatayi mahjaslı bütün sjirlcri ona ait saymamak ve divandan çıkarmak gerektiği kanısındayım" dıvoı C5) Sadeddin Nüzhet Hrgun ah İMiıail şiiılerinde "Hatayi" mahlasmı kullannııştır. Hatavi'nin şiirleri ölümünden 11 m >ıl sonra, l')3'5yilında"divan" olarak bir araya getirilmiştır. Bu en eski tarihı li "Hatayi Divanı" Taşkcnt niishası olarak anılmaktadır. Bu divanda I latayi'nin 14 kasidesi, 248 gazeli vc 10 rubai.si yer almaktadır. Ayrıca Dehnâme adlı eseri de bu divana cklenmişıir. Hatayi Divanı'nın diğer nüshaları ise daha sonraki tarihlerde dü/enlenmiştir. Hatayi Divanrmn Taşkent nüsha.sında vc daha sonra diizenlenen Paris vc Erdcbil niishalarında hece ölçüsü ile yazılmış şiir yoktıır. Yani bunlar klasik anlamda birer divandırlar. Peki nercden gcliyor Sadcddin Nüzhct Erguıı 'ıın vavımladığı Hatayi Divanı'ndaki hece ölçülü şiirler? İşte bu sonınun yanıtını halk edebiyatımı/ın yorıılma/ araşiınusı İbrahim Aslanoğlu, Şah İsmail (Hatayi) ve Anadolu Hatayilcri adlı kitabında veriyor. (1) Sadeddin Nüzhet Ergıın'un yararlandığı İsranbul nüshası Hatayi Divanı gerçek anlamda bir Hatayi Divanı dcgıl, Hatayi mahlasbşiirleri içeıeıı biı mccmuadır. (2) Aslanoğlu bu şiirlcrin bir kısmının cönklerden alınarak bu mecmuaya yazılmış olabilcceğini söylüyor. Gcrçi Fuat Köprülü Türk ' Edebiyatında İlk Mutasavvıflar adlı eserinde: "Hatayi büıün tezkirclerin birleştiği rivaycte göre, Şah tsmail'in mahlasıdır. Fakat bıına bakıp da bundan Hatayi mahlaslı eserlerin hepsinin Şah İsmail'e ait olduğunu sanmamalı S S&H ISMAIL SAffVI Sah İsmail sllrlerlnde 'Hatayr mahlasını kullanmıstır Hatayl nlnslirlerl ölumundenH yıl sonra, 15Î5 yılında "dlvan" olarak bir araya getınlmi5tır 1946 yılında: "Şah îsmail Safevi'den başka Hatayi mahlasını kullanan *bir veya birkaç Bektaşi şairinin mevcut olduğu hakkında da yanlış bir tahmin ileri sürülmektedir... esasen bu tereddüt onun yalnız hece vezinli manzıımelerine aittir. Aruzla yazılmış olanlar ise birkaçı müstesna mutlak surette onundur." (6) diyerek hece ölçulüşiirlerdeki tereddutü belirtmifctir. Bıına rağmen kitabını yalnızca İstanbul nüshası dediği mecmuaya dayandırdığı için oradaki Hatayi mahlaslı büıün sj irlerı Şah İsmail'e maletmişür. Ibrahim Aslanoğlu, daha önce Pir Sultan Abdallar adlı eserinde yaptiğı gibi, cönklerden ve diğer kaynaklardan derlediği şiirlerden yola cıkarak incelemesini sürdürüyor ve Hatayi'den başka, Şah Hatayi, Can Hatayi, Derdiment Hatayi, Kul Hatayi, Pir Hatayi, Sultan Hatayi mahlaslarını kullanan şairler tespit ediyor. (7) Bu ozanlar, birkaçı dışında, hece ölcüsu ile şiirler, daha doğrusu nefesler söylemişlerdir. Kitapta örnek olarak verilen şiirleri incelediğimizde bu şiirlerın katıksız bir Anadolu Türkcesi ilesöylendiklerini, Hatayi'nin kullandığı eski Azeri lehçesine uymaılıklannı gorürüz. Konunun çok yönlü incelenmesıni uzmanlarına bırakarak Anadolu *Hatayileri'nin daha çok Bektaşi edebiyatı zümresine ait olduklannı söyleyebiliriz. (8) Ibrahim Aslanoğlu kitabını iki bölüm olarak düzenlemiş. Birinci bölumde Hatayi'nin yaşamını ve sanatını inceliyor. Bu bölümün sonunda Hatayi Divanı'nı, Dehnâme ve Nasihatnâme meünlerini veriyor. Hatayi Divanı nda 258 ga/cl, 10 rubai, I mu rabba, 1 müseddes ve 1 mesnevi, toplam 271 şiir yer alıyor. Gene birinci bölumde Hatayi'ye ait olup olmadıkları kesin olarak belli olmayan şiirler "şüpheliler" başlığı altında yer alıyor. Kitabın ikinci bolumu Anadolu Hatayileri'ne ayrılnıış. Bu bolümde, yukanda adları verilen 8 şaire C U M H U R I YET K İ T A P & A Y I 160 SAYFA 16