Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
arasındaki denge noktasını bulmasıdır.Bu iki tehlike arasında hayatta kalabilmek, gerçek, kanlı canlı bir edebiyat yaraüğı olarak yaşayabilmek için yapması gereken şeyin, tıpkı ip üstünde dengede kalabilmek için bir ip cambazının yapacağı gibi, süratle hareket etmek olduğıınıı, düneli Gün ve kahramanı I lürii çok iyi biliyor.Hürü hayatın, edebiyatın ve tarilıin içine ışte böyle zorunlu bir hızla girer. Üyle ki romanın başlangıç zamanı olan II. Bayezid doneminin kurallarını vc torelerini öneınsemediği gibi, tarihtc dc gerisin geriye, ta Harun Reşit'e kadar yolculuk eder. Savaşlara katılır, korsanlarla hoğuşur, denize atılır, yüzcr, kurtulur, ülkeler aşar, soytanlık eder, kiınlik ve cinsiyet değiştirir, kunıpaslara karışır, aşık olur, lezbiyen bir sevgili bulur, evlenir, koşar, koşturur ve bütün bıı hıza ııygun birbiçimde ayaküstü hikâyeler anlatır ve dinler. Tam yomlduğunu sandığımız noktada Güneli Gün onıı yeni bir serüvenin, yeni bir kumpabin kıvrımlarınaiter. Geleneksel romanm "nedensellik", "den ge" gibi kaygılarına boş vcrilen bu dünya, "büyülü gerçekçüik" denen bakış açısından izler taşısa da, Güneli Gün'ün de altını çizdiği gibi, "pikaresk" roman parodisi gibi gözükse de, kendisinı yapan bütün malzemenin zaman zaman canlanıp birbirlerine ışık turtukları tuhaf bir ülkeye donüşür. Güneli Gün'ün ıkıncı bir dilve yeni bir kua olarak İngilizceyi sonradan keşfedcn pek çok yazar gibi, bulduğu dilın tuhatlıklannı, karanlık noktalarını araştırarak, günlük dilin zenginliklerinden yararlanarak yarattığı zıp zıp İngilizcesi bütün bu hareketin ve çabukluğun vazgeçilmez bir aracıdır. Yurdanur Salman'ın bu renkli, hareketli ve kıpır kıpır dilin Türkçe'deki parlak döneminden Araplarm en parlak dönemine bir gidiş var. Karşılaştırma mı söz konusu yoksa bir kültiireletkileşimmi? Beniın tezlerimden biri de şıı; nasıl Araplar kendi es>ki hazinelerine döndulerse biz de kendi hazinelerimizi kullanmalıyız. Yani hazine orada duruyor ama biz onıı kullanmıyoruz ve dolayısıyla da unutııyoruz.. "Bağdat Yollarında"da benim kahramanım 'Hürü' adlı bir kız ve hocasını arıyor. Bu arada çok önceleri yaşamış iki büyuk ozanın, ürpheus'un ve Homerosıın eline geçen taştan yapılmıj bir lir I Iürü'nün eline geçiyor. Benim söy4cmek i&t«4iğim hem Yunan'dîtn hem "fstam'dan etkilenmişbir kültürümüz olduğu. Peki günümüze nasıl gctirdiniz Hürii'yü? SAYFA 14 karşılığını bulnıak ıçuı pek çok çaba harcadığı belli olan çevirisi, "Türkçe söylenseydi nasıl olurdu?" sorusundan çok, "îngilizce'den Türkçe'ye nasıl taşırımr'" sorusuna bir karşılık olmuştur. Bu, ama, çevirinin değil, Türk Kahramanım daımı surette 2U. yüzyılınx kızı gibi hareket ediyor. Yani bir universiteli öğrenci gibi her şeye merak duyuyor. Amacı nedir? Amacı, bireysel özgürlüğü bulmak. Edebiyatta da kendi sesimizi bulmak bizim amacımız değil mi.> Benim kahramanım da rnüzisyen olduğu için sesini ilk once başka yerlerde arıyor. Bunu ancak muziğiyle yapabiliyor. Bu 20. yüzyıla bir gönderme. Bu tarihi bir romana benziyor ama aslında değil. Eleştiriler de aldınız galiba.. Kitabın uzun olduğu ile ılgili Danimarka'da bir eleştiriçıkmıştı. Ben tekrar anlatımınıza döneceğim. Neden özellikle masal anlatım biçimini seçtiniz? Yazmada kolaylık mı sağladı? Ashnda yayınevi sahibi bunu öner okuıuyla kaışılaşmak için ta Amerika'ya giden ve günlük bir "Amerikanca" ile konuşan Hürü'nün kaderidir.Bağdat Yollarında'yı açan okuyucu parlak bir zekânın, $akadan hiç vazgeçmeyen bir duyarhğın ve pervasız mişti. Önceki kitabımı okumu^lar ve bana mektup yazdılar. "Sizin kabiliyetlerinize baktık, masalları tekrar yaratabılırsiniz"dedıler. Önce hiç beğenmedim bu fıkri Fakat daha sonra 19. yüzyılda basılmış dört ciltlik Binbir Gece Mas>alları'nı okumaya başladım. Bu masallarda karakterlerin seç tiği yolu niçin seçtiği açıklanmıyor. Felsefesi çok kapalı. O olnıuş, bu olmuş ve bitti. Ben bunları gerçek karakterlere dönüştürdüm. Binbir Gece Masallan'ndaki zaman kazanmayı, özgürluk kazanmaya dönüştürdüm. Kitapta "Üç Bağdatlı Hanım" nıasalı vardır. Yine Harun karışır bu masala da. Bu üç kadını yaşatmaya çalıştım. Ama anlatış tarzım masal değil. Kadın özgürlük hareketlerine de bir gönderme var galiba.. Evet var. Fakat ben, bütün herke bir kişiliğin havai fişekleriyle karşılaşacak.B Bağdat Yollannda/ Güneli Gunl Çev: Yurdanur Salman/Simavı Yayınları/472s. sin özgürlüğü ile uğraşıyorum. Üzellikle Selim'in. Selim gerçek ö/gürluğünü öliırken bııluyor. Kitabımda olmek üzereyken şarkı söylüyor ve hayata böylece veda ediyor. Ben böylece Selim'i de tarihten kıır tarmış oluyorum. I Iunhar bir padışah olarak değil de özgür ve hakiki bir in san olarak olmcsini sağlıyorum. Ben kendimi tarihçi olarak görüyorum. Neden böyle bir seçim ? Tarihte beni rahatsız eden şevler var. Nedir sizi tarihte rahatsız eden şey? Tarihte bu boyle olmujtur deyip nokta konuluyor, hemen geçiliyor. Başka münakaşa yok. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılması herhalde her kesi rahatbiz eden bir şey. Sanırım yazdıklarımherkesinhikâyesi. • C U M H U R İ Y E T K İ T A P S AY i 1 9 5