Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
mememize ve asıl önemlisi, düşünme egzersizi yapmaktan kaçınmamıza ve soyut konularla uğraşamayacak kadar maddeye gömülmüş olmamıza bağlıyorum. Kitabınızın girişinde söz ettiğiniz bir kunu var. Orada, Doğu düşüncesinin soy zinciri çıkarıiırkcn, bu oluşumdaki Eski Yunan'ın rolünden söz ediyorsunuz. Batı uygarlığının temel taşı olarak kabul edilen eski Yunan uygarlığının Doğu uygarlığının bir anlamdayaratıcısı olduğunu söylenıeniz şaşırtıcı. Birazaçıklar mısınız? Eski Yunan'ın Batı uygarlığının çıkış noktası olduğu çok basmakalıp, çok tekrarlanan ve bu kadar sık tekrar edildiğinden ötürü gözü kapalı kabul edilen bir postüla. Oysa gerçekte Batı ayrı bir uygarlık küresi olarak ortaya çıkarken, yani Rönesans döneminde, kendini Doğu'ya ve Eski Yunan'a bağlayan ne varsa hepsinden bosanmıştır. Doğu ise Eski Yunan'ın gerçek ve tek mirasçısı olarak kalmıştır Uzun zamandan beri "Rönesans ve Doğu" adlı bir kitap üzerinde çalışıyorum. Burada Batı'nın ancak Eski Yunan'ı reddederek Batı haline gelebildiğini göstermeye çalışıyorum. Öte yandan, bugün Doğu toplumlarında "köhne" olarak gösterilen hemen her şeyin Eski Yunan kaynaklı olduğunu ortaya koyduğumu sanıyorum. Gene tek bir örnek vereceğim. Bir tane Yunan heykeli görürseniz hepsini görmüş olursunuz (Siz bakmayın müze müze dolaşan o cahil turistlerin hayranlık çığlıklarına). Eski Yunan çeşitliİik ve çoğulluk olmayıp, tek düzelik ve benzeşmedir; yani modern değerlerin tersindedir. Kitabınızda bazı çeviri metinler de var. Konuyla ilgili yeni açılımlar getirdikleri için mi aldınız kitabınıza? Kitabıma çevirdiğim bazı metinleri de almamın iki amacı var. Birincisi, dışarıda çoktan aşılmıs düşüncelerin Türkiye'de hâlâ geçerliymiş gibı sunulmalarına karşı olmam. örneğin Tocqueville'den bir bölüm aldım ve Fransız devrinıi konusunda daha 19. yüzyılın ilk yarısında bile, bize bu iilkede sunulanlardan daba önce düşanceler olduğunu vurgulamak istedim. İkinci amacım ise, ulkemizde bir kesimin "yazma " tekniğine duyduğum tepkiyi dile getirmekti. Lafı uzatmadan söylüyorum. Birçok kimse yabancı metinleri çeviriyor (hem de kötü çeviriyor) ve kendi imzasıyla yayınlıyor ve bu tavir yaygınlaşıyor Çeviri yapmayıp da "geniş ölçekte etkilenenler" çok namuslu bilim adamı sayılıyor. Üniversite ve entellektüel ortam böyleyken bu doğal, ama iğrenç. Ben bu durumun kayda geçmesi için böyle yaptım. Sevgi Gönül'le Sotheby's müzayedesi ve kitaplar üstüne Amaç, zengin kültürümüzü tanımak Sadberk Hanım Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı Sevgi Gönül, son Sotheby's müzayedesinden tarih ve toplumsal yaşamımız hakkında değerli bilgiler içeren kitaplar almış. Sevgi Gönül, "Kitabın sonu yok" diyor, "her birinden yeni şeyler öğreniyorsunuz". IMMMN ŞENKÖKEN ır "eski kitap" tutkunu Sevgi Gönül. Sekiz yıldan b u yana 600 değijik yazarın kitaplannı toplanıış çeşidi müzayedelerden, kitapçılardan. Kitapları "okuduğu makalelerdeki dipnotlara" göre seçiyor. Böylelikle daha ayrıntılı bilgi edinebildiğini belirtiyor. Sevgi Gönül ıle Sadberk H a n ı m Müzesi'ndeki yine eski eserlerle donanmış odasında kitap koleksiyonculuğu ve son olarak Sotheby's 'Basılmış Kitap ve Haritalar' (Yunanistan, Kıbrıs, Türkiye ve Orta Doğu ve diğer konuları içeren) müzayedesinden aldığı eserler üzerinekonuştuk. Sadece İngilizce kitap toplayan Sevgi Gönül, önce Bibliophile'ler gibi titiz ve ayrıntıya düjkün olmadığını belirtiyor. O n u n için kitabın birinci basım olması, cildinin orijinal olması, kahverengi noktaların olması vs. önemli değil. E n s o n aldığı eserlerden biri 1741 basımı Joseph Pitton D e Tunefort'un "A voyage into t h e Levant" adlı kitabı. Fransız Kralı'nın emriyle Türkiye'ye gelmiş bir botanistin, bilimadamı gözüyle Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye hakkındaki görüşlerinin yer aldığı kitabın çok değışık ve derinlemehine bilgi içerdiğini söylüyor Gönül. 2100 pound'a aldığı kitap için, "Bu yırtık pırtık kıtaba b u kadar büyuk para vermemın nedeni İngilizcesinin çok nadir bulunması, aslında Franızca" diyor. Çok fazla dipnot olarak gösterilen kitaplardan biri d e Fyness Moryson'un "An Itinerary". 1617 basımı aslı Latince olan kitabın ilk İngilizce çevirısi. Yazarı tarafından İngılizceye çevrilen kitapta Moryson'un elyazısıyla imzası bulunuyor. Bir başka değişik kitap da, J o h n Cam H o b h o u s e ' u n "A journey Through Al B bania and other Provinces of Turkey in E u r o p e and Asia to Constantinople" adlı eseri. Sevgi Gönül'e göre, Türkiye hakkında çok enteresan, güzel bilgiler içeriyor. 1813 basımı kitap, orijinal, paper back ciltli, kâğıdı kesilmemiş, matbaadan çıkma şekliyle. 1600 p o u n d ' a çıkan kitap için, "kendim orda olsaydım, alır mıydım bilmiyorum" diyor Sevgi Gönül. Müzeyedelerin çekişmeli olup olmadığı biçimindeki sorumuza, "Jnanır mısınız, hiçbir kitap müzeyesinde bulunmak kısmet olmadı" yanıtını veren Sevgi Gönül, yine d e kımlerin, kaça kitap aldığını çok iyi izliyor. Kataloglarla kitaplann seçimini yapan Gönül, son Lonra'dakı müzayede "ele geçiremediği" kitaplardan da söz ediyor. Bunlardan bir tanesi George d e la Chappele'in "Recuel d e Divers Portraits" adlı kitabı. Ressam Chappelle tarafından resimlenen eser, Türk kadınlarının görgulerini içeriyor. Sevgi G ö n ü l ' ü n Sotheby's müzayedesinde aldığı kitaplar arasında, Madden'ın "Travels in Turkey, Egypt, Nubia a n d Palestine" (1829), Charles Thompson'ın "TheTravels... on France, Italy, Turkey in Europe, t h e Holy Land, Arabia, Egypt, and many other Parts of t h e W o r l d " (1653), C . T . N e u t o n ' ı n "Travels and Discoveries in the Levant" (1865), Thomas Allom and Emma Reeve'nin "Character and Costume in Turkey and Italy" (1845), Lady Alıcıa Blackwood'un "Scutari, the Bosphorus and t h e C r i m e a " (1857) adlı eserleri bulunuyor. J o h n Young'ın " A series of portraits of the Emperors of Turkey, from the foundation of the monarchy to the year, 1815" adlı kitabının müzayedede 28 bin 500 p o u n d ' a Onasis Vakfı tarafından satın alındığını belirten Sevgi Gönül, bütün kitaplara daha çok kütüphanelerin büyük ilgi gösterdiğini vurgulayarak, eski kitap koleksiyonerlerinden söz ed iyor: "Türkiye'de yerleşmiş bir İtalyan ailenin müthiş bir kitap koleksiyonu var ancak bunları İtalyan Hükümeti'ne bağışladılar. .25 yıldır Londra'da yaşayan Eşref Şevki Bey'in oğlu Şefik Ata Bey, hayatımda gördüğüm bibliophile türü en güzel kitaplığa sahip." "Kitabın sonu yok" Sevgi G ö n ü l ' e göre. özellikle Osmanlı dönemi ve îstanbul'u içeren kitapları toplamak "büyük keyif." Eski kitap almanın keyfi d e "kimsede olmayan kitabın sahibi olmak". Türkiye'deki kütüphanelerde bölük pörçük bulunan eski kitapların birarada toplanması halinde bir kütüphanenin olujacağına da dikkati çekiyor Sevgi Gönül. Konuşmamızın sonunda, şu anda okuduğu bir kitaptan söz ediyor Sevgi Gönül. 1799 basımı Paul Whitman'ın kitabında İngiliz misyonerleriyle ülkemizegelenbirdoktorungözüyleanlatılan eski İstanbul'dan bazı izlenimler dikkatini çekmış Sevgi G ö n ü l ' ü n . Daha sonra gemiyle Osmanlı askerlerine yardım etmek üzere Napolyon'la çarpışmaya Mısır'a giden doktor, Levent'teki bir kışladan ve orada çıkan veba salgınından söz ediyormuş kitabında. Sevgi Gönül, Rus sefaretinin o d ö n e m d e fstanbul'da bulunmasını ve sürekli davetler verildiğini yine b u eserden öğrenmiş S A Y F A 7 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 134