05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Habermas, akıl ve toplumun özgürleşimi Bu sis mutlaka dağılacak Akıl ve Toplumun Özgürleşimi (Jürgen Habermas Üzerine Bir Çaltşma) / Ahmet Çiğdem Çeviren: Yasin Aktay / Vadi Yayınları / 136 s. AHMET DEMİRHAN* Akıl, Aydınlanma'dan beri, insanın kendi hakimiyetini kurmasında ve özgürlüğünü ve îftl'W özerkliğini garanti altına almasında bir 1.... kılavuz olarak düşünülmüş; böylece insanın özgrüleşiminin temel dayanağı olmuştu. Kant'ın "Aydınlanma nedir?" sorusıına verdiği kişinin "kendi aklını kullanma cesaretini" göstermesi biçimindeki ünlü c evabı, akıl ile insanın kendisi haricindeki tüm otoritelerden ve geleneklerden kurtulmasının parolası olarak Aydınlanmanın hedeflediği nihaî duruma işaret etmektedir; kişinin aklını başkasının vesayetine ihtiyaç duymadan kullanması ve bu konuda rüştünü kanıtlaması, hem her insanın kendi içinde amaç olduğunu gözetmesinin bir yolu olacaktır ve hem de bu haliyle insanın özerk ve özgür olduğu bir toplumsallaşmanın kurulmasını sağlayabilecektir: akıl, böylece, insanın hem kendisini sınırlandıran engellerden ve hem de, bu temelde, akılcı bir toplumun kurulmasının önündeki engellerden kurtulmasını sağlayacak tek ölçüt olmaktadır. Hem doğaya ve hem Toı»t <ı x<ın Axıı Fılozof Jurgen Habermas S A Y F A 10 de toplumsal hayata ilişkin tüm nesnelliklerin kaynağı da akıl olacaktır. Akıl ile özgürleşim arasındaki bu ilişki, özellikle Alman felsefe geleneğinde her zaman korunmaya ve yeniden tanımlanmaya çalışılmıştır. Kant'ın aşkın özne konumlandırmasıyla bir defalığına ve tüm zamanlar için geçerli olmak anlamında soyut bir özellik arzeden bu ilişki, Hegel ile birlikte tarihseltoplumsal bir vurgu kazanmış ve tarihin nihaî hedefi kılınmıştır; insanın kendisine ilişkin bilinçliliğinin tarihi, onun özgürlük yolunda aldığı mesafenin tarihi olmuştur. Marx ise, Hegel'in felsefesindeki idealist unsurları eleştirmiş ve her şeyi toplumsal kılarak ve toplumsal olanın da ekonomi politiğin eleştirilmesi yoluyla sergilenebileceğini ileri sürerek akılcı bir özgürleşimin temellerini toplumsal bir düzlemde, toplumun kendisini örgütleme tarzında aramıştır. Nihayette, özgürleşim Hegel için tarihsel iken, Manc için toplumsal olmuştur. Böylece Manc, Ardınlanma'nın ideallerinin kapitalizme eklemlenmesiyle ortaya çıkan yeni durumun bir eleştirmeni olmuş ve kapitalist toplumun ideolojisinin "kıyasıya eleştiriye" tabi tutulması gerektiği üzerindc durmuştur. Marxist düşünce tarihinde Frankfurt Okulu'nun önemi, bir taraftan Aydınlanma ile bağları gevşeyen eleştirel faaliyete ve düşünüme (reflection) hak ettiği değeri yeniden vermeye çalışmak çabasında yatmaktadır; bu anlamıyla, öncelikle kuruluş yıllarında psikanalitik ögeleri de devreye sokarak Marxist ekonomi politik eleştirisini göz önüne alan bir yönelimi olmuştur Okul'un. Diğer taraftan ise, Okul, Aydınlanma ile bağları yeniden kurma çabasında, Aydınlanma'nın kendi içinden geliştirdiği düşünce tarzlarına saplanıp kalmamış; aynı zamanda ona içerden ve dışardan yapılan eleştirilerle beslenerek, eleştirel faaliyeti şiar edinmiştir. Ahmet Çiğdem'in "Akıl ve Toplumun Özgürleşimi" adlı kitabı Frankfurt Okulu'nun bu özgüllüğü ve tarihi üzerine birkaç yıl içinde yayınlanmış kitaplar arasında iki özelliğiyle dikkati çekmektedir; üncelikle, Okul'un kendi tarihini oluşturan (örneğin, psikanaliz ve estetik konularında Okul'un sergilediği tavrın ne ifade ettiği gibi) alanlarla sınırlı kalmamakta ve onun Aydınlanma ile ilişkisini gözetmeye çalışmaktadır. İkinci olarak, kitap, Okul'un ya şayan üyelerinden Jürgen Habermas üzerinde odaklanmıştır ve Habermas'ın iletişimsel akıl kuramını ortaya atmadan önce, sergilediği düşünceleri, özellikle de "Knowledge and Human Interest" (Bilgi ve Beşerî İstemler) kitabındaki tavrını, çözümlemeye tâbi tutmuştur; (yine de bu kuramın kaynağını görebilmek de mümkündür bu çözümİeınede.) Bu anlamıyla, kitabın amacı, epistemolojinin toplumsal bir kuram olarak mümkün olup olmadığı sorusu etrahnda, Habermas'ın felsefcnin ancak toplumsal bir kuram olarak anlamlı olabileceği görüşünü açıklamaya çalışmaktadır. Bu amaçla, Ahmet Çiğdem, hem Aydınlanma'nın akıl, bilgi ve özgürleşim kavramları konusunda sergilediği tavra özetlemekte ve hem de ilk dönem Frankfurt Okulu'nun ve öncelikle de Habermas'ın Aydınlanma'nın ideallerine sadık bir bilgi ve toplum kuramı geliştirme çabasını ele almaktadır. Habermas, "aklı yeniden keşfederek", Aydınlanma'ya iki yolla sadık kalmıştır Çiğdem'e göre: Bunlardan birincisi, Habermas Aydınlanma'nın sonuçlarını veri olarak kabul etmekte ve Aydınlanma'nın ideallerini bu sonuçlara göre yeniden inşa etme çabasına girmektedir. Habermas'ın epistemolojiyi toplumsal bir kuram olarak kurma çabası da bu amaçladır. Bu yeniden inşa çabasında Habermas, psikanalizden tarihsel materyalizme kadar birçok alanı gözönüne de almaktadır. Habermas'ın Aydınlanma'ya sadık kaldığı ikinci nokta ise, ilk dönem Frankfurt Okulu'nun Aydınlanma karşısındaki Jürgen Aydınlanma'nın R Kristof Kolomb'la ilgili 0 M A Arp ve Gölge / Alejo Carpentier / Çeviren: Aykut derman / Simavi Yayınları/ 184 s. Daha önce Can yayınları arasında "Bu Dünyanın Krallığı" ve "Suların Ayrıldığı Yer"; Alan Yayınları arasında da "Barok Konser" adlı kitapları yayımlanan Kübalı romancı Alejo Carpentier'nin "Arp ve Gölge"si Kristof Kolomb'la ilgili bir roman. içinde bulunduğumuz 1992 yılı Kolomb'un Amerikayı keşfinin 500. yüdönümü. Bu nedenle ünlü kaşif hakkında yeni değerlendirmeler yapılıyor, kişiliği tartışılıyor. Kolomb bir hain miydi? Bir aziz miydi, yoksa bir yalancı mı? Kolomb'un "fethi" aslında ne anlama gelmektedir? (Kitap ekimizin 18 Ocak 1992 tarihli 99. sayısında Kristof Kolomb'u yakından tanıtmayı amaçlayan yazıları yayımlamıştık). Işte Carpentier de aynı konuyu roman türünde işliyor, bilgi ve zekasıyla ironi yüklü bir roman sunuyor okurlara. rak belirlenmiş bir kategori..." olarak karşımıza çıkmakta ve toplumun gözürleşimi yolunda "evrensel bir vasat" olmaktadır. Toplumun akılcı bir temelde örgütlenmesi, yani özgürleşmesi de, onun demokratikleşmesi olmaktadır. Böylece "Akıl ve Toplumun özgürleşimi" Aydınlanma'nm ilk toplum projesinin, Kant, Hegel ve Marx kanalıyla Frankfurt Okulu'na ulaşan miras "L P , kendi uzerınde duboyunca geçirdiği dönüşümlerle ilgileH a b e r m a S 1 şünmesi gerektiği nen ve özellikle de Türkçede pek bilink d biçimindeki tavırla meyen Jürgen Habermas'ı merak eden okuyucular için önemli bir kitap olÖ n e m l l Dİr lanma'nın mitleştiği maktadır. Yine de Çiğdem'in, "Sul^i^ap tezine karşı çıkması nuş"ta, "evrensel bir vasat" olarak akla atfedilen toplumsal özgürleşimi sağladır. ma konusuna bir "çekince" getirmesiDolayısıyla, Ahnin ve "akıl ve Aydınlanma konusunmet Çiğdem, Aydınlanma'nın ve ilk dödaki optimist" yaklaşımı "büyük bir nem Frankfurt Okulu'nun bilginin maoranda revize" etmesinin nedenlerini hiyeti konusundaki düşüncelerini ön vermemesi, bir eksikliğidir. Çünkü, plana çıkarmakta ve bilginin akıl ile özböyle bir "çekince", Nietzscheci bir tagürleşim karşısında ne tür bir özellikle vırla da yapılabilir; Adorno ve Horkhekarşımıza çıktığını vermeye çalışmakta; imer'in aklın bir "vasat" olmasını kabunu da, epistemolojinin ancak topbullenemeyecek olan, ütopik vurgulu lumsal bir kuram olarak mümkün olabimuhafaza eden pesimist tavırlarını da leceğini ileri süren Habermas'ın tezine içerebilir; ya da, modemist söylemin yaslanarak yapmaktadır. Başka bir ifadışına çıkarak ve hatta antimodernist deyle, Aydınlanma'nın ve ilk dönem bir söylemi benimseyerek de sergileneFrankfurt Okulu'nun görüşlerini Habüir. bermas'ın gözüyle yeniden kurmaya ça* Boğaziçi Üniv. Sosyoloji Bölümü 4 sınıf lışmaktadır. Böyle bir çabada akıl, ".. .toplumsal bir özne ve toplumsal ola öğrencisi C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 134
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle