Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Duby ve mekân, zaman, tarih ve üçlü ideolojiler Baska bir tarih Erkek Ortaçağ (Aşka Dair ve Diğer Denemeler) / Georges Duby / Çeviren: Mehmet Ali Kılıçbay / Ayrıntı Yayınları / 240 s. / 30.0QO TL. Şövalye Kadın ve Rahip (Feodal Fransa'da Evlilik) / Georges Duby / Çeviren: M. Ali Kılıçbay Ayrıntı Yayınları / 288 s. / 35.000 TL. M.İMMV Duby özellikle Şövalye, Kadın ve Rahip (Ayrıntı Yay, 1991) kitabında Dumezil'in geliştirdiği "üçlü ideoloji işlevi"ni (Egemenlik savaşçılık üretkenlik) kııllanmışrır. Duby, daha önceyayımladığı Les trois ordres ou l'irnaginaire du feodalisme (Üç tabaka veya feodalizmin hayali) kitabında da bu üçlü ideolojinin Ortaçağ Batı toplumundaki yerini incelemiştir: Egemenlik, savaşçılık ve uretkenlik; yani kralın siyasa ile kilise ilişkisindeki dini iktidan, şövalyelerin savaşçılık karakterleri, köylülerin uretkenlik karakterleri . Şövalye Kadın ve Rahip kitabında Duby, Dumezil'den bahsederken şunları söylüyor: "Evliliği HindAvrupa kültürel sistemi içinde ele alan Georges Dumezil, iki zıt biçiwıe indirgenen dört evlenme biçimini birbirlerinden ayırmaktadır" (s. 50). Duby'nin burada söylediklerinde Dumezil'in etkisi açıkça görülüyor. Ayrıca, ki\ Ceorges Duby (solda), 'Sövalve. Kadın Rahip" ve "Erkek Ortaçağ" kltaplarını Turkceye cevıren M Alı Kılıcbayla tabın adında bile bu üçlü Fransız tarih araştırmaları denince akla öncelikle Braudel gelmekte. Halbuki Marc Bloch, Lucien Febvre ile başlayan Annales ekolü, özellikle odönemde Marksizmin de etkisiyle "iktisat tarihine" önem vermiştir. Bu neslin ardından gelen tarihçiler, Duby'nin de belirtmiş olduğu gibi "coğrafyanın" etkisi altında kalmışlaKİır. Akdeniz kitabını açınız(l): "Fernand Braudel'in manzaraya ayır dığı pay önceliklidir. Rüzgârlar ve engebeler, otlaklar ve mcyve bahçeleri, göç akımları muhteşem bir şekilde kurduğu sahnenin ön cephesindedirler" (bkz. G. Duby, Erkek Ortaçağ, Çev: Mehmet Ali Kılıçbay, Ayrıntı Yay., 1991, s. 206) Öyle ki, Foucault olsun, Deleuze olsun hep bu coğrafi mekânın ön plana çıkarılmasını takip ederek, toprağın katmanlarının bir "arkeolojisini" veya bir "coğrafilozofisini (bkz. Gilles Deleuze, Felix Guattari, Ou'est ce quc la philosophia Editions de Minuit, 1991, s. 82108) gerçekleştirmişlerdir. Duby de yazılarında coğrafi mekânları oldukça ayrıntılı bir şekilde betimlemektedir. Demek ki, modern tarih, özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısının tarih anlayışı, tarih ve mekânı birbirlerinden ayrı tutmamaktadır. Bu aynı zamanda yapısalcı ekolün kurucuları sayılan Claude LeviStrauss ve Georges Dumezil'in de etkili olduğu bir alan olmuştur ve tarihçiler özellikle yeni bir tarih ve mitoloji anlayışını kabul etmişlerdir. Bunlar arasından en etkin olanları Yunan mitoloji ve toplumlarını "yapısal" analizlerle çözümlemeye başlamış olan JeanPierre Vernant ve Pierre VidalNaquet'dir. Bu ikili Eski Yunan üzerine çalışmalarında mitosdan akla geçiş konusunu ele alırken, bunu yapı salcı ve sosyal antropolojik hir yöntem izleyerek gerçekleştirmişlerdir. Özellikle zaman ve mekân kavramları burada önem kazanmıştır. Claude LeviStrauss'un "Çıplak İnsan" (2) kitabı , "40'ıncı ve 50'nci paraleller arasında kayalık dağlardan Pasifik Okyanusu'na kadar" diyerek başlıyor (a.g.e.s.9), Kuzey ve Güney Amerika'daki referans (gönderim) mitoslarının coğrafi dağılım haritasını veriyor (Strauss, a.g.e.s.24). Aynı şekilde Georges Dumezil de dilbilimcilerden olduğu kadar, coğrafyacılardan da yararlanmıştır. Dumezil, "İlahi mitolojiİerin insani sosyal topluluklarla örtüşmelerini" ele alırken ülkelerin birbirleriyle olan ilişkilerini "mitolojik tanrılar ve yöreler" olarak algılamaktadır (Bkz. Georges Dumezil, Entretiens aveç Didier Eribon, Gallimard, 1987,s. 175176).YineFransıztarihçilerinden Emmanuel Le Roy Ladurie, "Kraliyet Devleti" (1) adlı kitabında imparatorlukların hangi alanlara dağıldıklarını coğrafi olarak göstermeden edememiştir. Duby'nin "Erkek Ortaçağ" kitabındaki "Akrabalık yapıları" (s. 117139) bölümü de, Duby'nin ne kadar ClaudeLevi Strauss'un etkisinde kaldığını göstermektedir, çünkü bilindiği gibi Claude LeviStrauss'un ilk ve en değerli yapıtlarından biri olan ve yapısal sosyal antropolojiye yol açan kitabının adı da "Akrabalığın Temel Yapılan"dır(2). ideoloji sistemi vardır: Egemenlik işlevini gören, Ortaçağ'da "evlilik" müessesesini düzenleyen rahip; savaşçı bir şövalye ve doğu rgan bir kadın. Duby, kitabında yer alan"Saray aşkına" ait yazısında (s. 76) saf aşkın bir oyun, "eğitici bir oyun" olduğunu yazmakıadır. Bunun için "turnuvanın" tam bir benzeri olduğunu söyler; yani şövalyelerin savaşçı karakterlerinin "uygarlaştırıldığı ilk yer turnuvalar, ikinci yer ise yaşı geçmiş bir kadının saraydaki genç erkekleri eğitme sistemleridir: "Moda oldukları dönemde, sa raylı aşk erotiğinin serpilmesiyle aynı döneme rastgelen tur.nuvalarda olduğu gibi iyi soydan olan erkek bu oyunda hayatını tehlikeye atmakta, bedenini macera yoluna koymaktadır" (s. 76). Kilise ise dönemin egemenlik işlevinin ikinci kutbunu oluşturarak (birinci kutup kralın iktidan, yani siyasi iktidardır), evliliği bir düzene sokar. Kilise için "şeytanın insanlara kurduğu tuzaklar içinde cinsel organlarının aşırı kullanımından beteri olmadığından, evliliği kötünün iyisi sayan kilise, evliliği benimsemekte ve onu kurumsallaştırmaktadır" (Erkek Ortaçağ, s. 32). Bu şekilde iyi bir evlilik ahlakı öneren Kilise "eşlere birleştikten sonra kafalarında çocuk yapmaktan başka bir fikre sahip olmamalırını" (s. 32) salık verir. Kadın ise, burada, hem eğitici hem de üretken rolünü üstlenrnektedir. Sistemin yeniden üretiminin sağlanması için "uygarlaştırılan" genç prensler bu şekilde cinselliği tanımaya başlarlar. Duby'nin bu iki kitabının da Türkçeye kazandırılması oldukça önemli ve yararlıolmuştursanıyorum. Çünkü günümüzde gitgide merak odağı haline gelen cinsellik, dergılerde ve gazetelerdehaberşeklinde"yalanyanlış"bizlere iletilmekte. Ama artık elimizde, Foucault'nun iki ciltlik Cinselliğin Tarihi (Afa Yay., 1986, 1988, Çev.: Hülya Tufan) adlıaraştırmasındansonra Batı cinselliğine ait iki kitap daha var. Hem bilim adamını hem de sıradan tarihe meraklı bir vatandaşı ilgilendirecek bu kitaplara entelektüel hayatımızın bir canlanış noktası olarak bakmak mümkün olabilir. Dileriz çok kişinin ilgisini çeker. Georges Duby'nin kitapları ıştğında, Osmanlı üzerine yapılacak araştırmalara da (örnek olmasa bile) bir "yol göstericilik" işlevi sunabilir belki... D (1) F. Braudel, Akdeniz ve Akdeniz Dünyası, Çev Mehmet Ali Kılıçbay, Eren Yay 1989, 1990. (2) Claude Levi Strauss, L'homme nu, Alan Yay. (1) E Le Roy Ladurie, L'Etat royal 14601610, Histoire de France, Hachetto 1987,s 141 (2) Claude Levı Strauss, Les smıctures clementaircs de la parante, Mouton Yayınları, 1967. CUMHURİYET K İ T A P SAYI 107 S A Y F A 5