Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Binlerce yıllıkAnadolu tarihindenfışkıran öykuler Ay aydın satırlar Çiçcklerin Düğünü / Halikarnas Balıkçısı (Bütün Eseılcri 18) / Derleyen: Şadan Gökovalı /Bilyi Yayınevi.Şubat 1991/182 s. I2.000TL • 1 Uikarnas Balıkçısı'nın doğu mıınun 101. yılı, ölümünün 17. vıldonümii anısına 'Tüm Eserlcri ılı/isinde sıınıılan "Çiçeklerin Düğünü" Balıkçı nın kitaplarına ^irnıiş öykülerinden olıışan bir îjadaıı (Jokovalı derlemesi. Ayııca bu kıtaba ö/.el olarak hiçbir kitabırıa girmemiş üç öykusünü dc koymayı uy.cım gördüğünü belirtmiş Gökovalı. Doğunuııuın 101. yılını kııtlamaya hazırlandığı ııu/ ^K günlculc \cııiclcn övkülerivle gündeıne geliBalıkçı. ()mı bilcnlrr \ OHIIT hu kitabı büyük birzevkle okuyacaklardıı Aın.ı cmınım ki bu kitabıyla Balıkçı y ba/ı okuyıtuılaı helkı genç kuşak okuyucııya, ilk ke/ 'ıııerlıaba' dıuvcklir. I liçbir kııabııı.ı giı memis, övkuleri koıuısunda Baiıkçı vı tanıtnı.ık açısından çok isabetli bir seçimde bııluntılmus. "Çiçcklcrin Düğünü", 'Haylaz' ve 'Bcrgama cıv.ırınd.ıkı, y.ırısı çınar, yarısı ıhlamıır olan agacınöyküsü onıı hirçokyönüylegözlerönüne HM.IKJMUMS BAJJKCISI NÜKHET EVERİ A/ra Erhau. va/dıgı bir mektubunda şöyle der: "Yazı dediğın bir ııcıından tuttun muydu, fıırt deye uç.ırak kııyruguna varmalı." (23 Mart 1961) Sadece öykiileri îçin cleğil, liim romanları, incelemeleri için (İL* geı,erlidir bu dedikleri. 'Çiçeklerin Düğünü' ile ba^layıp 'Tahsildar ilc bitcn bu serüvende buna şahitolacaktırokuvucıı. Balıkçı hakkında yıllardır birçok şey yazıldı, birçok şey söylendi İlslubıı cleştirildi, dili eleştirildi. Ama kcııdisi ne derdi tiiııı bunlara? Yazı hakkında, yazmak hakkında, kcıuli yazıları hakkında neler söyler? Bu senivene bajjlamadan önceona kulak verelim. Azra Erhat'a yazdığı mektuplardan alıntılar yapacağım bunıın için: Yazı diye bilincn şey, zaten zihinde yazılmış şeyinkâğıdadökülnıcsidir. (25Mayıs 1957) Yazı, ya/ılmi!} konıışmadan başka nedir? Edebiyat kâğula scs modiilasyonlarının verilemediğindendoğmııştıııbenct*. (29Temmuz 1959) I ler yazıda esasi tck bir davranış vardır. Davranış da değil lırlayı^, boşanış, diyelim. Bunun hızı ne kadar hızlı iseo yazıda ben okada r ben'im. Bu hız bir cskiden yeniyc j>idij dııy^usu verir bana. Bir şeydcn kurtıılma (...) Eh deli göniil kabarınca insanın içi içine sığmaz da böyle yalın >;önül halinde açıklıklara rırlar. (HHaziran'l957) Yaşamak demek yazmak, düşünmek, yaratmak demek.(HHaziranl959) Şimdi girebilir okuyucu Balıkçı'nın dünyasına. Daha ilk öyküde onun bilgi ve dehasına hayran kalaS A Y F A 14 scrıyor. cak ve lempoMina yeti^ıneniıı i)lanaksızlığını fark cdcccktir. Yinc dc a tcmpoya bırakırsa kendini, öykiinün bir parçası olduğıınıı, bıtip de diğerine ba^ladığı nn, hâlâ bir önctkinin tadımn damağında kaldığını hisscdccek, ama çoktan yeni öykünıin coşkıı selindc siirüklcndiğini dc görcccktir Kitaptaki öykülerde Balıkçı gele ııeği bo/nıuyor, deııizi, denize aiı olan vc olmayan insanları anlatıvcı 'Haylaz'daki Davut, Balıkçı'nın kcndisidir. Bunu sık yapar Balıkçı. Oykiiniin kahramanı olarak karşı ııu/a çıkıııasa bile kendisinden bir ^eyler bulunur övkülerinde. Ya ıla dcğişik kılıklarda çıkar karşımıza. Dikkatli okuyucu, Balıkçı'nın öykiilcrinin arkasındaki gerçeği çabuk bulacaktır. 'Merhaba Akdeniz' böliimündeki bazı öykiileri ele alalınr 'Koca C)rKı/'da benzersiz anlatı mıyla, balık avıııa çıkan üç arkada şın, kayıklarının, yakaladıkları orlozıın ve Egc nin nasıl bir butün olduğıınıı görüyoru/. Ortoza hayrandır. Nasıl da mı.tlıı olur bu öykiiyü yazdıktan yılar sonra 2500 yıl önceki dalgıçlarııı kutsal balık dedikleri Anthias ın (Anthias sacer) orloz ol Balıkçı ölümünden ıkı ay önce Izmır ümanında (Ağustos 1975) Fotoğraf duğunu öğrcnince, hani Eskhvlos, anlatıverir bir çırpıda. Bu öykü Balıkçı'nın en çok Aristoteles, Oppianus, Ovid ve Plinius'ıın da bahset'Balıkçı olduğu öyküdür kitapta. Onun diinya göriitikleri, "nerede anthias balığı varsa, orada süngercisüne, insanlık tarihine getirdiği eleştiriye sahit olur ler için tehlike yoktur" dedikleri....'Denizkızı adaokuyucu. Balıkçı'nın gerçeğe açtığı kapılardan birisı'nda "Güneşin kız karde^i Eos (yani Arşipel şarağı), dir bu. gül rcnkli aydınlığı kucaklamış, urukta ağarıyordu. 'Dcni/ Oğlu' Tıırgut Reis'tir. Bu öyküsiinde kenÇizgi çizgi pembc ışıklar parmaklarıydı. Sıra sıra yadisini hep özdeşlestirdiği 'sabırlık' anlatımıyla çıkar tay bulutlar sanki bir'harp'ın teliydi...' (s. 40) "Batkar^ımıza 's. 6970) ya da Odysseus olııp sesleııir... mış g>.milerin kaburgaları ve direkleri karanlıklarda ışıldar. Deniz dibinde ahtapot ve balıklara yiizyıllar(s.7172) , ca yuvalık etmiş ^arap testileri, dudaklarından balık 'Ay Işığı'nda, "...yağız kız, ay ı^ığıyla, yıldı/larıyla, veye^ildamlacıklarsolurlar." (s.4î)"Ama işteonılan denizi ve kıyılarıyla Ciüney Anaılolu'nıın iıısan kılığı sonra, ay aydını beni hep orada buldu , "îjaka değil; na girnıi^ duygusu ve gii/elliğiydi" diyen Balıkçı, IXPanbııyerlerinyerlisiydi.. ' (s. 44) diyekarşımızaçıniz Tannçası Amtitriı'i, Triıon'ları, Nereiıl leri anlakar Çağdaş l Iomeros. tır. "Bizim yarattığımız bu ak ışığı gören doğu kıyılılar, bıından dolayı bu dcni/e Akdcniy aılını verdi 'Pazaryeri'nde "Hey Allahım hey! Bizi nedeıı ayrı lcr... " (s. 79) derken bulıır tlikkatlı oku\uı.u Balık yarattın da ikımizi bir olarak bir gövdede y:ırarmaçrnınöykiılerinin, aslında limı ya/ılaıınııı aıdıııdaki, dın!' Demek istediğim, birçiftin aşkı, ebedisi mebeoııa bu co^kuyu. bu anlaıım gucuıııı \ercn gcrçcği: disi değil! Tükenmez sevgiler, okşayışlar da değil. AnadoluvcAnadoluUygarlıklarıgerçcğidirbu. ^'aI^i, Ben vazgeçtim böyle saçmalardan. însan bir tanc vc hayatını adadığı, diinyamı/daki Ki vıllık ömrüıuleki herkesten bambaşka c»larak doğar. Eşini bulabilir. en büyük tutkusu. Kendisi de bu 'tutku'nun sesidir. Eakat bir gövdede yaratılaydık, ben onda ya da o Tüm ya/.ıları da bu gerçeklerin ı^ığııula okunnnılıdır. bende, hep mutlu olurduk..." (s. 57) derken aslında Burada Sabahattin Eyüboğlu'nun bir M>/ÜIIÜ lıaokuyucuya kaynağı Anadolu'da olan bir etsaneyi hatırlatmak istiyorıım "hloğlu bahçeyi alır çckirdck tırlatınaktadır. Halikarnassos'un (Bodrıım, Hermatvermez; Balıkçı çekirdeği alır bahçe verir.' Siz ıle rodit sözünün kaynağı, Salmakis ersanesini. "Çiçeklerin Düğünü"nü okıırken gönlünii/ıle olu şan bahçeyi görecek ve büyük bir mutlulukla göııiil Kitabın bel kemiğini teşkil eden öykülerden biri dibahçenizdcki çiçeklerin düğiinünü se\redeceksiyebileceğimiz "Hayyam'ın Testileri"nde testiciliğin niz...D Anadolu'daki binlerce vıllık tarihini ve inceliklerini C U M H U R I Y E T KlJAPSAYI «0