29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Bazen ayrılık öylesine gelir ki Öyle çabuk geçiyor ki günler Hele sen de bir bak hayatına Yarın bitecek sanki herşey Yarın ölecek gibiyiz Şair özdemir Asafı on yıl önce yitirmiştik D OKTAV AKBAL aha o kadıır ynşlanmadık. Anılarımızla avıınacak, u/.aklaşmış yıllarm hayallyle oyalanacak bir çağda değiliz Değiliz, anıa sekiz on yıl öncesinı hiç yaşanmamış k<«lar kendinden uzak duyan sanki bir ben mıyım? I lepimi/: yaşamadan yaşamış, günlerini, yıllarını boşu boşuna tüketmiş kişiler değil miyiz? Bana bırkaç yıl önceM öylesine karanlık, göz gözü göremeyecek kadar öylesine sislı gclıyor ki!.. Ama tek tük pardtılar da var... Bıınlar beni o yılların, o anların var olduğuna, o zanıan parçasının gerçekten geçip gittiğine, bcnim d e o zamanki kişiliğimle o dunya içinc karışmış bulunduğııma inandırıyor. Bu cılız ışık altında o yıllardaki serüvenlerimı, hayallerimi, tanıdıklarımı, dostlarımı ve .sevgililerimi gorebiliyorum. Özdemir Asal, o yitik dünyanın ıçınde sık sık buluverdiğirn, daha doğrusu herkarşılaşışıınızda beni konuşmasıyla, haliyle, gülüşü, bakışıyla o gerideki /aman paıçasına sürükleyenlerden biri... Belki de en başta geleni... Hayatıma, anılarıma, aşklarıma, sevinç vc üzüntülcrime karışıvermiş, benim ilk gençlik dünyamın unutulmaz dostlanndan biri olmuş, şiirleri, çocuksu haliyle her zaman yanı sıra yaşayacsk kişilerden... Dostluğumuz bir film gibi başladı. 1942 sonlarıydı. Servctifünun'un kurucusu Ahmet İhsan ölmüştü. Birçok gazetecı, yazar, müretrip cenazeye gitmek istiyorduk. Cavit Yamaç'la beraber Denizyollan idaresinden Degirmendere'ye bizi götürebilecek bir motor istemeye karar vermiş, isin peşine düşmüştük. Rılıtım boyunca bir o binaya, bir bu binaya girip çıkıyorduk boşu boşuna. Basımevinde bütün ahbaplar bizı beklemekteydiler. Bu arada sarışın bir genç de bize katıldı. O da cenazeye gitmek istiyordu. Bizımle beraber dolaştı durdu. Sonunda çaresizclimizı kolumuzu sallayarak basımevine dönmek zorunda kaldık. Artık cenazeye de yetişemezdik. Yolda o sarışın gençle şiirden, edebiyattan konuşmuştuk. Şiirler yazıyordu, ama yayınlamaktan korktuğunu söylüyordu, tek tük şiirleri hazı nıagazinlerdeçıkmıştı. O günden sonra sanşın delikanlı basımevine gidip gelmeye bajladı. Kendisine imza olarak " ö z d e m i r A s a f adını hepimiz birlikte kararlaştırmıştık. Daha önceki " ö z d e m i r ö z d e m " , "Özdemir Yasaman" imzalarını bir yana attı. Derken Cavit Yamaç Adana'ya gitti. Basımevinde yalnızdık. Özdemir Asafın her gün yenı bir şiirini okuyor, ondaki taze şiir kaynağını keşretmeğe çalışıyordum. Dergimizde ilk jiirleri birbiri ardına basılıyordu. Şimdi hatırlamıycırıım doğrusu. O günlerin ateşi, heyecanı nasrl ^eylcrdi. Gerçekten biz o günlerin insanları mıyız? îçlcri hep bir yığın nesneyle, köfteden eknıeğe, kitaba kadar dopdolu cepleriyle o harika paltosu ve muazzam şemsiyesi altında ö z d e m i r hafif meyiliyokuşu tırmanarak fakültedengelirdi. Birsandalyeçekipoturur, önce karnını doyurur. Ya birkaç espri savurur, dolapların tepesine tırmaııır, eski katalogları, dosyaları karıştırır, ortalıkta lüzumlu iüzunısu/ ne varsa toplardı. Nerdeyse camlı kapıııın ardında Kcnan'ın çehresi görünecekti... Kim bilir lise duvarından nasıl aşarak koşmuştu!.. Sonra ötekilcr, bajka arkadaşlar . 1 lava nasıl olursa olsun, karlı, fırtınalı, yağmurlu.biııarafadoğruyürümemizgereklidir. Bugezilerden birinı hatırlıyorum. Karlı bir kış akşamı Beya "Gözyaşı var yere, gözyaşı var yüze damlar " (Özdemir Asaf. 19231981) zıt'tan Edirnekapı'ya kadar yürümüştük Kenan 17 yajinda avare, romantık bir şair.. Istanbulu hiç bilmiyordu. Benim için o kadar değerli, vazgeçilmez sokaklar, dukkânlar, evler onıın yabancısıydı. Bir yere doğru gidiyorduk. Belki de özdemir'in bizi götürdüğü bir yere. Tramvay caddesinde kaç defa döndük dolaştık Şiirler oktıduk. özdemir'de o gün birşeyler vardı, birşeyler geçiyordu ıçinden, renkli, ışıklı. Sonradan serüvenin içine girdim ya!.. O tramvay yolunu kaç defa beraberce aştık.karanlıkta yer yer parlayan ev içlerınin ışıklarını seyrettik... Odabenim serüvenlerimekatıldı. Şiirlerinide,hayal ve serüvenlerini de kendiminki gibı yakın buluyordum. O sıradaki ruh halim buna çok uygundu. Bugün belki yeni baştan okusam büyüsü bozulacak o 'Son Buluşma' şiirini deezberlemiştim baştan başa... "Gözyajt var yere, gpzyaşı varyuze damlar" Henı bazanda ayrılık oylestne gelir ki Birgelm bir duvaklıdır." Bu mısralarda ben de bir şey bulmuştum. Belki larkında olmadan aynı dünya içindeydik deondan. özdemir AsafınkiKa koca defterleri vardı, içi şiir dolu.Evindekiodasıyerdentavana kadar kitap.dergi.binbir kâğıt parçası içindeydi. Çekmecelerinde ise şiir defterleri... Hepsi de bitmemij parçalar, belki de hâlâ bitmemiştir... Oturur, içlerinden birkaçını seçerdim. Gerçekten de Özdemir'in en çok beğenilen şiirleri o seçtiklerim arasından çıktı: "Geceler", "Bizim Şarkılar", "Anadolu Havaları..." özdemir, zckâsı, esprileri, gençliği, heyecanı, çocuksu haliyle, genç kuşak sanatçıları arasında sevilen, aranan bir arkadaş oldu. Kendine has bir kişiliği vardı. 1943'ren 1948'e kadar genç kuşağın sık sık adı geçen jairleri arasında anıldı. Varlık, Servetifünun, Yenilik, Amaç, Yirminci Asır, Büyük Doğu dergilerinde özdemir Asafın güzel mısralarını okııyanlar bu genç şaire ilgi gösterdiler. Ne yazık ki özdemir sonradan işi gevşetti. Kaç yıldır şiir yayınlamaz oldu. Oysaki o defterlerden seçilecek kırk elli şiir özdemir Asafı günümüzün belli başlı şairleri arasına sokabilirdi O kim bilir neden, bezginlik mi get irdi, başka bir şey mi oldu, bir ara şiirden uzaklaşır gibi oldu. Ama o kocaman defterler yerinde duruyordu. Onların da açılıp döküleceği sıra gelecekti. Benim hiç bir şairin şiirlerini kendime bu kadar yakın bulduğum olmamıştı. Sanki o şiirleri ben yazmış gibiydim: Herjarktnıngptürdüğüyerbajka Hepsi baska bajka sınmtş içime Btrı Buyukdereyegotüruyor Biri çocukluğumun Kadtköyüne Kımsesevgımı bilmez jarktst Hskulen ağladrdt bem Ştmdt düsündürüyor özdemir Asaf 1923 yılında doğdu,28 ocak 1981'de öldü.Lisc son sınıfa kadar Galatasaray'da okuyan özdemir Asaf hukuk ve iktisat öğrenimini de yarıda bırakarak gazetelerdeçevirmenlik yaptı.Sanat Basımevi'ni kurarak matbaacılık yaşamına atıldı. ilk şiirleri 194044 ydları arasında Servetifünun Dergisi'nde yayıınlandı Basılan ilk kitabına 1952 yılından sonra yazdığı şiirlerini alan özdemir Asaf ın, 1950 şürinin ortak biçim anlayışından ayrı, özel bir dil kullandığı görülür.Çelişmeli oyunlu bir mantık düzeninde mısra sayısını çok kere en aza indirdiği de olmuştur. Şiirkitaplan: Dünya Kaçtı Gözüme( 1955), Sen Sen Sen( 1956), Bir Kapı önündel 1957),Yuvarlağm Köşeleri (özdeyişleretika,l961 ),YumuşaklıklarDeğil( 1962), Nasılsın (1970), Çiçekleri Yemeyin (1975), Yalnızlık Paylaşılmaz (1978),BendenSonraMutluluk( daha önce yayımlanmamış şürleri ölümünden sonra basıldı: 1983). özdemir Asafın 92 şiirinin 1/ıgilizceleri To Go To adlı bir kitaptayayımlanmıştır. S A Y F A CUMHURİYETKİTAPS>*y/50
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle