29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ülkü Tamer'in yeni kitabı adını Antep'te bir dereden alıyor Ne okuyorlar? GülrizSururi Daha çok tiyatro ve oyun eserleri okuyorum. Son günlerdeOrhan Pamuk'un "Kara Kitap"ını okumaktayım. Haldun Taner'in "Yalıda Sabah" ve Salah Birsel'in "Boğaziçi Şıngır Mıngır" başucu kitaplarım benim. flüstem Batum Genellikle birkaç kitabı bir arada okurum. Elia Kazan ve Charlie Chaplin'in hayatları, "Yann Çok Star Olacak" ve Hasan Kaçan'ın "Ağır Roman"ını birlikte okumaktayım. Şimdiye dek, çeviriler dahil 117 kitabını yayımlayan Ülkü Tamer, uzun süredir üzerinde çalıştığı dört öyküsünü "Allaben Öyküleri" adıyla yayımladı. Tamer, öykülerinin çocuk değil büyüklere yönelik olduğunu söylüyor. Kıvnla büküle akan öyküler A MazharAlanson Çok ağır kitaplar okuyorum, isim veremem. NüketRuacan Son zamanlarda Ingilizce olarak Miles Davis'in otobiyografisini scverek okuyoratn. "Harem" adlı kitabıyenibitirdim. OktayRıfat, Can Y ücel ve özdemir Asaf şürlerini sürekli okuduğum ozanlardır. Tomris Uyar okuma gününde tstanbul Atatürk KitaphğYnda her hafta salı günleri yapılan okuma günlerinin 15 ocaktaki konuğu Tomris Uyar'dı. Irak'a tanınan sürenin dolduğu ve krizin doruk noktasmda olduğu günde Tomris Uyar, önceliklekendisini dinlemeye gelenlere teşekkür etü. Yazar, savaşın kaptda oiduğu böylesine bir ortamda yazamadığını, kendisi gibi diger meslektaşlarının da yazamadığıru sandığını belirtti. Uyar, "ortada belirsiz bir durum var. Bu da insanın neye muhalefet edeceğini saptayamamasından geliyor" dedi. Şu anda yalnızca çeviri yapttğından, ama bunun da sağlıklı olduğundan kuşkulu olduğunu belirten Uyar, "İleride baktığımda, özneler ile nesnelerin birbirine karıştığını görürsem şaşırmayacağım" dedi. Rasdantı bu ya, Tomris Uyar'ın çevirdiği kitap 1. Dünya Savaşı'yla ilgiliymiş. Bu kısa konuşmadan sonra yazar, yeni kitabı "Sekizinci Günah"ta yer alan "Yapayalnız BirGök" adhhikayesini okumaya başladı. Bunun ardından izleyicilerden biri yazardan Turgut Uyar ile Ccmal Süreya'dan bahsetmesini onları karşılaştırmasını istedi Tomris Uyar, "Çok güç yetişmiş. bir kuşağın mensupları olarak, o günlerde yazılan şiirın yeterli olmadığını sezmeleri büyük benzerlik sanıyorunı. Aynca ikisi de çok zarlf ve içine kapalı insanlardı" dedi. Uyar, başka bir soruy u yanıtlarken de "edebiyatın bir şeyi yeniden yazınak değil, bir temayı yeniden yaratmak olduğunu" söyledi. REFİK DURBAŞ vlu Ülkü Tamer'in sevdiğim şiirlerinden biri. "Avlu"da Anteb'i anlatıyor Tamer ve soruyor: "Neredeydi Antep, Antep neresi?" Aynı soruyu bu kez ülkü Tamer'e soruyorum. "Bir kere Antep benim hayatımın en büyük olayı" diye söze başlıyor Tamer ve ekliyor: "Amado'nun bir sözü var: tnsanın anayurdu çocukluğudur. Benim anayurdum da Antep. Onun için Alleben..." "AUeben öyküleri" Ülkü Tamer'in yeni kitabı. Adından da anlaşılacağı gibi şür değil, öyküler bunlar. Tamer, uzun süredir üzerinde çalıştığı dört öyküsünü yayımlıyor bir kitapta: "Alleben öyküleri." Ük öykü "Sitti Zeynep" adıyla 1970'lerde Yeni Dergi'de yayımlanmış. Daha sonra Varlık'ta "Çete tsmail" adında bir öykü. "Macı Hüseyin" öyküsü 78 yd önce Sanat Olayı'nda çıkmış. Kitabın dördüncü öyküsü "Şekerci Asım" ise hiç bir yerde yayımlanmamış, ilk kez gün yüzüne kavuşacak. Tamer, öykü ile ilişkisini şöyle anlatıyor: "Aslında ben tkinci Yeni'nin başlangıç zamanlarında biriki öykü yazmıştım. Bunlar o zaman çıkan 'Pazar Postası'nda yayımlanmıştı. Son derece özenti, karmakarışık öykülerdi." Bu öykülerle ilgili bir de anısı var Tamer'in. "Elam Heykelleri adında bir öykü yazmıştım. Bu öykü Pazar Postası'nda yayımlanmıştı. O sıralar Cemil Sait Barlas'ın çıkardığı 'Son Havadis' gazetesi de Pazar Postası ile aynı matbaada dizilip basılıyordu. 'Elam Heykelleri' öyküsü ertesi gün Son Havadis'te de yayımlandı. O zaman yazılar entertipte diziliyordu, kurşunları bozmamışlar. Son Havadis'te 'Düşünenlerin Düşünceleri' diye bir köşe var. O köşeye bir yazı gerekiyormuş. öykünün başhğına bakıp arkeolojik bir yazı olduğunu sanarak orada basmışlar." öyküyle ilişkisini de şöyle anlatıyor Tamer: "öykücüyüm diyemem, ama öykü çok sevdiğim bir edebiyat dalı. Dilimize bu yüzden çok öykü çevirdim. Aynca çocuk öyküleri de yazdım. 'Alleben öyküleri'nin hepsinin içinde çocuk olmasına rağmen çocuk öyküsü değil bunlar." Alleben adı nereden geliyordu? Ben de merak ediyorum. Nedir Alleben? "Alleben, Antep'te bir dere" diyor Tamer. "Bu öykülerin hepsinde Alleben var. Alleben bir bakıma anlattığım bu kişilerden, bu öykülerden geçen bir dere oluyor. Bir de kent adı verilmemesine rağmen öykülerin nepsi Antep'te geçiyor. Ama öykülerdeki kişiler gerçek yaşamdan alınmış değil. Sözgelımi ben ne Şekerci Asım'ı tanıdım, ne Çete tsmail'i. Şunun da altını özellikle çizeyim, bu öykülerotobiyografik değil, kesinlikle değil. Belki "Sitti Zeynep" ne öyküsünde çocuklıığumdan kalma biriki iz vardır.okadar..." Bu öyküleri başka öyküler izleyecek mi? Tamer, başka öyküler de yazacak mı ? Ûlku Tamer. "Sürdürüp sürdürmeyeceğimi bilmiyorum. Şu anda 53 yaşındayım. Bu öyküler dışında çeviri dahil 117 kitap yayımlamışım. Belki 53 yıl sonra dört öykü daha çıkabilir." Aslında dört öykü de birbirine bağlı gibi, birbirlerine göndermeler var. Çok küçük ayrıntılar da bile olsa... Bu Tamer'in kimi şiirlerinde olduğu gibi anlatılan çevreden geliyor, Antep'ten, AUeben'den yani... Söz dönüp dolajıp "Alleben öyküleri"ne geliyor. "En sevdiğin öykün" diyorum. "En sevdiğim öykü 'Macı Hüseyin'. Bir sinemacıyla bir çocuğun öyküsü bu. Çünkü içinde sinema var, sinemacı var, Antep var. Bizim çocukluğumuzda sin.manın üstüne bir şey yoktu." Tamer, yeniden anılara dönüyor, çocukluğuna... "Öğleden sonra 2.5'ta başlayacak filmi görmek için sabah 11'de sinemanın kapısına dayanırdık. Sonunda sinemacı bıkar, 12'de kapıları açardı. Salona girip 2.53 saat heyecanla filmin başlamasını beklerdik. Işte 'Macı I lüseyin' o günlerden kalan izlerin öyküsü, ama tekrar ediyorum, kesinlikle otobiyografik bir öykü değil." "Sitti Zeynep, Çete Ismail, Macı Hüseyin, Şekerci Asım." Dört öyküde dört değişik isim, daha doğrusu dört lakap... Bu lakapların anlamı ne ola? "Evet, dört öykü var, dördünün adı da özel isimlerden oluşuyor. Dört öyküde de bir büyük ev ve bir çocuğun ilişkileri anlatılmakta. Dediğin gibi hepsi aslında Hir lakap. Şu kadarını söyleyeyim: Sitti 'hanım' demek. ö t e kilerin anlamı mı? öykülerin içinde. Evet, neredeydi Antep, Antep neresi? Haritalar bir kenarda dursun, coğrafya da... Bir de Ülkü Tamer'in "Alleben öyküleri" atlasına bakın, Tamer'in "öykü atlası"na... Ve sorun kendinize: "Neredeydi Antep, Antep neresi?" D S A Y F A 5 CUMHURİYETKİTAPSAV/50
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle