Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Saddanfı kim sllahlandırdı? I laftalık Spiegel dergisınden Hans LeyendecerveRichard Rickelmann "Olüm Ihracatçılan" adlı bir kitap yazdılar. 112 sayfalık bu kitap Almanya'da geçen ay yayımlandı. Lcyendecker ve Rickelmann'ın kitabı on üç aylık bir araştırmanın ürünü ve çoği)yayınlanmamış,birdizibelgeyledes>tekleniyor. rak biliniyor. Sırasıyla Mısir uygarlığı müzesini, tarih çalışmaları kurumunu ve Eqyptian Historical Review dergisinı kuran bu tarihçidir. Choueiri, Gurbal'ın yapıtlarında (,'ağda^ siyasctin yansımaları olan hükümet, millet, devrim gibi kavramların pek bulunmadığını ve tarih yazımında deyrimci değışim metoduna karsı olduğunu söylüyor. Bu da İngiliz tarih(,ilik anlayışının bırgöstergesidir. Choueıri'ye göre, Gurbal'ın tarih anlayışındaki en önemli nokta yeni Türkıye tarihi yazdırken de gözlemlcdiğimiz çok uzak geçmişten kuvvet bulma ve milli benliği bu yolla açıklama gayretıdir: Firavunlar devrindcki Mısır'la bugünkü Mısır arabinda doğrudan bir bağ kurarak ülkesini hem Osmanlı'dan hem de Panislamizm'den bağımsızlaştırnıa yuluyla bir kımlik kurmaya çalışıyor. Lübnan: Binbir yoram Fransızların daha güçlü ve daha geniş bir Lübnan hayalleri, Kral Faysal'ın 1930larda Lübnan'ın özgün konumu ve Suriye Birleşik Krallığı yaklaşımları tarih yazımında da farklı çizgüer yaratmış: V\ Bustani ile Esad Rustcm, Lübnan'ı çok dilli özgün bir toplum olarak ele alır, üsnıanlılar'ı eleştirir ve Fransızların katkısını yüceltir. Ömer Faruk ve Zeki el'Nakka^ ıse Lübnan'ı Suriye'nin bir parçası olarak görür ve Avrupa'yl bu bölünıneden sorumlu tutar. Marunilcr, ülke geç'mişini tamamen Fenikelilere bağlayarak Islam ve Arap özelliğinden uzaklaştırmaya çalıjırken Müslümanlar, Lübnan'da bir özgıinlük gormeyen onıı herhangi bir Arap ülkesi olarak değcrlendiren yorumlar yapmışlardır "Buyuk Lübnan" kavramıodan (,ok sonra, 1950'lerde sesini duyurmaya ba^layan milliyetçi tarilıçi Kemal Salibi her ikı yaklaşımı da eleştirerek Lübnan'ın bir ulusal kirnlıği olduğunu ve bunun üzerindeki çeşitli etkcnlerı ele almiij. Batı'nın bu ülkeye benlik kazandırdığına inandığından feodal sistemin yarattığı zenginliği de buna bağlamaktadır. Choueiri, bu konuda Salibi'nin Sünnilere paye vermediğıni vurguluyor ve çeşitli aşamalarda değişik dini grupların iktidara gelişine meşruiyet kazandıran yorumlar yaptığını ileri sürüyor. Alınarı gazetcxı]eıın kitabı, bugiin bircephanclik halinegelen "Bağdar I lırsuı" Saddam Hüseyin ile Irak roketlerinin dc yer aldığı pazarı oluşturan şirketler ve bu işten sorumlu kişilerin konumuyla da iyicegüncellik kazarulı. Kitapta,sözkonusu şirket ve kişilerin isim ve adreslerindun oluşan uzun bir liste de yer alıyor. Irakın silah trafiğınin öykiisü, bu ülkenin Iran'la olan savaş döncnune dek u/anıyor, ama yazarlar özellikle Almanya üzerinde duruyorlar. YazarlaragöreAlmanyabaşlıcasanıklardanbiri,.. Almanya sanık çıinkü ürtada bu ihraç ürünlerinin miktan ve nitelikleriylc bağlantıjı bir durum var. Alman teknolojisi ve deneyiminin, Irak diktatörü Saddam'ın salıip olduğu karmaşık ölünı bilahları, bıyolojik silahlar vt rokttlerin ortaya çıkışını etkilediği kitapta ileri sürülen basjıc.ı te/leı den biri. I Iaftalık Die Zeit gazetesinde yer alan bir yazıda soz konusu kitabın adının "Kitlesel Katliam thracatcıları" olmalıydı şeklinde bir öneri getirildi. Gazetecilere göre, Almanya Saddam'ın kilit adamı Irak'ın Bonn Büyükelçisi'nin, operasyonlarını yürüıtüğü bir alan. Irak'ın Bonn'daki elçilik binası gerçekte Saddam tarafından Avrupa'da yaptırılmış silahların ahm bağlantılarının gerçekleştiıildiği bir merkez. Italvan La Repubblica gazetesinin eki Mercurıo'da yayımlanan yazıda dünyayı tehlikc içine sokan "süper bomba"yı Allah'ın izniyle yaratacağını açıkJamasına karşılık Saddam'ın sillahların bajlıcaüreticibikonumundakiAImanlarınyardımınaihtiyacı olduğuna dikkat çekiliyor. Iki Alman gazetccinin kitabı özünde "Saddam'ı kim silahlandırdı?" boruiuna yanıt vermeyi amaçlıyor. Mcraırıol90cak Fas: tarouil'nin Tarlhselclllğl 1953'de doğan Faslı Abdullah Laroui tarihçiliği öncelikle bir uzmanlık olarak gören ve aııcak bu yolla siyaset üzerınde etkinliği olabileccğine inanan bir taribçi. Şefik Gurbal, Kemal Salibi ve Fransız tarih<,ilerden etkilenmiş. Choueiri, Laroui'nin tarih yazımında Islam, liberalızm ve milliyetçilik olmak üzere üç ideoloji yansınığını söylemektedir. Laroui de diğerArap tarihçileri gibi çok eski geçmijin önemini vurguluyor ve hatta Fenikeliler öncesi Berberi krallıklarının geriliği değil güçlü bir kültürü tcmsil ettiklerini ileri sürüyor Çağdas, Kuzcy Afrıka tarihçiliğinin sömürgecilikten önce geliştiğıne inanan bu tarihçı Osmanlı rejiminin empoze ettiği ayrılıkçılığın da Fas ve tüm Kuzey Afrikaülkelerimilliyetçiliklerineyardımcı olduğunu belirtiyor. Laroui tarihselciliğinişöyleaçıklıyor: "Bizim sözünü ettiğimiz birçok bakımdan işlevsel olan tarihselcilik, herhangi bir geçmişin pasil bir jekilde kabul edilmesi değildir, kendi ulusal geçmişimizin olduğu gibi kabullenilmesi hiç değildir... Daha ziyade tarihi anlam bırlığinın farkedilmesidir. Seçim pragmatik hesaplarla, belki sadelikle, herşeyden çok da milliyetçiliğin en duğal çağrışımıyla, yani en kısa yoldan başkalarının saygınlığını kazanma arzusu ile yapılır." Laroui Arapça köklii 'tarih' sözcüğünün "geçmiş olayların kanıtlanarak denetlenmiş bilgisi anlamına geldiğini; Yunanca köklü 'historia' sözcüğünün ise efsane ya da gizemli öykü " demek olduğunu söyleyerek (2) aslında bir Müslüman toplumun kendi gerçeklığinin ortaya çıkması yolundaki kuvvetli ar/usunu dile getiriyor olmalı. Fenikeliler ile Greklerin yarattığı efsane bu ülkelerin milliyetçi tarilıçilerinde önemli bir rol oynamış, onların çok eskilerde benlik aramasına ncden olmuştur Nasır önderliğinde Arap ideolojisinin kuvvetlendiği sıralarda, her Arap ülkesinin eninde sonunda bir Batılı ülke gibi olacağı anlayıjıyaygınlaşmıştır. Daha sonraları ıse ulusal tarihçiliğe her ülke larklı biçıınlerdc ağırhk vermiş, Firavunlar, Berberiler ve Fenikeliler eşitlikkazanmıştır. Türk tarihçiliği ile karşılaştırıldığında milli devlet aşamasındaki ılk yüzeysellikler bczer; aşağılanmaya kar^ı efsanelere sarılarak sürdürülen bir nıücadele.. Çağdaş Arap tarihçiliğinde de ulusal yaklaşımların ağır bastığı genel bir kanı; gclişen metodoloji bir yana örneğin Mısır'da 1970'lerden sonra tarihçilerde kuvvetli bir yurtseverlik olduğu belirtiliyor. (3). Irak'ta okutulan tarih kitaplarında geniş bir Arap kimliği kabul edilmiyor. Ülkenin özellikleri, özgün tarihi ve çok eski medeniyetlere damgasını vuran kültürü üzerinde duruluyor (4). Milliyetçiliğin ideolojiler üstü bir kuvvete sahip olduğu günümüzde Choueiri'nin kitabı gibi tartıjmalı derlemeler de dahil teorik çalışmalara ve fikri çözümlemelere gereken dikkat verilmelidir. 0 (1) hm cl'Azmeh, "Arap Milliyetvılıfti ve lslamcıhk", Toplum ve Bihm,2930, BaharYaz 1985, s 19 43 (2) Kemal Inan, "Üçuncu Dunyu TaşrahlıktanEvrensellige', Toplum ve Bilim, 24 Kı s 1984, S. 155. (3) Peıer Cîran, "Modcrn Trends ın Kg>'pııan Historiofjraphy a Re vıewAmde",Ijmc«,9(l978),S 371 (4) Marc Ferro, The Use and Abuse of History, London, RoutlecİHe andKeganPaul, 1984.S 5378. nüz ulus devlet çerçevesinde olaya bakamamışlardır" diyor. Uzman tarlhçiler: Mısır Mısır'da tarih ve ulus bilincinin Mehmet Ali dönemınde ilk yükselişini yaşadığı söylenir Gerçekten dc bu dönemde Mısır'da henı idari hem de ekonomik yönden önemli adıınlar atılmıştı. Uzmanlarıyla, eğitimiyle ve basınıyla doğrudan bir Batılılaşma yaşanıyordu. 1882192) dönemindekı Ingiliz sömürgeciliği ise milliyetçılıği hem anti emparyalist açıdan hem de tarih metodu açısından /cnginleş,tırdi. Sonraki Mısır milliyetçilığı ve Arap Birliği çerçevesindeki yorumları bu ülkenin diğer Arap ülkelerindenfarklıyanlarınıbelirlemektedir. Mısır sorununu ve Kavalalı Mehmet Ali Pa^a ayaklanmasını birinci kaynaklardan arjiv çalış,malarıyla değerlen diren Şefık (iurhal, Mısır tarih yazıcılığının kurueusu olaCUMHURİYETKİTAPSAff50 Nasır önderliğinde Arap ıdeülujisının kuvvetlendiği sıralarda, her Arap ülkesinin bir Batılı ülke gibi olacağı anlayışı yaygınlaşmıştır. S A Y F A 1 7