03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Yılmaz Öneryeni kitabı "Bilimlerde ve Sanatta Diyalektik"ianlattı 'Cüretli bir bilim felsefesi' Bilimlerde ve Sanatta Diyalektik Yılmaz Öner / Belge Yayınları / 183 s. 8.000 TL / CKK Kod No: 016.100 BİROL KESKİN Yılmaz Öner'in "Bilimlerde ve Sanatta Diyalektik" adlı yapıtı geçen günlerde yayımlandı. Yılmaz Öner kitabını en az 78 kez yazdığını, her defasında kendini sınadığını belirtiyor. Öner'in "bıraz cüretli bir bilim felsefesi" diye nitelediği kitabı üstüne kendisiyle konuştuk. Sayın Yılmaz Öner, Bilimlerde ve Sanatta Diyalektik'te dikkatimi ilk çeken dil oldu. Diliniz öyle bir noktaya gelmiş'ki bilimsel, felsefi, edebi dil birbiriyle sarmaşdolaş olmuş, uyumlasmış. Bir yerde bilimsel dille anlattığınızı sonra edebi dille anlatıyorsunuz, edebi dille anlattığınızı felsefi dille anlatıyorsunuz. Bunu sık sık şair, yazar ve bilim adamlarından yaptığınız (Yunus Emre, Milan Kundera, Nâzım Hikmet, Gorki, Sartre, W. Benjamin, Saussure, M. Planck vb) alıntılardan çıkarmıyorum; bizzat sizin dilinizden çıkarıyorum. Ne dersiniz? Amacım da buydu zaten. Bir insanı, bilim adamı içindeki sanatsal yumuşaklığı keşfetmek. Yahut sanatçı içindeki bilimsel yaklaşımı çalmak, onu yakalamak. İstedim ki bir yerde heyeı.an girsin ijin içine. Ahmet Oktay telefonla aradı "Ne kadar cehtle anlatıyor" dedi. Birçok bilginin, çocukluk döneminde mevcut eğitim sistemiyle uyuşamadığını, sisteme göre başarısız olduğunu görüyoruz. Ben birden hiçlikle kars.ilas.tim. Abuk sabuk sorular ürettim kafamda. Sonra ancak çok uzun bir birikimden sonra onların cevaplarına yaklaşabileceğimi fark ettim. MakroDünya beni çok ilgilendirdi. Şaşınyorum. Her şey bir sorunsal oluyor benim içın. Birçokları aptalca bulabiliyor, ben bu yas,ımda bile hayret ediyorum. Çok basit şeyleri anlayamıyorum. Hep bu niye böyle diye soruyorum. Iyi ve kötü değer kavramından bağımsız olarak soruyorum. Batı pozitivizminin eski Yunandan, eski Yunanın da Hint felsefesini alarak rasyonellestirdiğini söylüyorsunuz. Tabii hatta Hint felsefesi de Buda ve Konfiçyus'la başlamaz. Daha gerılere gitmek gerek. Bir Vedanta geleneği bir Upanis,ah geleneğı var İÖ 67 bıne gider. Eski geleneksel Hint felsefesinin yanında Buda ve Konfiçyus çok genç kalır. Müslümanlığın tcmelinde de Doğu felsefesi vardır. Arap yarımadasından çıkan bir olgu değildir. ürtadoğu kültürü İÖ 23 bin yıl önce gider. Ölümsüzlük ve ölüm üzerine felsefi edebi düşünceleriniz var. Biraz voluntarıst terörizm var orda. Yaşama bakkı, kimlik. Bir kitap yazılabilir sadece bu başlıkla. Çok duyarlı şeyler, sezmek lazım. tzin verirseniz kitabınızdan bütün kitabın özünü veren bir bölümü okumak istiyorum: "...her yer kararır, işte o zaman yarın da görünmez olur, yannsızlık basar ortalığı, zifiri karanlık basar, ölüm bile göze görünmez olur. Öysa ne ölüm vardır ortada, ne de ölünıün kımseyi beklcdıği ölümü de insan kendisi yaratır, ölümün kendisine gidilir. Çün kü insanın kendisine yarattığı ışık, gelmesi beklenen o ışık, kararlı olabilme yeteneği, insanlığa doğal doğumuyla doğarken değil, ölümü yaratırken onu göze alırken gelir, her yer kararmışken. Ve gerçek doğumunu o zaman tadan insan ve aklının ruhuyla direniyor şimdiden tezi yok. Direndikçe yok ediyor ölümü, ölümü değil yarını, kendi ışığını kendi yaratıyor ve ölümsüz(Teybimde uzun bir sessizlik ve gözçukurunda görünmeyen birkaç çiğ damlası. Hemen katı bir soruyla havayı dağıtıyorum.) Iki yıl önce 2000'e Doğru dergisindeki bir röportajınızda Batı'da yaşayanıam, imkânsız bu, diyorsunuz. Grass da yaşamadı Kalküta'ya gitti. Döndü ama. Yok değil. T.ivrım Cîraı>s uvrı değil. Batı'daki yabancıla^ma ürkütüyor insanı, doğru. Burada (Türkiye'de) iki taraf DoğuBatı bağdajtırılabiliyor. Hint'e gitınck telsefenin kaynağına gıtmek değil, bır kaçıştır. Türk'vc insanı henüz, henü/. diyorum, Batı'nın moral değıi k ı ını (başarı, güç ve zcnginlik) tam alamadı. Ona doğru götürülmeye çalışılıyor, son ckonomi politikalarla. I abii bu arada Batı'nın ba/ı olanakları da var. Reddedilemez. Oysa ben, kendi payıma, her s,eye rağmen insani ilijkiler de yalnız bırakılmamış, daha doğrudan, içten bir yaşamı solumak istiyorum. "Canlıların Oiyalektiği ve Yeni Evrim Teorisi" adlı eserinizde "Kafalarımız artık omuzlarımızdan daha sağlam olmalı!" diyorsunuz. Evet. Şimdi yeniden ve daha güçlü diyorum: At sırtında gelmedik mi ürta Asya'dan? At sırtında öğrendik matematiği, saban sürerken, Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan dinamik, rahat yüzü görmcmis, belki de görmek istemeyen insanlarız. Varsanız, bajlıyoruz: Kafalarımız artık omuzlarımızdan da sağlam olmalı! Yeni eseriniz hakkında sizin düjüncelerinizi alabilir miyim? Bu kitap, çocukluğumdan beri ya^adığım, farkına varmadığım şiirsel birdünyanın içerisinde, biraz utangaç, fakat ayaklan yere iyi bastığını sanan birtakım ttlsefi kavramlardan yola çıkarak, bilimsel doğrular ptşınde giderken yürekli bir çıkış; biraz cüretli bir bilim felsefesi, cüretli... O bakımdan şiirsel, çılgın tarafı >u. Matematiğin, kurguların içinde yürürken elindekinin ne kadar serbest ve özgür olduğunu görürsün, ama pck çok şeye de katı katı bağlı olnıak zorundasındır. Yaptığının nereye vardığını bilmediğinden çıldırabilırsin de. Çünkü havada dolaşıyorsun. Her şeyi yeni yapıyorsun. Yeniyi yaparken yanlış da olabilir, onun içın çılgındır. Hem uçmak gerekli, bir yandan da balonu yere bağlayan ip gıbi bir yere tutunmak. Devamlı kendini sınaman gerekli. O sınama süreci kendini kahreden bir olay. Bu kitap en azından 78 defa yazıldı. 2022 senelik bir üründür. Son beş sene içerisinde kitaplajtırmayı düşünüyorsun, bir bakıyorsun her an hataya düşebilirsin. Ayakların yerde mi havada mı bilemezsin. Bir serüven bu. Tam bir serüven. Güzel olan da bu. Yaşamın kendisi bir serüven değil midir zaten? Kopyası olmayan bir serüven. Orijinal. Her zaman yeniyle karşı karşıyasın. O yeniden de korkuvorsun. Devamlı yokluyorsun kendini. Arıyorsun. Sınemaya giderken rakı içerken gecelerı, arkadaşınla konu^urken a^k yaşarkcn. Son durum: Birçok çeviri, birçok eser. Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz? Âşık olmayı ını? Mutlu olmayı düşünüyorum. Ewt âşık olurum belki. Belki onu yaşıyorum. Bir şeyler y.ışayacak vc verebilecek çağa henüz geldim. Yılmaz Oner'e teşekkür cdiyoı \e onu eylülde tekrar görüşmek üzere Batı'ya, davetli olarak gittiği Almanya'ya uğurluyorum. Q S A Y F A Yılmaz öner: "Bu kitap çocukluğumdan ben yaşadıflım, farkına varmadığım şiirsel bir dünyanın içerisınde, bıraz utangaç, fakat ayaklan yere iyi bastıjjını sanan birtakım felsefi kavramlardan yola çıkarak yazıldı. C U M H U R I Y E T K İ T A P SAYI 2 9 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle