Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ayakkabı ustünde yurümeyi öfirenen ınsan ırfcı, düşüncesinı yalınayak yüruyen bir ırktan farklı biçımde yönlendirmıştir. lar, bedene oturan yelekler, dizlikler) düşünmek üzere köşelerine çekildiklerinde, zengin sabahlıklar ya da Balzacvari, dökümlü, bol 'chemises drolatiques'ler içinde salınırlar. Düşünce, sıkıştırılmaktan haz etmez. Zırh, giyeni dışsal bir yaşam sürdürmeye zorluyor gerçi, ama kadınların yüzyıllardır süregelen tutsaklıkları da gene toplumun onlırı zırha sokması, düşünce talimini boşlamaya zorlaması gerçeğiyle ilincili. Kadının moda tarafından tutsak edilişi, modanın onu sadece çekici görünmeyei tüy gibi uçucu bir haltavır edintneye, güzel ve kışkırtıcı olmaya zorlayarak bir cinsel nesne haline getirmesinden ötürü değil; tutsaklığın asıl nedeni, ona önerilen şiyim tarzının kadını psikolojik olarak dışarıya yönelik yaşamaya zorlamış olmasıdır. Bu da bize bu kılıklar içinde herhangi bir kız çocuğunun bir Madame de Sevigne, Vittoria Colonna, Madame Curie ya da Rosa Luxemburg olmak için entelektüel açıdan ne kerte yetenekli ve yiğit olmak zorunda kaldığını düşündürüyor. Bu gözlemi yabana atmayın, çünkü bu sayede ilk bakışta günümuzün özgurleşme ve eşitlik simgesi sayılan blucinin kadınlara nasıl bir boyunduruk tuzağı hazırladığım keşfetmek mümkün; blucin bedeni özgürleştirmiyor, onu başka bir etikete sokup ilk bakışta 'dişi' olmadıklan için zırh değilmiş gibi görünen başka zırhlara hapsedıyor. Son bir söz. Giysıler bizi dışsal bir haltavır almaya zorlayarak göstergebilimsel bir buluş, birer iletişim aracı da olurlar. Bu çoktan beri bilinirdi, ama dilin birçok ilakı ne kadar etkiledlflini llk bakışta, günümuzün özgurleşme ve eşitlik simgesı sayılan bluclnin kadınlara nasıl bır boyunduruk tuzaflı kimsenin görüşüne göre dünyaya bakışımızı etkileyen/uzyıl beyefendileri bası hazırladıflını keşletmek mümkun; blucın bedeni özgürieştirmıyor başka zırhlara hapsedıyor. sentaktik (sözdizimsel) yapılarıyla arasındaki koşutluk tulma mücadelesi verdiklerini fark ettim. Savaşçılar sanük yaşamamı zorunlu kılmıştı. Başka bir deyişle, 'içkurulmamıştı. Modanın sentaktik yapıları da dünyaya vaşçı entarileri, zırh göğüslükleri içinde dışsal bir ya bakışımızı etkiler, hem de consecutio temporum (zasel'liğimi azaJtmıştı. Benim meslektekiler için yolda yüşam sürdürmüşlerdi; oysa keşişler kendi giysileriyle, bir rürken aklınızın başka 'erde olması doğaldır: Yazmaman içinde an ardalık) ya da dilek kipinin varlığından 'haltavır' edinme gereksinimini kendince yerine getinız gereken makale, vemıeniz gereken ders, 'tek'le 'çok' çok daha elle tutulur bir biçimde Görüyorsunuz, basrirken (görkemli, tek parça, bu yüzden de heykel giysiarasındaki ilişki, Andreotti hükümeti, kefâret kavramıykıyla özgürlük arasındaki diyalektik, dolayısıyla da insi gibi kat kat dökümlü) bedeni de (içte ve altta) tama sanı aydınlığa kavuşturma savaşımı nasıl da çeşit çe$it la nasıl başa çıkmalı, Mars'ta hayat var mı yok mu, Cemıyla özgür ve kendi kendinden bihaber bırakan bir . esrarengiz yollar izliyor. lentano'nun son şarkısı, Epimenides paradoksu. Bizim giyecek icat etmişlerdi. Keşişler zengin bir iç yaşam sürmeslekte buna 'içsel yaşam denir. Oysa benim yeni bluKasıklardan bile yol var! D dürürler, çok da pis olurlar, çünkü bedeni soylulaştıracin kesinlikle dışsaldı; kendimle donum, donumla kenMot: rak özgürleştiren bir giysinin korunumu altındaki bedim ve içinde yaşadığımız toplum arasındaki ilişkiler den, düşünme ve kendini unutma özgürlüğüne kavuüzerine düşündüm. Heterojen bir bilinç durumuna varUmberto Fco'nun "Güliin Adı" adlı romanı Can Yayınları araşur. Bu fikir sadece dinden de kaynaklanmıyordu; Erav mıştım, yani başka deyişle, kendi bilincınde olına dusında çıktı ve üst üste basımları yapıldı Ya/arın, "Foucault'nun mus'un giydiği güzel harmanileri düşünün. Entelektü Sarkacı" adlı kitabı da önümüzdeki aylarda yıne Can Yayınları rumunu ikinci bir deri gibi sarmıştı gövdemi. eller laik zırhlara girmek zorunda kalsalar da (perukaO zaman düşünürlerin yüzyıllar boyu zırhtan kurarasında piyasaya çıkacak. CUMHUHİYET KİTAP SAYI 2» S A YF A 13