03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Buzukiyle çalınan,Uzo gibi içilen anılar Yapayalnız Kalacaksın Gecenin Ortasında /Mikis Theodorakis / Çeviren: Ahmet Cemal / Can Yayınları / 262 sayfa / CKK Kod no: 021.375 BURAK ELDEM Theodorakis karşı kıyılardaki yakın tarih izlerini ve Ege kokusunu sunuyor okurlara Ege'nin v6 Egelilerin garip, biraz da buruk bir yazgısı var; paylaşılan onca ortak değere, yaşam biçimindeki küçük ayrıntılara dek varan onca yakınlığa karşın, bu güzel denizin karşılıklı iki kıyısında yaşayan insanlar bir türlü kalıcı bir barışın sıcak rahatlığını hissedemiyorlar. Siz Bodrum'da, Çeşme'de, Assos'ta ya da Ç a n a tkale'de denize karşı rakınızı yudumlarken, karşı kıyılarda, sözgelimi Kios'ta, Midilli'de, Kavala'da ya da Argostoli'de Ege'den aynı keyfi alan insanlar, benzeri duygularla uzo kadehlerini kaldırıyorIar. Siz neşeli, kıpır kıpır bir Ege havasını sofranıza konuk ederken, biiin ki karşı kıyıda da aynı muhabbeti sirtaki tamamlıyor. Neşemiz benziyor, hüzünlenmemiz benziyor, öfkemiz benziyor, soframız benziyor, ruh halimizi gizlemeksizin açık eden bakışlarımız ve ünlemlerimiz, küfür edişlerimiz benziyor. Ama bakıyorsunuz birileri çıkıyor bir gün, "12 mil"den, "karasulan"ndan, "etnik farklıük"tan söz edip ortalığı karıştırıveriyor; keyfinizin bir anda kaçıverdiğini, rakınızın zehir olduğunu hissediyorsunuz. Artık kendi sanatçımızmış gibi yakından tanıdığımız Yunanlı besteci Mikis Theodorakis'in geçen hattalarda yayımlanan anılarını okurken, büyük bir olasılıkla siz de bunları düşünecek, bunları hissedeceksiniz. Ncfis bir Ege kokusu kitabın sayfaları arasından odanıza süzülecek ve "karşı kıyılardaki" insanlarla olan paralelliklerimizi size anımsatacak bir kez daha. Ama aynı zamanda, kökü biraz eskiye dayanan sevimsiz önyargıların yarattığı kutuplaşmaların "ötcki yüzü"nü de tanıyacaksınız. Aynı paranın iki yüzü gibi, "tura"sını bilı.ıcı \|\ Aılesının her zaman polıtıkayla ıç ıçe olmasmdan ötüru, Theodorakis ın anılarının büyük bir kısmı, çocukluğuna ilışkın oianlar dahıl, hareketli bir sosyal yaşamı çerçevelıyor diğimiz Ege'nin "yazı"sını, biraz kişisel yargılarla birlikte kitabında sergiliyor Theodorakis. Bu arada hayli renkli ve hareketli bir yaşamöyküsünün belli bir evresini de alabildiğine açıkyürekli bir dille anlatıyor. Kitabın çekiciliğini arttıran önemli unsurlardan bıri de Ahmet Cemal'in kılı kırk yaran bir titizlikle gerçekleştirdiği özenli çeviri. Övle ki, Theodorakis sanki oturup anılarını Türkçe kaleme almış gibi. Ünlü bestecinin Argostoli'deki çocukluk günleri ile başlayan kitap, zaman zaman daldan dala atlayarak, zaman zaman da çizgisel bir anlatımı izleyerek, İkinci Dünva Savaşı'nın Yunanistan'ı sürüklediği karanlık günlere dek geliyor. Hem Theodorakis'in inişli çıkışlı yaşam öyküsünü, onun izin verdiği kadarıyla (bu "iznin" sınırları epey geniş) öğreniyorsunuz hem de biraz eksik ve örtülü olarak bilebildığimiz bir tarihin "karşı yaka"daki kimi ayrıntılarını, bir "puzzle"ın eksik parçalarını tamamlar gibi bir yerlere yerleştirme olanağı buluyorsunuz. Kentlisi, köylüsü, aristokratı, işçisi, komünisti ve muhafazakârıyla, bir Yunanlının ne düşündüğüne, nasıl düşündüğüne dair küçük ıpuçları elde etmek dc cabası. Tabii bu arada kitabın bir "otobiyografi" olmasının getirdiği sübjektifliği de gözden uzak tutmamak gerek. Theodorakis yaşamının onda iz bırakan parçalarını dile getirirken, doğal olarak sübjektif bir bakış açısıyla yola çıkıyor. Bu, her türlü kaygıdan uzak, rahat bir anlatımı da birlikte getiriyor; bazıları küçük birer "itiraP' niteliği taşıyan anı ayrıntılarında o rahatlığı hep seziyorsunuz. (Tabii bu arada "Insanların anılarını yazarken bu denli açıkyürekli olabilmeleri için altmış yaşını geçmeleri mi gerekiyor ille?" dıye de sorulabilır.) Ailesinin her zaman politikayla iç içe olmasından ötürü, Theodorakis'in anılarının büyük bir kısmı, çocukluğuna ilişkin oianlar dahil, hareketli bir sosyal yaşamı çerçeveliyor. Venizelos'la sıkı fıkı olan babası; Başbakan'dan nefret eden büyükbabası; Komünist Parti'yle olan tanışıklık; yeraltı mücadeleleri ve işgal sırasında SS'lerle oynanan kovalamacalar; diktatörlük döneminin baskıları, işkenceleri ve daha bir sürü şey. Bu süreci kitapta adım adım izlemek, Theodorakis'in yaşadığı ideolojik süreçlerin değişimlerini görmeyi sağladığı gibi, Yunanistan'ın hızlı değışen politik yaşamını da daha yakın tanımamıza olanak verıyor. Bu arada, Türkiye ve Türklerle ilgili Yunan halkının değişik kesimlerindekı imajları da yer yer öğreniyoruz kitapta. Theodorakis'in müzisyen kişiliği, anılarında oldukça önemli bir yer tutuyor; böyle olması da doeal tabii. Küçük yaşlannda Michail dayısının getirdiği plaklar ve gramofonla başlayan müzik tanışıklığının geçırdiği aşamaları, zaman zaman ayrıntılara girerek sunuyor ünlü besteci. Klasik müzikle, opera geleneğiyle yaşadığı içli dışlı süreci ve Yunan geleneksel müziğıni keşfedişıni eörüyoruz; çocuk denecek yaştan başlayarak beste çahşmaları yaptığını öğreniyoruz. Kitabın ıkıncı bö'lümünde, Theodorakis'in müziğiyle daha çok ilgilenecek okurlar için, notalanyla sunulmuş beste eskizleri de yer alıyor. Müzikle yakından ilgili biri olarak, önce kişisel bir yargıda bulunmam gerek: Zaman zaman çok yakın bulduğum bazı besteleri dışında, Theodorakis'in müziğinden hoşlanmam. O kuşaktan çoğu "seçkinci" müzisyen gibi, besteleri ve tarzı, modern müzik akımlarına kuşkuyla bakışındaki tutuculuk, rahatsız edici gelir bana. Politikacı olarak da sanırım çok makbul biri olduğu söylenemez. Ama anılarını büyük bir zevkle okudum ve çok şey öğrendiğimi hıssediyorum kitaptan. Müzik falan bir yana, salt Ege'nin karşı kıyılarındaki yakın tarih izlerini sürmek isteyenler, biraz Ege kokusu almaktan hoşlanacaklar için bile yaz aylarının cazıp kitaplarından biri. D S A Y F A 5 CUMHUHİYET K İ T A P : SAYI 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle