Katalog

j îsviçreli sosyolojiprofesörü ve milletveküi Ziegler'in kitabı olayyarattı Kara paranın çamaşırhanesi Isviçre Daha Beyaz Yıkar / Jean Ziegler Çeviren / Zafer Üskül / Afa Yayınları 8.000 TL / CKK Kod No: 011.123 gangsterlerin altınını dövize çevirmede hiçbir sorun çıkartmadılar. Ama Yahudilerin paralarını mümkün olduğunca geç vermek için bütün hukuki yolları kullandılar. N. OBS: Peki ama neden şu son yıllarda tsviçre uyuşturucu parasının aklanmasında böylesine işin içine girdi? 80'li yıllarda Reagan uyuşturucuya karşı giriştiği haçlı seferinde aracı "çamaşırhaneleri" (Bahama Adaları, Panama...) soluksuz bıraktı. Ortak Pazar Luxemburg'u gizli paranın yatırılması ile ilgili liberal geleneklerinin önemli bir kısmını gözden geçirmeye zorladı. Bu şekilde İsviçre uyuşturucu kaçakçılığından gelen çok büyük meblağları absorbe edebilecek tek yer olup çıktı. Son zamanlarda İsviçre'nin ekonomik yipısı belli bir zaafiyet gösterdi. Gri paranın en önemli kısmını oluşturan vergi kaçırma olayı durdu. Ülkenin zenginliği zarar görüyor. O son derece güçlü, kurumundan geçilmeyen İsviçre finans piyasası birden kendini açmazda hissedip her işe el attı. İkiyüzlülükten hayasızlığa geçiş. Yasallığın son eşiğini de aşan bu finans piyasası seçimini kara paraya, ölüm parasına yataklık etme yönünde yaptı. N. OBS: Aklama mekânizması nasıl çalışıyor? Son derece karmaşık. lzleri silmek, birçok kez para değiştirmek, sonra da yatırıma girişmek gerekiyor. Ancak çokuluslu bankaların ve büyük çaplı iş avukatlarının yardnınyla bu türden işlemleri gerçekleştirmek mümkün. Bu konuda da doğrusu İsviçre'nin üstüne Cenevre Üniversitesi Sosyoloji Profesörü Jean Ziegler "Isviçre Daha Beyaz Yıkar" adlı yapıtında Türk mafyası da dahil olmak üzere birçok uluslararası kaçakçılık şebekesinin İsviçre bankalannın üst düzey yöneticileriyle yakın ilişkilerini göz önüne seriyor. İsviçre Sosyal Demokrat Partisi milletvekili de olan Ziegler'in, ülkesi Isviçre'yi kara paranın aklandığı yer olarak nitelemesi yoğun tepkilerle birlikte onu güncel hale de getirdi. Ziegler kitabıyla il gili olarak Fransız Nouel Observateur dergisi ile yaptığı söyleşiden bölümler sunuyoruz. N. OBS: Bir kez daha Isviçre'ye karşt savaş açmış bulunuyorsunuz, bu konuda söyleyecekleriniz? Uyuşturucu parasının yeniden devreye sokulmasında ülkenizin suç ortakhğı yaptığını gördüğünüzde öfkeye kapılıyorsunuz. Ve bir an geliyor, isyan duygusu her türlü korkuya baskın çıkıyor. Herkese duyurmak istiyorsunuz. Ancak dikkatinizi çekerim, ülkesine çamur atıyor densin istemem. Ben İsviçre'yi suçluyorsam, bu Isviçre'nin bir anlamda "tipik bir örnek" oluşturması nedeniyledir. Uyuşturucu parası ülkemi yozlaştırdı, onun bugün maruz kaldıeı korkunç tehlike yarın da başka ülkeleri tehdit edecektir. Batı demokrasisi örgütlü suça karşı mücadelede yeterince güçlü deyoktur. Sadece ünlü banka sırrı dolayısıyla değil. Gerçekte, birbirini izleyen üç evre, yani üç sır söz konusu. 1) Kazancını aklamak isteyen baba ilk önce bir finans şirketi seçer, bu şirket yeddiemin sırrının himayesindedir. 2) Bu şirket bankalarla ilişkide arabuluculuk edecek, çok sayıda numaralı hesaba yatırılmış varlıkları yönetmede tam yetki sahibi bir avukat tayin eder. Avukat hak sahibinin adını vermekle yükümlü tutulamaz. Bu onun meslek sırrına girmektedir. 3) Banka sırrı sayesinde para gözden kaybolur, tekrar ortaya çıktığında ise aklanmıştır. N. OBS: Gelelim silah kaçakçılığına. Her şey birbirine bağlı. İrangate olayına bakın. Humeyni, North'un silahlarını kısmen uyuşturucuyla kısmen de parayla ödemiştir. İşlemler nerede gerçekleşir? Bizde! Ya Barbie? 1982'de onun şebekesinden bir kaçakçı yakalanır, adamın soruşturma sırasında belirttiğine göre Barbie o sırada İsviçre'de bulunmaktadır. Bolivya ordusu için PC7 uçakları satın almakta ve ödemeyi kokain parasıyla yapmaktadır. Federal polis konfederasyonu savcısını durumdan haberdar eder. Peki konfederasyon savcısı ne yapar? Sakin sakin Barbie'nin işini bitirip ülkeyi terk etmesini bekJer ve ancak ondan sonra hakkında İsviçre'ye girme yasağı koyar... N. OBS: özetle, Kalvinist ahlakın ülkesi sizce ikiyüzlü ve şiddet yanlısı bir devlete mi sahip? Elbette! Ahlaksız bir banka oligarşisi devlete~hâkimken başka türlü olması mümkün mü? D AE1DB4768 OMBİH ÎSUÎÇRE.FRANfil ftilN. OBS: Kitabınızı okurken insan Isviçre'nin örgütlü suçun başlıca merkezi olduğu izlenimine kapılıyor. Türk mafyasının itibarı yerinde, ttalya mafyası el üstünde tutuluyor. Medellin karteli buraya adamlarını gönderiyor. Fazlaca karamsar değil misiniz? İsviçre neden Birleşik Arap Emirlikleri'nden sonra gezegenimizin kişi başına düşen gelir bakımından ikinci zengin ülkesi dersinız? Onların petrolü var, bızim de kirli paramız. Paranın nereden geldiği bizim için pek önemli değil. Üstelik herkes parasını bize yatırır. Diktatörler (Marcos, Duvalier, Noriega, Çavuşesku...), para kaçıranlar ve tabii ki bütün kaçakçılar. Bugün örtülü suçun babaları İsviçrelilerin onların mevduatlarından vazgeçemeyeceklerini anlamış bulunuyorlar. N. OBS: tsviçre sizin tabirinizle neden kirli parayı yıkayan "çamaşırhane"ye dönüştü? Bunun uzun bir hikâyesi var. 1685'te Nantes Fermanı'nın yürürlükten kalkmasından sonra Protestan İsviçre bankası kaçak para alanında çalışmaya başladı. O dönemde, zulüm gören Protestanlar arasındaki bu dayanışma gerçek bir misyondu. Yüzyıllara dayanan parayı gizli yollardan işletme geleneği bu şekilde dini bir platform üzerinde kuruldu. Sorun, ilk baştaki bu kapasitenin sonradan ahlaki temelini yitirmiş olmasıdır. İkinci Dünya Savaşı sırasında İsviçre bankaları Nazi S A Y F A 18 C U M H U R İ Y E T K İ T A P : SAYI 27