22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kuzeyli bir Sait Faik Dönüş / Par Radström / Çeviren: Turhan Kayaoğlu / Kalem Yayıncılık / 64 s. OEMİRTAŞCEYHUN Isveçli yazar Par Radström'ün öyküleri birsolukta okunuyon Par Radström, son yazdığı öy| külerinden birine, "Bu öykünün hızlı anlatılması gerekiyor. ÇaI buk!.." diye baslamış. Oğİu Niklas Radström, kitaba yazdığı önsözde söylüyor. Ama gerçekten de insan kitaptaki öyküleri bir solukta oku' yup bitırdıkten sonra bu buyrukı taki yargıya hak vermemezlik edemiyor. Par Radström öyküsü de galıba bundan daha güzel anlatılamaz. "Çabuk!.. Çabuk!.." Kıtap Türkıye'dc yayımlanalı mcğcr nice olmuş, ama ben onu bir rastlantı sonucu tanıdım. 1989 AğustoSu'nda bir grup yazar, Isveç Yazarlar Birliği'nin çağrılısı olarak Stockholm'e gitmiştik. Bir akşam Demır Özlü'nün cvınde, bir grup Isveçli yazarla birlikte yemek yerken çağdaş Isveç edebiyatını pek de tanımadığımızdan yakındım. 'Nedense Türkçeye pek çevrilmiyor' dedim. Vay sen misin? Turhan Kayaoğlu, biraz sonra elime incecik bir kitap tutuşturdu. Yanında getirmiş, zaten dağıtacakmış. 1989 Ocakı'nda İzmir'de yayımlanmış, 4 formalık bir kitapçık. Isveçli yazar Par Radström'ün Dönüş adlı öykü kitabı. Kitabın, böylesine incecik bir kitapçık olusu mu beni olumsuz etkilemiş, kim bilir? Bir kenara atmışım. Masamdaki öteki kitapların arasına kanşmış gitmiş. Geçenlerde, bir rastlantıyla elime geçti. Şöyle laf olsun diye karıştırmaya başladım. Galiba biraz da ilk öykünün topu utopu bir büçuk sayfacık oluşu yüzünden, bir göz atıp, "Hele okuyayım şunu bir" dedim. Vay vay vay... Dehşet bir şcy. Dondum kaldım bir an. Olmaz. Bir büyük ozanla, güzel bir bahar sabahı pazaryerinde ansızın göz göze gelivermenin o doyumsuz yaratıcı coşkusu, sevinci, topu topu bir buçuk sayfada, bundan daha güzel anlatılamaz, hayır. Böylesine yalın. Böylesine hızlı. Böylesine yoğun. Böylesine sıcak. İçtenlikle söylüyorum, sanki elime yapışıverdi kitap. Hemen öteki öykülere... İnanın, öteki öyküleri de aynı keyifle, aynı çoğalmayla, içim yenilene yenilene bir solukta okudum. Hepsi de sanki bir dar zamanda can sıkıntısından çiziktirilivermiş gibi ama sıcak, içtenlikli, yalın. Sanki Kuzeyli kuşkuculuğuyla Akdenizli umursamazlığının, hatta dalgacılığının kaynasıp oluşturduğu, çocuksu ama aynı zamanda ümmi bir bilgelikte, haşarı ama içten içe ka/nayan bir ağırbaşlılıkta, dıpdirı, yepyenı bir dünya, yepyeni bir anlatım biçemi. Gerçekten, Baltıklı bir yazarla kolay kolay bağdaştınlamayacak denli sıcak, insan ısılı, sevgi dolu, sevecen bir dünyası var Par Radström'ün. Birbirlerini nerede, nasıl, ne zaman tanıdıklarını bile çıkaramayan, ama birbirlcrine "sadık dostunuz" diye imzalayarak mektup gönderebılen gizemli (mistik), sisli insanlar... Sanatçı olmaya özenmesini kişiliğinin özgünlüğü sayan ve "Beni başkalarından ayıran bir şey daha var; Akşam gazetelerini sabah okurum" diyen güzellikteki "Parlak Zekâlı" "Kütük"ler.. Malmö garındaki "Kuzeyli 'Puşt"lar, serseriler, "lüzumsuz adamlar"... Hele S A Y F A 14 Kuzeyın sofluk havasını yukarıdakı fotoflfafa bakıp anlamak belkı mumkun deflıl Ayrıca Isveçli yazar Par Radström, Akdenız kıyılarına ınerken ınsanı ılışkılerın soflukluğunu mu, yoksa sofluk ıklımı mı duşundu bılemıyoruz. belkı de ıkısım bırden Tıpkı Saıl Faık gıbı çok genç yaşta, 38 yaşında ölen Par Radström ırgatlıktan gemılerde mıçolujja kadar her turlü ışı denemış hele, o doyumsuz "Acı" öyküsünün sevimli kahramanı Bengt'in, içindeki o trajik fırtınayı, sanki olağan bir şeyden söz edermişcesine, basıt, yalın, bir çırpıda anlatıvermesi... "Karım bugün ölecek. Doktor dün söyledi. Şimdi bugün..." deyişi... Hiç kuşkum yok, tıpkı dost canlısı, telaşlı, sabırsız, tezcanlı bir Akdenizli, tıpkı Kuzeyli (Baltıklı) bir Sait Faik. Sait Faik öyküsü sanki. Nitekim oğlu da Par Radström'ün öyküsünün bu özelliğinin altını çizmiş, yazdığı önsözde; "Anlık çağnşımların oluşturduğu ve yazarın cüzdanırun boş kaldığı zamanlarda yazılmış kısa fıkralar, küçük gözlemler, öyküler... Çünkü hepsi de, tezcanlı bir moralistin pardösü ceplerinden çıkmış ürünlerdir" diyor. İlginçtir, Par Radström de tıpkı Sait Faik gibi çok genç yaşta, 1963'te 38 yaşındayken ölmüş. Çocukluğu ve ilkgençliği Ikinci Dünya Savaşı'na rastlayan Rads tröm, savaş sonrasında yüreğinin uçarı çağrısına uyup ülkesini terk etmiş ve yıllarca Akdeniz kıyılarında, Adriyatik'te, Yugoslavya'da, İtalya'da, Fransa'da gurbetçı olarak çalışmış, tarlalarda ırgatlık yapmış, inşaatlarda kaçak işçi olmuş, gemilerde miço durmuş. Ama parasızlıktan arada bir rehin vermek zorunda kalsa da daktilosunu yanından hiç eksik etmemiş, sürekli yazmıs. Ve kısacık yaşamında tam 16 kitap yayımlamış. Çağdas Isveç edebiyatının başyapıtlarından sayılan "Yaz Misafırleri", "Albay", "Cinayet", "Sörmland'da Bir Konağın öyküsü" ve "Küreksiz Kürek Çekmek" romanlarını da en verimli son dört yılında yazmış.. Turhan Kayaoğlu'nun, sanki Türkçe yazılmışlarmışçasına olağanüstü bir başanyla Türkçeleştirdiği, Kuzeyli Sait Faik'in bu öykülerini mutlaka okuyunuz. Salık veririm. Yepyeni bir dünyayı yepyeni bir tatla tanıyacaksınız. Eminim. D CUMHURİYETKİTAP: S/tVI 27
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle