24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Son Araştırmalardan NASA, dünyamızın kuzenini buldu CBT 1481/ 7 Ağustos 2015 NASA’nın Kepler teleskopu aşağı yukarı dünyamız büyüklüğünde olan ve güneşe benzer bir yıldız etrafında dönen Kepler – 452b gezegenini buldu. Gezegendeki suyun sıvı olduğu sanılıyor ki bu yaşam için en temel koşullardan biridir. Yeni gezegen yıldızının etrafını yaşanabilir bölgede çevreleyen en küçük gezegen diyor NASA yöneticisi John Grunsfeld. Bu heyecanlandırıcı sonuç araştırmacıların ikinci bir dünya bulma umudunu arttırdı. Kepler452b dünyamızdan yaklaşık yüzde altmış oranında daha büyük ve yıldızının etrafını 385 günde çevreliyor. Ancak gezegenin oluşumu ve kütlesinin ne büyüklükte olduğu hakkında henüz bir bilgi yok. Bugüne kadar elde edilen veriler, bu büyüklükte bir cismin büyük bir olasılıkla kayalık ve taşlık olması gerektiğini açıklıyor. Bulguyu asıl ilginç kılan ise gezegenin ana yıldızının bizim güneşimize çok benziyor oluşu. Kepler452, gerçi güneşimizden 1,5 milyar yıl daha yaşlı fakat sıcaklık aşağı yukarı aynı. Güneşimizden %20 daha parlak olan yıldızın büyüklüğü de güneşimize oranlı yüzde on daha büyük. Sistem hemen komşu bölgemizde yer almıyor. Bizden yaklaşık 1400 ışık yılı uzaklıkta ve kuğu takım yıldızında bulunuyor. Kepler 452b’yi dünyamızın daha yaşlı ve daha büyük bir kuzeni olarak hayal edebiliriz diyor Jon Jenkins. Kepler, öte yandan 11 olası gezegen daha buldu. İsrail’deki 23.000 yıllık bir yerleşmeyi inceleyen bilim insanları, burada yaşayanların o tarihlerde ilk tarım üretim denemeleri yaptıklarını saptadı. Üstelik burada sadece yabani tahıl değil ve yabani otlara ait kalıntılar da bulunmuş. (Plos One). Arkeolojik verilere göre tarımın başlangıcı Neolitik devirde yaklaşık 12.000 yıl önce başladı. O tarihlerde, Doğu Akdeniz’den İran körfezine kadar uzanan “Bereketli Hilal” bölgesinde avcı ve toplayıcılar yavaş yavaş yerleşik yaşama geçti ve bitkileri ekip biçmeye başladı. İsrail’deki Bar Ilan Üniversitesi’nde Ehud Weiss ve ekibi ise, Taberiye gölündeki Ohalo II yerleşmesindeki insanların 23 bin yıl önce tahılı kültüre almaya denediklerini gösterdi. Ohalo II, daha sonraları su altında Yaşanılabilir alanları, yıldızlarının etrafında döndüğü için bunlar da dünya dışı yaşam için adaylar olabilir. İsrail’de tarımın en eski izleri kalmış. Yerleşme, gölden çekilen su ve bazı kuraklık dönemlerine bağlı olarak su seviyesi iyice düşünce 1989’da bazı kulübeler, bitkisel ve hayvansal kalıntılar, aletler, boncuklar ve ahşap nesneler ortaya çıkmış. Kalıntılar gölün tortulları altında dış etkenlerden zarar görmedikleri için çok iyi korunagelmişler. Bitkiler arasında yulaf ve arpanın yabani türleri ve Emmer buğdayı bulunmuş. Tahıl ekilmiş ve taneleri taş aletler ve bir öğütme taşındaki izlerden anlaşıldığı gibi işlenmiş. Bu tahılların ortalamanın üzerinde bulunması, başaklarda değişimlere neden olmuş ki araştırmacılar bunu uzun vadeli kültüre almaya bağlıyor. “Protootlar”dan 13 farklı tür bulunmuş ve bunların yenilebilir kısımları olduğu için de insanların bu bitkilerden bazılarını yemek için topladıkları sanılıyor. Tamamen gelişmiş bir tarımdan önce insanlar tarım hakkındaki temel bilgileri biliyor ve planlı olarak hareket ediyorlardı. Weiss: “Uygarlığın beşiğindeki kanıtlar atalarımızın sanılandan çok daha zeki ve becerikli olduklarını gösteriyor. Asıl tarım çok daha sonra gelişmiş olmasına rağmen denemeler çok önceleri başlamış.” değişimini beraberinde getirerek sonun başlangıcı oldu ama insan son darbeyi indirdi.” Mamutlar binlerce yıl yaşadıktan sonra 11.000 yıl kadar önce dünya sahnesinden silinmişlerdi. Bu yok oluşun iklim dönüşümüyle ilgili olduğu uzun süredir tahmin ediliyordu. Yeni bir inceleme bu tahmini kanıtladı. Bir araştırmaya göre geçmişte Mamutun ölümü sıcaktan ani iklim ısınmaları dünyamızdaki büyük hayvanların toplu ölümlerinde hep önemli bir rol oynadı (Science). Araştırmacılar kısa ve ani ısınmaların toplu ölümlerin tarihi ile örtüştüğünü saptadı. Oysa bilim insanları bugüne dek hayvanların son soğuk dönemde yok olduklarını kabul ediyordu. Fakat son bilgilere göre çok soğuk dönemlerde böyle bir bağlantı bulunmuyor. Ani ısınmanın iklim üzerinde önemli bir etkisi olmuş. Dünya genelindeki yağışlar ve bitki örtüsü motifi değişmiş diye açıklıyor Alan Cooper. Fakat insanların etkisi de mamutların ölümünde önemli bir faktör. Bu büyük hayvan türlerinin tükenmesinde insanların önemli bir rol oynadıkları kesin diyor Chris Turney. “Ani ısınma gerçi olağanüstü çevre sine bağlı olarak geliştiğini saptamışlar. Ocaktaki karbonmonoksit ve hidrokarbon oranı arttığında köylerdeki oksijen miktarı düşüyor diyor Kazakistan başkan yardımcısı Berdybek Saparbayev Daily Mail gazetesinde. Fakat bu açıklama tüm bilim insanlarını tatmin etmedi. En azından söz konusu karbonmonoksitin kökeni olduğunda. Ocak kapalıysa, yanmayla ortaya çıkan gaz nasıl oluşuyor? Ve bu kadar çok gaz birden bire nasıl dışarı sızabiliyor? Wired dergisine konuşan ABD’li maden güvenliği uzmanı Robert Ferriter ise, tehlikeli gazların havadar olmayan yerde sıkışıp kalmaları mümkün. Ama gazın Kalaçi’ye gidebilmesi için çok uzun bir mesafe katetmesi gerekiyor ki sonunda gazın yoğunluğu bu tür sorunlar yaratacak kadar yüksek olmaz diyor. Kazakistan başkan yardımcısı ise söz konusu köylerdeki karbondioksit miktarının normalden on misli yüksek olduğunu söylüyor. Sıtmaya karşı ilk aşı umudu Kazakistan köylerindeki uyku hastalığının sebebi ne? Kazakistan’ın kuzeyindeki Kalaçi köyündeki insanlar esrarengiz bir hastalığı yakalandı. Köy halkı ister evde ya da eve dönüş yolunda aniden derin bir uykuya dalıyor ve altı gün kadar uyuyor. Uyandıktan sonra genelde hiç kimse bir şey hatırlamıyor, bazıları ise halüsinasyonlardan ve baş ağrılarından şikayet ediyor. Mart 2013’ten beri iki köyde devam eden bu hastalık 150’den fazla kişide görülmüş. Doktorlar bu tuhaf hastalıktan ilk başta sahte votkayı sorumlu tutmuşlardı. Fakat hastalık iyice yayılmaya başlayınca “bilinmeyen bir beyin hastalığı’ndan söz etmeye başladılar. Birçok kişi Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra kapanan uranyum ocaklarından kuşkulanmıştı. Kazakistan hükümeti, hastalıktan uranyum ocakları sorumlu, diyor. Bilim insanları hastalığın havadaki yüksek karbonmonoksit ve hidrokarbon seviye Tahminlere göre her yıl 600.000 kadar insan sıtma yüzünden yaşamını yitiriyor. Ama şimdi bir umut var: Avrupa’daki ilaç şirketi (Ema) dünya genelinde ilk sıtma aşısı olarak Mosquirix maddesini önerdi. Bu da onay için önemli bir adım. Ema’nın tahminine göre gerçi Mosquirix’in etkisi sınırlı ama avantajları risklerinden fazla. GlaxoSmithKline (GSK) şefi Andrew Witty, sıtmaya karşı nihai bir yanıt olmasa da hastalığı kontrol altına almaya yardımcı olacak “çok önemli bir katkıdan” söz ediyor. Dünya genelinde iki kişiden biri sıtma riski bölgesinde yaşıyor, ama ölüm vakaları genelde Afrika’da. Dünya Sağlık Organizasyonu’nun verilerine göre her dakika başı bir çocuk sıtma yüzünden yaşamını yitiriyor. Ülkemizde daha çok Güneydoğu Anadolu ve Çukurova bölgesinde görülen sıtma yüzünden son verilere (2013) göre 285 sıtma vakası oldu ve üç kişi hayatını kaybetti... Aşı maddesi 2009 yılından bu yana 7 Afrika ülkesinde test ediliyor. Sonuçlara göre aşının koruma etkisi yüzde 2636 arasında. Gerçi bu pek tatminkar değil ama en azından yüz yıllık araştırmanın ardından bulunanın en iyisi. Şimdiye kadarki aşı önerilerinden sadece sıfır etki veya zararlı etki el edilmişti. Bununla birlikte Mosquirix’in etkisi bir yıl sonra iyice azalıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle