Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 Bilim ve Düşünce Tarihi CBT 1481/ 7 Ağustos 2015 Şinasi ve Cumhuriyet Ülkemizde cumhuriyet fikrinin ilk filizlerini, Şinasi’nin 1860 yılında Tercümanı Ahval gazetesinin birinci sayısına yazdığı önsözde görüyoruz. OOOF OFF LİNE Tanol Türkoğlu tanolturkoglu@gmail.com Osman Bahadır bahadirosman@hotmail.com Şinasi (18261871), Tanzimat döneminde ortaya çıkan modernleşme sorununa çözüm bulmaya çalışan ilk yazardır. Çok yönlü çalışmalarıyla kendisinden sonraki kuşakları çok büyük ölçüde etkilemiştir. Namık Kemal, kendisinin yeni edebiyatın yaratıcısı olarak gösterilmesine karşı çıkarak, Şinasi’nin özellikle Tasviri Efkâr gazetesi aracılığıyla basın özgürlüğünün ve edebiyatımızın gelişmesine önderlik ettiğini söyler. Abdülhak Hamit (Tarhan), yeni edebiyatın biçim kazanmasının öncülüğünü Namık Kemal’e verirken, Namık Kemal de, Hamit’e yazdığı bir mektupta, “Ben durmaksızın Şinasi’yi anacağım; sen de Kemal’i anarsın” demiştir. Ahmet Mithat Efendi ise şunları söylüyordu: “Şinasi düzyazılarında iç uyakları kaldırıp onların görevini sıfıra indirmiştir. Böylece sözcükleri parçalamış olduğu gibi tümceleri de bölük bölük ayırıp böylece dilimizi oldukça genelleştirmiştir. Bundan sonradır ki, birçoklarımızın eli kalem tutar olmuştur.” Ebuziyya Tevfik ise benzer bir yargıyla, “Şinasi’nin etkisiyledir ki, günümüzde, yazı yazma gücü olanlar düşündüklerini yazabiliyor, yazdıklarını okuyanlara beğendirebiliyor. Bu nedenle hepimiz Şinasi’nin tinsel çocukları sayılırız” demiştir. Halit Ziya Uşaklıgil de, Şinasi için “çağına göre aşırı bir yenilikçi oldu” demişti. Enver Ziya Karal da Şinasi için genel değerlendirmesini şöyle yapmaktadır: “Kanun hükümranlığına dayalı yeni bir hukuk devletinin gerçek teminatı, Garplı fikirlerin edebiyat ve sanat çalışmalarına aksettirilmek suretiyle yapılması idi. Fakat Garbı anlayan münevverler ortada yoktu. Daha doğrusu bir kişi vardı. O da Şinasi idi. Şinasi, Mustafa Reşit Paşa’nın kanunlara koyduğu Garplı mefhum ve manaları edebiyata aktarmakta tereddüt göstermedi. (...) Şinasi, medeniyet telakkisi bakımından Garpçı, devlet anlayışı yönünden kanuncu, hükümet idaresi anlayışı itibariyle halkçıdır. Aklın hakimiyetini devlet idaresinde dogmatik inançlara üstün tuttuğu için de inkılapçı ve laiktir; hayatında fikirlerine gösterdiği samimi bağlılık ve bu fikirlerini yaymak için yaptığı çalışmalarla Garpçı bir aydındır”. ŞİNASİ’NİN TARİHSEL ETKİLERİ Şinasi, ülkemizdeki modernleşmenin, sekülerleşmenin, uluslaşmanın ilk ve en büyük öncülerinden biridir. Öncelikle şiirde ve düzyazıda sadeleşmeye ve halkın anlayacağı bir dilin yaratılmasına kendi eserleriyle yol açmıştır. Halkı aydınlatmak amacıyla gazete çıkartmıştır (Agâh Efendi ile Tercümanı Ahval ve kendisinin yayınladığı Tasviri Efkâr gazetesi). Bu bakımdan ülkemiz gazeteciliğinin de öncülerindendir. Akla önem vererek Osmanlı toplumunda yerleşmiş bazı dogmaları yıkmaya çalışmıştır. Bir eleştirel gerçekçilik örneği olarak ilk yerli tiyatro eserini yaratmıştır (Şair Evlenmesi). Bu anlamda ülkemiz tiyatroculuğunun da öncüleri arasında sayılmaktadır. Ulusların bağımsızlığına da büyük önem veren Şinasi, Rus egemenliğindeki bazı halkların ulusal bağımsızlıklarını destekleyen yazılar yazmıştır. Toplumların özgürlüğüne kavuşması onun en büyük tutkuları arasındadır. Tanzimat’ın yasallığını, Padişah’a kafa tutabilecek bir cesaretle şu sözlerle selamlayabilmiştir: “Ettin azad bizi olmuş iken zulme esir Cahilliğimiz sanki idi kendimize bir zincir, Bir azad ettirici belgedir insana senin kanunun Bildirir haddini Sultan’a senin kanunun”. Tercümanı Ahval, Türkçe ilk siyaset ve düşünce gazetesidir. Şinasi’nin Agah Efendi ile birlikte çıkardığı bu gazetenin 22 Ekim 1860 tarihli birinci sayısına Şinasi’nin yazmış olduğu önsöz de bu gazetenin ve yayıncılarının temel görüşlerinin anlaşılması bakımından önemlidir. Bu önsözde başka şeylerin yanı sıra Şinasi şunları söylüyordu: “Değil mi ki, bir toplulukta yaşayan halk, bunca yasal görevlerle yükümlüdür; elbette ki, söz ve yazı ile yurdunun çıkarları hakkındaki düşüncelerini bildirmeyi kazanılmış haklarından sayar”. Bu sözlerde cumhuriyet yönetim sisteminin temel fikirlerinden birini buluyoruz. Görevlerle yükümlü olan halkların aynı zamanda vazgeçilmez temel hakları da bulunmaktadır. Vatandaşların oylarıyla seçilmiş bir yönetim fikrine Şinasi’de henüz rastlanmamakla birlikte, asırlarca kul mertebesinde görülmüş bir halkın kazanılmış haklarını öne sürmesi, ondaki henüz kapsamlı bir nitelik kazanmamış cumhuriyet fikrinin filizleri olarak değerlendirilebilir. Şinasi’nin çok takdir ettiği ve her zaman yardımlarını gördüğü Mustafa Reşit Paşa da elbette büyük bir yenilikçi olmakla birlikte, Tanzimat’ın özgürleştirici hükümlerinin teminatı olarak Padişah’ın bu hükümlere uyacağı konusunda ettiği yeminden başka bir garanti aramamış ve düşünmemiştir. Halk düşüncesi ve tutumu fikrini ilk kez Şinasi’de görebiliyoruz. Bu nedenle onun bu fikirlerini bir başlangıç noktası olarak alırsak, ülkemizde cumhuriyet fikrinin filizlerinin doğuşu ile Cumhuriyetin kuruluşunun ilanı arasında geçen 63 yıllık bir süreden söz etmemiz gerekir. İnternet hakkında söylenenler İşte farklı dünyalardaki kişilerin internet ile ilgili sözleri, tespitler. “Internet gençler için hem bir nimet hem de bir lanettir” – J.K.Rowling “Reklamın geleceği internettir” – Bill Gates “Internet ve sosyal medyanın tehlike bir yanı var; bilginin, daha çok bilginin yeterli olması ve düşünmeye gerek olmaması iması” – Edward de Bono “Bizler henüz internet devriminin ilk gününün ilk dakikalarındayız” – Scott Cook “İnsanların interneti başka bir dünya olarak algıladıkları zamanlar oldu; artık bu dünyada kullandığımız bir araç olduğunu anladılar” – Tim Berners Lee “Internet ve sosyal ağlar yeni Bob Dylan’ların doğacağı yerler olacak” – Jon Bon Jovi “Google işten öte bir şey, bir inanç sistemidir. Ve bizim tutkuyla inandığımız şey açık internet modelidir” – Eric Schmidt “Internet ulusal sınır tanımaz” – Alan Dershowitz “İnsanlar özel hayatları hakkında pek konuşkan değildir; ama internete girince çok daha açık olurlar” – Paulo Coelho “Internetin problemi sana herşeyi veriyor olması – güvenilir ya da çılgın malzemeleri. Böylece problem şudur : Bu ikisini birbirinden nasıl ayırt edeceksin” – Umberto Eco “Internetle ilgili büyük bir problemim var : Yalancılarla dolu” – John Lydon “Bilgisayarların ve internetin yayılmasıyla çalışanlar iki gruba ayrılacak: Bilgisayara ne yapması gerektiği direktifini verenler, bilgisayardan ne yapması gerektiği direktifini alanlar” – Marc Andreessen “Internet, [kovboy filmlerindeki] vahşi batı gibi; kuralı yok” – Steven Wright “Sanırım internet bizi daha kaba yaptı” – Rick Warren “Interneti kontrol etmememiz gerektiğini düşünüyorum” – Vladimir Putin “İnternet kibirli hale gelmiş bir telefon sistemidir” – Clifford Stoll “Internet herşeyi biraz daha az gizemli yapmakta” – Maria Bamford “Araştırma yapmak açısından internet paha biçilmez bir araçtır” – Noam Chomsky “Internet her zaman bir sihirli kutu olmuştur ve hep öyle kalacaktır” – Marc Andreessen “Internet herkesin ona erişebildiği yerlerde yaşar” – Vint Cerf