25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

14 CBT 1481/ 7 Ağustos 2015 Tarım TARIMDA ÇIKMAZDAYIZ 3 Baklagillerde ekim alanı ve üretim azalıyor Bu yazıda baklagillerin üretim ve ekim alanında meydana gelen gelişmeler çözümlendikten sonra, Türkiye’nin tahıl ve diğer bitkisel ürünlerde net ithalatçı olduğu ortaya konuyor ve tekil ürünlere ilişkin dış ticaret değerleri üzerinde duruluyor. Çalışmanın sonunda ise tespitlere ve çözüm önerilerine yer veriliyor. gösteren Tablo 2 incelendiğinde, Türkiye’nin ikibinli yıllarda hızlanan bir biçimde net ithalatçı olduğu görülüyor. Örneğin, 2000 yılında yaklaşık 638 milyon dolar düzeyinde gerçekleşen net ithalat değerinin 2014 yılında 6 milyar doları aştığı izleniyor. Bayram Ali Eşiyok S eçilmiş baklagillerde ekim alanını ve üretim miktarını veren Tablo 1 incelendiğinde, gerek ekim alanında ve gerekse de üretim miktarında belirgin bir aşınma izleniyor. 2002 yılında 4,2 milyon dekarda kırmızı mercimek ekimi gerçekleştirilirken, 2014 yılında 2,3 milyon dekara düşüyor. Azalış 1,9 milyon dekar. Kırmızı mercimek ekim alanında gözlenen düşüş üretimi de olumsuz etkiliyor. 2002 yılında 0,5 milyon ton olan kırmızı mercimek üretimi 2014 yılında 0,3 milyon tona geriliyor. Başka bir ifadeyle, 20022014 yılları arasında kırmızı mercimek üretiminin 0,2 milyon ton düştüğü anlaşılıyor. Baklagiller arasında gerek ekim alanı ve gerekse de üretim miktarı düşen diğer bir ürünün de nohut olduğu görülüyor. 2002 yılında nohut için ayrılan ekim alanı 6,6 milyon dekar iken, 2014 yılında 3,9 milyon dekara düştüğü görülüyor. Başka bir ifadeyle, 20022014 yılları arasında ekim alanı 2,7 milyon dekar azalıyor. Ekim alanında gözlenen düşüş üretimi de olumsuz etkiliyor. 2002 yılında 0,7 milyon ton olan nohut üretimi 2014 yılında 0,5 milyon tona (yaklaşık 500 bin tona) düşüyor. Tabloda yer alan baklagiller arasında ekim alanı en fazla düşen ürün olarak kuru fasulye öne çıkıyor. 2002’de yaklaşık 1,8 milyon dekarda kuru fasulye ekimi yapılırken, 2014 yılına gelindiğinde ekim alanı yarı yarıya azalarak 0,9 milyon dekar olarak gerçekleşiyor. Ekim alanındaki düşüş üretimi de etkiliyor, 2002 yılında yaklaşık 0,3 milyon ton olan kuru fasulye üretimi 2014 yılında 0,2 milyon tona (200 bin tona) geriliyor. Baklagillerin ekim ve üretiminde meydana gelen aşınma tablonun ilk sütununda gösterilen toplam değerler izlenerek de görülebilir. Buna göre 2002 yılında yaklaşık 13,6 milyon dekarda baklagiller ekimi yapılırken, 6,2 milyon dekar aşınarak 2014 yılında 7,4 milyon dekara geriliyor. Ekim alanında gözlenen düşüş üretim miktarını da önemli ölçüde aşındırıyor ve 2002 yılında 1,5 milyon ton olan kuru baklagiller üretimi 2014 yılında 1 milyon tona geriliyor. Türkiye tarımının nasıl ithalata bağımlı hale geldiği, tekil ürünlere ilişkin ihracat, ithalat ve dış ticaret denge değerleri izlenerek de görülebilir (bkz.Tablo 3). SONUÇ VE ÖNERİLER 20022014 yılları arasında toplam tarım alanı 2,636 bin hektar (yaklaşık 2,6 milyon hektar) azalıyor. Azalış %6.4. 1980’li yıllardan günümüze uygulanan politikalar sonucunda Türkiye tarımının en temel ürünlerinin başında gelen buğday büyük bir açmazla karşı karşıya. Türkiye`de 2002 yılında 93 milyon dekar olan buğday ekim alanı 2014’te 79,2 milyon dekara düşmüş durumda. Üretimde ise büyük bir durağanlık izleniyor. 2002 19,5 milyon ton olan buğday üretimi 2014 yılında 19 milyon tona geriliyor. Türkiye bu geleneksel üründe de net ithalatçı. Son yıllarda baklagillerin hem ekim alanında hem de üretim alanında dramatik aşınma izleniyor. Türkiye Mısır, Etiyopya, Bangladeş, Çin’den kuru fasulye, Kanada’dan nohut ve yeşil mercimek ithal ediyor. Türkiye`de yağlı tohumlar arasında en yüksek ekim alanına ve üretim miktarına sahip olan ayçiçeğinin 2002’de 5,5 milyon dekar olan ekim alanı 2014 yılında 6,6 milyon dekara yükseliyor. Kuru veya sulu koşullarda üretme olanağının olmasına karşın ayçiçeği ekim ve üretim miktarında önemli artışlar gerçekleşmiyor. Kısaca, endüstriyel ürünler arasında yer alan tütün ve pamukta; nohut, kuru fasulye ve mercimek gibi kuru baklagillerde, patates ve kuru soğan gibi yumru bitkilerin üretimlerinin gerilediği anlaşılıyor. Mısır, pirinç ve ayçiçeğinde ise artışlar izleniyor. Türkiye tarımında yaşanan ve giderek dramatik boyutlara varan sorunların aşılmasının ancak yeni bir tarım stratejisi ile mümkün olacağını özellikle vurgulamak gerekiyor. Bu bağlamda; * Öncellikle tarımsal verimliliği artıracak önlemlerin alınması büyük önem taşıyor. Özellikle hububat üretim maliyeti içerisinde kimyevi gübrenin payının yüksek olması nedeniyle başta gübre olmak üzere diğer girdilerde (mazot, ilaç, elektrik vs) üretici desteklenmeli. * Tarımda üretici örgütlenmesi son derece zayıftır, bu durum üreticinin pazarlık gücünü yok ediyor. Küçük üreticilerin kooperatifleşmelerini özendirecek yasal ve kurumsal yapılanmaya büyük ihtiyaç var. * Destekleme alımlarının ve tarıma yönelik sübvansiyonların artırılması gerekiyor. * Arazilerin parçalanmasının önlenmesi yanında küçük ve aile işletmelerine dayalı üretimin yarattığı sorunların çözülmesi gerekiyor. Bu bağlamda Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu son derece önemli. * Diğer sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de eğitim büyük önem taşıyor. TAHIL VE DİĞER BİTKİSEL ÜRÜNLERDE NET İTHALATÇI Türkiye’de 1980’lerden itibaren uygulanan neoliberal politikalar sonucunda tarım sektörünün büyük bir açmazla karşılaştığını belirtmek gerekiyor. Türkiye artık birçok geleneksel üründe net ithalatçı konuma gelmiş durumda. Tahıl ve başka yerde sınıflandırılmamış bitkisel ürünlere ilişkin ihracat, ithalat ve dış ticaret dengesini (DTD)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle